AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR

Metin BOSNAK

26-04-2022 01:49

 

Aşk’a dair çok yazıldı.

Aslında Aşk’tan başka yazılan olmadı.

İnsan Aşk’ı yazdı; Aşk insanı yazdı. Aşk insana yazıldı.

Aşk’ı yaşayan, aşkı yazandan kutlu varlık oldu.

Aşk’ı yaşayan ve yazan ise, hem yaşarken yaşadı, hem yazarken gözlerinde.

 

Kutsal kitaplarda yazıldı aşk, kutsallaştırılan kitaplarda yazıldı.

Hiyerogliflere yazıldı, kabartmalara işlendi, sinemalara aktarıldı.

Aşkın dışında yazılan aslında Aşk’tan uzak kalmaktan olan acılardı.

 

Aşk’a yakın olanların acıları da ayrı yazıldı.

Aşk “acı” olunca, onu tarif etmek, tanımlamak, reçete yazmak gereği ortaya çıktı.

Aşk’ı tarife çalışmak, irrasyonel bir şeyi, yani akıl ötesini, aklın kapsamına almak çabasıdır.

O nedenledir ki, herkes kapsam alanı kadar Aşk’ı anlar, yaşar oldu, Aşk’tan bihaber.

O nedenledir ki Aşk’a farklı yaklaşımlar, Aşk’tan uzaklaşmalar anlamına da gelir.

Aşk’ın farklı tanımları, onu çoklu evrene sokmaz, teklik içindeki çoklu tezahürler demektir.

 

Aşk ise tanımlardan bağımsız olarak kendi hükümranlığını sürdürür evrende.

Kimi onu tanımlayarak, eksikliklerini tanımlar.

Kimi onu tanımlarayıp, fazlalıklarını anlatmak ister.

Kimi onunla tamamlanmak ister.

Kimi onunla eksilmenin hazzını yaşar.

Kimi onda olur, kimi onunla olur.

İlim nasıl bir nokta idi ve sonradan bir çoğalttıysak Aşk da öyle oldu.

Bir olan Aşk’ın insanda tecelli ve tezahürleri farklı olunca, biz de onu farklı farklı kostümlerde algıladık, farklı farklı sandık. Aşağıdaki yaklaşımların her biri, Aşk’a bir cepheden yaklaşırken, aslında diğer cephelerden uzaklaşmaları da içermektedir.

 

Hâsılı, Aşk aslında bir keşfetme sürecidir. Aşk kendimizi keşfetmektir evvela. Keşfimiz kadar nasiplerimiz vardır. Keşfetmenin özünde aklın ötesindeki keşfin esrarı vardır. Biz, Aşk’ı tanımlayarak zapt u rapt altına almak isterken, Aşk bizim içimizdekini keşfe başlamıştır. Aşk’ı tanım zincirlerine vurmak isterken, yaptığımız onu kontrol altına almakken, aslında o bizi çoktan nurlu mahbesine sokmuştur.

 

Kuması olmaz Aşk’ın. Öylesine kıskançtır, öylesine kendi başına buyruk ve bütün. Aşkın matematiğinde sadece “1” ve “0” vardır. “1” nasıl kendi başına var ise, Aşk da öyledir. Gerisi sıfırdır ve ancak “1” ile anlam kazanır. Herhangi bir ortamda, kendinden başka ve hatta kendince bir özgürlük vaadi de olmaz Aşk’ın.

 

Aşk kendi mahbesini cennetten güzel bir ışıl ışıl, coşkun bir hürriyet ile donatmıştır aniden. Belki de cennettekinden farklı irade ile sandığımız, ama irademizi derinliklerinden muhasara altına alması ve yine de irademizin bir yansıması gibi görünmesidir. Aşk, anlamda özgürlüğün mutlağını, esaretin muttasılını temsil eder. “Rahim” ve rahim arasındaki köprü bizler “merhum” olana kadardır. Nasıl bilirdiniz sorusu Aşk’a dair sorulmaz. Ölen âşıkla beraber Aşk’ın tarifi de gömülür. Âşık dahi, “nasıl bilirdiniz?” sorusuna anlamlı cevap veremez. Aşk’ın imamı olmaz, imamesi de olmaz. Gasilhanede görülen Aşk’ın sadece bir tezahürüdür.

