https://www.egemengazetesi.com/files/uploads/user/0e42907936.jpg
Metin BOSNAK

KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN

26-04-2022 01:49

 


Şurası bir gerçektir ki şu veya bu alanda bir iktidarı ele geçirmek illa da muktedir olmak değildir. Hatta ve hatta iktidar bazen genel anlamda iktidarsızlığın bir psikolojik telafisidir. Bu, hayatın her alanında geçerli olan bir hükümdür. Özel durumlar bizi ilgilendirmez. (Herkesin kendisini bu özel kaideye iliştirmesi de).

 

Her toplum ya da topluluğun başında kaderin bir cilvesi olarak ehven-i şer ya da daha az kötü olmaktan başka evsafı olmayan, iktidara yani idareciliğe talip ve sonra sahip olanlar ve fakat muktedir olamayan iktidarsız ve idareciliği hamasi ifadeyle “idare etmek” anlamında vehmeden ve makûs talihsizliği mukadderata çevirip adına da “kader” deyip takdir bekleyen iktidarsız insanlar ve onlara koltuk çıkan insanlar olabilir. Koltuk ya da makam sahibi olan da hayatın her alanındaki şu veya bu kişi olabilir.  Şahıslar bizi ilgilendirmez, meselemiz zihniyetin kendisiyledir. 

 

İşin ilginç yanı, iktidar kelimesi bizim bildiğimiz bütün dillerde gücü ya da üzerine oturulan nesneyi yani koltuğu ifade eden kelimelerle anlatılmaktadır.  Türkçemize Arapçadan giren “makam” kelimesi de sülasi mücerred “game” kökünden türemiş olup “oturulan yer” anlamına gelmektedir.

 

Her nasılsa makam sahipleri oturmak için atanmış ya da seçilmiş oluyorlar! Şu veya bu şekilde bir makama sahip olanlar da çoğu zaman omuzlarına çıkarak yükseldikleri insanları ya unutuyor ya da sadece onlara hoş görünme ve onları memnun etme ihtiyacı hissediyorlar. Umuma hizmet ve üretim derseniz hak getire! Ya da bu insanların üzerine koltuğu kurmakta ve ona kurulmaktalar.

 

Bir koltuğa oturan insanların onu ne kadar doldurdukları da ayrı bir tartışma konusudur.  Eğer insan oturduğu koltuğu dolduramıyorsa bu sefer ona koltuk çıkanlar ikinci bir yükümlülük altına girip koltuk değneği olmak durumunda kalırlar.  Bu tür beceriksiz insanlar, zaten makam ya da iktidarın gücüne talip olup da onun getirdiği sorumluluk altında ezilen ve acaba kimlere nasıl yaranırım da aynı yerde oturmaya devam ederim endişesi taşırlar. Yaşasın meddahlar!

 

Bilmezler ki hem Tur dağında Musa ile olup hem de İsa´nın asası taşınmaz. (Bu halka rağmen halk adına tasarrufta bulunmak anlamında değildir.) Bunu yapacak insanlar ancak ve ancak makamlarını ilerde yazılacak biyografilerinde bir satır fazla olsun diye uğraşmayan insanlardır. 

 

Ve karşılaştıkları muhalefeti görüp burun çekerek sızlanmıyan dirayet sahibi, liyakat prensibini bilen insanlardır. Silik şahsiyetli olanlar değil!  (Tabii bu yazıyı okuyan makam sahipleri—eğer varsa—her zaman olduğu gibi birer istisna oluşturmaktalar!  Zaten maksudumuz o mahut “karanlık iç ve dış güçler”dir.) 

 

Yağmurdan şikâyet etmek bu memlekette hep doluya davet çıkarmıştır. Çünkü dirayetsiz makam sahiplerinin geneldeki yanılgısı emretme konumunda olduklarını sanmalarına rağmen kendilerini hem kendi menfaatleri ve onları çevreleyen menfaat haleleri amirdirler.  Sonuçta hamam aynı, tas aynı kalır; değişen sadece tellak olur...  Amacı keselenmek olan halkın da derisi yüzülmeye devam eder. 

 

Hayatta insanların taşıdığı en ulvi kimlik kendi kişiliğidir.  Ve taşıdıkları kimliklere göre değerlendirilir.  Personel kimliği, ehliyet, babalık, eşlik vb. kimlikler bir insanın ömrü boyunca yaşıyacağı çeşitli sorumluluk ve yetki alanlarını ayrı ayrı belirler.  Durum böyle olunca,  iyi bir insanın iyi bir personel, iyi bir babanın iyi bir eş, iyi bir vatandaşın iyi bir sürücü olması beklenemez.  Hele hele—nihai tesbitte—iyi, halim-selim bir insanın illa iyi bir makam sahibi olacağını düşünmek kesinlikle hamakattır.  

 

“İktidar” ve “beceri” kelimelerinin cinsi literatürde de kullanıldığını hatırlayacak olursak insanların önce koltuk çıkıp sonra koltuk değneği olmalarından mazoşist temayülleri olduğunu anlamak için illa da psikolog ya da sosyolog olmak gerekmediği aşikârdır. Ayrıca iktidar ya da koltuğa, muktedir olmasalar da talip olanlara Zübükzade; ona koltuk çıkanlar ve sonra yanıldıklarını anlayanlara da Zübükzede denir.  Eee ağacın tabiatıdır büyür, çoğunlukla odun olur (bazen de koltuk takımı) ve kendisini besleyen suyu yakar. Suç kimde o zaman ağaçta mı suda mı?   Tabiatı zübüklük olan Zübükte mi?  Zübükzedede mi?

 

Pek çok vasıfsızlıkları yanında Zübükzadeler paranoya derecesinde şüphecidirler de. Bir yakınlarına yakın gibi görünüp bir başka yakınına birinci yakınının nasıl olduğunu sordururlar. Bu arada kendisinin esas yakın olduğunu sanan ikinci yakın da birinci yakın tarafından göz ve kulak hapsinde olduğunu unutarak aptallığın verdiği rehavetle kendini aldatmaya ve avantajlı kişi olduğunu vehmetmeye devam eder. Yani maskeli baloda soytarıyı oynar! (ki bu kişiler Latince kökten gelen ve “maske” anlamına gelen “personality” yani kişilik kelimesinin muhatatabının ta kendisidirler.

 

İnsanlar—iplerini başkasına vermeden—arasıra koltuğa otururlar; bazıları ise koltuğa oturduklarını sanarken koltuğun kendilerine oturduklarının farkına bile varmazlar. Yani, kimi koltuğa oturur; kimine koltuk oturur.

 

Bunları niçin mi yazdım? Hiiiç. Öylesine... İstemesem de Sivas’ta Buruciye Medresesinde okuduğum bir yazının gereğini hep unutuyorum: “Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine, deli ol dünya senin kahrını çeksin!”

 

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…