https://www.egemengazetesi.com/files/uploads/user/0e42907936.jpg
Metin BOSNAK

ERBAKAN'I ÖZLERKEN

26-04-2022 01:49

 

Şu mahut “28 Şubat süreci” Türk toplumunda turnu’sol etkisi yaptı. Bu süreç siyasi bir sürecin tercihleri değildi. Ekonomik kavgaların siyasi kıspet giydirilmiş haliydi. En çok da “muhafazakâr” kesimde bu etki belirginleşti.

“İhlâs”, öteden beri holdingleşmişti zaten. Ona “itkan” ve “ihsan” turnusolü eklendi.  “Bin yıl sürecek” demişti bir general! Bir “irtica” vardı ona ayan olan ve yok edecekti kahramanımız. “Gözyaşı geceleri” ve Kudüs’ü “anma toplantıları” oluyordu. Kaddafi’nin çadırındaki görüntüler Devletimizin onurunu “rencide” etmişti. İlk hedefimiz Sincan’dı, ileri!

Ha bir de Başbakanlıkta birileri ağırlanmıştı. Cami ya da cemaat “hocası” değildi Erbakan. Üniversitede öğretim üyesiydi. Siyaset adamı değildi; siyaset içinde bile bir devlet adamı olarak var oldu. Zaman ve şartlar onu erken “usta”laştırmıştı.

Rektörlerin “hizaya gelme” zamanı gelmişti. En dehşetli olanı ise, Erbakan Hoca ve ekibinin “adil düzen” mantığına göre yeni bankacılık düzenlemeleri yapılmıştı. Milli görüş, milli ekonomi ve sanayi ile mümkündü. Milli sanayi, özellikle milli ağır sanayi olmadan “bağımsız” olunmazdı. Milli silah sanayi de bunun bir uzantısı olacaktı. Milli Nizam, Milli Selamet her bu arayış mantığıyla kurulmuştu. Milli görüş böyle bakıyordu devlete ve millete milli bir zaviyeden.

Ve Erbakan hükümeti döneminde “havuz sistemi”nin mantığı doğrultusunda devlet kanalıyla milletin cebini faiz yoluyla boşaltmalar azalmıştı. Hatta daha da “kötüsü” o dönemde asker ve sivil memurlara acayip zamlar da yapılmıştı! Sonra Refahlı belediyelerden güzel “hizmet” haberleri geliyordu. Bu da ilerde tehlike doğurabilirdi.

Yerli yabancı rantçı ekonominin rahatsızlıkları bir generalin sesinden kükreme şeklinde ortaya çıkmıştı. Ve o general emekli olduktan sonra, muhafazakâr bir holdingde üst düzey yönetici filan oldu! Şimdilerde “muhafazakâr kapitalizme hizmet şerefimizdir” diye yazdırmıştır sanırım. Ha bir de Hac ve Umre organizasyonları yapıyor…

Güzel vatanım benim…

Ne de çok hikmetleri vardır! Kimin neyi muhafaza etmek istediğini, neyi terk edebileceğini bu dönem ortaya çıkardı. Kimileri muhafaza etmek istediği, “değer” gördüğü şeyleri öne aldı, sancısını çekti. Kimileri, şimdilerde sabah akşam ver yansın ettiği 28 Şubatçılarla işbirliği yaptı. Yani onları muhafaza etmek amacındaydılar. Ettiler de.  Yani muhafazakârlık yaptılar.

Erbakan 28 Şubat sürecinde tam bir devlet adamı hassasiyeti ile davrandı. Küresel Karadulun yerli temsilcileri iktidardan düşürdü onu. Ancak bu süreç Erbakan’ı “savunan adam” yapmıştı. Bu sürecin başlangıcı olan günde sekiz saatlik MGK toplantısında--rahmetli Ecevit’in aksine-- “devletin kurumlarında sıkıntı olmadığını” ifade ederek, olası bir başka krize engel oldu. Başbakanlığı Çiller’e devretme aşamasında Hz. Hasan’ın Muaviye’ye karşı davrandığı gibi davrandı.

28 Şubat şimdilerde “kelebek etkisi” ile hafıza arşivlerinde değiştirilmek istenen bir süreçtir. Asker kaçaklarının “kahraman” mücahit kostümleriyle boy gösterme zamanlarıdır. Hafızayı geriye dönüp kurgulama olmadan vicdanı rahatlatmak imkânsızdır. Hali meşrulaştırmak için geçmişi yeniden tanzim etmek gerekmektedir.

Kâbe’de Şeytan taşlamak kolaydır. Zulmün sandukasına kurşun sıkmak da. Bakınız, “oldu da bitti maşallah!” demeye kalmadı ki 28 Şubat sonunda “homo laikUS” ve “homo religiosUS” en iyi “homo ekonomicUS” kimliğinde anlaştı.

Yeni küresel tapınak “üniter”dir çünkü. Burada üniter yapı konusunda sorun görünmüyor. Herkesi mucizevî bir şekilde “tevhit” ediyor.  “Kamusal” ve “tamusal” takıntıları da yok zahir.

Lakin hani İncil’de İsa’nın, “mücrim” kadını taşlamak için bir araya gelenlere sorduğu soruyu hatırlarsak, “masum değiliz, hiç birimiz!” şarkısı tercüman olacaktır ahval ve şeraite. Taşlar muhafazakârlığın eline yapışır, el taşlaşır belki.

Her “antitez”, aslında “tez”e eklemlenir ve bu şekilde kendini klonlayarak devam ettirir hayatını. Türkiye’de gerçek kişilerle ve iktidarla kaimdir. Ezberler bozuluyor filan derken, yerine yeni ezberler yerine ikame ediliyor. Doğa boşluk kaldırmaz hani! Hani Asaf Halet Çelebi’nin “İbrahim” şiirinde yazdığı gibi, yeni “putlar” dikilmesi lazımdır.

Toz duman arasında, yeni denklemler çıkıyor. X’in yaptığı yanlıştır, ama X yaptığı için; Y’nin yaptığı doğrudur, çünkü o Y’dir. Aynı yanlışı X de Y de koalisyon olarak yapsa o da doğrudur. Çünkü arada Y’nin “hatırı” vardır. O nedenle, “Sultan’ın dininden” olmak her zaman gerçeğe ulaştırır insanları.

Hani Matrix’deki gibi, “gerçeğin dünyasına” hoş geldik! “Mavi hap mı kırmızı hap mı alırsınız?” Yeşil ve turuncu haplar da yolda!

En derin bunalım zamanlarında en büyük fırsatlar çıkar. İşbirliği anlaşmalarını bazı muhafazakâr kesimler “Kufî” yazıyla imzaladılar. Daha önce “Cebrail gelip parti kursa oy vermem” diyenler, ölüleri de oy vermelere filan çağırdı. Sonra Erbakan’a karşı işbirlikçilik yaparken, İsrail’e karşı da mülayim olabilirdi.

Küfeleri ağırdı onların. Başkalarının yüklerinden ağırdı. Başında örtü taşıyan kızların yüklerinden ağırdı. Ağırlıklarını bir bir atarak hafiflediler. Hafifledikçe, doğanın kanunu bu ya, yükseldiler! Su yüzüne çıktılar.

Hatta gökyüzüne ok fırlatacak mesafeye kadar göklere yükseldiler. Onca yakın oldular! Fırlatılan ağırlıklar arasında neler yoktu, neler? “Füruattan” olanlar vardı başlıca, başörtüsü de. Sonra diğer muhafazakâr kesimler vardı: adları eskide bilinen ve yenilerde duyulan.

Onca şey kayboldu süreçte. Uzun mesele, ama vicdan da onlardan biri oldu. Bir daha bulundu mu, bilmem. Ebu Zer’i muhafazakârlar zaten sevmezlerdi, çekinirlerdi.

Muhafazakâr Muaviye’yi içselleştirmiştir. Bu durum Ebu Cehil’i onca sevmelerine sebep değildi, ama sevdi. Muhafazakârlık asıl mesele olunca, dinin “gerisi” teferruattı. Her şey “Allah rızası içindi” tabi ki.

İktidarda olan Necmettin Erbakan Hükümeti İslam’ı "yanlış" algılıyor, “kötü örnek” oluyordu. Nedendir bilinmez, ama “Milli Görüş”e karşı bir devletlû ve etnik “İslam” görüşü eşliğinde cephe içinde “nefs ile cihadı” kaybetmiş, Ebu Cehil yanında cadı avına çıkmıştı.

 Bunun adına “politika” denmezdi. “Siyaset” denirdi, “Hudeybiye anlaşması” denirdi, “toplu durum” denirdi! “İnandıklarını yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlardı”, ama olsundu. Bu da geçerdi ya hu!

Bir kesim diğerini “zinde” güçlere gammazladı, onu bir başkası gammazladı. Bugünlerde hepsi kahraman demokrat, hepsi Amerikan tarzı “muhafazakârlığı” veya “Hıristiyan demokratlığı” referans kılan sermaye ve gücü seviyor. Menderesi de öyle sevmişlerdi. Yani ölümüne bir sevdadır muhafazakârlık: Öleni sever, ölünce sever.

Ve Erbakan Allah’a yürüdü. O muhafazakâr değildi. “Milli Görüşçü” idi. Ve Milli Görüş gömleğini kefen ile değişene kadar da çıkarmadı. Taktığı kravatın markası Versace olsa bile, Erbakan’ı kravat değil, Erbakan kravatı takıyordu.

“Horoz dövüşü”ne benzetirdi siyaseti. “Kadayıfın altı” kızarmadı diye yakınırdı; yüzlerin kızarmadığı zamanlara erdi.

Elveda, Erbakan Hoca!

Özledik seni.

Bilirim, nostalji hayra alamet değildir.

Ancak biliyor musun?

“Ayşe tatile çıktı” ve hâlâ geri dönmedi!

İmza: “arka bahçe”den bir yerli küstüm otu.

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…