 

Yani Aşk, bir anlamda Aşkın olmaktır. Aşkınlığın farkında olmadığı esaret, Aşk’ın verdiği cesarettir. Ve Aşk, “Eros” gibi erkek yanılsaması değildir. Eros, olsa olsa Aşk olan “dişil”in bir ufak tezahürü, uzantısıdır. Ataerkil kafanın algılama sıkıntısı “erkek” ile “eril” olanı karıştırmak olduğu için aslında “Eril” olan Aşk’ın en iyi dişil olan kadında tezahür ettiğini anlamaz. Eril olanla varlığı buluşan dişil, dişil olanla varlığı buluşan eril Aşk’ı en iyi idrak eden ve yaşayandır. Bir kalem, bir kelam ve bir âlemdir Aşk.

 

“Erkek” aklı, “eril” olan akıldan farklıdır. Erkek aklı “iktidar” takıntısı ve sınırlar koyma, kurallarla algılama özelliğinden dolayı, kadındaki “dişil” ruhun dişil cevherini anlamaz; onun “dişi” özelliğinde takılır kalır. Erkek olmak “IQ” ile özdeş olunca, aklın tek tip yaklaşımı “IQ” kadar “EQ” ile de donanmış olan dişil varlığı anlamakta sıkıntı çeker. Aşk’ın anlaşılmazlığı ile “kadınların” anlaşılmazlığı safsatası bundandır.

 

Dişil olan ile eril olanın vahdeti Aşk’ın eriyiği iken, erkek ile dişi olanın varlıklarında hâlâ ikilik vardır. Dişil olan, eril olan kadar cesaretli, erkek olandan ise daha erildir. “Erkek”in “eril” kadından korkması onu “tekinsiz” görmesi, kendinde olmayan ya da kendinden üstün olandan korkmasıdır aslında. Lilith’in “Leyla” olması, Havva’nın anne olmasından daha önemli bir süreçtir. Havva’yı erkek ararken, eril olan Leyla’dan geçmez; Leyla olur. Tevrat'taki Âdem erkek, Kuran'daki Âdem "eril" bir varlıktır. Ondan dolayı ikincisi kendiyle barışıktır. Kur'an-ı Kerim’deki Âdem, “nefsimize zulmettik” derken, Tevrat’taki “benim olsun diye verdiğin “kadın” var ya, meyveyi o verdi, ben yedim!” der.

 

Gelelim “yaklaşımlara”:

Mitolojik yaklaşım: Aşk, kaybettiğin “yarı”nı aramaktır. Sokrat’ın ifadesi, Eflatun’un “Şölen” diyalogunda geçer. Mantinea’lı Diotima adındaki tek kadın muhatabıyla konuşurken bu tanımlamaya gider. Bu anlamda diğer “yarı”yı aramak bir tür ceza uygulamasıdır. Ömür boyu insanlar diğer yarısını” bu nedenle ararlar. Öte yandan, Sokrat, Eros’u anlatırken, erkekler arasındaki “aşkı” anlatır. Sokrat’ın çıkmazlarından birisi budur.

 

Yusufi yaklaşım: Aşk, kuyudan kuyuya düşmek, lakin yine de onun Mısır'a Sultan olmaktan güzel olduğunu anlamaktır. Kuyu ile zirve arasında zindan ve ölüm vardır. Ancak gömleğe sinen kokuyu bir babası bilir, bir de gömleği arkadan yırtan Züleyha. Gömlek ikisinin de gözünü bir başka âleme açmıştır. Yusuf’un gözleri kuyu kuyudur. Ve o kuyuya düşen Züleyha onu da zindana düşürmek ister.  

 

Fuzuli yaklaşım: Aşk, benden ayrı değil, aşk benim.  O nedenle, çöl olmuştur aşk. Aşkın çölünde eriyen iki varlığın isimleri hariç varlıkları birleşmiştir. İsimleri dahi çok gelmektedir ayrı ayrı olunca. İsimde gizli sır, Aşk’ın aynasıdır. Çöl ve cinnet, Kays ve Leyla, Leyla ve gece, gece ve ölüm, ölürken dirilişin sırrıdır. Cinnet, cenin halinde Leyla ve Mecnunu bir varlığa dönüştürürken, cennete ramak mesafede sadece Mecnun kalır. İstiğrak makamında bir üst bende gark oluş ve onda yeniden cenin şeklinde var oluştur.

 

Holistik yaklaşım: Varlığın hakikati, hüznü, güzelliği Aşktır. Güzellik dahi aynadır Güzele. Aynaya düşen bir aksin varlığı güzelliği ikiletmez, sadece algılanmasına yardımcı olur. İnsanla gölgesi nasıl iki insan yapmaz ise, güzelliğin yansıması da onu bölmez. Aşk’a duyulan ihtiyaç, muhtaçlık değil, bizzat kendini keşfetme sürecidir. Güzeli güzel olanda anlamak, Aşk’ı maşuktaki tecelli ise anlama çabasıdır. Ve asıl özne yine aşktır. Âşık’ın fail, maşukun meful olması, Aşk’ı asıl fail olmaktan alıkoymaz. Güzellik ve hakikat O’dur; O’ndandır.

 

Melami yaklaşımı: Âşık’a değil, maşuka değil, Aşk'adır tüm övgüler.

 

Pedagojik yaklaşım: Aşk, öğrendiğini sandığın şeylerin aslında hiçbir şeye tekabül etmediğini, aslında bildiklerini bir anda unuttuğunun işaretidir. Öğrenmek, hatırlamaktır diyen Sokrat ile taklitle öğreniriz diyen Aristo arasındaki uçurum burada da kendini gösterir.

 

Jurnalistik yaklaşım: Aşk, dört çeker arabada “kazara” verilen "firikik"lerden ibarettir. Arabanın sahibi, muhabir ve görüntü veren kadın teslisi bir vahdete götürmez. Her biri kendi içinde parçalı zihniyeti yansıtır. Adam, kadına, kadın arabaya, muhabir hepsine birden teşnedir. Arabanın dört-çeker olması, olayı görüntüleyen muhabirin üst kasta olan iştahını, frikik verenin kendini frikik noktasından ibaret görmesini, bedenle varlık arasındaki takılmayı, zarf ve mazruf arasındaki bağlantıyı kopardığını anlatır.  Arabanın sahibi de frikik noktalarına talebin pazarlama uzmanlığını yansıtır. Gazete sahibi ise, uzaktan “başarıları” izler. Pazar içinde pazarın adıdır bu. İzleyenler izlenirken, iz bırakmaya özel gayret ederler. İz biter, Aşk da.

 

Ekonomik yaklaşım: Aşk, sende olmayanın başkasında olanla telafisidir. Bu anlamda aşk bir üst sınıfa intikal ya da terfi etmek için vizedir. Bu yaklaşım erkeklerin üst kastına olduğu kadar, erkeklerin sahip olduğu ataerkilliğe erişimi de içerir. Mantıklar bir araya gelir, nutuk ortada kalır.

 

Estetik yaklaşım: Aşk, Allah'ın güzellik ve hakikatinin insanda tecellisidir. Tasavvufun temel doktrini.  Göremediğini tezahürlerinden anlayarak, bazen kendine bilen kızan insanın kendiyle vahdet bilincinden başlar ve evrenin içindeki vahdetin sırrına ulaşmaya çabalar. Vücud’u bedenden ayrı olarak görür. Aşk’ı da öyle.

 

Kozmetik yaklaşım: Aşk, hiçbir değişikliği ve değiştirmeyi ön görmeden, gerekli görmeden maşuku kabullenme, maşukta bir görürken, kendini sıfırlamaktır.

 

Ontolojik yaklaşım: Aşk, kendini çok bir var sanırken, aslında birliğin sancılı olduğunu fark etmektir. İnsan kalma yaklaşımıdır. "La" boyutuna vurgu yapar, İlla…Allah’a doğru emekler. Allah’ın yapacağını, onun yaptıklarından yola çıkarak hüzünlenme halidir. “Hüzünlenme!” emrine kadar gider. “Bizimle beraber” olduğunu fark edince, beyhude giden zamanı ve asil bir mücahedeyi ifade eder.  

 

Aşkın (transandantal) yaklaşım: Aşk, gölge olan insanın, gölge varlıktan ötesini yakalama arzusudur. IQ ve EQ vasıflarını tanır, ama sezgiye doğru yelken açar. 

 

Matematiksel yaklaşım: Aşk, özündeki fazlalıkları yok sayıp eksiklikleri fark etmek bilincidir. Bilincin eksikliği de buna dâhildir. Zaman aşımına tabi olmayan bir Aşk algısıdır. Mevcut davaları ve açılacak olan yenilerini bir tarafa iter… İblis’i tanır, ama insan olarak kalır.

 

Meteorolojik yaklaşım: Aşk, sisi oluşturan bulutlara çekincesiz olarak atlamak hissidir. Yer çekimini yar çekimiyle yok etmek ister. Düşerse yeryüzüne gözyaşı olarak düşer. Ancak bulutlardaki doğumunu, yeniden doğumunu hiç unutmaz.  

 

Teolojik yaklaşım: Aşk, Şeytana uğramadan, meleklere selam çakmak ve ona rağmen insan kalmaktır.

 

Havacılık yaklaşımı: Aşk, yamuk iklim ve coğrafyaya rağmen dosdoğru rotada navigasyon yeteneğidir.

 

Kimyasal yaklaşım: Aşk, iki unsurun bir eriyikte, kendini tanımaz derecede yok olmasıdır. Bir ruh, iki beden. Ta ki eriyiğe giren ikiden ikisi de başka bir şey olmuştur. Bazı yaklaşımlarla ortaklıkları mevcuttur. Vücud’u Vahdet’le beraber algılar.

 

Karamsar yaklaşım: "Aşk kaldı mı?" diye sorar. Asıl sorunu âşıkladır. “Aşk var mı?”demek, insan kaldı mı demektir? Mahşere dek var olacaktır. Ondan sonrasında da vardır.  Aslında insan öncesinde de vardı.

 

Bağımsız, anti-kapitalist yaklaşım: Aşk, THY bürosuna uğramadan da uçmayı bilmektir.

Endüstriyel yaklaşım: Aşk insan ruhunu, dünyadan arındıran rafineri gibidir. Arınma oranında Aşk’ı idrak ederiz.

 

Kafkacı yaklaşım: Değişen Aşk olmaz, ancak aşkın değiştirmediği yoktur.

 

Anti-mazoşist yaklaşım: Aşk değildir ıstırap veren; onun karşılığını beklemektir.

Seyahatname’ci yaklaşım: Aşkın asıl etkisi onunla kendimizi bir daha ve daha derinden keşfetmektir. Seyreden zaman içinde hem seyirlik hem seyreden olmak. “ta’neyleyen gafile” bakmadan, menzile doğru seyretmektir.

 

Psikolojik yaklaşım: Aşk, onun yanında olmak değil, yanında olmadığında da varlığını hissetmektir. Vücud’un birliği zaten, ayrılığı imkânsız kılar. Ruh, ikmal ünitesidir.

 

Anarşist yaklaşım: Dışarıda aradığımız içimizdekinin tezahürü, tecellisidir. Neyin karşılığını bekler gafiller? Aşkın romantik ataktan, soluk yataktan öte keşif bilinci olduğunu hatırlamak lazım.

 

Dersaneci yaklaşım: Aşk, aboneliktir.

Tersaneci yaklaşım: Aşk, deniz altını bilinçaltı gibi görmektir.

Pragmatik yaklaşım: Aşk, evliliktir. Evlendiğinde bulamadığını, çocuğunda bulmak çabasıdır.

 

Epistemolojik yaklaşım: Aşk nedir, bilmiyorum. Kimine göre kimya, kimine fizik. Ben Agnostik’im.

 

Edison’cu yaklaşım: Aşk, elektriktir.

 

Gastronomik yaklaşım: Aşk, mide ile kalp arasında bir üst-geçittir. Zamanı gelince detoks lazımdır.

Astronomik yaklaşım: Aşk, Bodrum’da açılmaktır.

Astrolojik yaklaşım: Aşk, parçalanan gezegenlerden kalan yıldızların ışığında burçları eşleştirmektir.

 

Bitiren-bitirim yaklaşım: Aşk, bitmez. Biten keşfetme bilincidir. Varlığımızı anlamlandıran keşiftir. Keşif bitince anlam biter. Aşk, dediğimiz aslında kendimizi arayıştır. Aşk,  Ben'cilliğe saplanan herkesi "bencileyin" kılmak olmasın? Benzemek bu anlamda, varlığını diğer "ben"de eritmek demek. Benzemek çabası kökünde, "ben" imsemek yatar.

 

Mekanik yaklaşım: Aşk, romantik ataktan, kırmızı güllerle solan yataktan ibarettir.

Hâsılı hiç aklıma yokken bunları yazdıran da Aşk idi. Aşk olsun!

 

Arkeolojik yaklaşım: Hangi çağı kazsam, Aşk’ı buluyorum.

 

Freudçu yaklaşım: Aşk, nature’l olanın kendini kültür’el kılma çabasıdır. Libido, id’in itekler; ego kendini topluma enjekte etmek ister, superego, “hey, bir Dakka!” der. “Men Dakka dukka” diye ilave eder, iki ego çatışır, süper olan kazanır. Bir buna Aşk deriz. J Bir kısmında iktidar vardır. Baba-oğul, ana-kız arasındaki iktidar savaşımı olmaz, kız başkasına, oğlan başkasına aktarır enerjisini. Ancak kızın hıncı, annesine; oğlanın ki babasınadır…

 

Metolojik yaklaşım: Aşk, yarımların bir olması değil, tümlerin birleştiği ruh bilincidir.

 

Bilinci boş verelim, Aşk olsun!

Aşkın bilinci olsun!

 

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN 01-01-1970 03:00 Mum Titrer Hanemizde 01-01-1970 03:00 Ülkücülük 01-01-1970 03:00 CHP'yi Ne Zaman Sevdim 01-01-1970 03:00 İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK 01-01-1970 03:00 SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI 01-01-1970 03:00 PARALEL YAPI 01-01-1970 03:00 Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS 01-01-1970 03:00 DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR 01-01-1970 03:00 DEVRİM Mİ DEDİNİZ? 01-01-1970 03:00 BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? 01-01-1970 03:00 DİL TARİH VE İDEOLOJİ 01-01-1970 03:00 AYNAYI ARAMAK... 01-01-1970 03:00 MAKULLER AKİLLERE KARŞI 01-01-1970 03:00 VEDA HUTBESİNİ OKURKEN 01-01-1970 03:00 HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK 01-01-1970 03:00 ALPEREN OLMAK 01-01-1970 03:00 BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR 01-01-1970 03:00 DELİLİĞE ÖVGÜ 01-01-1970 03:00 BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR 01-01-1970 03:00 YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? 01-01-1970 03:00 DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ 01-01-1970 03:00 ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ 01-01-1970 03:00 EFKAR VE HERZELER 01-01-1970 03:00 YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR 01-01-1970 03:00 EĞİTİME NEDEN HAYIR? 01-01-1970 03:00 EFKAR VE HERZELER 01-01-1970 03:00 "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? 01-01-1970 03:00 İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... 01-01-1970 03:00 BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? 01-01-1970 03:00 BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? 01-01-1970 03:00 BU ÜLKEYİ ANLAMAK... 01-01-1970 03:00 NİYET TAVŞANLARI VE TARİH 01-01-1970 03:00 ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI 01-01-1970 03:00 FERMAN VE FETVA 01-01-1970 03:00 BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK 01-01-1970 03:00 AŞKIN BAR/KODU 01-01-1970 03:00 MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK 01-01-1970 03:00 YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! 01-01-1970 03:00 OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? 01-01-1970 03:00 SÜRGÜN 01-01-1970 03:00 KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... 01-01-1970 03:00 KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? 01-01-1970 03:00 İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ 01-01-1970 03:00 MHP NEREYE GİDİYOR? 01-01-1970 03:00 NASIL BİR GENÇLİK? 01-01-1970 03:00 KİM KORKAR EBU ZER'DEN? 01-01-1970 03:00 MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? 01-01-1970 03:00 "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE 01-01-1970 03:00 Milliyetçilik ve Kürtler 01-01-1970 03:00 İLETİŞİM VE PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 BATILILAŞMAK 01-01-1970 03:00 TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK 01-01-1970 03:00 "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" 01-01-1970 03:00 BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI 01-01-1970 03:00 FİRAVUN VE HİÇ'LİK 01-01-1970 03:00 KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? 01-01-1970 03:00 KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM 01-01-1970 03:00 ÇEVRİM İÇİ AHLAK 01-01-1970 03:00 ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU 01-01-1970 03:00 KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 01-01-1970 03:00 11 Eylül ve ABD 01-01-1970 03:00 YA 12 EYLÜL SONRASI? 01-01-1970 03:00 Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu 01-01-1970 03:00 AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK 01-01-1970 03:00 KAVGA NEREDE? 01-01-1970 03:00 KAVGA NEREDE? 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI 01-01-1970 03:00 SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK 01-01-1970 03:00 DİL VE TARİH KAVGAMIZ 01-01-1970 03:00 HOLİGARŞİ 01-01-1970 03:00 Said Nursi ve Cemaat algısı 01-01-1970 03:00 Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? 01-01-1970 03:00 MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? 01-01-1970 03:00 TÜRK LİBERALİZMİ 01-01-1970 03:00 AŞK MI MAŞUK OLAN? 01-01-1970 03:00 DİN'ERCİLİK 01-01-1970 03:00 SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? 01-01-1970 03:00 NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA 01-01-1970 03:00 LİBERAL STATÜKOCULUK 01-01-1970 03:00 UYKUYU ÖLDÜRMEK 01-01-1970 03:00 "EKSİK ETEK" 01-01-1970 03:00 BABİL, DİL VE PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ 01-01-1970 03:00 AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM 01-01-1970 03:00 TÜRKÇE VE İDEOLOJİ 01-01-1970 03:00 "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN 01-01-1970 03:00 "İBRAHİMİ DİNLER" 01-01-1970 03:00 BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK 01-01-1970 03:00 KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN 01-01-1970 03:00 TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI 01-01-1970 03:00 RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? 01-01-1970 03:00 BEN'SİZLİĞE ŞİİR 01-01-1970 03:00 TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN 01-01-1970 03:00 ERBAKAN'I ÖZLERKEN 01-01-1970 03:00 MÜSLÜMAN VE İSLAMCI 01-01-1970 03:00 İSLAM VE FEMİNİZM 01-01-1970 03:00 KAÇIRILAN GÜNDEM 01-01-1970 03:00 BIDEN NOTLARI 01-01-1970 03:00 DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR 01-01-1970 03:00 ARAF'TA 01-01-1970 03:00 TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK 01-01-1970 03:00 İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ 01-01-1970 03:00 ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK 01-01-1970 03:00 Hayatta Sürgün Olmak 01-01-1970 03:00 AKADEMİSYENLİK 01-01-1970 03:00 KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI 01-01-1970 03:00 GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK 01-01-1970 03:00 BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ 01-01-1970 03:00 KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN 01-01-1970 03:00 Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler 01-01-1970 03:00 AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI 01-01-1970 03:00 DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ 01-01-1970 03:00 KUTLU VEDA 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ 01-01-1970 03:00 TANRI, İNSAN VE TAKVİM 01-01-1970 03:00 ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? 01-01-1970 03:00 Millet Olabildik mi? 01-01-1970 03:00 Zaman, medeniyet ve din 01-01-1970 03:00 Zaman, medeniyet ve din 01-01-1970 03:00 Mehdi’yi beklerken 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU VE YENİ İNSAN 01-01-1970 03:00 Kediler, Fareler ve Vatan 01-01-1970 03:00 Kürşat olma vaktidir 01-01-1970 03:00 Gülün Adı, Kadın ve Takva 01-01-1970 03:00 İslamo-Amerikancılık 01-01-1970 03:00 EBCET, CİFR VE TARİH 01-01-1970 03:00 SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ 01-01-1970 03:00 DİPLOMASİMİZ NEREYE? 01-01-1970 03:00 İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? 01-01-1970 03:00 KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! 01-01-1970 03:00 KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA 01-01-1970 03:00 "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi 01-01-1970 03:00 KATLİAMERİKA 01-01-1970 03:00 MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU 01-01-1970 03:00 YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ 01-01-1970 03:00 Ay lav yu, Cani! 01-01-1970 03:00 AŞKIN HALLERİ 01-01-1970 03:00 DOKUZ HECELİLER 01-01-1970 03:00 FİRAVUN... 01-01-1970 03:00 Kadın'ım... 01-01-1970 03:00 28 Şubat ve Erbakan 01-01-1970 03:00 KADDAFİ'DEN KESESİ 01-01-1970 03:00 Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot 01-01-1970 03:00 Democoupracy mübarek olsun! 01-01-1970 03:00 FULL'er Yapalım mı, Abi? 01-01-1970 03:00 Ortadoğu'da Sezaryen 01-01-1970 03:00 Mısır'da Karaoke Devrimi 01-01-1970 03:00 Mısır'ı Okurken 01-01-1970 03:00 Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) 01-01-1970 03:00 Bir Ortadoğu Masalı 01-01-1970 03:00 Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye 01-01-1970 03:00 Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! 01-01-1970 03:00 Bilinç ve Sürgün 01-01-1970 03:00 İbrahim, devir içimdeki putları! 