KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI

Metin BOSNAK

26-04-2022 01:49

 

İslam tarihine göre, kıskançlık insanın yaratılması ve akabinde “İblis”in Şeytanlığa meyletmesiyle başlar. Kur’an-ı Kerim ilk insan Hz. Âdem’in yaratılmasını Tevrat’tan çok farklı bir şekilde anlatmaktadır. Allah Hz. Âdem’i yaratacağını meleklere iletir. Sonra, onların meraklı bakışları eşliğinde insanı topraktan yaratır ve meleklere, insana secde edilmesini emreder. İblis haricinde hepsi secde eder; İblis’in bu emre kendince itirazı vardır.

İblis’in insana secde etmeme gerekçesinin başında İblis’in gözden düşme korkusu ve kibri olduğu kadar, İblis’in Allah’ın sevgisini insanla paylaşmak istememesi de bir ana tema olarak ortaya çıkar. Yani İblis kıskançlığından dolayı, Allah’a değil insana düşman olur. Onun insana duyduğu haset şeytanlaşma sürecini tetikler.

Öte yandan, İblis, kıskançlığı ve insana karşı böbürlenmesine rağmen--Yahudi-Hıristiyan (YH) geleneğindeki Şeytan gibi--gücünü Allah’a denk bir mevkide görmez. Husumete dönen kıskançlığı sonucunda, yine Allah’ın izni ve ruhsatı ile insanı yoldan çıkarmak için çaba harcamaya başlayacak, ama bu hiçbir zaman dualistik bir mantıkla olmayacaktır.

Bu nedenle epistemolojik açıdan, İblis’in kaybı, insanın kaybından daha fazladır. İnsanın affa kavuşması çabucak gelirken, İblis ebediyen lanetli kalacaktır. İşte bu duruma işaretle kimi âlimler, “itaati Âdem’den, aşkı şeytandan” öğrenmek gerektiğini ifade etmişlerdir. Çünkü Hz. Âdem’in Hz. Havva’ya olan aşkı, Allah’ın Hz. Âdem’e olan iltifat ve sevgisinden --geçici de olsa-- geri kalmıştır.

Öte yandan İblis, Allah’ın sevgisini başkasıyla paylaşmamak adına Hz. Âdem’e husumetini ifade ederek, lanetlenmiş ve huzurdan kovulmuştur. Bu arada Hz. Âdem ve Havva daha önce Rab’leriyle paylaştığı alandan uzaklaşmış, tenzil-i rütbeye uğramışlardır. Ama onların soyundan gelenler, günah işlemeyi seçmedikçe günahkâr da olmamışlardır. Şeytan bu anlamda insandaki hem en iyiye hem en kötüye olan kapasite ve eğilimin “şer” olan kısmını kuvveden fiile dönüştüren, faal hale getiren bir unsur olarak tarihte yerini almış, ama İslam inancında bu fiillerin yaratıcısı olarak algılanmamıştır.  

İslam geleneğindeki bu ilk kıskançlık hadisesinden sonra Habil ve Kabil ve Yusuf ile “Züleyha” meselesi de Kur’an da çok farklı geçer. Züleyha Kuran’da, Tevrat’ta “hadi benimle yat!” diye girmez sahneye. Ayrıca, onu ayıplayanlar da aslında Züleyha’nın düştüğü duruma düşmüş-- hatta bazı meallerde saklanır tarzda ifade edilse de--Hz. Yusuf’un da gönlünde bir gül tomurcuklanmış, ama Allah onu daha ileri gitmekten alıkoymuştur.

Bu olayların gelişimini aslında iyi okuyan ümmet kendilerince o ikisini birbirine layık görmek suretiyle hikâyelerde evlendirmişlerdir de. Sonra da bazı mutasavvıflar buna bir değişik açı getirerek, kendilerince, Yusuf nezdinde Züleyha’nın aslında Allah’ı sevdiğini ifade etmişler, Züleyha’nın farkındalık düzeyinin başlarda az olduğu için, bazı hatalar yaptığını bizzat onun ağzından ifade etmişlerdir.

İslam tarihindeki diğer kıskançlık örneklerine gelecek olursak…

Hz. Peygamber’in ilk eşi Hz. Hatice’yi çok sevdiği herkesin malumudur. Sonraki yaptığı evliliklerden sonra da onu anmaya devam etmiştir. Hz. Peygamber çok sevdiği Hz. Ayşe’ye Hz. Hatice’yi anlatır bir gün ve fakat Hz. Ayşe onu hem dinler hem de kıskançlık alametleri gösterir. Hz. Peygamber, hayattaki her temel hususla muhatap olarak insanlara almaları gereken tavırları şahsında evlenerek de gösteren Yüce insan ve Resul, onun dinler, gülümser. O Ayşe ki Resul eşi, onun su içtiği bardağı alıp onun içtiği taraftan su içerek içindeki samimi sevginin derecesini göstermiştir. İslam sonrasında bile kabileler arasında kıskanma neticesi fitneleri halletme yönünde hareket eden Peygamber, hem insan hem Resul olarak ne güzel yapmıştır!

İslam tarihinde Mevlana ve Şems arasındaki ilişki de bir kıskançlık ve yanlış anlama halesine bürünmüştür. Şems ile Mevlana’nın birbirlerine olan aşklarını anlamayan bazı Batılı yazarlar, etnosantrik okumayla onların eşcinsel olduklarını ifade etmişlerdir. Hatta kimi şiirlerinden yola çıkarak, bazen bizzat Mesnevi’den yola çıkarak bu iftirayı ispatlamaya çalışmışlardır. Bunların başında Hüsamettin ile Mevlana’nın konuşmaları olup, müritleri arasında, Mevlana’nın Şems ile bazen günlerce bir odaya kapanmalarının fitneye yol açtığını ifade ederler. Hüsamettin’e de bu aşkı fazla açamayan Mevlana, dolaylı olarak kendini sevenler arasında bir karışıklığın da nedeni olmuş gibidir.

Ve kıskançlık veya hasetle ilgili nice ayet ve hadis, bu kişilik marazlarına değinmiştir. Çünkü birisine kendinde olmayan hasletlerden dolayı haset ve kin gütmenin bizzat Allah’ın takdir alanına itiraz anlamı taşıdığı ifade edilmiştir. "Allah'ın sizi birbirinize üstün kılmasına haset etmeyiniz" buyrulmaktadır (Nisâ 4/32). Hadislerle hasetle ilgili hükümler de benzerlik göstermekte ve aslında bu ayetin farklı açılardan izahatını yapmaktadır: "Bir kulun kalbinde imanla haset bir arada bulunmaz." Dahası bir başka hadiste "Ateşin odunu yakıp bitirdiği gibi haset de iyilikleri yer bitirir," buyrulmaktadır.

Şems’i anlayan zaten Mevlana olmuştur. Mevla’nın Şemsi, Mevlana’nın Şems’i, Şems’in Mevlana’sı, aynanın sırrı, aşkın sırrı, yürek ve zihinde tevhit olunmanın sırrı olunca, bir arada olduklarında dünyayı unutan iki kişi, aslında bir anlamda birbirlerinde ruhlarının makeslerini bulmuşlar, tevriyeli şekilde Mesnevi’de geçtiği gibi, Mevlana güneşi (Şems) görmüş, gözleri kamaşmış, ruhu kamaşmış ve iki beden ortadan kalkarcasına muhabbet içinde erimiş yekvücut olmuşlardır.

Brokeback Mountain filmindeki kovboylar bunun neresinde olabilirler ki?  Günümüzde onca iletişim araçları ellerde, ceplerde, evlerde ofislerde olmasına rağmen insanların bu kadar iletişim sıkıntısı çekmelerinde acaba daha başka hangi amiller vardır? Hayatı, insanı, onlardan yola çıkarak Allah’ı okumaktaki sıkıntı mıdır? O’na yönelmesi gerektiği söylenen sevginin, varlığın özüne O’nu koymak suretiyle, O’nun yarattıklarında tezahür etmesi acaba birbirine tezat olan şeyler midir?

İdeolojik Haset ve husumetler

Son olarak, kültürler arası, milletlerarası, rejimler, siyasal sistemler, ideolojiler ve sınıflar arası kıskançlıklar da tarihin akışında önemli dönüm noktaları oluşturmuştur. Devrimciler en çok devirdiklerinde gördükleri güce ve kudrete hayrandırlar. Tarihte devirenlerin devirdiklerinden daha iyi oldukları çok az görülmüştür. Ve hatta devirenler devirdiklerinin yeni sürümleri olarak ortaya çıkmışlardır.

Endülüs Medeniyetinden öğrendikleri onca şeye rağmen, Haçlı seferlerinin bir kısmını da onlara “Reconquista” olarak yönelten Haçlıların beynini kemiren, aslında onların farklı dinlerden olmaları, kendileri “Tanrının Oğlu ve Tanrı” olan İsa’ya inanmalarına rağmen, onların neden daha temiz, daha müreffeh, mutluluk ve düzen içinde yaşamalarıdır. Tarihteki ilk sokak lambalarını kullanan, İspanya ve civarını sanat, bilim, edebiyat ve mimari şaheserleriyle donatan bu kültürün insanlarını yok etmek istemeleri kimin Tanrısının kim olduğu değil, onun arkasına gizlenmiş kilise destekli bir kıskanma hissiydi.

Aksi halde en azından kendi Hıristiyan kardeşlerine ve başka kiliselere yönelik talan hareketleri, katliamlar, tecavüzler olmazdı. Bu Haçlı seferlerinde Müslümanlar kadar olmasa da Roma Kilisesi dışındaki Hıristiyanlar da zarar gördüler.  Ermeni ve Rum Ortodoks Kilisesi zaten ezelden beri husumet ve rekabet içinde olmuşlardı. Hıristiyanlıktaki kuma mezhepler olarak İsa’yı sahiplenme ve İsa üzerinden iktidar edinme arzularını hiç kaybetmediler.

SSBC dağıldıktan sonra Komünist Blok ülkelerindeki devlet başkanlarının zımnen ya da aleni en çok taklit ettikleri insan, Stalin olmuştur. Çarlık Rusya’sının bitmesi aslında Çarı da bitirmediği gibi, Amerikan Bağımsızlık Savaşı da İngilizleri bitirmek yerine, onları Amerikan toprağında ihya etmiş hatta İngilizlerin tarihte kotardığı ön çalışmaların uygulayıcısı en çok Amerikalılar olmuştur.

Marks 1844 yılında Komünist Manifesto’yu yayımladığında, kendisine bir kapitalistin oğlu Engels’in destekleri her türlü olmuştu. Aslında Komünizmin, onun hayal ettiği “adaletli” sosyal paylaşım mantığında kapital ve kapitalin getirdiği güç odaklarından çok, kapitalist olamamanın getirdiği bir kıskanma yatıyordu. Maddeye bakışı bu anlamda Kapitalizmden farklı değil, ama kapitalin kimlerin elinde şekillenmesi gerektiği konusunda antitezler sunuyordu Marks.

1917 Bolşevik Devrimi’nde neler oldu aslında?  Kimlerin hayatı değişti?  Kimlerin artıları oldu? Çarlık öncesi ve sonrasında, aristokrasiden yeni bir bürokrasiye aktarılan iktidar, aslında iki dönemde de sıkıntı çeken insanlara avunma hislerinden ibaret kaldı. Belki “süper güç” psikozu ile kendilerini kandıran kitlelere mensubiyet fikrinin getirdiği yalnızlık hissinden uzaklaşmak oldu. Nitekim sonrasında acı şeyler yaşandı ve 1989 yılında başlayan Varşova Paktının çöküşü, Doğu Almanların Batı Almanya’dan getirilen muz dolu kamyonlara saldırması, Moskova’da açılan ilk McDonalds’ın önünde iki saat bekleyip "fast" olarak "food" yemek isteyen Ruslar hala hafızalardadır...

Siyasi olarak Osmanlının son dönemiyle Cumhuriyetin ilk döneminde Eski Osmanlıya tavırdaki en önemli amil Osmanlı döneminin ihtişamı altında ezilme hissi oldu. Sonuç hasede dönüştü tabii ki ve arkasından da eskiyi yererek yeniyi meşrulaştırma çabaları oldu. Cumhuriyetin ilk dönem uygulamalarının özünde hem o yükün ağırlığı ve de erişilmez görünmesi hem de yeni dönemin kendini onun yerine ikame etmek için devreye soktuğu bir propaganda görünümlü haset yatmaktadır. Bu süreç kendini muhaliflerine klonlayarak devam etmiştir.

Türkiye’deki ideolojik kavgaların özünde yatan şey de aslında bu bağlamda anlamlıdır.  Vaktiyle sosyalist-komünist ekolden gelenlerin, İzmir’de Tariş tesislerini, sokakta lüks arabaları yakma çabalarının arkasında garip bir çelişki aslında kıskanma hissinin boyutlarındaki ideolojik sosyal kavgalara ışık tutmaktadır. Bu “fırın yıkma” hadisesinin ötesinde bir durum olarak ortaya çıktı ve devam etti.

Feminist hareketlerin de özünde olan ataerkil yapısının sistem sorunsalının kendisi olmadı, olamadı. Sadece o yapıya, o yapının kurallarına biatle ortak olma çabasından ibaret kaldı. Feminist ekollerin ancak bir kısmında hem entelektüel derinlikte hem de çıkar-bağımsız tenkitlerin olması, yani feminizmi kişisel problemlere duygusal yastık ya da dayanak yapmanın ötesinde bir yeni ışık olma durumu kısıtlı bir evrim olarak kaldı. 

Komünist akımların hem siyasal açıdan hem sanat ve spor olaylarıyla çekim merkezi olduğu dönemlerde, hem Batı karşıtlığı hem de Komünist karşılığına tekabül eden, ama onu bir şekilde İslam’a da yakın bulan İslamcı akımların özünde yatan da farklı şeyler olmadı. Bazen “yeşil kuşak” tamponu, bazen “yeşil kitap” türü reçeteler Marksist sloganları kullanmadan, ama Marksın değindiği yaralara değinerek köklerini oluşturdu.

Bunlara tarihsel hesaplaşma mantığı da eklenince İslamcılık, aslında bazen Yahudi dediği, bazen Sabetay dediği, bazen laik-Kemalist, “ehl-i dünya” diye yaftaladığı kesimlerin yaptıkları ne varsa, aslında fena şeyler olmadığını onların imkânlarına sahip oldukça gördü. İslamcılar arasındaki mücadele, ilerde İslamcı alt kesimler ile İslamcı burjuva arasında olacak gibidir. Dahası, bu kavganın yine ayetler ve hadisler öne sürülerek her kesimin kendi yaptıklarını meşrulaştırma savaşı devam ederken, İslam’ı başkalarını değil, kendini terbiye etme dini olarak görenler de bu çatışmanın diğer tarafını teşkil edecekler. Buradaki en büyük tehlike hakkı hak olarak ifade etmek yerine, gizli hasetleri dini söylemlerle silaha dönüştürme eğilimleri olacaktır.

 

 

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN 01-01-1970 03:00 Mum Titrer Hanemizde 01-01-1970 03:00 Ülkücülük 01-01-1970 03:00 CHP'yi Ne Zaman Sevdim 01-01-1970 03:00 İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK 01-01-1970 03:00 SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI 01-01-1970 03:00 PARALEL YAPI 01-01-1970 03:00 Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS 01-01-1970 03:00 DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR 01-01-1970 03:00 DEVRİM Mİ DEDİNİZ? 01-01-1970 03:00 BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? 01-01-1970 03:00 DİL TARİH VE İDEOLOJİ 01-01-1970 03:00 AYNAYI ARAMAK... 01-01-1970 03:00 MAKULLER AKİLLERE KARŞI 01-01-1970 03:00 VEDA HUTBESİNİ OKURKEN 01-01-1970 03:00 HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK 01-01-1970 03:00 ALPEREN OLMAK 01-01-1970 03:00 BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR 01-01-1970 03:00 DELİLİĞE ÖVGÜ 01-01-1970 03:00 AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR 01-01-1970 03:00 BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR 01-01-1970 03:00 YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? 01-01-1970 03:00 DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ 01-01-1970 03:00 ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ 01-01-1970 03:00 EFKAR VE HERZELER 01-01-1970 03:00 YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR 01-01-1970 03:00 EĞİTİME NEDEN HAYIR? 01-01-1970 03:00 EFKAR VE HERZELER 01-01-1970 03:00 "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? 01-01-1970 03:00 İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... 01-01-1970 03:00 BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? 01-01-1970 03:00 BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? 01-01-1970 03:00 BU ÜLKEYİ ANLAMAK... 01-01-1970 03:00 NİYET TAVŞANLARI VE TARİH 01-01-1970 03:00 ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI 01-01-1970 03:00 FERMAN VE FETVA 01-01-1970 03:00 BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK 01-01-1970 03:00 AŞKIN BAR/KODU 01-01-1970 03:00 MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK 01-01-1970 03:00 YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! 01-01-1970 03:00 OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? 01-01-1970 03:00 SÜRGÜN 01-01-1970 03:00 KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... 01-01-1970 03:00 KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? 01-01-1970 03:00 İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ 01-01-1970 03:00 MHP NEREYE GİDİYOR? 01-01-1970 03:00 NASIL BİR GENÇLİK? 01-01-1970 03:00 KİM KORKAR EBU ZER'DEN? 01-01-1970 03:00 MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? 01-01-1970 03:00 "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE 01-01-1970 03:00 Milliyetçilik ve Kürtler 01-01-1970 03:00 İLETİŞİM VE PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 BATILILAŞMAK 01-01-1970 03:00 TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK 01-01-1970 03:00 "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" 01-01-1970 03:00 BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI 01-01-1970 03:00 FİRAVUN VE HİÇ'LİK 01-01-1970 03:00 KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? 01-01-1970 03:00 KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM 01-01-1970 03:00 ÇEVRİM İÇİ AHLAK 01-01-1970 03:00 ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU 01-01-1970 03:00 11 Eylül ve ABD 01-01-1970 03:00 YA 12 EYLÜL SONRASI? 01-01-1970 03:00 Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu 01-01-1970 03:00 AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK 01-01-1970 03:00 KAVGA NEREDE? 01-01-1970 03:00 KAVGA NEREDE? 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI 01-01-1970 03:00 SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK 01-01-1970 03:00 DİL VE TARİH KAVGAMIZ 01-01-1970 03:00 HOLİGARŞİ 01-01-1970 03:00 Said Nursi ve Cemaat algısı 01-01-1970 03:00 Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? 01-01-1970 03:00 MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? 01-01-1970 03:00 TÜRK LİBERALİZMİ 01-01-1970 03:00 AŞK MI MAŞUK OLAN? 01-01-1970 03:00 DİN'ERCİLİK 01-01-1970 03:00 SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? 01-01-1970 03:00 NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA 01-01-1970 03:00 LİBERAL STATÜKOCULUK 01-01-1970 03:00 UYKUYU ÖLDÜRMEK 01-01-1970 03:00 "EKSİK ETEK" 01-01-1970 03:00 BABİL, DİL VE PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ 01-01-1970 03:00 AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM 01-01-1970 03:00 TÜRKÇE VE İDEOLOJİ 01-01-1970 03:00 "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN 01-01-1970 03:00 "İBRAHİMİ DİNLER" 01-01-1970 03:00 BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK 01-01-1970 03:00 KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN 01-01-1970 03:00 TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI 01-01-1970 03:00 RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? 01-01-1970 03:00 BEN'SİZLİĞE ŞİİR 01-01-1970 03:00 TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN 01-01-1970 03:00 ERBAKAN'I ÖZLERKEN 01-01-1970 03:00 MÜSLÜMAN VE İSLAMCI 01-01-1970 03:00 İSLAM VE FEMİNİZM 01-01-1970 03:00 KAÇIRILAN GÜNDEM 01-01-1970 03:00 BIDEN NOTLARI 01-01-1970 03:00 DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR 01-01-1970 03:00 ARAF'TA 01-01-1970 03:00 TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK 01-01-1970 03:00 İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ 01-01-1970 03:00 ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK 01-01-1970 03:00 Hayatta Sürgün Olmak 01-01-1970 03:00 AKADEMİSYENLİK 01-01-1970 03:00 KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI 01-01-1970 03:00 GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK 01-01-1970 03:00 BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ 01-01-1970 03:00 KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN 01-01-1970 03:00 Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler 01-01-1970 03:00 AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI 01-01-1970 03:00 DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ 01-01-1970 03:00 KUTLU VEDA 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ 01-01-1970 03:00 TANRI, İNSAN VE TAKVİM 01-01-1970 03:00 ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? 01-01-1970 03:00 Millet Olabildik mi? 01-01-1970 03:00 Zaman, medeniyet ve din 01-01-1970 03:00 Zaman, medeniyet ve din 01-01-1970 03:00 Mehdi’yi beklerken 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU VE YENİ İNSAN 01-01-1970 03:00 Kediler, Fareler ve Vatan 01-01-1970 03:00 Kürşat olma vaktidir 01-01-1970 03:00 Gülün Adı, Kadın ve Takva 01-01-1970 03:00 İslamo-Amerikancılık 01-01-1970 03:00 EBCET, CİFR VE TARİH 01-01-1970 03:00 SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ 01-01-1970 03:00 DİPLOMASİMİZ NEREYE? 01-01-1970 03:00 İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? 01-01-1970 03:00 KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! 01-01-1970 03:00 KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA 01-01-1970 03:00 "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi 01-01-1970 03:00 KATLİAMERİKA 01-01-1970 03:00 MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU 01-01-1970 03:00 YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ 01-01-1970 03:00 Ay lav yu, Cani! 01-01-1970 03:00 AŞKIN HALLERİ 01-01-1970 03:00 DOKUZ HECELİLER 01-01-1970 03:00 FİRAVUN... 01-01-1970 03:00 Kadın'ım... 01-01-1970 03:00 28 Şubat ve Erbakan 01-01-1970 03:00 KADDAFİ'DEN KESESİ 01-01-1970 03:00 Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot 01-01-1970 03:00 Democoupracy mübarek olsun! 01-01-1970 03:00 FULL'er Yapalım mı, Abi? 01-01-1970 03:00 Ortadoğu'da Sezaryen 01-01-1970 03:00 Mısır'da Karaoke Devrimi 01-01-1970 03:00 Mısır'ı Okurken 01-01-1970 03:00 Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) 01-01-1970 03:00 Bir Ortadoğu Masalı 01-01-1970 03:00 Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye 01-01-1970 03:00 Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! 01-01-1970 03:00 Bilinç ve Sürgün 01-01-1970 03:00 İbrahim, devir içimdeki putları! 01-01-1970 03:00 İdeolojik dil ve Teolojik Tarih 01-01-1970 03:00 Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? 01-01-1970 03:00 Paralel Evren, Küresel İslamcılık 01-01-1970 03:00 Erkekler ne zaman "adam" olur? 01-01-1970 03:00 "Millî" Küreselleşme? 01-01-1970 03:00 AK'Kışşş 01-01-1970 03:00 Kimliklerin Kurdu 01-01-1970 03:00 “Hiç” i öğrenmek 01-01-1970 03:00 GELENEK VE MANKURT 01-01-1970 03:00 Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz 01-01-1970 03:00 Çift-düşün, yeni-konuş! 01-01-1970 03:00 Batı'yı ararken... 01-01-1970 03:00 Aforoz’malar… 01-01-1970 03:00 Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? 01-01-1970 03:00 AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU 01-01-1970 03:00 KÜRT'AJ 01-01-1970 03:00 Shalom, Kürdistan! 01-01-1970 03:00 İstiklal marşını yeniden yazmak 01-01-1970 03:00 İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset 01-01-1970 03:00 Amerika düşmansız olabilir mi? 01-01-1970 03:00 Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup 01-01-1970 03:00 Keşif... 01-01-1970 03:00 Babil’in dil’beri 01-01-1970 03:00 Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? 01-01-1970 03:00 Tarihi hangi hikâyeci yazar? 01-01-1970 03:00 Zihin Kontrolü ve Kült 01-01-1970 03:00 YUMURTANIN AK'I, SARISI 01-01-1970 03:00 Ebu Zer’in günlüğü 01-01-1970 03:00 Her şey zıddı ile mi kaim? 01-01-1970 03:00 Melamilik “marka” mıdır? 01-01-1970 03:00 Melâmilik 01-01-1970 03:00 Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm 01-01-1970 03:00 AŞKA DAİR NE VARSA 01-01-1970 03:00 Medya medyumluğu ve wikisızmalar 01-01-1970 03:00 Türkiye, İran ve Dünya Barışı 01-01-1970 03:00 Muhafazakârlık “marka”sı? 01-01-1970 03:00 Füze ümütz! “Van münütz!” 01-01-1970 03:00 Çin'in hafızası ve küresel sistem 01-01-1970 03:00 Kutlu veda 01-01-1970 03:00 Öznellik Öz’neliktir! 01-01-1970 03:00 Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet 01-01-1970 03:00 Said Nursi ve tesettür 01-01-1970 03:00 İmam, Örtünme ve Nur Suresi 01-01-1970 03:00 Din duble “yol” mu demekti? 01-01-1970 03:00 Gelenek, mankurt ve reform 01-01-1970 03:00 Aylardan şubat günlerden cuma 01-01-1970 03:00 Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek 01-01-1970 03:00 Gelenek mürtedi ve kimlik 01-01-1970 03:00 Namus, Kanun ve Fazilete Dair 01-01-1970 03:00 İman "terakkiye" destek midir? 01-01-1970 03:00 Yılmayacağız... 01-01-1970 03:00 ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL 01-01-1970 03:00 Hoş geldin, Şeytan! 01-01-1970 03:00 OSMANLI VE NEO-OSMANLI 01-01-1970 03:00 DAYILAR VE DAYILANMALAR 01-01-1970 03:00 Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus 01-01-1970 03:00 Tesettür neyi örtüyor? 01-01-1970 03:00 Milat oluşturmak 01-01-1970 03:00 Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? 01-01-1970 03:00 Tarih satrancını asıl kim oynuyor? 01-01-1970 03:00 Mahalle ve getto 01-01-1970 03:00 Tanrı, totem ve muta nikahı 01-01-1970 03:00 Orta Doğu’mların ebesi 01-01-1970 03:00 ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI 01-01-1970 03:00 KÜRESEL İSLAMCILIK 01-01-1970 03:00 RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK 01-01-1970 03:00 Medine Vesikası 01-01-1970 03:00 Türk solculuğu ve İslamcılığı 01-01-1970 03:00 Batı’k düşüncelerin Doğu’şu 01-01-1970 03:00 BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? 01-01-1970 03:00 NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG 01-01-1970 03:00 Karadul 01-01-1970 03:00 KEDİLER VE FARELER 01-01-1970 03:00 “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası 01-01-1970 03:00 ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI 01-01-1970 03:00 Neden Federasyon? 01-01-1970 03:00 Kaburga kemiklerimdeki sızı? 01-01-1970 03:00 Ortadoğu ve Darbeler 01-01-1970 03:00 "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? 01-01-1970 03:00 TURNUSOL 01-01-1970 03:00 Ya 12 Eylül sonrası? (II) 01-01-1970 03:00 Ya 12 Eylül sonrası? 01-01-1970 03:00 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 01-01-1970 03:00 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) 01-01-1970 03:00 Kim ne der? 01-01-1970 03:00 Ne zaman ki… 01-01-1970 03:00