https://www.egemengazetesi.com/files/uploads/user/0e42907936.jpg
Metin BOSNAK

Said Nursi ve Cemaat algısı

26-04-2022 01:49

 

Nursi “cemaat”ten neyi anlıyordu?

Said Nursi “cemaat”ten “ümmet” kavramını anlıyordu. “Millet-i İslam” ya da İslam ümmeti neyse, onun cemaatten kastı da oydu. “Cemaat” onun gözünde kendi haricindeki her kesimi dışlayan, tekel oluşturmak isteyen bir “sosyolojik” vaka değildi.

Nursi’nin kullandığı anlamıyla “cemaat” zaten ideolojik çağrışımları olmayan, “cem olmak” yani “birlik” bilincini işaret ediyordu. Bu birliğin karşıtı ise, “millet-i küfür” idi. Arkasından “ehl-i dünya” yani dünyevi yaşamı benimseyenler ve ateistler geliyordu. Ateizm konusunda Nursi, hayatı boyunca dehşetli bir cephe almıştı. Risalelerin gücüne öyle inanıyordu ki, bir Risale talebesinin bir yerdeki varlığı oranın fethi için yeterli olabilirdi. Ayrıca ümitliydi de: bir yanda Risale talebeleri vardı, diğer yanda Risale talebesi adayları.

Paramparça olan Osmanlı’nın çöküşünü gördüğü için de Batı’ya karşı bu birlik hayati öneme sahipti. “Eski Said” olarak siyasetle yakından ilgilenmesi bu nedenleydi. Said Nursi, hayatının evrelerini üçer ayırmıştı.  "Eski Said", "Yeni Said" ve "Üçüncü Said."

Nursi 45 yaşına kadar olan hayatını "Eski Said" dönemi olarak ifade etmiştir. “Eski Said,”in algısında İslam’a hizmet için siyaseti kullanmak vardı. Bu dönemde, okudukları ve yaşadıklarını yorumlama ağır bastı. Hem Osmanlı ve TC dönemindeki gelişmeler ve siyasi karmaşalar bu fikrini değiştirmesine neden oldu ve siyasetten el çekti: “siyaseti, gazeteyi ve sigarayı” bırakmıştı.

Eski Said'in "Yeni Said"'e evirilmesinde, Said Nursi'nin, siyasette yaşadığı sıkıntılar yanında Abdulkadir Geylani'nin etkisi oldu. “Gaybın Fetihleri” isimli eserin bu kararda esaslı bir etki yaptığı ifade edilir. Ayrıca Eski Said, “iman hakikatlerini” anlatırken pozitif bilimlerin delillerini İslamî konulara açıklamada kullandı. Nursi, Eski Said ile Yeni Said dönemlerini özetlerken "Eski Said, daha ziyade akli gidiyordu, Yeni Said ise ilhama da mazhardır, akıl-kalp ittifakıyla hareket eder" demiştir.

Yani Nursi bu dönem aklın verileri ile nakil (yani Ayet ve Hadisleri) vasıtalarını açıklarken, bu dönem tasavvufla buluşmasına vesile olmuştur. 1948'deki Afyon hapsinden sonraki hayatını ise "Üçüncü Said" dönemi olarak ifade etmiştir. Bu dönemden sonra da Demokrat Parti’ye destek verdiği bilinmektedir. Bu dönemdeki cemaat algısı da Tek Parti dönemine yönelik birlikte hareket etme algısıdır.

Yani Nursi’nin “cemaat” algısı temelde “birlikte” hareket esasına yönelikti. Değişen zamanlara göre de cemaat hedefleri değişti. “Cemaat” gereksinimi birinci aşamada Batı’ya, ikinci aşamada Abdülhamit’e karşı “hürriyet” ve Meşrutiyet için vardı. Sonraları Cumhuriyet’in kurulması ile yaşadığı hayal kırıklıkları, devrimler ve Mustafa Kemal’e karşı oldu.

Açacak olursak önceleri cemaatin “ötekileri,” Müslüman olmayan, ya da “Batı” diye adlandırılan kesime karşı bir birlik hükmündeydi. Bu anlamda Osmanlı dönemindeki “Daru’l İslam” ve “Daru’l Harp” ayırımına benziyor ve Müslümanların ittifak etmesini istiyordu. Müslüman ülkelerin bu noktada zayıf kaldığını Batı’nın ise iyi becerdiğini ifade ediyordu. Hatta Risalelerinden birinde Nursi, ittifak etme isteğinin Batı’da onların zayıflıklarından kaynaklandığını, hâlbuki Müslümanların “iman”larından dolayı kendilerini güçlü hissettiklerini ve bundan dolayı “birlik” kuramadıklardan dem vuruyordu. “İhlâs ve uhuvvet” bu noktada temel değerlerdi. Sonraki cemaat algısı siyasi olarak ülke içindeki bazı gelişmelere karşı olmuştur.

Nursi “zamanın evladı” olarak fikirlerini anlatıyor, etrafındaki talebeleri Osmanlıca olarak yazıyor ve çoğaltıyordu. Farklı dönemlerde yaklaşımlarında değişimler oldu, ancak “cemaat” algısı değişmedi. (Bu nedenle eski, orta ve “yeni Said” dönemleri ayrı ayrı çalışılmaya muhtaçtır.) Nursi, Osmanlı zamanındaki yozlaşmış tarikatları ve benzeri kurumları da görüyor ve tarikatların aslında fırka mantığına dönüştüğünü ve tefrika unsuru olduğunu “Eski Said” döneminde siyasetle derinden uğraşmasına rağmen hoş görmüyordu. Zaman bundan dolayı “cemaat” zamanıydı. Tarikatların birleşmesi İslam ümmetinin birleşmesi ve “küffar”a karşı durabilmesi anlamına geliyordu.

Duruş itibariyle Nursi, zamanındaki “hürriyet” fikirlerinden esinlenmişti. Bu hürriyet kavramının bireysel özgürlüklerden çok milli bir özgürlük tasavvurudur. Ancak Nursi tavırlarında bireyseldi ve “Ulu’l Emr” kavramının onu çok bağlamadığı da Abdülhamit’e karşı tavırlarında ve sonrasında Mustafa Kemal’e karşı duruşunda görmek mümkündür.

Nursi, Sultan Abdülhamit’in “İslam Birliği” düşüncesine yakındı. Ancak Abdülhamit’in baskıcılığını şiddetle ifade etmiş ve karşı durmuştur. Selanik'te Meşrutiyetin İlanı'ndaki kutlamalarda Abdülhamit’in müstebit tavırlarını yerden yere vurmuştur. O dönemde “hürriyet” algısı hükümet veya Saltanat’ın baskısından uzak olmak anlamındaydı. Nutuklarında hürriyet'in gelmesinden önce “gebermiş istibdadı muhafaza için şeriat meselesinden geri adım atılmış” olduğunu söylerken kastı, İslam’ın hürriyete önem verdiğini ifade ediyordu. “Sivil İtaatsizlik” tavrı Nursi’de ağır basan bir karakter özelliği olarak ortaya çıkıyordu.

Yerli-yabancı yüzlerce okulun açıldığı Abdülhamit döneminde Zehra Medrese’sinin Doğu’da açılması ve bu üniversitede dini ve pozitif bilimlerin öğretilmesi fikrini o dönemlerde olgunlaştırdı. Kürtlerin “herkesten çok adalete muhtaç ve medeni olmaya müsait” olduğunu ve eğitim almaları gerektiğini düşünüyordu. Abdülhamit’e verdiği bir dilekçe zamanında o kadar aksi tesir yaptı ki, Nursi Abdülhamit emriyle önce akıl hastanesine sonra da hapishaneye gönderildi. “Yaşasın zalimler için cehennem!” haykırışının temeli o dönemdir.

(Devam edecek.)

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…