01-01-1970 03:00 İdeolojik dil ve Teolojik Tarih 01-01-1970 03:00 Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? 01-01-1970 03:00 Paralel Evren, Küresel İslamcılık 01-01-1970 03:00 Erkekler ne zaman "adam" olur? 01-01-1970 03:00 "Millî" Küreselleşme? 01-01-1970 03:00 AK'Kışşş 01-01-1970 03:00 Kimliklerin Kurdu 01-01-1970 03:00 “Hiç” i öğrenmek 01-01-1970 03:00 GELENEK VE MANKURT 01-01-1970 03:00 Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz 01-01-1970 03:00 Çift-düşün, yeni-konuş! 01-01-1970 03:00 Batı'yı ararken... 01-01-1970 03:00 Aforoz’malar… 01-01-1970 03:00 Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? 01-01-1970 03:00 AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU 01-01-1970 03:00 KÜRT'AJ 01-01-1970 03:00 Shalom, Kürdistan! 01-01-1970 03:00 İstiklal marşını yeniden yazmak 01-01-1970 03:00 İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset 01-01-1970 03:00 Amerika düşmansız olabilir mi? 01-01-1970 03:00 Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup 01-01-1970 03:00 Keşif... 01-01-1970 03:00 Babil’in dil’beri 01-01-1970 03:00 Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? 01-01-1970 03:00 Tarihi hangi hikâyeci yazar? 01-01-1970 03:00 Zihin Kontrolü ve Kült 01-01-1970 03:00 YUMURTANIN AK'I, SARISI 01-01-1970 03:00 Ebu Zer’in günlüğü 01-01-1970 03:00 Her şey zıddı ile mi kaim? 01-01-1970 03:00 Melamilik “marka” mıdır? 01-01-1970 03:00 Melâmilik 01-01-1970 03:00 Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm 01-01-1970 03:00 AŞKA DAİR NE VARSA 01-01-1970 03:00 Medya medyumluğu ve wikisızmalar 01-01-1970 03:00 Türkiye, İran ve Dünya Barışı 01-01-1970 03:00 Muhafazakârlık “marka”sı? 01-01-1970 03:00 Füze ümütz! “Van münütz!” 01-01-1970 03:00 Çin'in hafızası ve küresel sistem 01-01-1970 03:00 Kutlu veda 01-01-1970 03:00 Öznellik Öz’neliktir! 01-01-1970 03:00 Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet 01-01-1970 03:00 Said Nursi ve tesettür 01-01-1970 03:00 İmam, Örtünme ve Nur Suresi 01-01-1970 03:00 Din duble “yol” mu demekti? 01-01-1970 03:00 Gelenek, mankurt ve reform 01-01-1970 03:00 Aylardan şubat günlerden cuma 01-01-1970 03:00 Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek 01-01-1970 03:00 Gelenek mürtedi ve kimlik 01-01-1970 03:00 Namus, Kanun ve Fazilete Dair 01-01-1970 03:00 İman "terakkiye" destek midir? 01-01-1970 03:00 Yılmayacağız... 01-01-1970 03:00 ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL 01-01-1970 03:00 Hoş geldin, Şeytan! 01-01-1970 03:00 OSMANLI VE NEO-OSMANLI 01-01-1970 03:00 DAYILAR VE DAYILANMALAR 01-01-1970 03:00 Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus 01-01-1970 03:00 Tesettür neyi örtüyor? 01-01-1970 03:00 Milat oluşturmak 01-01-1970 03:00 Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? 01-01-1970 03:00 Tarih satrancını asıl kim oynuyor? 01-01-1970 03:00 Mahalle ve getto 01-01-1970 03:00 Tanrı, totem ve muta nikahı 01-01-1970 03:00 Orta Doğu’mların ebesi 01-01-1970 03:00 ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI 01-01-1970 03:00 KÜRESEL İSLAMCILIK 01-01-1970 03:00 RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK 01-01-1970 03:00 Medine Vesikası 01-01-1970 03:00 Türk solculuğu ve İslamcılığı 01-01-1970 03:00 Batı’k düşüncelerin Doğu’şu 01-01-1970 03:00 BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? 01-01-1970 03:00 NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG 01-01-1970 03:00 Karadul 01-01-1970 03:00 KEDİLER VE FARELER 01-01-1970 03:00 “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası 01-01-1970 03:00 ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI 01-01-1970 03:00 Neden Federasyon? 01-01-1970 03:00 Kaburga kemiklerimdeki sızı? 01-01-1970 03:00 Ortadoğu ve Darbeler 01-01-1970 03:00 "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? 01-01-1970 03:00 TURNUSOL 01-01-1970 03:00 Ya 12 Eylül sonrası? (II) 01-01-1970 03:00 Ya 12 Eylül sonrası? 01-01-1970 03:00 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 01-01-1970 03:00 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) 01-01-1970 03:00 Kim ne der? 01-01-1970 03:00 Ne zaman ki… 01-01-1970 03:00