https://www.egemengazetesi.com/files/uploads/user/0e42907936.jpg
Metin BOSNAK

HOLİGARŞİ

26-04-2022 01:49

 

Holigarşi 

Evvela meşru Erbakan hükümetini, “hükümet gitmeli,” “askerler sivillilerden daha demokrat” diye darbe işbirlikçiliği yaptılar. Sonra da darbe karşıtlarıyla bir oldular. Birden 28 Şubat zulüm dönemi oldu ve onlar “mağdur” olmuşlardı.

Sonra 28 Şubatla hesaplaşma başladı. Yani adı öyleydi. Giderek artan bir “ele geçirme” ve dâhili “istilâ psikozu” Türkiye’ye hâkim oldu. Hükümet seçilmişti, ama onlar hükümeti seçicileri olmak istediler.

Öyle bir aşamaya geldi ki artık hükümet içinde hatta hükümet üstünde hükümet olmak hırsına kapıldılar. Hükümetler gelir-geçerdi, o halde onlar kalıcı bürokrasiye yerleşmeliydiler. O da yetmedi, hükümete eski dönemlerde zinde güçlerin yaptığı gibi akıl vermekten yön vermeye kadar hatta rehin almaya götürdüler işi. Artık “bir her yerdeyiz” sendromunu her yere sarkıtmaya başladılar. Geri tepince de gene eski “mağdur” rolüne soyundular. Yani, önceleri reklam ettiler “her yerde” olduklarını. Sonraları yine inkâra başladılar. Mantık cambazlıklarıyla bunu da meşrulaştırdılar.

Bir ara, devletin kendi içinde dönem dönem oligarşiler oluşturan “iç tehdit, dış tehdit konseptleri” vardı. “İrtica”nın kamufle ettiği sermaye ve güç savaşları oldu. Sonra sistem oligarşiden kurtuluyoruz diyerek “holigarşiye” dönüştürüldü. Yani kutsal oligarşi…

Öyle ki, Bülent Arınç bir insan için, Gazze meselesi patlak verince “O her zaman doğruyu söylemiştir!” diyebildi. Bu sözün tek muhatabı İslâm tarihinde sadece Hz. Muhammed olmuştu. “Doğrudur” dediği de Başbakan’ın dediklerinin tam tersiydi!

Anlıyoruz, kızılcık şerbeti, alçılı demokrasi. Şimdilerde dış düşmanlar unutuldu. İç düşman konsepti değişti. Bush’un bir zamanlar dediği gibi, “ya bizimlesin ya da bizim düşmanımız!” Yani ya taraf olacaksın ya da bertaraf. Araf’ta kalmanın bile “içtihatta” yeri yok.

İntikamın kararttığı ruh gözleri bedevîce dönüyor: “Onlar” da yaptılar. Sonra “onlar” herkes olur nagehan! Ne mızrak gizli artık, ne de kılıf kullanmaya hacet duyuyorlar. Görünen o ki, birileri ittifak kurmuşlar, düşman güçlere cihat ilân etmişler. Türkiye “Dâr-ül Harp,” olunca her hile de “helâl” oluyor. Haram-helâl kavramlarını taktıklarından değil. İçlerini kurtçuklar kemirse de “Dicle kenarında” kendileri kurt oldular. Zulmün kendini, zalimden daha helâl görmelerinden...

Düşman kim? Sen, ben, o?

Sen, ben, o kim? “Bizden” olmayanlar.

Ya “biz”  kimiz? “Onlar”dan olmayanlar.

Ya “onlar”  kim? Onlar da bilmiyorlar.

Önceleri gömlekleri vardı, gömlekçileri vardı.

Ertuğrul Özkök’e “özel gömlek” yaptırıp giydirmişlerdi.

Sonraları çömlekçileri oldu, çömlekleri doldu.

Susamın kapısını susanlar açıyorlar; ağzını “hayır”a açmayanlar…

Hükümet tek partili derken bakıyorsunuz koalisyona dönüşmüş: AKP-C. Biri Türkiye’de yaşayan herkese ve her şeye kendince olmadıkça bertaraf lâfı ediyor. Diğeri onunla da yetinmiyor. “Mezardaki ölüler bile” yardıma gelsin istiyor. Kendisi “Mesih”  ne de olsa! Tek tuşta o da halledilecektir.

Tam bir NLP dönemindeyiz. Sil, yeni baştan yaz. Unut, yeniden yaz. Yaz, silmeden üstüne yaz. Gözlerini açınca 28 Şubat görüyorlar. Ağızlarını açınca 12 Eylül.  Darbecileri önce “cennetle” müjdelemişlerdi. 28 Şubat sürecinde Aydın Doğan’ın kanalı Kanal D’de 28 Şubat işbirlikçiliği de yaptılar.

Yetmedi, adi suçtan yargılanan bir Deniz Kuvvetleri mensubunun yargılanma aşamasında, suçu sabit olmasına rağmen destek mesajları da verdiler. “Kahraman ordumuzun” bir neferine böyle yapılmaması lâzımdı o dönemde.

Biliyorum, her daim bir hikmeti vardır! Hanefi Avcı da çok sevdikleri bir polisti. Holigarşinin işine bazı dedikleri yaradı bir zaman. Ülkesini seven, becerikli bir insan. Lekesizdi hani. Sonra, son iki günde birden, linç operasyonu başladı. “Bolşevik” Devriminden sonra Troçki rolünü giydirmek an meselesi.

Sahi, Avcı ne diyor ki? Eskiden ülkenin zihinsel ve ideolojik bölünmüşlüğünün sembolü olarak polis ayrışmıştı. Pol-Bir vardı, Pol-Der vardı. Hamdolsun, şimdilerde C-Bir var. Yani bir “üç  maymun” hikâyesi izliyoruz.

Bu koalisyon kendi içinde çatışmalar vardı. Lâkin dışarıya karşı sızdırmazlık ilkesi işliyordu. Paylaşmanın “dayanılmaz hafifliği” ikisini de çok ruhanî yapıyordu. Kendileri haricinde herkes karşı tarafta ve onlar her zaman kötü, kötü niyetli, yanlış. Seçilmiş hükümete sultan kurmaya kadar gitti “ruh ikizi” aldatmacası. Hükümet teyakkuza geçince, o da birden “tu kaka” oldu.

Musa Firavun’un sarayında büyüdü ama Firavun olmamıştı. Bir yandan Ramazan’da tatlı tatlı asıl cihadın “nefs ile olan cihat” olduğunu anlatırlar. Bir yandan --bu nasıl bir nefs, ihtiras ise, intikam hırsı ise—hem pençe atıyorlar hem de pençelerinin kirasını istiyorlar. Hadi koro hâlinde, “Yaşasın zalimler için cehennem!” Birilerinin aklında olan “zencilik” psikozu, kireçleseniz gitmiyor. Gitmeyecek de!

Medyada Ertuğrul Özkök hayranı zavallı, onca çabalamıştı onun tahtına oturmak için. Olmadı. Hatta Özkök’e hediye ettiği okunmuş gömlek de fayda etmemişti. Üstelik Özkök Ahmet Hakan’la hacca filan da gitti, ama Paris’e gittiği bir turistik seyahat olarak kaldı. Perde arkasında “Ertuğrul’u kafaladık” sendromu yaşayanın ise, zaten Paris’e ve New York gidip Paris ve New York’ta poz vermekten başka hiç amacı olmamıştı. Yani Ertuğrul Özkök en azından göründüğü oldu ve öyle kaldı…

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…