https://www.egemengazetesi.com/files/uploads/user/0e42907936.jpg
Metin BOSNAK

Ya 12 Eylül sonrası? (II)

26-04-2022 01:49

Ya 12 Eylül sonrası? (II)

 

 

Özal öncesinde evlerde telefon bir lükstü ve birkaç sene içinde yedi milyon telefon edindi milletimiz. Abone adayları yıllarca sıradaydı. Sonra Amerika’dan mülhem bir rüya girdi devreye. Televizyon renklendi, kanallar artmaya başladı. Okuma kültürü oturmadan görsel kültüre geçmiştik.

Memlekette bir video film furyası başladı. Türk sineması çöktü, yerini Amerikan filmleri almaya başladı. Gözlerimizden, gönüllerimize bir Amerikan film furyası akmaya başladı, büyüklerin de küçüklerin de. Yerlileri kovboylar öldürdükçe biz de sevindik, Rambo Afganistan’da Rusları darmadağın ettikçe biz de Çanakkale’mizi hatırladık biraz...

 

Yeni yeni gazeteler çıkmaya başladı piyasaya.  Artık gazeteciler değil, patronlar vardı başlarında ve bir kapitalist işletme nasılsa o şekilde işlemeye başladılar. Babıâli bitmiş, “basın” dönemi başlamıştı. Patronlar krediler aldılar. Karşılığında daha önemli şeyler verdiler...

 

Özal da gelişim adına ve değişimin ve potansiyel siyasi destekleri için onların plaza kurmalarına, holdingleşmelerine piyasa ekonomisinin bir yansıması olarak baktı ve destekledi yerine göre. İlk özel televizyonu da aynı mantıkla destekledi, ta ki milletin parasıyla ve Özal vasıtasıyla palazlanıp hem Özal’a hem de yerine göre millete karşı diklenene kadar...

 

Ayrıca yeni yüzyıl “Türklerin” olacaktı ve Özal o zamana kadar kompleksten cesareti kırılan küçük burjuvaya bir öğretmen gibi ticareti, atılganlığı öğretti, moral verdi.  Yanına alıp uçakla dünyayı gezdirdi zaman zaman. KDV ile beraber devletin gelirleri arttı, ama Özal’ın dediği gibi mallar ucuzlamadı. Enflasyon inecek dedi, ama arttı.  Ama olsundu, ideolojik terör yoktu ya.  Hem artık eskiden olmayan mallar vardı piyasada ve de taksitle alınabiliyorlardı. Bölücü terör uç vermeye başlamıştı usulcana…

 

Arabalar gibi, benzinlikler de değişmeye başladılar.  Önceleri sadece petrol almak için ve yağlama-yıkama için gidilen ve “bitse de gitsek” denilen mekânlar olmaktan çıkıp, içki dâhil herşeyin satıldığı hem dinlenme hem alışveriş yerleri oldu... Pompaların ve binaların görkemi arttı ve Tevrat’taki ifadeyi kullanacak olursak, our people saw that “it was good!”

 

Mağazaların çehreleri değişmeye başladı, vitrinlerinin albenisi ve içindeki malların çeşidi ve kalitesi arttı. Bir kısım insanlar TV'deki hayatla kendi hayatları arasındaki uçurumun kapandığını hissetmeye başladılar. Vitrin ışıltıları, neon pırıltıları altında “ibadet ne güzel şey”di.

 

Nakit olması mühim değildi, kredi kartları da gelmişti.  Her türlü elektronik eşya, tekstil ürünü ve gıda maddeleri ve Çikitanın temsil ettiği yeni değerler yükseliyordu. Ve tahterevallinin bir ucunda o yücelirken, yükselen değerlerle, düşmeye başladı başkaları.  Kapitalizmin tapınaklarında haftada birkaç kez tavaf eyleyip, Batılının aldığı gibi mallar aldık.  Ama hep doğulu gibi kullandık. Kitapçıklarını bile okumadan, elektronik eşya prize takıldı. Canlandı. Can kattı.

