DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Metin BOSNAK
Metin BOSNAK
Giriş Tarihi : 26-04-2022 01:49

Melâmilik

Melâmilik ve  “kime ne?” manifestosu

 

Nerede bir türkü söylenir, orası Türkiye’dir.

Âşık Nesimi’nin o güzel şiirini hemen hepimiz türkü tarzında dinlemişizdir:

“Ben Melâmet hırkasını,

Kendim giydim eğnime,  

Ar ü namus şişesini,  

Taşa çaldım kime ne!”

Bazen yanlışlıkla “melanet” hırkası diye telaffuz edilen Melâmet aslında Türk-İslam inanç geleneğinin önemli yapı taşlarından biridir. Melâmet ekolünün yani Melâmiliğin önemli önderlerinden olan Âşık Nesimi’nin şiiri Melâmeti özetler gibidir. Ve “kime ne?” vurgusu ile Nesimi, bir dindar sivil itaatsizlik tarzını ortaya koymaktadır. Tanrı ve insan arasında zerre kadar da olsa bir aracı vasıta ya da kurum tanımaz o.  Hareket ve tercihlerini “el ne der acaba?” esasına göre tanzim etmez.

Yani…

“Kime ne?”  Melâmilikte bir protesto, bir manifesto, bir başkaldırıdır.

Maalesef Melâmilik hakkında yazılan fazla bir şey olmamıştır. Nedenleri arasında bu ekolün “aşkın” tarzını fazlaca taşkın bulan gelenek kadar, Melâmiliğin kendini anlatmak yerine Melâmeti yaşama mantığı da önemli bir etken olmuştur. Dahası, bizzat Melâmet kendini kötü göstermek için özel çaba harcamıştır. Dolayısıyla, halk nazarında kötü “şöhret” edinmeleri Melâmiliğin şiarındandır. Hesabını kula veya kuruma değil, Tanrı’ya verir Melami.

Melâmiliğe dair en uzun ömürlü eseri Abdulbaki Gölpınarlı yazmıştır. Melâmilik ve Melâmiler yayınlanmasının üzerinden yarım asırdan fazla zaman geçmesine rağmen hâlâ konusundaki temel referans kitap olmaya devam etmektedir.  Mevlevi seması nasıl ki bir gösteri değil, ritüel ise, Gölpınarlı için de Melâmilik araştırma konusu değil bizzat inandığı, takipçisi olduğu ekolü ifade etmektedir.  Yani onun yaşam felsefesi ve hayat tarzını…

Gölpınarlı daha önceden Mevlana’nın bütün eserlerini Türkçeye çevirmişti. Rumi'ye de her şeyiyle bağlıydı, “hilafet” ve “destar” sahibi bir Mevlevi’ydi. Ancak Melâmilik onun için bambaşka bir değerdi, hücrelerinde hissettiği bir hayat imlâsı. Nitekim o Melâmiliğin bir tarikat değil, bir yaşam biçimi olduğunu söylerdi hep. İşte bu nedenledir ki, Gölpınarlı mezar taşının "bî ser-u pâ" --başsız ayaksız-- bir Melâmi taşı olmasını istemiş, inancını hayatının sonrasına da aktarmak istemiştir.

Ah, Melâmet, ah!

Sen bir “yol” musun?

Evet ve fakat hayır!

Nasıl mı?

Önce yola bakalım…

Mevlana Mesnevi’sinde şöyle der: “Şeriat muma benzer. Yol gösterir ki ele mum almadan, yol alınmaz. Ele mum alıp yola düştüğünde, yoldaki bu gidişin, yürüyüşün tarikattır.” Ve devam eder. Gideceğin yere varıp, amacına ulaştın mı, bu da hakikattir. Bunun için demişler ki, hakikatler meydana çıktı mı, yollar biter!”

Öte yandan, büyük düşünür Muhyiddini Arabî: “Hakk’ı yollarda arama, çünkü ortada O’na giden bir yol yoktur” diyor. İşte, Melâmilik yoldaki seyirde bir menzilden diğerine gidişi görür. Bir yerde var olunca diğerinde olmamak insana göredir. Her “yola çıkış” aslında bir yoldan çıkıştır. Yolun başı ile sonu iki ayrı menzildir. Evrenin kendi tamamen “yol” olduğuna göre, neden tarikat yani yol olmalıdır ki?

Nitekim Melâmilik yolların bittiği, başka bir deyişle, Allah ile kul arasındaki yolların, uzaklıkların, mesafelerin hiçbir zaman var olmadığına inanır. Fiziki âlemde yol aslında bir bütünden koparılan ve imtiyaz tanınan bir küçük alanı ifade eder. Ayrıca, Allah’ı aramak zaten zımnen onu yitirmişliğe delalet eder. Bu durum hava almak için evin dışına, sokağa çıkmak gibi bir şeydir. Hâlbuki hava her yerdedir.

