DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ

Metin BOSNAK

26-04-2022 01:49

 

Mücahit Denktaş’ın ölümü

Ölüm fikrinin farkında olan tek varlık insan belki. İnsan olduğunun farkında olması da insana özgü. Diğer canlılarda yaşamaya odaklı bir algı ya da içgüdü varken, insan doğumlarda bile ölümü hatırına getirebilen bir varlık. İstemeden doğarız, ölürüz istemeden. Bize asıl üzüntü veren, ölümün soğukluğu değil, ölümün sevdiklerimizi alıp götürmesidir esasen.

Mücahit Denktaş’ı aldı ölüm. KKTC’ye hayat vermek için hayatını adadıktan sonra.

Kurşun ağırlığında yürek, eriyen zaman içinde külçe külçe olur da bedeni sürükleyemez. Menziller arası bir menzilde, menzillerce hasrettir ölüm; ramak mesafede, sonsuzluk çarpı ramaktır. Hayat zaten asî bir kopuşla gelen mutî atılmışlığın sürgün hâliyle, bir tür ölümle başladı evrende. Başlangıcın sonu kadar, sonun da başlangıcı oldu ölüm. Her ayrılık, o’nca ölümdür, her sürgün bir ölümdür içinde, dışında.

Denktaş aslında yedi yıl önce ölmüştü. Cleopatra’yı kıyılarında ağırlayan ada ona sürgün yeri olmuştu.

Mecnun’suz Leylâ sürgündür; Leylâ’sız dünya, cinnetin zindanıdır Mecnun’a. Şems’ten ayrı Mevlânâ, dosttan ayrı yüzülen posttur. İsterse, güneşin ışığıyla varlığını ışıklandırsın, o gidince yine hilâle dönüşür. Işıyan çehresinden çok, kanayan karanlıkları vardır.

Sezar gibi kanayan yarası çoktu Denktaş’ın. Aleyhinde yürütülen propaganda küçük adanın boyutlarından büyük, küresel ölçekteydi. Mücahit Denktaş küresel anaforda savruldu. Adayı üstüne kuma gelmesine dahi dayanamayacak kadar seviyordu. O ada olmuştu. Ada’nın sıkıntılarından, bir tür Ergenekon’dan çıkmasını istiyordu. Ancak birden bazı çevrelerin “Ergenekoncu” ithamlarına muhatap oldu. Kahramanların “hain”leşmesini anlamamış, rahmetli Erbakan’a serzenişte bulunmuştu. Türkiye Cumhuriyetini  "Rum" ağzıyla “işgalci devlet” görenleri gördükçe ıstırabı derinleşmişti.

Hasretin özeti, daralan göğüs kafesidir, gözbebeklerinde küllenen közdür, yürekte yanan özdür. Mil çekilse de gözlerine, gözbebeklerinde beliriveren daralma, o gözlerle göreni kapanarak içine almak ister, göz ile göz kapağı da yaşar hüznün güzelliğini. Gözkapakları tabut olur gözlere.

Denktaş’a mezar oldu adası sürgün sonrasında. Sürgünlüğünün acısına, evlat acısı da binmişti zaten. Yazılarına döndü, kamerasına, papağanına anlattı derdini. Dinleyen kalmamıştı Anavatanda.

Hüznün parmakları, bedendeki damarları ve sinirleri, kanunun tellerine benzetir de, her vuslatı bir münasip makamla şakır tel tel eder. İçinden yürek uçunca daralır, daralır da, hatıraların arta kalanını çeperlerinde yakalamak, dermek ister. Daralmanın hacmince kesilen nefes, ancak yüreğin kafeste şakımasıyla can bulur. 

Hüzünlüydü Denktaş yıllardır. Tek başına da kalsa Kıbrıs davasını anlatacaktı. Anlattı. “Rum”u anlattı, Annan planını anlattı, değiştirtti. Biz onaylasak bile “Rum” oyun oynayarak diyordu. Oynadı. Diplomaside her konuda olduğu gibi Türkiye’nin hafızası sıfırlanarak yaklaşınca, “AB” önünde engel olmuştu Denktaş.

