Globalizmin tapınaklarında her şey satılıktır.
Tapınakların kendisi de!
Parayla alınan her şeyin yanında bir bedava tanrı…
Hipnoz ile uyanış arasında sadece neyin “uykudan daha hayırlı” olduğuna dair alınamayan bir karar ve o karardaki istikrar, secdedeki huşu ve kıyamdaki vakar, rükûdaki serdengeçti hal. Elif’e mim gibi.
Elektronik kıble göstericiler ile kolaylaşan yön tayini ve fakat seyyarlaşan kıble ile yoldan çıkış.
Kapıkulluğu ve yanaşmalık hissinden uzak; kendi cevheriyle ve birey olarak var olduğunu anlayan ve ifade edenlerin, sadece Rabb’ın terbiyesiyle terbiye olup, ona kulluk eden ve O’nun yazdığı kitabı onun muradınca okuyan; O’nun gerçeğine teslimiyetin, hakiki hürriyetin mihenk taşı olduğunu anlayan; inanmanın gururunu ve hayat boyu her gün inanmanın biteviye bir süreç olduğunun farkında olan, hatası ve sevabıyla var olan, hatasıyla kendisini girdaba sokmayıp sevabıyla kendini göklere çıkarmayan bir uyanış hali olmalı amaç.
Evrenin Müellif ve Sanatkârı haricinde her şey ve herkese dair mükemmellik iddiasını atarak, mükemmel vehmedilenlere takılmadan,
Şeytandan değil, O’ndan korkan,
O’ndan aldığı güçle Şeytana ve Şeytani olana meydan okuyan,
Sadık olması kaydıyla hem fecre hem de onun için zulmete hazır olan,
Trafik canavarı ve günah keçisine dönüşen “nefs” le kavgasına teneffüsle ara verip hakikatin nefasetine kendine bırakan,
En başta zihniyle üretmeyi esas alan ve kendinden utanmayan,
Kendi meşruluğuna önce kendisi inanan,
Aldığı mirasın şuurunda olan,
Ama altında ezilmeyen ve “...aminu” buyruğunu zihninde damıtıp, gönlünde özümseyen, Yüreğine kazıyan ve Kehf’de uyumayı değil, mağaradan çıktıktan sonra parayla uyutulmamayı esas alan bir uyanış.
Uyumakla uyanışın arasında tebdil-i halden öte yeni uyanışın yeni bir uyku hali olmasına izin vermeden bir muttasıl intibah...
İster gece, ister sabah.
Hipnoz, komaya dönmeden!