Melâmilik bu anlamda  “tasavvuf ehline”  karşı çıkmanın adıdır. Gelenekteki yozlaşmalar arttıkça, geleneğin diğer damarının şahlanmasını, siygaya çekme gücünü ifade eder. Bireysel ve kurumsal kutsallıkların ve dini hiyerarşinin doğurduğu bir dini yorumdur. Melâmiler, kulca ululuktan, ululanmaktan, dava vehimlerinden, kendini göstermekten, halkın sevgi ve saygısını kazanmak çabalarından şiddetle kaçar.

Öylesine ki…

Melâmilikte “keramet” bile insana benlik verdiği için erkeğin “hayız görmesi” olarak algılanmıştır. Kendini herkesten aşağı, herkesi kendinden üstün gören, giyim-kuşam özelliğiyle, tekkeden, vakıftan hazır yemekle, zikirle, vecde gelip çığlık atarak kendisini göstermeye çalışmayan, halktan hiçbir suretle ayrılmayan, kazancıyla geçinen” kesimlerin aksine, iç yüzden Hak'la, dış yüzden halkla beraber olan, hatta halkın saygısını, sevgisini bir “kayıt” bildiğinden, ibadetlerini bile gizleyen, buna karşılık, onların “kınamasından ürkmeyen, hatta “halka kendisini kötü gösteren kişidir" Melâmi.

Melâmilik kınanmanın, ayıplanmanın tiryakisidir. Kınanmak Melâmi’yi sevindirir. İltifat edene iyi bakmaz Melâmi, “bozulur”. Bütün iltifatlar, övgüler Allah’a aittir çünkü. “Şeyhe” bile şehla bakar Melâmi. “Şehlasın!” diyene müteşekkir olur! Freud’un insanlarda önemli gördüğü “takdir görme” duyusu ondan alınmıştır. O nedenle “Be hey kör kadı!” demekten çekinmez Melâmi.

Melâmiler tarihte ve özellikle Osmanlı'nın son dönemlerinde tarikatlar ve hurafeci - durağan dini bakış açısına sahip din adamlarına karşı mücadele içinde olmuşlardır. Örneğin, Niyaz-i Mısrî bu yüzden sürgün edilmiştir. Dolayısıyla, Melâmilik bir tarikat değil; Kur'an merkezli, dinamik bir bakış açısı ve duruş olarak öne çıkan bir yaklaşım tarzıdır. Kurumsal olmayan tasavvufu İslam'ın "Batın (iç)" kısmı ve derinliği olarak kabul ederler. Dinin zahiri (dış) emir ve yasaklarını "eksiksiz" ve "fazlasız" dosdoğru yerine getirmekle birlikte "Kâmil" insan olmak için her zaman ve her yerde Allah'ı zikretmek ve özellikle Allah'ın varlığı ve birliği ile ilgili itikadî konularda derin bilgi sahibi olmak gerektiğine inanırlar. Melâmi’ye göre tasavvuf, bu açıdan İslam tarihinin sonraki yüzyıllarında ortaya çıkmış bir felsefi ekol değil, İslam'ın özünde keşfedilmeyi bekleyen "gizli bir hazine"dir.

Melâmilik, tarikat ve cemaatlerden farklı olarak belli bir kişinin kurduğu ve o kişinin adıyla anılan bir kurumsal komünal yapı değil, yaratılış amacının zirvesi olan gerçek kulluğun ne olduğunu anlama ve böylece kâmil (olgun) insan olma niteliğidir. Mürşitlerinden keramet veya doğaüstü güçlere sahip olmasını beklemezler. Onlara göre Mürşit sadece nefes almayı, nefesin gereğini işaret eder. Nefes almak sorumluluğu öğrenciye (müride) aittir. Bireyseldir, düsturları vardır, desturu yoktur.

Melâmilik, Allah'ın her kişiye yakın olduğunu ve kişiyle Allah arasına Mürşit de dâhil kimsenin giremeyeceğini savunmuştur. Mürşit ne kadar bilgin ve erdemli olursa olsun, o da diğer insanlar gibi kuldur ve kula ait niteliklerle anılması gerekir. Mürşitlerinden ders ve sohbet şeklinde tahsil ettikleri ilim ve tavsiyelerinin ötesinde bir beklentiye sahip olmadan; Hidayet, Şefaat, Himmet, Tövbe gibi isteklerin yalnız Allah'a arz edilmesi gerektiğini savunurlar. Bu ilmin öğretmenleri de öğrencilerinden asla maddi bir karşılık talep etmemişlerdir.

Ve Melami “O Yâr ile Hoştur!”

Bu “devirde” Melâmiliğin işi ne mi?

Kime ne?

 

NELER SÖYLENDİ?
@
Metin BOSNAK

Metin BOSNAK

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA