ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI

Metin BOSNAK

26-04-2022 01:49

 

Osmanlı Devleti “Hasta Adam” olarak kodlandığında Osmanlı ölüm döşeğindeydi. Ve aslında Osmanlı’nın ölüm tarihi 1920’ler değil, en az yetmiş yıl öncesiydi. Dahası, Osmanlı’nın tabutunu hazırlayan etkenler bugün de Türkiye Cumhuriyeti için geçerlidir.

Avrupa’nın, özellikle İngiltere’nin, Hasta Adamı muhafaza etmekteki amacı aslında Rusya’ya karşı tampon olarak Osmanlı’yı kullanmak ve İstanbul üzerindeki etki ve kontrolünü artırmaktı. Bu aynı zamanda Osmanlı Halifesi üzerinden Uzak Doğu ve Ortadoğu planlarını kolaylaştıran durumdu. İtaat kültürünü İngilizler iyi deşifre etmişti…

Osmanlı’nın uzatmalı sultanları da Rusya’ya karşı İngiltere kozunu kullanmış oluyordu. Pratikte bunun vahim sonuçları vardı. 1861 yılında Hıristiyan, Müslüman ve Dürzîler arasında peyda eden bir seri karmaşadan sonra, Fransızlar Beyrut’a asker çıkardılar ve Lübnan Dağı civarında yaşayan Hıristiyan nüfusun özerkliğini sağlayan bir anlaşmayı zorladı. Rusların, Slav halklarını “kurtarmak için” giriştiği işgal çabaları 1877’deki savaşa yol açtı.

Ardından Rusya ile San Stefano (Yeşilköy) Anlaşması ve İngiltere ile 1878’deki Kıbrıs Müzakeresi geldi. Artık Osmanlı Avrupa’daki topraklarından mahrumdu. İngilizler Rusya’ya karşı yardımlarına mukabil Osmanlı’dan Hıristiyan azınlıkların muhafaza ve idaresini ellerine geçirme amacındaydılar.  Bütün bu olanlara rağmen, Osmanlı 19. asrın en büyük siyasi güçlerinden olarak devam etti. Hilafetin gücü ve tarihsel hafızanın son dalgalarında sörf ediyordu. 

Lakin bariz bir şekilde, Osmanlı sırtlan pençesindeydi. 1830’de Cezayir’i Fransızlar, 1881’de Tunus’u Fransızlar ve Mısır’ı İngilizler işgal etti. Sonraki elli yılda Mısırı İngilizler bizzat yönetti. İngilizler 19. yüzyılda daha önce Osmanlı’nın daha az etkin olduğu Arap Yarımadasının güney ve doğu kıyılarına yerleşmişti zaten. Süveyş Kanalı gibi, İran Körfezi de 1869’da açıldığında Hindistan ve diğer yerlerle iletişim için İngilizlerin can damarı oldu. 1820’den sonra ise İngiltere bölgedeki Arap liderleriyle antlaşma zincirine başlamıştı. Bu anlaşmaların çoğu bugünkü ülkeleri İngiliz mandasına sokuyordu ve bir kısmı 1970’e kadar devam etti. Bunları bir uzantısı da Uzak Doğu’da yapılan anlaşmalar oldu ki, Hindistan ve Çin gibi büyük ülkelerin parçalanmalarını beraberinde getirdi.

Arap bağımsızlık hareketleri Türk İstiklal Savaşından sonra,1920 ve 1939 yılları arasında hız kazandı. Bu bağımsızlık aslında Osmanlı’dan “bağımsız” olurken kolonicilere bağlı olmak anlamındaydı. Artık hilafetin de kurtarmadığı açıktı. Din kardeşliği de ayrı bir tür etkiyle bitmişti. Dahası, bağımsızlık hareketlerinin ardından “millileşme” gelirken, aslında kolonici ülkenin kafasına teslim, ama adı yerli olan insanlar ikame edildi. Aynı şeyler yerli isimleri olan yabancı petrol şirketleri için de geçerliydi.

Osmanlı’nın dağılmasıyla Araplar ve Türklerin yolları tamamen ayrılmıştı. Bunda önemli etkenlerden birisi hem tarihsel anlamda Osmanlı “Lawrence sendromları”, acıları hem de Türkiye Cumhuriyetinin kimlik tanımlama gayreti oldu. Hem Mustafa Kemal’in Türkiye vizyonu hem de Batılılaşma hareketleri Doğu’ya dudak büktü. İran ile diplomatik durum aynı değildi mesela. Osmanlı’nın geçmişteki ihtişamı anlamsız kalmıştı ve Batı’nın sultaları da eski arka bahçeyle uğraşmak imkânı bırakmamıştı. Türkler de kendi dertlerine düşmüşlerdi. 

Osmanlı’nın yıkılışına kadar Osmanlı-Türk kimliğine muhalefet üzerine kurulan Arap milliyetçiliği, yönünü Osmanlı sonrasında ülkelerini müstemleke haline getiren Batı’ya çevirmeye başladı. Artık Müslüman Türkler yerine Batılı Hıristiyanlar vardı. Osmanlı dört yüzyıl boyunca Müslümanları ve özellikle Arap Müslümanları Batılılara karşı korumuştu. Merkezi hükümetin otokrat tavırları vardı, ama ülkelerin içlerinde büyük bir serbestlik vardı. Ağa Han’ın Hatıralar’ında bahsettiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti o zamanlarda iki ayrı özellik gösteriyordu: “Yapayalnızdı” ve “bağımsız kalan tek Müslüman ülkeydi”. Araplar ise temelde yöneticilerini Hıristiyan ve Yahudi unsurlarla değiştirmişti.

1950’lere kadar Arap ülkeleri Batılı ülkelerin uyduları şeklinde yönetildiler. Zayıf ve bölünmüşlerdi. Bu nedenle 1948 yılında kurulan ve resmi kurulma haberinin ardından 11 dakika sonra ABD tarafından tanınan İsrail devleti, Arap çoğunluğa rağmen yine Batı destekli savaşlarında Arapları mağlup etmiş ve aslında bağımsızlık kazanma çabaları sürerken Batı ile olan savaşlarını farklı şekilde devam ettiriyorlardı.  

Araplar işte bu dönemde Osmanlı’nın gidişiyle neler kaybettiklerini anlamaya başladılar.  1920’lerde Haşimiler önderliğinde kurulmak istenen Arap Birliği çatırdamıştı zaten.  Osmanlı dönemindeki sınırlar esas alınarak, ama onları mümkün olduğunca bölerek Irak Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin şekillendirildi. Arapların bu konuda ne düşündüğü Batılı güçlerin umurunda değildi zaten. Her ne kadar Arap şuuraltında bu sınırların uydurma olduğu devam ettiyse de gitgide bu vaktiyle eyalet olan ülkelerde çıkar grupları sınırları derinleştirmek yönünde davrandılar.  Bağdat, Şam, Amman ve Ürdün artık yeni pastalar oldu. 

Öte yandan, Mısır’da, Fransız işgali altındaki Kuzey Afrika’da durum biraz farklı oldu. Bu ülkeler Osmanlı idaresinden uzaklaşalı zaten epey olmuştu. Koloni ülkeleri ve onların tarihleri en azından bir yüzyıldır, ama hassaten 50 yıldır onları esir edenlerce yazıldı. Bu anlamda üretilen belgeler ve yorumları ile aslında “istiklal” kazanan ülkeler zihin müstemlekeleri olmaya devam ettiler. Burada da İngiliz, Fransız ve sonraları Amerika vardır. Bir tür sinir sistemiyle bağlı olan çöl Arabistanında ise, dil, kültür, tarihsel tecrübe ve hatta dini inanışlar değişmeye yüz tuttular. 1930'lardan itibaren Filistin yara olarak anıldı, 1950'lerde ise Cezayir devrimi diğer Araplara ilham kaynağı oldu. 

