https://www.egemengazetesi.com/files/uploads/user/0e42907936.jpg
Metin BOSNAK

KADDAFİ'DEN KESESİ

26-04-2022 01:49

 

CIA’nin evvelki adı Stratejik Hizmetler Bürosu idi (OSS).

Ama şimdiki adı daha bir şık ya da --nasıl derler--“kiş” duruyor.

Google haritası elinde.

Disneyland coğrafyalarını çoğaltmak istiyor.

Yeni nesil çocuklara iyilik yapmak için çırpınıyor.

Banka hesaplarındaki bir liralık değişimden haberdar.

IBAN, sanki “I ban” ironisi ile çıkıyor karşınıza!

İstediği zaman, internette sosyal paylaşım sitelerinde yazılanlar elinde.

Hatta gmail vb. e-posta şirketlerinin verdiği bütün hesapları tarayabiliyor.

Silseniz bile, internet ortamında yazılan her şey aslında kayıtlı kalıyor.

Internet zaten kontrolünde olabiliyor.

Beynelmilel joystickler de elinde.

İkinci Dünya Savaşında kurulan örgütün amacı “düşman hatlarında” ajanlık yapmaktı.

1947 yılına gelindiğinde, OSS CIA oldu. “Sabotaj, anti-sabotaj, imha ve boşaltma önlemleri ve “yer altındaki” direniş güçlerine, gerillalara, “özgürlük hareketlerine” ve mahalli komünist karşıtı unsurların desteklenmesi” amaçları arasındaydı. Hayattan özgürleştirmek de özgürlükler arasında yer aldı.

CIA’nin temel amaçları arasında yabancı hükümetler, şirketler ve kişiler hakkında bilgi toplamak ve politika yapıcıları bilgilendirmek var. Bunun uzantısı olarak da gizli operasyonlar düzenlemek ve paramiliter oluşumlara her türlü destek vermekle kalmıyor. Para ve militer oluşum teminlerinde uzman bir örgüt. Aynı zamanda “Özel Faaliyetler Birimi” ile dış politikada adeta belirleyici bir konuma oturmakta. Bu nedenle George Bush ve Samuel Huntington dâhil siyasi ve akademik olarak birçok esas CIA bağlantılı oldu. Soros aynı çıkarların ekonomik alandaki uzantısı olarak CIA ile yolu kesişenlerden oldu.

CIA’nin işleri özellikle 2004 yılında belirgin şekilde evirildi, değişti. Bu tarihten önce ABD hükümetinin tek istihbarat örgütü CIA idi. Değişiklik İstihbarat Reform ve Terör Önleme kanunuyla geldi. Böylelikle sadece ülke dışında değil ülke içinde de operasyon yetkisi kazandı.

Daha da ilginç olanı onca ümitlerle ve daha zerre kadar bir şey yapmadan kendine Nobel Barış Ödülü bahşedilen Başkan Obama döneminde CIA’in bütçesi 80 milyara dolara ulaştı. Bu miktar sadece kayıtlı olan bütçeyi ifade ediyor. Bir de örtülü ödenek kısmı var ki onun da az olmadığı biliniyor… “Kara” operasyonlar için kara para kayıtlara girmiyor.

Yani, 80-100 milyar dolarlık yıllık bütçesi, 20 bin civarında çalışanı olan bir örgüt CIA. Aslında ABD’nin ikinci ordusu gibi. Ordunun “anayasal” olarak yapamadıklarını CIA kendi yasalarını oluşturarak yapıyor. ABD silahlı kuvvetlerinin yıllık bütçesi kabaca 500 milyar dolar. CIA’nin bütçesi İngiltere ordusunun bütçesinden daha fazla. İngiliz silahlık kuvvetlerinin 69 milyar, Çin’in 58 milyar, Fransa’nın 54 milyar, Japonya’nın “nefsi müdafaa” güçlerinin yıllık bütçesi 44 milyar dolar.  

Tabii bu paranın aktığı yerler var CIA başarıları için: basın, hükümetler, asker ve sivil taraftar.

Başarılı operasyonların ufak maliyetleri oluyor tabii.

Başarıların bir kısmına gelince...