Ayrılıkların kokusu, ölümün kokusundan da acı gelir. Ölümle hayat arasındaki nöbet değişimi, ayrılıkla vuslat arasında yoktur. Ya vardır, ya yoktur o! Varlık hayat, yokluk ölümdür. “Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir de ölüm!” Mezarda ayrılanla, iki duvarın ayırdığı arasındaki fark, mezardakinin ayrılığın bilincinde olmamasıdır. Ayrılığın yastığına, tenine, gömleğine sinen koku ise, nesnelerden uzaklaşır, diğer tenin özünü muhasara altına alır, istilâ eder. Eyüb’ün tenine düşen kurtlar, Yakub’un kokladığı gömlek onca muhasara altındaydı.

Denktaş muhasara altındaydı. Talat’ın ekibi ve Anavatan girişimleri sayesinde olan hasarı azaltmaya çalıştı.

Zaman erir, yelkovan delirir. Sarkacın yüreği atar güm güm! Onunla hemhâl andır yaşamak. Kendince, kendini unutarak, onca var olmayı, onunla var olmayı, O’nca var olma derecesinde hissetmek. Yalnızlık bir ölümdür, yalın kılıç dilim dilim ederek yeni “ben”ler çıkaran kendinden. Her beni bir “sencileyin” var etmek. Kalabalıkta kayboluş bir ölümdür; “ben” râm olmuştur onlara. Aldanış ölümdür, aldatış ölümdür. Hayat bir aldanıştır Havva’ca. Ve ölüm uçmaktır. Uçmağa varmaktır…

Denktaş yalnızdı. Yalınkılıç yalnızlığında yaşıyordu yıllardır.

Ölüm neydi ki Denktaş’a?

Yapmayı planladıklarının yarım kalmasıdır. Yazılan, okunan bir kitap bitmeden meselâ… Bir çocuğu tastamam yetiştiremeden, Kıbrıs’ı mükellef bir olarak görmeden.

“Hayat nedir?” sormadan, hayatın anlamını hayattan kaçmak şeklinde değil de hayatla bizzat yüzleşerek ve ölümü de hayatı da “eyvallahsız” bir şekilde ölmek ve yaşamak.  Ölmeyi öldürmektir yaşamak. 

Yaşamak halvet hâlidir ölümle; hayata darılmadan. Tekerlekli sandalyede en son bedeni bükülen ama başı dimdik bir kahraman vardı. Darılmamıştı, daralmıştı.

Pişman olduğunuz her fiil bir nevi ölmektir aslında. “Keşke!”ler lahdine defnedilen nice ölüm vardır! Ve beraberinde tekrar yaşamaya dair yapılan taahhütler, yeminler. Mesafe ve zamanı kuşatmaktır yaşamak, şimdisi ve “hemen!”i ile.

Kıbrıs’a dair keşkeleri yoktu Denktaş’ın. İstikameti belliydi.

Kıbrıs’ı yaşadı ruhunda. Hayatın coşkusuyla yatağına sığmayan sular gibi, kâh başını kayalara vurmak belki kâh kayalardan - minnacık da olsa - parçalar koparmak kayanın içine işleyerek Eritemese de, kayanın ağırlığını artırmak, üzerinin yosun tutmasını sağlamak. Belki kayalardan koparmak minnacık parçaları ve özündeki toprağa dönüştürmek... Yaşadıklarımızdan pişman olmadan, kendimizle iç içe. İç içe olmayı bile bir ayrılık mesafesi bilip, eriyerek zaman içinde, zamanı içinde eriterek.

Denktaş’tan kopan ömrü oldu sadece. Abidevi kişiliğinden kopan olmadı. 

Denktaş öleli onca yıl oldu aslında. Arayan, soran, yazan, konuşan yoksa zaten ölümdür yaşanan. Yaşadıklarımızla, kendimizle sınırlı ise ölümdür bu. Yaşam alanı sadece hatıralara ise, ölümdür. Ölüm kendini aşmaktır tepeleri tepe tepe. O anlamda Denktaş kendini çoktan aştı, ölmedi. Hakikatin yaşmağını sıyırıp, yaşamanın derunî hüznünü özümüze giydirmekle varılan bir kendini giyinme hâlidir onunki.

Korku ile değil cüretle, belki sevilenlerden sevilmesi gerekene bir yolculuk. Meşgalenin bittiği an, istirahatın başladığı ve yeni enerjilerin depolandığı an. Gidilecek yerde de seveceklerimiz olduğunu bilerek.  

Aslında, her daim şikâyet eder gibi olduğumuz ve fakat her nedense yaşamayı hâlâ biyolojik fonksiyonlardan öteye algılayamadığımız bir sürece son verilmesidir ölüm. Sevda otağına girer gibi, karasevda gülleri dermek için. Denktaş karasevdalı idi Kıbrıs’a, ve Türkiye’ye.

