DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Metin BOSNAK
Metin BOSNAK
Giriş Tarihi : 26-04-2022 01:49

İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ

 

 

Çok çetrefilli zamanlardan geçtiğimize şüphe yok. Hem ülke içinde hem dışarıda olanlara bakacak olursak, şaşkınlıktan dudağımız uçuklayacak halde. Kaos’un her türlüsü bir mühendislik titizliğiyle düzenekler halinde kurgulanıyor. Hem tarih hem hafızalar yap-boz tahtasında döndü.

Eski Yunan’daki sofistlerin inandığı gibi, “neye ikna edersen gerçek odur!” prensipleri hâkim. Belagatin sakladığı bir propaganda ulusal ve küresel siyaseti kuşatmış durumda. “Logos” bitti, “logo”lar kullanıma girdi, coğrafyalar Legolara tahvil edildi. Müslüman coğrafya Tetris blokları gibi. 

Ülkemizde ve kadim coğrafyamızda olanlara anlam vermeye çalışırken, zaten ülke içinde yaşadığımız anlamsızlıklar boynumuzu büküyor. Kavgaların odağında sadece iktidar ve sermaye savaşı var, ancak kavgaların giyindiği kostümler farklı. Bir yandan ülke içindeki kavgada dışarıdan kendine destek bulmaya çalışanlar var; diğer yanda, ülke içindeki çatlakları kendi lehine kullanan küresel sistemin unsurları. Festen serpuşa geçişin tartışmalarını yaparken, sarık fötr şapkasına dönüştü.

Öncelikle Clinton’un dediklerini tahlil edelim. Ortadoğu’da olanların arkasında kim olduğunu saklamak istercesine Clinton’ın, “Türkiye ve Arap Birliği`nin, Suriye hükümeti ve toplumu üzerinde ABD’den daha fazla etkiye sahip” olduğunu ifade etmesi, ülkemiz siyasetinde Truman Doktrininden sonra Truman Show senaryolarına nasıl derinlemesine çekildiğimizi gösteriyor. Son İmparator’lar silsilesi eski Osmanlı coğrafyasında devam ediyor. Sürecin durulması Mançuryalı Aday’ların katkılarıyla doğru orantılı olarak gelişecek.

Her nasılsa, --genelde bilinenin aksine—Türkiye coğrafyasında “ABD’den etkiliymiş.” En basit konularda ve hatta Filistin meselesinde bir araya gelemeyen Arap Birliği en son Suriye konusunda Türkiye ile birlikte Suriye’ye ilişkin karar alabilmiştir! Mavi Marmara meselesinde yaşadıklarımız ortada; ancak, onu unutmamız gerekiyor. İsrail her türlü yaptırımdan muaf ve dokunulmazlığı olan bir ülke. Ufak-tefek iç sıkıntıları olsa da, aleyhinde olan her karar ya beynelmilel örgütlerde veto ediliyor ya da diyelim karar çıkmış olsun İsrail açısından yaptırım zorunluluğu taşımıyor.

Bırakın insan hakları ihlallerini, bırakın Türkiye’den ve dünyadan “özür dileme” konusunu, İsrail parasını aldığı mal ve hizmetleri bile Türkiye’ye sağlamıyor. Bu mevcut durum devam ettikçe İsrail küresel sistemde zayıflamıyor. Aksine, dokunulmazlıkları tescil edilmiş olarak daha da güçlü bir konuma yerleşiyor. Hallaç pamuğu gibi atılan Arap-İslam coğrafyasında yayılma-yerleşme planlarını devam ettiriyor.

Küresel Karadulun bölgemizdeki mühendislik faaliyetleri yoğun ve derin. Tarih, coğrafya ve hatta geleceği değiştirmek için her türlü diplomasi ve propaganda devrede. Anlaşılan, artık Suriye’ye de “demokrasi” getirilmesi gerekiyor. Sonrasında Küresel Karadul belki İran’ın demokratikleşmesi üzerinde duracak. Bölgedeki tarih zaten yağmalandığı için tarihsel sorun zaten kalmadı. Batı’lı müzelerde sergilenen Ortadoğu tarihi, toprağın üstü kadar altına da yeniden yazılıyor. Böylelikle, İsrail’in haritası rahatlarken, küresel enerji şirketleri de geleceği ipotek altına almış olacak. 

