Efkâr ve Herzeler
Amerika'ya gol atan bir tek Cem Uzan oldu sanırım; gerisi tek kale maçlar serisi.
Zenginlere acımak lazım; burada onca vergi, orada onca hesap var.
Batı Cephesinde yeni bir şey yok; aslında Doğu da aynı!
İstikrarı yakaladık; bölgemizde devamlı bir karışıklık var.
Eskiden "Cadı" diye kadın avlarlardı Amerika'da.
Şimdi "cadıyla" politikacı, istihbaratçı avlıyorlar.
Paradigmatik ülkede, pragmatik çözümler...
Meseleye "kadın and siyaset" deseniz de olmuyor.
Çünkü savaş aslında yine "erkekler" arasında.
Kadın sadece pey oluyor.
Dahası, savaş iki en eski meslek arasında geçiyor.
Her örümcek ağı ve kuş yuvasıyla bezenen mağarayı huzur mekânına çeviren cümle: "Sabret, şüphesiz ki Allah sabredenle beraberdir."
Genelleme sakıncalıdır, ama ellerinde imkân olsa, kadınların erkeklerinkinden daha güzel dünya kuracakları kesin. Erkeklerin silahıyla savaşırken erkekleşen kadınlar istisna.
“Oku” diye başlayan, "Abese ve tevella" diye insan ilişkilerini düzenleyen; "üzülme!" diye de dengeleyen bir Allah'ın varlığı harika bir şey!
Kim’semiz yoksa, “kim o?” demek anlamsız.
Mustafa Kutlu cidden iyi bir yazar.
O "Sır" ı yazalı yıllar oldu. Esrarı "sır"da arama dercesine yazdı. Uzun Hikâye, vesselam.
Müzik sektörü olarak "Nostaljiler" tamam, arşivler tamam.
Şimdi sıra siyasi nostalji ve tarih arşivlerinde.
Üniter kimliğimizde sıkıntı yok aslında.
Şimdi Noel gelince, laik-dindar ne güzel de beraber ve AVM’lerde mutlu olarak tüketecekler.
Kimi faturayı Şeytan’a çıkaracak sonra, kimi Kapitalizme.
Kadın sorunu, erkeklere ait bir sorun.
Uzantısı olarak, erkek dünyasında erkekleşen kadınlar da kadınlara hasım oluyor.
Arabasının lastikleriyle yolu kazıtarak “NO” yazan kadını seviyorum.
Yılbaşında eskiden Nesrin Topkapı filan olurdu.
Artık saat gece 12'de bazı gazeteciler, siyasetçiler gözüme çarpıyor.
AVM'ler hakikaten üniter.
Orada federasyon ve ulus-devlet de yok; beynelulus bir pazar işte.
Sorun, cinsler ötesinde toplumsal cinsiyet algımızda.
O da iki tarafıyla da sorunlu.
Bakınca insan değil, cinsiyet görmekte sorun.
Artık "kadından, kadı olur mu?” tartışmasını seküler kardeşlerimiz başlatmalı.
Arkasından Mevlana’dan alıntı gelebilir: “Sanmasınlar yıkıldık. Sanmasınlar çöktük. Bir başka bahar için sadece yaprak döktük.”
HAARP’a filan gerek yok.
Milletimizdeki nefretin enerjisi kendine de başkasına da yeter...
Bundan sonraki gidişatımız: sol sağa, sağ sola kayacak.
"Sosyal adaletçi" Müslüman ve sosyal demokrat Müslümanlar, İslamcılığın ve Kemalizm’in sağlamasını yapacaklar. Molla Kasım’a selam olsun!
"Nostos," nostaljiyi doğuran kelime; "eve dönüş" anlamında.
Bekletmek olmaz, dostlar.
Eyvallah!