Ruhun şad olsun ey Mücahit Denktaş!

Musalla taşında saf tutanlardan epey yüreği daralanlar olacak!

Nasıl bilirdiniz deyince hele!

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN 01-01-1970 03:00 Mum Titrer Hanemizde 01-01-1970 03:00 Ülkücülük 01-01-1970 03:00 CHP'yi Ne Zaman Sevdim 01-01-1970 03:00 İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK 01-01-1970 03:00 SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI 01-01-1970 03:00 PARALEL YAPI 01-01-1970 03:00 Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS 01-01-1970 03:00 DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR 01-01-1970 03:00 DEVRİM Mİ DEDİNİZ? 01-01-1970 03:00 BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? 01-01-1970 03:00 DİL TARİH VE İDEOLOJİ 01-01-1970 03:00 AYNAYI ARAMAK... 01-01-1970 03:00 MAKULLER AKİLLERE KARŞI 01-01-1970 03:00 VEDA HUTBESİNİ OKURKEN 01-01-1970 03:00 HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK 01-01-1970 03:00 ALPEREN OLMAK 01-01-1970 03:00 BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR 01-01-1970 03:00 DELİLİĞE ÖVGÜ 01-01-1970 03:00 AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR 01-01-1970 03:00 BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR 01-01-1970 03:00 YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? 01-01-1970 03:00 DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ 01-01-1970 03:00 ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ 01-01-1970 03:00 EFKAR VE HERZELER 01-01-1970 03:00 YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR 01-01-1970 03:00 EĞİTİME NEDEN HAYIR? 01-01-1970 03:00 EFKAR VE HERZELER 01-01-1970 03:00 "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? 01-01-1970 03:00 İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... 01-01-1970 03:00 BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? 01-01-1970 03:00 BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? 01-01-1970 03:00 BU ÜLKEYİ ANLAMAK... 01-01-1970 03:00 NİYET TAVŞANLARI VE TARİH 01-01-1970 03:00 ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI 01-01-1970 03:00 FERMAN VE FETVA 01-01-1970 03:00 BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK 01-01-1970 03:00 AŞKIN BAR/KODU 01-01-1970 03:00 MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK 01-01-1970 03:00 YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! 01-01-1970 03:00 OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? 01-01-1970 03:00 SÜRGÜN 01-01-1970 03:00 KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... 01-01-1970 03:00 KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? 01-01-1970 03:00 İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ 01-01-1970 03:00 MHP NEREYE GİDİYOR? 01-01-1970 03:00 NASIL BİR GENÇLİK? 01-01-1970 03:00 KİM KORKAR EBU ZER'DEN? 01-01-1970 03:00 MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? 01-01-1970 03:00 "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE 01-01-1970 03:00 Milliyetçilik ve Kürtler 01-01-1970 03:00 İLETİŞİM VE PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 BATILILAŞMAK 01-01-1970 03:00 TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK 01-01-1970 03:00 "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" 01-01-1970 03:00 BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI 01-01-1970 03:00 FİRAVUN VE HİÇ'LİK 01-01-1970 03:00 KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? 01-01-1970 03:00 KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM 01-01-1970 03:00 ÇEVRİM İÇİ AHLAK 01-01-1970 03:00 ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU 01-01-1970 03:00 KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 01-01-1970 03:00 11 Eylül ve ABD 01-01-1970 03:00 YA 12 EYLÜL SONRASI? 01-01-1970 03:00 Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu 01-01-1970 03:00 AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK 01-01-1970 03:00 KAVGA NEREDE? 01-01-1970 03:00 KAVGA NEREDE? 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI 01-01-1970 03:00 SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK 01-01-1970 03:00 DİL VE TARİH KAVGAMIZ 01-01-1970 03:00 HOLİGARŞİ 01-01-1970 03:00 Said Nursi ve Cemaat algısı 01-01-1970 03:00 Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? 01-01-1970 03:00 MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? 01-01-1970 03:00 TÜRK LİBERALİZMİ 01-01-1970 03:00 AŞK MI MAŞUK OLAN? 01-01-1970 03:00 DİN'ERCİLİK 01-01-1970 03:00 SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? 01-01-1970 03:00 NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA 01-01-1970 03:00 LİBERAL STATÜKOCULUK 01-01-1970 03:00 UYKUYU ÖLDÜRMEK 01-01-1970 03:00 "EKSİK ETEK" 01-01-1970 03:00 BABİL, DİL VE PROPAGANDA 01-01-1970 03:00 AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM 01-01-1970 03:00 TÜRKÇE VE İDEOLOJİ 01-01-1970 03:00 "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN 01-01-1970 03:00 "İBRAHİMİ DİNLER" 01-01-1970 03:00 BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK 01-01-1970 03:00 KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN 01-01-1970 03:00 TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI 01-01-1970 03:00 RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? 01-01-1970 03:00 BEN'SİZLİĞE ŞİİR 01-01-1970 03:00 TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN 01-01-1970 03:00 ERBAKAN'I ÖZLERKEN 01-01-1970 03:00 MÜSLÜMAN VE İSLAMCI 01-01-1970 03:00 İSLAM VE FEMİNİZM 01-01-1970 03:00 KAÇIRILAN GÜNDEM 01-01-1970 03:00 BIDEN NOTLARI 01-01-1970 03:00 DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR 01-01-1970 03:00 ARAF'TA 01-01-1970 03:00 TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK 01-01-1970 03:00 İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ 01-01-1970 03:00 ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK 01-01-1970 03:00 Hayatta Sürgün Olmak 01-01-1970 03:00 AKADEMİSYENLİK 01-01-1970 03:00 KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI 01-01-1970 03:00 GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK 01-01-1970 03:00 BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ 01-01-1970 03:00 KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN 01-01-1970 03:00 Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler 01-01-1970 03:00 AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI 01-01-1970 03:00 DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ 01-01-1970 03:00 KUTLU VEDA 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ 01-01-1970 03:00 TANRI, İNSAN VE TAKVİM 01-01-1970 03:00 ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? 01-01-1970 03:00 Millet Olabildik mi? 01-01-1970 03:00 Zaman, medeniyet ve din 01-01-1970 03:00 Zaman, medeniyet ve din 01-01-1970 03:00 Mehdi’yi beklerken 01-01-1970 03:00 ORTADOĞU VE YENİ İNSAN 01-01-1970 03:00 Kediler, Fareler ve Vatan 01-01-1970 03:00 Kürşat olma vaktidir 01-01-1970 03:00 Gülün Adı, Kadın ve Takva 01-01-1970 03:00 İslamo-Amerikancılık 01-01-1970 03:00 EBCET, CİFR VE TARİH 01-01-1970 03:00 SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ 01-01-1970 03:00 DİPLOMASİMİZ NEREYE? 01-01-1970 03:00 İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? 01-01-1970 03:00 KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! 01-01-1970 03:00 KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA 01-01-1970 03:00 "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi 01-01-1970 03:00 KATLİAMERİKA 01-01-1970 03:00 MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU 01-01-1970 03:00 YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ 01-01-1970 03:00 Ay lav yu, Cani! 01-01-1970 03:00 AŞKIN HALLERİ 01-01-1970 03:00 DOKUZ HECELİLER 01-01-1970 03:00 FİRAVUN... 01-01-1970 03:00 Kadın'ım... 01-01-1970 03:00 28 Şubat ve Erbakan 01-01-1970 03:00 KADDAFİ'DEN KESESİ 01-01-1970 03:00 Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot 01-01-1970 03:00 Democoupracy mübarek olsun! 01-01-1970 03:00 FULL'er Yapalım mı, Abi? 01-01-1970 03:00 Ortadoğu'da Sezaryen 01-01-1970 03:00 Mısır'da Karaoke Devrimi 01-01-1970 03:00 Mısır'ı Okurken 01-01-1970 03:00 Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) 01-01-1970 03:00 Bir Ortadoğu Masalı 01-01-1970 03:00 Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye 01-01-1970 03:00 Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! 