https://www.egemengazetesi.com/files/uploads/user/0e42907936.jpg
Metin BOSNAK

Democoupracy mübarek olsun!

26-04-2022 01:49

 


Dünyada otuz-kırk yılda bir sistem değişikliği oluyor diyecek oluyorum.

Lakin arkasından yutkunma geliyor…

Sanki bir şeyler yine oturmuyor.

Daha da sankisi, dünyamız aynı sistemin yörüngesinde sadece açı değiştiriyor.

Macellan’ın teorisini ispat eden onca coğrafi ve siyasi gelişme ortada.

Doğu’dan yola çıkıyoruz iki asırdır, Batı’ya doğru.

Netice olarak rotayla Doğu’ya geliyoruz tabii…

Acaba bir de tersini denemek mi lazım?

1920’ler Komünizmin şahlanma yıllarıydı.

Bir savaş ve ardından bir dünya savaşı daha.

Asayiş berkemal oldu…

Nüfus azaltması oldu dünyada.

Sermaye birikimi de arttı bazı ülkeler ve kesimlerde.

Amerika 1930’larda ekonomik bunalımın etkisindeydi.

Borsa çökmüş, millet şaşkına dönmüştü.

9/11 olaylarından sonra olduğu gibi, borsa dibe vurmuş, ülkenin serveti de el değiştirmişti.

1930’larda Faşizm dalgasını geçti dünyayla bir ara.

1940’larda Kapitalizm şahlanmaya başladı ve 1950’lerde  “olaya” el koydu.

1950’lerde kolonizasyon sonra erdi artık diyecektik ki…

Meğerse aslında paylaşımların yeni üleşme sahneleriymiş.

Asıl dalga geçmenin bu olduğunu gördük.

Nereye gitse “özgürlükle” gitti Kapitalizm.

Kuzeni olan kolonizasyondan farkı ise elindeki Kutsal Kitap’ın farklı yorumundaydı.

Fransa ve İngiltere başta olmak üzere sömürgeler hürriyete “kavuştular” diyorduk ki…

Birden, aslında sömürgelerin başına “Ahmet”, “Mehmet” gibi mahalli isimlerin geldiğini anladık.  

Böylesi daha az acıtıcı idi. Maliyeti de düşüktü.

Eyvah, demokrasi gelmeye başlamıştı işte!

Darbeler darbeleri kovaladı “üçüncü dünya”da.

İsrail bu arada Mesih’i beklemeden kurulmuş oldu.

İyiki de öyle olmuş!

Yoksa Ortadoğudaki “yegâne demokrasi” olmasa ne yapardık?

Küresel Karadul, artık zamanı geldi demişti…

Mesih’i beklemeye gerek yoktu.

İlle de Mesih lazımsa, Karadul onu da hallederdi…

Osmanlı’nın canına okuyan Karadulun sıkıntıları olmadı değil tabii.

“Kokuşan bir şeyler var” diyen Musaddık’ı CIA önce alkışladı sonra hükümetten düşürdü.

Ortadoğu “hikmet” ve “tevavuk”la yaşardı nasılsa…

Özetle Musaddık, benim petrolümü benim toprağımdam çıkarıyorsun, ama yüz varil çıkarıp bir varilin yarısını benimle bölüşüyorsun demişti. Ve varil başına da İran’a yarım dolar ancak kalıyordu.  Musaddık gitti, oyun bitti. Musaddık’ı mat etmişti Karadul. Yerine Şah geldi…

Irak’ta Saddam yavaş yavaş palazlandırıldı… Ta ki kerameti kendinde görüp de, petrolü “avro” ile satacağım ve istediğim ülkeye satacağım diyene kadar.

Tunus, Fas, Cezayir ve Mısır’da Fransız fonetiği etkin olmuştu yüzyıldır.

Demokrasi oyundur zaten, hukuk gibi.

Marks’ın dediklerini düşünmeye fazla zamanı olmadı Ortadoğu’nun.

Birden “Allahsız” komünistlere karşı olmak için dine sarıldı ülkeler.

Amerika’nın rızası için SSCB’ye karşı olmaları gerekti.

Ve bizim coğrafyalar da birden hatırladı ki, “dinden uzaklaştıkları için zelil olmuşlardı.”

Dine sarıldılar, din de kapitalizme sarılmıştı.