 

Bu yeni ideolojinin yeni müritleri ve müttebileri ihtiraslıydılar. Yeni tapınaklar çekiciydi. Mesire yeri oldu, podyum oldu. Ve fakat halk herşeyin “tek yol” ve “tek tip”ine alışıktı. Tek tipe alışkın olunca, çok şeyin bir arada olması da sorun oldu. Seçmek de sorundu. Bu arada imdada son birkaç gündür o heyecanlı filmin arasında gördüğü reklamlar yetişmeye başladı.  Yeni din her şeyi düşünüyordu... Artık ailecek kutsanmanın hazzını yaşamaya başlamışlardı.

Uzlaşma meydana gelmişti artık. Kavga yoktu.  PKK da nasılsa hallolurdu. “Üç beş çapulcu” meselesi.

 

O halde 12 Eylül öncesinde tüketmek bir tarz iken, sonrasında sanki farz olmuştu. Bazen arz eksikliğinden tüketilemeyen demokrasi ve vatandaş gibi olma ihtiyacını telafiydi. Bazen yenileyemediğimiz benliğimiz adına, yeni şeyler alıp tüketmekti uzlaşmanın odağı. Bu arada gizli gizli yeni kastlar da oluştu. Toplumsal katmanlar arasındaki makaslar açıldı. Ama Peygamber efendimiz de, “zengini severdi!” zaten! Öyle buyrulmuştu.

 

Eskiden doğru amaçlar için yanlış şeyler yapılmıştı. Şimdi yanlış amaçlar için doğru olanlar. Küresel kapitalizmin tebaaları olmuştuk. “Gerçi kurtulduk esaretten”. Roman ve pop kültürü ile kulakları, McDonalds'la mideleri doldurduk.  Ceplerimiz de mark da oldu dolar da.  Artan paralar için de, 1993’den itibaren borsa vardı. O da zaten İslami bir şeydi!  Lüks arabalar ve balo kıyafetleriyle taksimde ilk açılan McDonalds’ta yemek yemek de mümkündü artık. Özgürlük anıtı kısmını bilahare düşünecektik. Kolanın İslami olanı, türbanın ecnebi olanıyla buluştuğu noktada nankörlük etmemek lazımdır. Ulvi Alacakaptan ifadesiyle, diğerlerinde olan her şeyimiz olsun, bir de türbanlısı olsun!”du. Sloganın başaramadığını “ayet” başarmış, bankaların da aslında yeni dönemde kar payları devreye girmişti.

 

Eskiden Almancılar, dışişleri mensupları ve burjuvanın farkını yansıtan arabalar artık her yerde vardı... Radyolar kuruldu. Ülke güvenliğini de sarsmadı nedense!  DJ' liği öğrendik ve öğrendik ki, insan Türkçe bilmeden de radyo programı yapabilir, hatta bu ülkede başbakan bile olabilirmiş... Müzik ritme kurban, kalitesi ise oynattığı insana göre bir mikyasa vuruldu... Ağlatandan, oynatana dönmüş ve nihayet çağ atlamıştık. “Türkiye Tamam!”dı.

 

Dolmakalemler yerine tükenmezler iyice yerleşti hayatımıza, attık ve onunla beraber “kullan at” mantığı, hem insanı hem eşyayı.

 

Neyimiz eksikti ecnebilerden, neyimiz fazlaydı anlamaya başladık. Yüzyılın rüyası nihayet gerçek olmuştu... Biz Batılı olmuştuk. Uzlaşma ve uzaklaşmayı becermiştik. Ama sanki yönleri ve mahiyetleri farklıydı. Ama otoyollarımız ve ikinci köprümüz “anti-komünist” bir zaferin galiplerini sırtında yorulmadan taşırken, gerisi teferruattı, pardon “füruat”.  

 

 

Marlboro ceplerde alenen gezerek hürriyetine kavuşmuş, Camel paketlerinde ise hala “Türk-Amerikan harmanı” yazıyordu. Türklerin deveyle ilişkisi yoktu, ama paket üzerindeki ön tarafta deve üstünde adam, arkasında piramitler vardı.

 

Ve Camel paketleri aslında Türkiye’nin yeni iki yüzünü anlatıyordu: Deve üstünde gidenler ve Piramitlere yerleşen yeni Firavunlar.

 

Ondan kurtulmak için ise, Musa’yı biraz daha beklemek lazımdı…

 

 

           

 

 

 

 

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…