Fransa’nın Suriye ve Lübnan’daki esas işlevi, Ortadoğu politikasının ana ayağı olarak, buradaki Fransızca konuşan ve/ya Hıristiyan olan azınlıkları desteklemek şeklinde oldu. İlk manda yıllarından itibaren bölge halkı Fransızları müstemleke gücü olarak bildi. Paris’te taslağı hazırlanan anayasa taslağı 1926’da Lübnan'a empoze edildi. Oluşturmak istedikleri, meclis ve kabinede esas aldıkları ise dini inançlardı. Başkan Maronit Katolik ve Başbakan Sünni Müslüman’dı…  

Ayrıca ülkeyi daha kolay bölmek, yönetmek için Fransa Suriye’yi, ülkenin dini ve ırki kökenlerine göre dörde ayırdı. Kafası çalışan elitten bir kısmı buna karşı çıktıysa da durum devam etti. Şam'daki milliyetçilerle Dürzîlerin ayaklanması bu durumu biraz azaltan etkiye sahip oldu, ama bu durumda 1930’da Fransa’nın yeni bir anayasasıyla peyda etti.  Buna göre, Lübnan gibi Suriye de Parlamenter Cumhuriyet oldu. Tabii bu arada Fransa dış ilişkiler ve güvenlik konularında söz sahibiydi. Yürümedi tabi. 1932-1937 arasında Lübnan, 1933-1936 arasında da Suriye anayasası askıya alındı.

Öte yandan, 1932 yılında İngilizlerle Irak arasında varılan anlaşma sonunda 1932 yılında Irak, 1936 da Mısır bağımsız oldu. Bunda etken olan ise, İtalya’da Faşist yönetimin yayılma siyaseti ve İspanyol İç Savaşının patlaması ve Fransa’da Halk cephesi Hükümetinin iktidara gelmesi oldu. Hatay'ın tekrar Türk toprağı olması da bu karmaşa yıllarına denk gelmektedir.  1937'de sancak olan Hatay, Fransa’nın uzlaşması ve yapılan seçimlerle tekrar Türkiye topraklarına katıldı. 

Fransa mandası olan Suriye’de yeni bir idare tarzı, gümrük uygulaması, tapu ve kadastro uygulaması getirdi.  Yollar inşa ederken aynı zamanda Antikalar Bakanlığı kurdular.  Suriye ve Lübnan’da Fransız Frank’ı ve hem sanatı hem de ziraatta Fransız tekeli vardı.  Kazançlar ise anında Fransa’ya gidiyordu.  Yabancı misyoner okulları korumaları altındaydı ve Fransız dili ve kültürü öğretiyorlardı.

Arap çocuklarının öğrendiği tarih, Fransız tarih yorumuna dayanıyordu. Buna göre, Osmanlı sömürge gücüydü ve Fransızlar ülkeye demokrasi getirmişti! Fransa’nın rahatsız olduğu ise, milli bağımsızlık tarafı güçlerdi ve halk özgürlüklerini kısıtlamak için çok çaba harcadılar. İşin ilginç tarafı bu aydınlar bu kavramları Paris’te öğrenmişlerdi. Milliyetçi unsurlara baskılar öylesine arttı ki, 1936’da bir Fransızca bilen Katolik Başrahip Fransız hükümetine bu zulümleri anlatan muhtıra yazmıştı. Hükümet uygulamalarını ağır bir şekilde eleştiriyordu.

Hâsılı…

Ortadoğu'’nun kader çizgisine yazmak isteyenler yeni haritada milletimizin kanını kullanmak istemektedir. Necip Fazıl’ın “yüreğimden kalemime kan çekerek” dediği tarzda Türkiye’den kan alarak Ortadoğu’da yeni etnik eskizler üzerinde oynanmaktadır. Bu süreç içinde, hırsızın katlettiği hane halkı ve çaldıkları bir yana, bir de ev sahibini yargılama küstahlığı da eklenmiştir. Oluşturulan yeni Ortadoğu sömürü planına stratejik mayınlar yerleştirilmiştir. Milletimizin uyuşukluğunun üç durumda aniden tersine döndüğünü unutmuş görünüyorlar: Yuvası, namusu ve Vatanı.

Millet var oldukça, devlet her zaman kurulur. Gerekirse istiklal marşı yeniden yazılır.  “Korkma!” diye kükreyerek. İstikbâl, siyasal ikbali değil istiklâli esas alacaktır. Çanakkale bunun canlı timsali olarak hafızalardadır. Çanakkale’den sonra köprünün altından ne kadar su aktığını ise yeni tasarlanan Ortadoğu tarihi gösterecek.

Şimdilik resim Ortadoğu’nun Osmanlı sonrasındaki ikinci paylaşımından ibarettir.

 

 

 

   

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN 01-01-1970 03:00 Mum Titrer Hanemizde 01-01-1970 03:00 Ülkücülük 01-01-1970 03:00 CHP'yi Ne Zaman Sevdim 01-01-1970 03:00 İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK 01-01-1970 03:00 SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI 01-01-1970 03:00 PARALEL YAPI 01-01-1970 03:00 Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS 01-01-1970 03:00 DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR 01-01-1970 03:00 DEVRİM Mİ DEDİNİZ? 01-01-1970 03:00 BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? 01-01-1970 03:00 DİL TARİH VE İDEOLOJİ 01-01-1970 03:00 AYNAYI ARAMAK... 01-01-1970 03:00 MAKULLER AKİLLERE KARŞI 01-01-1970 03:00 VEDA HUTBESİNİ OKURKEN 01-01-1970 03:00 HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK 01-01-1970 03:00 ALPEREN OLMAK 01-01-1970 03:00 BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR 01-01-1970 03:00 DELİLİĞE ÖVGÜ 01-01-1970 03:00 AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR 01-01-1970 03:00 BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR 01-01-1970 03:00 YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? 01-01-1970 03:00 DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ 01-01-1970 03:00 ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ 01-01-1970 03:00 EFKAR VE HERZELER 01-01-1970 03:00 YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR 01-01-1970 03:00 EĞİTİME NEDEN HAYIR? 01-01-1970 03:00 EFKAR VE HERZELER 01-01-1970 03:00 "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? 01-01-1970 03:00 İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... 01-01-1970 03:00 BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? 01-01-1970 03:00 BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? 01-01-1970 03:00 BU ÜLKEYİ ANLAMAK... 01-01-1970 03:00 NİYET TAVŞANLARI VE TARİH 01-01-1970 03:00 ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI 01-01-1970 03:00 FERMAN VE FETVA 01-01-1970 03:00 BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK 01-01-1970 03:00 AŞKIN BAR/KODU 01-01-1970 03:00 MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK 01-01-1970 03:00 YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! 01-01-1970 03:00 OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? 01-01-1970 03:00 SÜRGÜN 01-01-1970 03:00 KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... 01-01-1970 03:00 KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? 01-01-1970 03:00 İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ 01-01-1970 03:00 MHP NEREYE GİDİYOR? 01-01-1970 03:00 NASIL BİR GENÇLİK? 01-01-1970 03:00 KİM KORKAR EBU ZER'DEN? 01-01-1970 03:00 MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? 01-01-1970 03:00 "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE 01-01-1970 03:00 Milliyetçilik ve Kürtler 01-01-1970 03:00 İLETİŞİM VE PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 BATILILAŞMAK 01-01-1970 03:00 TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK 01-01-1970 03:00 "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" 01-01-1970 03:00 BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI 01-01-1970 03:00 FİRAVUN VE HİÇ'LİK 01-01-1970 03:00 KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? 01-01-1970 03:00 KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM 01-01-1970 03:00 ÇEVRİM İÇİ AHLAK 01-01-1970 03:00 ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU 01-01-1970 03:00 KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 01-01-1970 03:00 11 Eylül ve ABD 01-01-1970 03:00 YA 12 EYLÜL SONRASI? 01-01-1970 03:00 Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu 01-01-1970 03:00 AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK 01-01-1970 03:00 KAVGA NEREDE? 01-01-1970 03:00 KAVGA NEREDE? 01-01-1970 03:00 SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK 01-01-1970 03:00 DİL VE TARİH KAVGAMIZ 01-01-1970 03:00 HOLİGARŞİ 01-01-1970 03:00 Said Nursi ve Cemaat algısı 01-01-1970 03:00 Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? 01-01-1970 03:00 MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? 01-01-1970 03:00 TÜRK LİBERALİZMİ 01-01-1970 03:00 AŞK MI MAŞUK OLAN? 01-01-1970 03:00 DİN'ERCİLİK 01-01-1970 03:00 SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? 01-01-1970 03:00 NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA 01-01-1970 03:00 LİBERAL STATÜKOCULUK 01-01-1970 03:00 UYKUYU ÖLDÜRMEK 01-01-1970 03:00 "EKSİK ETEK" 01-01-1970 03:00 BABİL, DİL VE PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ 01-01-1970 03:00 AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM 01-01-1970 03:00 TÜRKÇE VE İDEOLOJİ 01-01-1970 03:00 "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN 01-01-1970 03:00 "İBRAHİMİ DİNLER" 01-01-1970 03:00 BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK 01-01-1970 03:00 KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN 01-01-1970 03:00 TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI 01-01-1970 03:00 RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? 01-01-1970 03:00 BEN'SİZLİĞE ŞİİR 01-01-1970 03:00 TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN 01-01-1970 03:00 ERBAKAN'I ÖZLERKEN 01-01-1970 03:00 MÜSLÜMAN VE İSLAMCI 01-01-1970 03:00 İSLAM VE FEMİNİZM 01-01-1970 03:00 KAÇIRILAN GÜNDEM 01-01-1970 03:00 BIDEN NOTLARI 01-01-1970 03:00 DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR 01-01-1970 03:00 ARAF'TA 01-01-1970 03:00 TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK 01-01-1970 03:00 İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ 01-01-1970 03:00 ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK 01-01-1970 03:00 Hayatta Sürgün Olmak 01-01-1970 03:00 AKADEMİSYENLİK 01-01-1970 03:00 KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI 01-01-1970 03:00 GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK 01-01-1970 03:00 BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ 01-01-1970 03:00 KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN 01-01-1970 03:00 Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler 01-01-1970 03:00 AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI 01-01-1970 03:00 DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ 01-01-1970 03:00 KUTLU VEDA 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ 01-01-1970 03:00 TANRI, İNSAN VE TAKVİM 01-01-1970 03:00 ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? 01-01-1970 03:00 Millet Olabildik mi? 01-01-1970 03:00 Zaman, medeniyet ve din 01-01-1970 03:00 Zaman, medeniyet ve din 01-01-1970 03:00 Mehdi’yi beklerken 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU VE YENİ İNSAN 01-01-1970 03:00 Kediler, Fareler ve Vatan 01-01-1970 03:00 Kürşat olma vaktidir 01-01-1970 03:00 Gülün Adı, Kadın ve Takva 01-01-1970 03:00 İslamo-Amerikancılık 01-01-1970 03:00 EBCET, CİFR VE TARİH 01-01-1970 03:00 SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ 01-01-1970 03:00 DİPLOMASİMİZ NEREYE? 01-01-1970 03:00 İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? 01-01-1970 03:00 KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! 01-01-1970 03:00 KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA 01-01-1970 03:00 "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi 01-01-1970 03:00 KATLİAMERİKA 01-01-1970 03:00 MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU 01-01-1970 03:00 YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ 01-01-1970 03:00 Ay lav yu, Cani! 01-01-1970 03:00 AŞKIN HALLERİ 01-01-1970 03:00 DOKUZ HECELİLER 01-01-1970 03:00 FİRAVUN... 01-01-1970 03:00 Kadın'ım... 01-01-1970 03:00 28 Şubat ve Erbakan 01-01-1970 03:00 KADDAFİ'DEN KESESİ 01-01-1970 03:00 Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot 01-01-1970 03:00 Democoupracy mübarek olsun! 01-01-1970 03:00 FULL'er Yapalım mı, Abi? 01-01-1970 03:00 Ortadoğu'da Sezaryen 01-01-1970 03:00 Mısır'da Karaoke Devrimi 01-01-1970 03:00 Mısır'ı Okurken 01-01-1970 03:00 Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) 01-01-1970 03:00 Bir Ortadoğu Masalı 01-01-1970 03:00 Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye 01-01-1970 03:00 Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! 01-01-1970 03:00 Bilinç ve Sürgün 01-01-1970 03:00 İbrahim, devir içimdeki putları! 01-01-1970 03:00 İdeolojik dil ve Teolojik Tarih 01-01-1970 03:00 Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? 01-01-1970 03:00 Paralel Evren, Küresel İslamcılık 01-01-1970 03:00 Erkekler ne zaman "adam" olur? 01-01-1970 03:00 "Millî" Küreselleşme? 01-01-1970 03:00 AK'Kışşş 01-01-1970 03:00 Kimliklerin Kurdu 01-01-1970 03:00 “Hiç” i öğrenmek 01-01-1970 03:00 GELENEK VE MANKURT 01-01-1970 03:00 Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz 01-01-1970 03:00 Çift-düşün, yeni-konuş! 01-01-1970 03:00 Batı'yı ararken... 01-01-1970 03:00 Aforoz’malar… 01-01-1970 03:00 Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? 01-01-1970 03:00 AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU 01-01-1970 03:00 KÜRT'AJ 01-01-1970 03:00 Shalom, Kürdistan! 01-01-1970 03:00 İstiklal marşını yeniden yazmak 01-01-1970 03:00 İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset 01-01-1970 03:00 Amerika düşmansız olabilir mi? 01-01-1970 03:00 Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup 01-01-1970 03:00 Keşif... 01-01-1970 03:00 Babil’in dil’beri 01-01-1970 03:00 Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? 01-01-1970 03:00 Tarihi hangi hikâyeci yazar? 01-01-1970 03:00 Zihin Kontrolü ve Kült 01-01-1970 03:00 YUMURTANIN AK'I, SARISI 01-01-1970 03:00 Ebu Zer’in günlüğü 01-01-1970 03:00 Her şey zıddı ile mi kaim? 01-01-1970 03:00 Melamilik “marka” mıdır? 01-01-1970 03:00 Melâmilik 01-01-1970 03:00 Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm 01-01-1970 03:00 AŞKA DAİR NE VARSA 01-01-1970 03:00 Medya medyumluğu ve wikisızmalar 01-01-1970 03:00 Türkiye, İran ve Dünya Barışı 01-01-1970 03:00 Muhafazakârlık “marka”sı? 01-01-1970 03:00 Füze ümütz! “Van münütz!” 01-01-1970 03:00 Çin'in hafızası ve küresel sistem 01-01-1970 03:00 Kutlu veda 01-01-1970 03:00 Öznellik Öz’neliktir! 01-01-1970 03:00 Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet 01-01-1970 03:00 Said Nursi ve tesettür 01-01-1970 03:00 İmam, Örtünme ve Nur Suresi 01-01-1970 03:00 Din duble “yol” mu demekti? 01-01-1970 03:00 Gelenek, mankurt ve reform 01-01-1970 03:00 Aylardan şubat günlerden cuma 01-01-1970 03:00 Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek 01-01-1970 03:00 Gelenek mürtedi ve kimlik 01-01-1970 03:00 Namus, Kanun ve Fazilete Dair 01-01-1970 03:00 İman "terakkiye" destek midir? 01-01-1970 03:00 Yılmayacağız... 01-01-1970 03:00 ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL 01-01-1970 03:00 Hoş geldin, Şeytan! 01-01-1970 03:00 OSMANLI VE NEO-OSMANLI 01-01-1970 03:00 DAYILAR VE DAYILANMALAR 01-01-1970 03:00 Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus 01-01-1970 03:00 Tesettür neyi örtüyor? 01-01-1970 03:00 Milat oluşturmak 01-01-1970 03:00 Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? 01-01-1970 03:00 Tarih satrancını asıl kim oynuyor? 01-01-1970 03:00 Mahalle ve getto 01-01-1970 03:00 Tanrı, totem ve muta nikahı 01-01-1970 03:00 Orta Doğu’mların ebesi 01-01-1970 03:00 ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI 01-01-1970 03:00 KÜRESEL İSLAMCILIK 01-01-1970 03:00 RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK 01-01-1970 03:00 Medine Vesikası 01-01-1970 03:00 Türk solculuğu ve İslamcılığı 01-01-1970 03:00 Batı’k düşüncelerin Doğu’şu 01-01-1970 03:00 BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? 01-01-1970 03:00 NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG 01-01-1970 03:00 Karadul 01-01-1970 03:00 KEDİLER VE FARELER 01-01-1970 03:00 “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası 01-01-1970 03:00 ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI 01-01-1970 03:00 Neden Federasyon? 01-01-1970 03:00 Kaburga kemiklerimdeki sızı? 01-01-1970 03:00 Ortadoğu ve Darbeler 01-01-1970 03:00 "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? 01-01-1970 03:00 TURNUSOL 01-01-1970 03:00 Ya 12 Eylül sonrası? (II) 01-01-1970 03:00 Ya 12 Eylül sonrası? 01-01-1970 03:00 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 01-01-1970 03:00 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) 01-01-1970 03:00 Kim ne der? 01-01-1970 03:00 Ne zaman ki… 01-01-1970 03:00