01-01-1970 03:00 Bilinç ve Sürgün 01-01-1970 03:00 İbrahim, devir içimdeki putları! 01-01-1970 03:00 İdeolojik dil ve Teolojik Tarih 01-01-1970 03:00 Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? 01-01-1970 03:00 Paralel Evren, Küresel İslamcılık 01-01-1970 03:00 Erkekler ne zaman "adam" olur? 01-01-1970 03:00 "Millî" Küreselleşme? 01-01-1970 03:00 AK'Kışşş 01-01-1970 03:00 Kimliklerin Kurdu 01-01-1970 03:00 “Hiç” i öğrenmek 01-01-1970 03:00 GELENEK VE MANKURT 01-01-1970 03:00 Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz 01-01-1970 03:00 Çift-düşün, yeni-konuş! 01-01-1970 03:00 Batı'yı ararken... 01-01-1970 03:00 Aforoz’malar… 01-01-1970 03:00 Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? 01-01-1970 03:00 AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU 01-01-1970 03:00 KÜRT'AJ 01-01-1970 03:00 Shalom, Kürdistan! 01-01-1970 03:00 İstiklal marşını yeniden yazmak 01-01-1970 03:00 İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset 01-01-1970 03:00 Amerika düşmansız olabilir mi? 01-01-1970 03:00 Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup 01-01-1970 03:00 Keşif... 01-01-1970 03:00 Babil’in dil’beri 01-01-1970 03:00 Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? 01-01-1970 03:00 Tarihi hangi hikâyeci yazar? 01-01-1970 03:00 Zihin Kontrolü ve Kült 01-01-1970 03:00 YUMURTANIN AK'I, SARISI 01-01-1970 03:00 Ebu Zer’in günlüğü 01-01-1970 03:00 Her şey zıddı ile mi kaim? 01-01-1970 03:00 Melamilik “marka” mıdır? 01-01-1970 03:00 Melâmilik 01-01-1970 03:00 Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm 01-01-1970 03:00 AŞKA DAİR NE VARSA 01-01-1970 03:00 Medya medyumluğu ve wikisızmalar 01-01-1970 03:00 Türkiye, İran ve Dünya Barışı 01-01-1970 03:00 Muhafazakârlık “marka”sı? 01-01-1970 03:00 Füze ümütz! “Van münütz!” 01-01-1970 03:00 Çin'in hafızası ve küresel sistem 01-01-1970 03:00 Kutlu veda 01-01-1970 03:00 Öznellik Öz’neliktir! 01-01-1970 03:00 Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet 01-01-1970 03:00 Said Nursi ve tesettür 01-01-1970 03:00 İmam, Örtünme ve Nur Suresi 01-01-1970 03:00 Din duble “yol” mu demekti? 01-01-1970 03:00 Gelenek, mankurt ve reform 01-01-1970 03:00 Aylardan şubat günlerden cuma 01-01-1970 03:00 Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek 01-01-1970 03:00 Gelenek mürtedi ve kimlik 01-01-1970 03:00 Namus, Kanun ve Fazilete Dair 01-01-1970 03:00 İman "terakkiye" destek midir? 01-01-1970 03:00 Yılmayacağız... 01-01-1970 03:00 ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL 01-01-1970 03:00 Hoş geldin, Şeytan! 01-01-1970 03:00 OSMANLI VE NEO-OSMANLI 01-01-1970 03:00 DAYILAR VE DAYILANMALAR 01-01-1970 03:00 Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus 01-01-1970 03:00 Tesettür neyi örtüyor? 01-01-1970 03:00 Milat oluşturmak 01-01-1970 03:00 Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? 01-01-1970 03:00 Tarih satrancını asıl kim oynuyor? 01-01-1970 03:00 Mahalle ve getto 01-01-1970 03:00 Tanrı, totem ve muta nikahı 01-01-1970 03:00 Orta Doğu’mların ebesi 01-01-1970 03:00 ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI 01-01-1970 03:00 KÜRESEL İSLAMCILIK 01-01-1970 03:00 RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK 01-01-1970 03:00 Medine Vesikası 01-01-1970 03:00 Türk solculuğu ve İslamcılığı 01-01-1970 03:00 Batı’k düşüncelerin Doğu’şu 01-01-1970 03:00 BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? 01-01-1970 03:00 NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG 01-01-1970 03:00 Karadul 01-01-1970 03:00 KEDİLER VE FARELER 01-01-1970 03:00 “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası 01-01-1970 03:00 ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI 01-01-1970 03:00 Neden Federasyon? 01-01-1970 03:00 Kaburga kemiklerimdeki sızı? 01-01-1970 03:00 Ortadoğu ve Darbeler 01-01-1970 03:00 "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? 01-01-1970 03:00 TURNUSOL 01-01-1970 03:00 Ya 12 Eylül sonrası? (II) 01-01-1970 03:00 Ya 12 Eylül sonrası? 01-01-1970 03:00 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 01-01-1970 03:00 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) 01-01-1970 03:00 Kim ne der? 01-01-1970 03:00 Ne zaman ki… 01-01-1970 03:00