https://www.egemengazetesi.com/files/uploads/user/0e42907936.jpg
Metin BOSNAK

Her şey zıddı ile mi kaim?

26-04-2022 01:49

Kavramların muhalifleriyle algılanması temel yanılgılardan biridir.

Bu yanılsamanın özünde “herşeyin zıddıyla kaim” olduğu algılamaları yatar. 

Hâlbuki…

Zıtları tanımlamadaki sıkıntılar kadar, zıtlığın kendisini ayniliğe karşıtlık olarak almak da vardır. “Doğru”nun olması için “yanlış”ın varlığı, yanlışın varlığına doğruyu da bağlamak anlamına gelir.

Dahası…

“Doğru” ve “yanlış” arasında bir ortalamayı alarak doğruyu bulmak esas yanlışlık demektir. 

Mesela, “melek” ve “Şeytan” ortalamasının illa da makul bir vasat olması gerekmez.

Bu ikisi arasında tez-antitez ilişkisi mutlaka doğruyu değil, ama temelde hangisi önce başlarsa onu tez almak anlamına gelir.

Duygunun gerçekliğini dil tayin edemez. 

Mastar halinde iken “sevmek”, tamamen özne-nesne ilişkisi açısından tarafsız bir konumdadır. Ama aslında onca fikir ve duygu arasında sadece bir duyguyu ifade ettiği için “taraf” konumundadır. “Nefret etmiyorum” demek, “seviyorum” anlamına gelmediği gibi, “seveceğimi” de ima ve temin etmez.  

Kadın, erkeğin, beyaz,  siyahın, Tanrı ya da melek de Şeytanın tersi değildir.

Peki, nerden çıkıyor bu algı?

Zerdüştlükte ve Hıristiyanlıkta Şeytan’ın “negatif Tanrı” gibi algılaması vardır. Devamlı bir çatışma halindedirler. İslami gelenekte Tanrı ile Şeytan arasında bu tür bir tezat oluşumu yoksa da, günlük Müslüman dilinde “Şeytan” adeta “kadir-i mutlak” tanımlamalarla şöhretine şöhret katar. Aynı bakış sonucunda, melek ve Şeytanın, hayır ve şerrin, Darul İslam ile Darul Harbin, “bizimkiler ve ötekilerin” dünyası da oluşmuştur. Buna “cennetlik” ve “cehennemlik” ayrımları ve “ehl-i hizmet” ve “ehl-i dünya” algıları da dâhildir.

Tarih üzerinden verilen kavgaların sonucunda oluşan Osmanlı ve Cumhuriyet ayrımı da benzer bir düzlemde olmaktadır. Böyle bir ayrım mesela Selçuklu ve Osmanlı arasındaki geçiş ile ya da mesela Osmanlı Beyliği ile Karaman Beyliği arasında yapılmaz.  Abbasiler ve Emeviler arasında da yapılmaz. 

Çünkü…

Bu totaliter algıların arkasında ideolojik çatışmalarda, tarihi konuların kurşun olarak karşı “cepheye” sıkılması yatmaktadır. 

İşin daha ilginç tarafı…

“İslamcı” bakış açısına göre, “altın çağ” olan “Asr-ı Saadet” döneminin sonunu hazırlayan Muaviye ve Emeviliktir. Ama Muaviye’nin Hz. Ali ve Ehli Beyt’e yaptıklarına yönelik olarak tarihçilerde bile mutlak değerlendirmeler yoktur. Sonuçta, Muaviye “ashap”tandır ve artık “bronz” bile olmayan nesiller, “onun ayakkabılarındaki bağcıkların tozu kadar kıymeti” yoktur.  Öte yandan, Osmanlı dönemi de baştan sona bir “ütopya devleti” hükmünde olduğuna göre, onun yıkılmasından sonra kurulan Cumhuriyet arasında da “hayır ile şer” arasındakine benzer bir ayırdım yatmaktadır. 

O halde şu çıkıyor ortaya…

Yapılması gereken şey, önce “devri-i sabık”ın hesabını sormadan ve anlamadan geçmişi hayrın, hali de şerrin temsilcisi olarak algılatmaktır. Duruma göre bu yine yer değiştirebilir. Hayra davet de iki dönem arasındaki “farkların” oluşturduğu husumetten beslenecektir. Tarih yanında, dile de yansıyan çatışmanın sonucunda ise, Osmanlı eşittir “İslam”, Cumhuriyet eşittir “küfür” yanılsaması çıkmaktadır.

Sorunlar derinde yani.

Bebeklikten itibaren oluşan dilin etkisiyle, önce ona su yerine “cuu” diyerek onun vehmedilen seviyesine eğilen aile, sonradan ona büyüklerin dilini anlamaya yönelik eğitime tabii tutar.  Sonra okul ve kültürlenme sürecinin getirdiği etkileşimsel çevre. 

“Biz”in “ben”i şeytanlaştırmak potansiyeli, tehdidi ve suretiyle, “ben” de olan farkı, kendinden ayrışma, kendine muhtemel rakip ya da hasım olma, anarşi endişesiyle, “ben”likten sıyırıp, “biz”leştirmeye, “biz” emrine sokmayı amaçlar. 

Aynı şekilde, “ben”in yerini “biz”e bırakması “biz”in kendisini ayrı bir “üst-ben”e dönüştürürken, “ben”cil varlığını devam ettirir. Ama “üst-ben”in oluşturduğu yeni “ben,” diğer “üst-benlerle” çatışmaya girer. “Üst-ben” bu süreç içinde özneleşirken, “ben” nesneleşir.  “Üst-ben” ve “ben” arasındaki ilişki enstrümantal bir efendi-köle kimlik ilişkisine dönüşür. 

“Biz”in tanımladığı “üst-ben” ise, kendi içinde eritmek istediği “ben”leri “üst-ben” kalıplarında eriterek, “onlar”a yönelik bir tapınağın yapı taşı olur.  “Ben” erimeye direnirse, “üst-ben” onu farklı sürgünlerle karantina altına almaya, etkisizleştirmeye ya da yok etmeye çalışır.  “Üst-ben” içinde eriyen bireyler ise, dünyayı ya kendinden olan ya da kendinden olmaya adaylardan oluşan bir ikilem içinde görür. 

“Ben” ve “sen” yoktur artık, “o” ancak nesneleşen mantıkla kullanılır ve “siz” taktiksel bir nezaketi anlatırsan, bilinçaltında “onlar”ın yansıması olarak yer alır ve onun karşısında “biz” durmaktadır.

İki unsurun çatışması sonucunda “normal,” yani “üst-ben”in çizdiği normlar içinde “ben” artık bir “üst-ben” içinde erir, onu hem oluşturan hem de onun oluşturduğu bir etkileşime girmiştir.  “Ben” ile “üst-ben” arasındaki ilişki, “olma” çabasına engel olan bir “oldurmak” eylemidir. “i-mek (=olmak)” ilmekler arasında dokunan bir kumaştır artık. 

“Olmak” bir kimlik ifade ederken, “oldurmak” bir başka kimliği giydirme çabasıdır.

İnsan toplumlarının doğayı oldurması ve oldurma şekli de medeniyet dairesinde kültürlenmeyi ifade eder.

Türkiye’deki kavga “sen” ve “ben”in değil, “biz” ve öteki “biz” arasındadır.

“Cemiyet”in müşahhas ya da “cemaat”in soyut şekillendirme metodları, insanın doğayı şekillendirmesine benzer şekilde, bireyin doğasını şekillendirmek ister.  Bu süreç içinde farklı etkiler sonucunda insanlık, cemiyet ya da cemaat bilinci oluştur. 

Bireysel bilincin “birlik” adına gemlenmesi ve/ya törpülenmesi aslında cemiyet ya da cemaati kendi başına bireyleri ve bireyliği kendi içinde eriterek bünyesine ekleyerek, kendi “ben”ini oluşturmasıdır.  Bu “ben”in gelişimi, diğer “ben”lere benzeme ya da onları kendine çabasına gider ve toplumsal çatışmanın özüne bireysel ilişkiler değil, bireyi eriterek var olan hırslı “ben”ler arasında oluşur.

Erittiği bireye “ben”in şeytaniliğinden bahsederken, onların eriyiğinden kurduğu piramit “ben”i ilahlaştırır. Kendi içindeki bireylerin sanal eriyiğinden yeniden kalıba dökülen “ben” ise, “başkalarına” salık verilenin aksine bencil, ganimetçi, saldırgan tutumu ile sadece karşısındakini şeytanlaştırmak değil, kendi içinde çıkabilecek kopmaları da oluşturduğu tanrısal yargılama mekanizmalarıyla meşrulaştırır. 

Tanrı etrafında ve ona itaat adına girilen süreçte, bizzat Tanrının kendisi nesneleşir.

Artık Tanrının “kullandığı” insanlar, Tanrıyı kullanmaya başlar.

Geriye fişleri toplamak kalır.

Kem gözlere olandan değil tabii.

Bildiğin fiş işte!

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…