Demokrasi demişken, CIA'in Ortadoğu ve Türkiye Masası eski Şefi olarak tanıdığımız Graham E. Fuller, bir ara değişen dünya ve Ortadoğu dengeleri ile ilgili çarpıcı açıklamalar yapmıştı. Fuller’a göre, “Amerika'nın bölgedeki dış politikası çok uzun yıllar içinde başarısızlığa uğradı. ABD Arap-İsrail sorununda dengeli bir rol oynamayı reddetti ve başaramadı, diğer oyuncuların müzakere veya kolaylaştırıcı rol oynamasını engelleyemedi.”

Dahası, Fuller’a göre, “ABD genel olarak bölgede demokratikleşmeyi de desteklemedi. Demokratikleşme retoriği her zaman oradaydı, ama hiçbir zaman gerçekten desteklenmedi. Washington her zaman Amerikan yanlısı rejimleri demokratik rejimlere tercih etti.” Aslında, bu açıklama kısmen doğru. “Demokrasi” yeni tanımıyla bölgeye sunuldu. Yani ABD’de “demokrasiyi” kendi belagati doğrultusunda destekliyor. Beyaz Saray ve Pentagon “demokrasinin” klasik gösterge genetiğiyle oynayarak kendi “kratos” alanına evirdi. Propaganda savaşlarının gizlediği gerçek şu ki, aslında zelzele geçiren ülkelere “demokrasi”nin yani Amerikan destekli darbelerin geldiğidir. Yani bölgenin “özgürleşmek” yerine, eski diktaları gençleştirmek üzerine kurulu düzeni devam ediyor.

İran’a ve Suriye’ye nasıl “demokrasi” gelecek?

İran içindeki mezheplerle uğraşmak zor olduğuna göre, İran’da hem “kadın özgürlük hareketleri” hem de muhtemelen Azeri Türkleri üzerinden etnik ayrıştırmalarla “demokrasi” tohumları ekilecek. “Molla rejiminin” baskıları ve vinçlerde asılan insan figürleri de işlenirse, “nükleer tehlikenin” boyutlarına zeyilname yapılacak ve saldırılar meşruiyet kazacaktır. Eğer Çin ve Rusya çekincelerini dengeleyecek çıkarları elde ederse, İran’a da muhtemel ötesi bir muhakkak saldırı söz konusu. Suriye’ye müdahale gelince, Türkiye’nin bu sürece katılması Suriye yönetiminin zalimlikleri, gayr-ı İslamiliği ve PKK’ya dönem dönem destek vermesi konusu işlenerek olacak.

Yani coğrafyamızda eski siyah-beyaz filmlerin renklendirilmiş sürümleri devrede. Öncelikle hürriyet ve muhtariyet teması vardı; Osmanlıya karşı kullanılan “milli” tezler böyle çıktı. Sonrasında, dini motiflerle desteklenen açık-gizli savaşlar başladı. İslam ateizme karşıydı; Komünizm ateizmdi. O halde, İslam komünizme karşı olmalıydı. Komünist Blokun yayılmasına engel olmak için İslamcılık devreye sokulurken, kapitalizmin önü açıldı. Arada İslamcılık sosyalizme yakın tonlarda, emperyalizm karşıtı dinamiklerle de birleşti. Hatta bu süreçte “milli” olan unsurlar biraz da desteklendi. “Millet” kavramı “ümmet” anlamından koparılırken, Müslüman milletleri ortak medeniyet ve geçmişleri toplumsal bilinçaltında parçalandı.