Yeşil yeşil bohçalar içinde ideolojik kardeşlikler kuruldu.

Seçimler vardı artık, millet demokrasiyle uyum içindeydi.

 Bazen “fahiş” oranda demokratik davrandıkları da oluyordu tabii.

O zaman ufak bir müdahale seçimlere balans veriyordu.

Bir de zaten bu ülkelerde sık sık iktidar değişiklikleri iyi değildi.

Her iktidar değişikliğinde bir telefon görüşmesi ya da Beyaz Saray’da saliselerine kadar sayılan “kabul” ziyaretleri olması lazımdı.

Bu da yorucu olabiliyordu.

Mısır’daki gibi, uzun vadeli demokrasiler ihdas edildi.

Mübarek demokrasilerin en büyük yardımcısı da yeşil ümitler oldu.

Bir anlamda milletlerin dini yardımıyla milleti daha uzun ve kolay sömürmek aracı oldu bu.

Nasılsa “öğrenilmiş çaresizlikler” bazen tevekkül bazen sabırla karşılanırdı.

Türkiye’de Menderes ikinci iktidar döneminde SSCB’ye yaklaşmıştı biraz.

Sonrasında nasılsa insanlar sokaklara dökülmeye başladı.

Sonra da askeri darbe filan olmuştu…

1980 askeri darbesi de Türkleri hem olası komünist hem de “dinci” darbeden korumuştu.

“Bizim çocuklar” ile onların çocukları her zaman koordineli oldular.

Medyamız da sağıyla soluyla nasıl da alkışlamıştı!

Sonrasında 2010 yılı referandumuna kadar unutmuştu Türkler.

Birden “bizim” eski çocuklar ile “bizim” yeni çocuklar arasındaki kavga belirdi.

Neyse bunları hepsi benzerlik tabii…

Hatta Kenan Evren’in darbe sonrasında yaptığı açıklamalarla Ömer Süleyman’ınkiler de tevafuktan ibaret.

Kenan Evren, “Uluslar arası anlaşmalara bağlı kalacaklarını” söylemişti.

Ömer Süleyman ve şu an resmen Mısır’da yönetimi elinde bulunduran askerler de öyle diyor.

Kenan Evren, “Türk Milleti henüz demokrasiye hazır değil” demişti.

Mısırdakiler de öyle diyor.

Kenan Evren gibi, onlarda zamanı gelince çekileceklerini demokratik seçimlerle gelen yönetime tabi olacaklarını söylüyor.

(Mübarek nasıl iktidara gelmişti ki pardon!)

Nasılsa Obama bir hafta içinde olmadık manevra yaptı.

Sonra da Clinton ve CIA’ dan gelen İsrail işaretine göre davrandı.

CNN muhabirleri ve sunucularının kalabalıklar dağılacak diye ödü kopuyordu!

Önce Mübarek kötü oldu sonra, sonra Ömer Süleyman ardından, sonra da Mısır ordusu kötü olacak belli. Ve seçimlerin Mısır’da en önemli propagandası ülkeyi “30 yıldır” diktayla yönetenlerin yargı önüne çıkarılması üzerinden olacak…

Bunları Nostradamus’un henüz yayınlanmayan Günlükler’inde okurken acı acı gülesim geldi.

Çünkü bütün bunları olurken, İsrail yine Küresel Karadul’la kıkır kıkır gülüşüyordu.

Eski Yunan’daki Kâhin Tiresias şifahi olarak anlatmış bunları etrafına hatta.

Ancak…

Kassandra Mısır’da olanlar “democracy” filan değil demişmiş.

Hatta kötü niyetli bir şekilde Kassandra bu bir “coup” demiş.

(Cahil halk işte! “Coup” ile “cop”u da karıştırır zaten.)

Ama sonunda bir Ortadoğu tipi uzlaşmaya varmış işler Mısır’da

Adına Democoupracy demişler.

Kelime bana ait, ama uygulama Küresel Karadul’dan…

Democoupracy’siniz mübarek olsun!

Obama kendisine hak etmeden verilen Nobel Barış Ödülünü böylece hak etmiş oldu.

Hani neredeyse  Obama’nın Müslüman olduğuna benim de inanasım geliyor.

Çünkü sağ eliyle yaptığını sol elinden gizlemekte oldukça maharetli….

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…