Bi’densizlik
“Babıâli” oldu, “Basın” oldu ve “Medya” oldu sonunda.
Birinci devrinde Osmanlı ve Cumhuriyet hükümetine,
İkinci devrinde “basın” patronlarına ve hükümetlere,
Üçüncü devrinde ise Küresel Sisteme ram oldu haberleşme âlemi.
En son örneğini son iki günde yaşadık.
Hani uçak “kaçırmaları” var ya, Amerikalının “hijack” dediği.
Gündem kaçırmaları da “hijack” etme tarzında.
Tam havalandırıp, sonra rotayı değiştiriyorlar…
Ülkemiz dünyanın dikkat odağı olmuşken,
Odaklardan odak, eksenlerden eksen beğenmemiz istenirken,
Onca yalancı “bahar”ların bir bir hazana dönüştüğünü gözlemlerken,
Ülkemiz “Tuzsuz Deli Bekir” edasıyla, eski mahallesine sürülmek isterken,
Üstelik “mahallenin namusunu” kurtarmak amacından uzaklaşırken,
Medyamız gündemi “küre-resmen” kaçırmakla meşgul.
Biden’ın Türkiye ziyareti günübirlik kararla olmadı.
Başbakan’ın onca kargaşa arasında ameliyat meselesi de.
(Allah’tan Başbakanımıza acil şifalar diliyoruz.)
Ancak birden ameliyat kararı alınıyor.
Ve hatta Cumhurbaşkanı, önemli bir ameliyat “olmadığını” söylüyor basın toplantısında.
Ve akabinde “üç gün” süre biçilen nekahet dönemi uzuyor.
Sonra birden Başbakanımızın Biden’la kendi evinde görüşmesi gündeme geliyor.
Sanki, “madem sen gelmek istemiyorsun, gelemiyorsun, biz gelelim!” dercesine oluyor bunlar.
Ancak, basınımız lambada maharetiyle, onca önemli gündem arasında neyle uğraşıyor?
Nelerden gurur payı çıkarıyoruz Şarklı kafamızla?
“Koca” ABD Başkan yardımcısını, Başbakanımız kendi evinde ağırladı ya!
Dahası, Biden’a terlik giydirmek suretiyle onu kendi hanemizde karşılamış oluyoruz.
Sanırsınız ortada bir “Pembe İncili Kaftan” hikâyesi var.
Yani, Amerikalıyı kendi kimliğinden arındırıp, Müslüman-Türk evinde kendimizce kabul ettik.
“Yani oyunu kendi kurallarımıza göre oynuyoruz,” demek istiyorlar.
Ancak, nasılsa Başbakanımız birden Bakanlar Kurulu toplantısını iptal ediyor.
Eğer iyileştiyse, neden toplantı yapılmaz?
Eğer iyileşme süreci devam ediyorsa onca “yine aynı gülüş!” ayinleri neden yapıldı?
Dahası, AKP teknolojiyi seçimlerde ve sonrasında en hızlı, yaygın ve aktif kullanan parti.
AKP’nin danışmanları da bilirler ki, Başbakanımız yatakta olsa bile toplantıya katılabilir.
Hayır, öyle olmuyor…
Sanki Bakanlar Kurulu’nun iptalinde farklı bir gerekçe var.
Bi’densizlik yapılan konular var.
Başbakanımız bu nedenle mi Kurulu ve belki görüşmeleri geciktirmek istiyor?
Bütün bunlar ne zaman oluyor, peki?
Suriye ve İran konusunda, ABD’nin istekleri Çin ve Rusya tarafından veto edilmişken,
Rusya, Suriye “benim arka bahçem” dercesine Akdeniz’e gemi çıkarmışken,
İran, onca diplomatik dalaşma ve nükleer silah laflarını püskürtmüşken,
Suriye ve Rusya Türkiye’ye füzelerini çevirmişken,
İran, ABD’ye ait insansız hava aracını düşürmüşken,
Ve İsrail ellerini ovuşturmuş, sakalını sıvarlarken,
Amerika Kuzey Irak’tan askerlerini yılsonuna kadar çekmeye başlamışken,
Türk askeri Kuzey Irak’ta kalıcı olarak konuşlanıp onların yerini almaya girişirken,
Hem de birdenbire bir “üst düzey PKK’lı” aniden hem de İstanbul’da yakalanmışken,
Muhtemelen al-gülüm ver-gülüm hesabıyla Christmas kartıyla PKK’lı sunulacakken,
Gündemin neyi kaçırıldı?
Biden Erdoğan’la neler görüştü sahi?
Hem de 45 dakika olması gereken ve fakat iki saat devam eden toplantıda neler oldu? Ne demekse, “Amerikalı üst düzey bir yetkiliye göre,” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın görüşmesinin yarıya yakın bölümünde Irak konuşuldu. PKK ile mücadele, Suriye, İran, Türkiye-İsrail arasındaki gerginlik, Kıbrıs, Balkanlar, Türkiye-Ermenistan ilişkileri, Heybeliada Ruhban Okulu, yeni Anayasa süreci gibi konular da gündeme gelmiş.
“Yetkiliye göre,” görüşmede “kısaca” Suriye konusu da konuşulmuş. Bu kapsamda da ABD Başkan Yardımcısı Biden, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve yakın çevresinin, kendi halkını öldürmeleri nedeniyle sorun ve istikrarsızlığın kaynağı olduğu şeklindeki inancını ortaya koyarak, Esad'ın iktidarı terk etmesi gerektiği yönündeki uluslararası konsensüsün giderek büyüdüğüne dikkati çekmiş.
Yani, eğer Suriyeliler öldürülecekse, onu da en iyi biz yaparız…
Ve “yetkili,” Türklerin bu konsensüsün oluşturulmasında öncülük yaptığını belirtti. ''Suriye'de bundan sonra neler yapılabileceği konuşuldu mu?'' sorusu üzerine yetkili, Esad'ın iktidarı terk etmesi ve şiddete son verilmesi gerektiği değerlendirmesi dışında Suriye ile ilgili bir unsurun konuşulmadığını söyledi.
Biden, görüşmede, Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinden de söz açmış elbette. Türkler ve İsraillilerin, ilişkilerini güçlendirecek fırsatların arayışı içinde olacakları ve aralarındaki gerginliklerin üstesinden gelecekleri yönündeki umudunu dile getiren Biden, ABD'nin iki yakın dostu ve ortağının iyi geçinemiyor olmasının kendilerini üzdüğünü ve iki tarafı da ilişkilerini güçlendirecek fırsatları arama yolunda teşvik etmeyi sürdüreceklerini kaydetmiş.
Biden, “Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılmasını umduğunu” ifade etmiş ve Başbakan Erdoğan'ın, azınlık mallarının iadesi konusunda attığı adımları överek, bu adımları “çok önemli bulduğunu” söylemiş.
Yani Garp Cephesinde Yeni Bir Şey yok.
Peki ya Bakanlar Kurulu neden iptal edildi?
Nedeni acaba Bi’densizlik mi?
Ha bu arada, bizim “üst düzey” yetkililer neyle meşgul?