Egemenlik Osmanlı’dan bağımsızlığı, ondan hürriyeti almayı amaçlıyordu. Ümmetten milletlere giden yol böyle açıldı. Millet, dinden bağımsızlaşarak İslam öncesi “milli” kültürlere dönüşe işaret etti. Öte yandan, Batılılaşma ya da modernite ile seküler milliyetçilik mahalli kaynakların devletleştirmesi ya da millileştirilmesi engelini çıkarınca, eski ümmet coğrafyasında birbiri ardına darbeler peyda etti. CIA doğrudan devredeydi. O halde, millet ve vatan kavramlarının yeni aşamasında mahalli aidiyet ya da mensubiyetlerden soyutlanması gerekiyordu. Ümmetin ateizm karşıtlığı, komünizme karşı tampon olacak Yeşil Kuşağa dönüştü. Nasılsa Doğu’da, Batı’da Allah’ındı ve İslam “küresel” bir dindi. Birinci aşamada modernize edilen İslam ikinci aşamada küreselleşmeye itildi.

Ancak İsrail’in bölgedeki varlığı ve İslamcılığın anti-İsrail ve anti-Batı tavra dönüşmesi, İran’da patlak veren “İslam devrimi,” petrolün bir dönem “petrol ambargosu” ile Batı’ya karşı etkili bir silaha dönüşmesi yeni endişeleri tetikledi. SSCB’nin dağılması da Yeşil Kuşağın hedefini değiştirdi. O halde, biriken ve artık Kolonizasyon karşıtı ideolojiye dönüşen İslamcılığın kendisi dönüştürülmeliydi. Öte yandan, kapitalizm de düşmansız yaşayamazdı. 

Medeniyetlerin Çatışması Karadulun varlığını idame ettirmek için gerekliydi. Önce ülke bazında ümmet coğrafyası hedefe konuldu: Irak, Afganistan, Pakistan savaş, katliam ve politik şiddet maruz kaldı. Ancak bu da Ümmet’in çoğunluğunda yeni İsrail ve Batı, hassaten Amerika karşıtlığına dönüştü. Bernard Lewis’in What Went Wrong? diye sorması bu şaşkınlık neticesi oldu. Lewis Batı adına günah çıkarır tarzda, hem de zımnen nasıl olup da “köle”nin efendisine tam olarak ram olmadığı sorusunun cevabını arıyordu. Bir şekilde Batılılaşma ya da modernite akamete uğramıştı.

Üstelik tam da Politik İslam'ın Sonu’nun yazılması ile Tarihin Sonu ve Son İnsan’ın yazılması mutlak bir zaferi işaret ediyorken, İslamcı tepkiler yerine, Müslüman’ca tepkiler baş göstermeye başlamıştı. İslamcılık, Osmanlı da dâhil olmak üzere, “dış” hedeflere yönelik bir savunma refleksi olarak çıkmışken, Müslüman’ca tepkiler “adalet” ve “şefkat” normlarıyla yükseliyordu. Öte yandan, her şeye rağmen Çin dehşetli bir gelişme hızı kazanmış ve müstakbel tehlikeyi işaret ediyordu. O halde, Çin ve genelde Uzakdoğu’ya karşı Ümmetin potansiyeli kullanılabilirdi. Vaktiyle komünizme karşı kullanılan İslami dinamikler, Uzakdoğu medeniyet ve kapitalizmini frenlemede kullanılabilirdi.

Tibet meselesi, Dalai Lama gündemde tutuldu; Tiananmen Meydanındaki katliamlar ara ara gündeme getirildi. Hatta Doğu Türkistan’daki sorunların medya ve akademide sık sık yer alması da sağlandı. İkinci Yeşil Kuşak artık doğabilirdi. Ulus-devlet sorunsalı gündeme sarkamaya başlarken, Arap coğrafyasındaki Baasçı idarelerin miyadı dolmaya başlamıştı. Ümmetin Hilal etrafında yeniden toplanması, tek tek milletlerle uğraşmaktan hem kolaydı hem de ilerisi için gerekli Yeşil Birlik daha rahat harekete geçirilebilirdi. Clinton rahatça “İslamcı” partiler ya da hükümetlerle “çalışmaya hazır” olduklarını ilan etmeye başladı. Yine kanların döküldüğü coğrafyanın yeşillere bürünen havası bundandır.  

 

NELER SÖYLENDİ?
@
Metin BOSNAK

Metin BOSNAK

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA