https://www.egemengazetesi.com/files/uploads/user/0e42907936.jpg
Metin BOSNAK

Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus

26-04-2022 01:49

 

“Muhafazakârlık” Türkiye’de neyi muhafaza eder?

Husumet oluşturmak için muhafazakâr önce geçmişi hale karşı kullanır.

Uzayda yörüngeye oturmak için uydular ateşleme roketi kullanır ya!

Muhafazakâr için de sermaye ve güç yörüngesine oturmak için “mazi” ateşleme roketidir.

Uydu yörüngeye oturduktan sonra, ateşleme roketleriyle bağlantısı koparılır.

Hatırası kalır, belki biraz da isi. 

“Muhafazakâr” öncelikle hafızladığı ezberler tarihini muhafaza eder.

Sonra da resen karşı çıktığı “değerlerin” muhafazakârı olur.

Kişilik parçalanmasından “bir tatlı hüzün almaya” gelir.

“Hikmet” işte!

Muhafazakârlık tarihteki ve haldeki “gerçeklere” Janus’un yüzüyle değil, fanusun dar, tekdüze camından bakar. Muhafazakâr hafıza tarihten çıkardığı kimliğini, haldeki tüketim mekanizmalarıyla birleştirir. Mazideki “değerleri”, haldeki “değerler” ile tartarak tercihini belirler.

Haldekiler ağır basar elbette…

Muhafazakâr için tarih dönemlerinden bahsetmek tavşana niyet çektirmek gibidir.

Varmak istediği sonuca göre, tavşan kullanır.

Yani…

Türkiye’de muhafazakârlık bir Dr. Faustus serencamıdır…

Küresel Mephistopheles ile paktını yaparken meşrulaştırmaları, kapalı mecazları tarihten olur.

Haldeki yanlışları doğrulamak için maziyi, geleceği kotarmak hali kullanır. Yanlışlarının ilk örneklerini tarihten çıkarmakta mahirdir. Haldeki gayri meşruiyetin meşrulaşması için tarihten örnekler çıkarırken, tarihteki doğruları da kendisi tekzip eder aslında.

Muhafazakârlık için tarih ya müzede ya müzayedede vardır.

Müzede izlediği tarih ezikliklerini telafi eder biraz.

Çünkü tarih altında ezildiği bir iftihar tablosu, bir resmigeçittir.

Tarihi müzede kendisi için öğrenmez, başkalarına anlatmak için ezberler.

Başkalarıyla yarışırken müsabaka yedeği olarak yanında tutar müzeyi.

Hayatın “realitesine” dönünce unutur tarihi, haldekini yüceltmeye başlar.

Siyaset diye başlar, sonra politikaya girer.

Artık müzayede zamanıdır…

Muhafazakâr zihin haritasında iki dönem hep sitayişle anılır.

Birincisi Asr-ı Saadet dönemidir.

Bir önceki dönem olan Cahiliye Döneminin karşısına çıkarılır.

Önceki döneme ait ne varsa her şey“cahiliye” kapsamındadır.

Yani inanç açısından “cahiliye”, o dönem toplumdaki her şeyi “cahiliye” kategorisine sokar.

Artık “putlar” yıkılmıştır!

Buna adetlerin tamamını, medeniyet namına ne varsa her şeyi katabilirsiniz.

“Haram aylar” kavramını da mesela.

Edebiyattaki verimleri de mesela!

Ve kız çocukları cahiliye döneminde gömülüyor da nesil nasıl türüyordu?

Sorulmaz ki…

Acaba kaçıncı kız çocuğuydu diri diri gömülen? İlk doğan kız olunca mı, mesela?

İnsanlar da öyle…

Hz. Peygamberin amcası Ebu Talip ölürken dudakları kımıldadı…

Şahadet getirdi mi, getirmedi mi?

( Modern paralellikleri “Prens Charles Müslüman oldu mu? Ya Kaptan Cousteau?” )

Dil ile tasdik etmediğini biliyoruz, ancak dudaklarının oynaması ne ifade eder?

Ya da en azından Ebu Talibin Hz. Peygambere yaptığı onca iyiliği sadece bununla mı ölçmek lazımdır?

Yani “müşrik” olması Ebu Talip’i ahlaksız yapar mı?

Ya da Hz. Ömer hidayete ermeden önce kötü bir insan mıydı?

Önceden de şahsiyetli bir insan değil miydi? Cesur ve adalet sahibi değil miydi?

Hz. Osman’ın şehit edilmesinde, yaptığı bazı adaletsizlik uygulamaların rolü olmadı mı?

Hz. Ömer’in adaleti onun şehit edilmesine yol açmıştı oysaki!

Ya da “ashap”tan olan Muaviye’nin, Hz. Peygamberin nerdeyse soyunu kurutmaya yönelik tavırları olmadı mı? Ehl-i Beyt’e hem de camilerde yaptırdığı hakaret, acaba Hz. Ali’nin torununu şehit ettirmesinden daha az mı vahimdir?

Uhut Savaşında ashaptan insanlar itaatsiz davranmadı mı?

Hendek Savaşında Hz. Peygamber bir Aceme akıl danışmadı mı?

Ağaçları aşılama konusu sorulunca, “bunu sizler daha iyi bilirsiniz” demedi mi?

Hz. Peygamberin vefatından sonra halifelik konusu kişisel hırsları ortaya çıkarmadı mı?

Peki, halifelerin hepsi “adil” mi idiler?

Üç halifenin birden farklı yerlerde ve devletler de olduğu olmadı mı?

İslam her zaman bir bütün olarak mı hareket etti?

“Reşit halifeler” insani hatalardan uzak mıydılar peki?

Sıffin’de karşılıklı savaşanların mızraklarında Kuran sayfalarını kim taktırdı?

Abbasi ve Emevi Halifeleri arasında şarap içen hiç olmadı mı?

Ve uzayıp gider sorulara cevaplar ya alınamaz. Ya da Muaviye için bir aklama gerekçesi bulunur. Evet, “zalimlikleri vardır ama…”

“Ama”dan sonrası artık başka bir fasıldır.

İkincisi Osmanlı dönemidir.

Yani yeni “putlar” dikme dönemi başlar.

O da bir sonraki dönem olan Cumhuriyet Dönemine karşı çıkarılır.

Söğütle başlar tarih, öğütle biter.

Selçukluları ve diğer Türk devletlerini atlamak muhafazakâr aklın bir tercihidir.

Artık tarih kimlerin ne yaptığından çıkar, kimlerin daha “mümin” olduğuna evrilir.

Hatta din bile kıstas olmaktan çıkar, uygulamanın kendisine göre dini kural esner.

Alice Harikalar Diyarında gibi gözlemler ve anlatılar vardır tarih yazıcılarında.

Alice harikalar diyarına girer ve bakar ki gördükleri hep harikuladedir.

Alice’in naifliği kadar, toplum mühendisliğinin titizliği de rol oynar bu algıda.

Yani…

Muhafazakâr akıl tarihe sempatik ve parasempatik olarak yaklaşır.

Çünkü tarih bu akıla—ve karşısındaki akıla göre—bir bilim alanı değil, bir iman ve ideoloji alanıdır. İmanın sorgulanmazlığı kadar, İslam ve Osmanlı tarih alanları da sorgulanmaz. Bir şekilde sempatik sistem güzellikleri öyle güzel görür ve/ya gösterir ki, tarihte yapılan yanlışlıkları ve kötülükleri yanlış ve/ya kötü olarak algılamak yerine, onların aslında hangi gerekçeyle “zaruretten” yapıldığı konusuna yoğunlaşır. Eğriler doğru olur, doğrular eğrileşir.

Çünkü…

Tarihte olmuş yanlışlıkları yazmak ya da konuşmak muhafazakâr akıl için hezeyanlı bir süreçtir ve “imanı kaybetme” endişelerini beraberinde getirir. “Kardeş katli” dahi bir caizlik alanına girer Osmanlı’ya gelince.

Kötülükler bu dönem hafızasından ya silinir ya da ince dokunuşlarla telkari tarih telveye karışır gider. Bir tarafı mükemmellikle diğerini sırf çirkeflikle anmaya başlar. Çünkü “biz onların ayakkabılarını bağcıklarındaki toz da olamayız!”

Hafızlıkta esas ezbere almaktır zaten, anlamak yükümlülüğü yoktur.

Ve muhafazakâr akıl dini en güzel başkasına anlatır.

Kendisini bağlamaz anlattıkları. Ritüele indirgediği din, spritüel anlamını kaybederken, tarumar olan bahçeden saksıya kotarılan bir çiçeği ontolojik meseleye dönüştürür.

Silsilenin üçüncüsü de Menderes ve “takipçileri” serisidir.

İşte bu nedenledir ki…

Dr. Faustus ile Türkiye’de muhafazakârlık arasında çok bağlantılar var. Malumunuzdur, Dr. Faustus Ortaçağ’dan Rönenansa geçişin karakteridir. Dr. Faustus epey bir süre teoloji tahsili yapar. Ama dini konuları bilmek artık ona yetmez, daha fazlasını ister. İster ki artık dünyaya hükmetsin. Ve öyle yürekten ister ki, dileği kabul edilir Mephistopheles tarafından.

Faustus eserin sonunda Müslüman oluyor muydu? Hatırımda değil…

Ancak Mephistopheles ile yaptığı anlaşma “apaçık beyan” ile sabittir.

 

 

 

 

 

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…