Bir kandilde yanar,
Bir dilde yanarız.
Bir çölde donar,
Bir sahilde yanarız.
Sır sarılır, esrar olur,
Sızlar yolda, sızar kalırız.
Yâre gider, hâr olur,
A hü zâra kızar kalırız.
Sebil susar yanımızda,
Bir pusar kalırız.
Yâra izi, Yâr izidir,
Gün gider, yarınlar kalırız.
Mum titrer hanemizde,
Yanar fitil, su’sar kalırız.
İki biter, bir kalır,
Yandıkça sus’ar kalırız.
Sus deme, neyhanemizde!
Han sahibiyle coşar kalırız.
Kuşluk vakti, kadeh elde,
Telaş ile koşar kalırız.
Ney kim, neyzen kim?
Halimize şaşar kalırız.
Mahal biter, hal kalır,
İnsan biter, beşer kalırız.
Susarak yaşar, sustukça yaşar
Susadıkça taşar kalırız.
Aşkın el kitabı olmaz bilir de,
Yazdıkça yazar, naçar kalırız.
Öyledir yolculuk…
Yolda ışık var, sarmaşık var,
Yol var, yolcu var, hancı var.
Yaşarken susar, taşarken yazarız.
Âdem, Havva ile kendinden oldu.
Aşk ile Cennetten oldu.
Cennet, Aşkı yeniden keşfin adıdır.
Ve ona da evyallah demeden yola devam.
Aşk, bir kâlemdir.
Her kalbe ayrı yazar kendini.
Aşk, beşinci iklimdir.
Dört mevsim ayrılıktır.
Ayrılık sancıları ondandır.
Nefesi hissetmediğiz mesafe ayrılık ifadesidir.
Aşk bir haldir, mahal ötesinde.
Aşkın kendi bir vahadır.
Çöldü Aşk, göldü hüzün,
Aşk iklimi böldü,
Bir baharın var, Bir güzün!
Dil'di Aşk,
Diler Aşk, Bil'di Aşk.
Birini yazar, birini siler Aşk.
O nedenle, sürgün'de alınan nefese aşk denir.
Sonra nefes nefese kalır kalp.
Şartlı tahliye günlerinde volta atar.
Aşk'ın “aha!”sı olmaz; eyvallahı dahi olmaz.
O'nunla başladı, O'nda başladı.
Kâh Muhammed oldu, Ah Hatice.
Mecalimiz Ah'a yetti.
Eş anlamlı kelimeler anlamsızdır.
Hasret yerine cehennem gibi.
Ya aşkla dolar ömür, ya aşka dolarız.
Aşk ile kokar, Aşk ile solarız.
Kalbi döndüren kimse, kalbi aşkla olduran da odur.
Aşkın ekseni kendidir; yörüngesince maşuk bilir.
Hayat dahi ölüme akar, Aşkın çekimi onca bellidir.
Mekân durur, zaman durur, dil durur.
Durdukça Aşk, yürüdükçe hüzündür.
Geçen zamanı dünyaya bağlarlar, Onu da durduran Aşktır.
Dönüşün sırrı, dünya değil,
Aşk olsun âlem, önünde eğil!
Ve aslında dünya dahi her vakit ışık almaz.
Dünyanın ötesindedir ışık.
"Dünya dönüyor," derler; onu da döndüren Aşktır.
Aşk'ın tadına varmak isteyen, Önce tuzunu tadar.
Gölgede, karaltıda ışık olmaz.
Onların farkına aşk vardırır.
Sızı’nca anlarsın dünyayı,
Düş’ünce yaşarsın.
Aşk, her zaman gıyabîdir; ondan gıybetini yapan çok olur.
Aşkın haritasını yoldaki işaretler çizer.
Ancak işaretle aşk arayan, yolu şaşırır.
Yoklukla, çokluğun birleştiği noktada yol çatallanır.
Aşkı arayan değil, aşkın aradığı yolcudur.
Dil bir olunca, yol bir olur.
Yola çıkan, yoldan çıkmadıkça,
Vardığı yer menzil olur.