1952’de Mısır’da darbe oldu. “Özgür Subaylar Hareketi” yapmıştı. Nedeni bilinmiyor. J Mısır Kralına Özgür Subaylar kızmıştı. İsrail’le olan savaşta ülke çıkarlarına aykırı davranmıştı Kral. Darbe oldu. Nasılsa darbe sonrasında İsrail’in işleri daha bir kolaylaştı bölgede.

1953 yılında İran lideri Musaddık’ın darbeyle iktidardan düşürülmesi. Musaddık sömürülen ülke kaynaklarını kamulaştırmak istemişti…

1958’de Cezayir de bir başka filmin senaryosu çıktı. CIA Cezayirli öğrencileri Cezayir’in Fransa’ya karşı istiklal savaşında destekledi. Hatta o dönemde Charles De Gaulle’ün CIA tarafından suikasta kurban edileceği haberleri çıktı. Arada müttefiklerin de “didişmeleri” olabiliyor tabii… Ama iyi niyetli olmak lazım. ABD o dönemde Fransa-Cezayir rabıtasının Cezayir’i komünist Rusya’nın pençesine düşmesinden endişe ediyordu.

1960 yılında Türkiye’de Menderes hükümetini düşüren güç yine CIA idi. Menderes halkı arkasına aldığını sanmıştı.  Ha bir de Sovyetlere yaklaşmıştı biraz… Darbecilerin ilk açıklamaları arasında “demokratik süreç” ve beynelmilel anlaşmaları tanıdıkları ifadeleri vardı. Tanıdılar, sıdk ile tanıdılar hem de. (1980 askeri darbesinde de tanımışlardı. Darbe kardeşliklerinin göz yaşartan sahneleri böyle yaşandı.)

Tevafuklar devam etti…

Mısır’da darbe olmuştu çok geçmeden benzer yıllarda.

Libya’da 1963 yılında monarşi devrildi birden. Yine “genç subaylar” vardı devrede. Devrim Komuta Konseyi petrol fiyatlarını artırma çabasında oldu, artırdı da. Arap milliyetçiliği de vardı işin içinde. İsrail karşıtlığı da.  ABD Libya ticareti 1968 yılında Libya lehine 800 milyon dolar artıda oldu.

1970’lerde Araplara ilham olan bir ülke oldu Libya. Nasılsa petrolün ellerinde bir silah olduğunu anlamıştı Arap dünyası… Kaddafi ile George Bush arasında zihniyet farklı yoktu aslında. İkisi de askerdiler ve güneş gözlükleri vardı yani…

Ama Kaddafi’den kesesi, CIA’den gelir sesi türden şeyler var…

CIA 1981 yılında Kaddafi’yi ortadan kaldırmak için operasyon yaptı. Sonra iddialar saçıldı ortaya: Kaddafi Avrupa ve Afrika’da teröristlere yardım ediyordu! (Sahnenin devamı Bush döneminde 2005 yılında geldi Libya’ya. Ama Kaddafi hayatta kaldı.)

Fas’ta olanlar ayrı bir konu tabii. Fas muhalefet lideri Mehdi Ben Barka kaçırılması ve kırklara karışması bir türlü anlaşılmadı. İnsan Hakları İzleme Derneği CIA’den defalarca gizli belgeleri açıklamasını istedi. Ama olmadı işte…1965 yılında Ben Barka Paris’te gündüz gözüne kaçırılmış ve cesedi bile bulunamamıştı. Ahmet Buhari yıllar sonra ışığın New York’taki Özgürlük Anıtının meşalesinden geldiğini açıkladı.

Enteresandır 9/11 olaylarında CIA yetersiz de kalmıştı!

Sonrasında seyyar bir El-Kaide petrolün çıktığı her yerde fışkırır olmuştu. Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da derken, Yemen hedefe konuldu.

Obama'nın açıklamasının ardından ABD medyasında Yemen haberlerine geniş yer verilmeye başlandı. Gazetelere konuşan kimi "adını vermek istemeyen" kaynaklar, Yemen'deki El Kaide örgütünün ABD topraklarında bir saldırı yapabilecek çapta olduğunu iddia etmeye başladılar. “Yemen kökenli bomba tehlikesinin ardından” ABD yönetimi bu ülkeye CIA ajanlarını göndererek "teröre karşı mücadele başlatıldığını" açıkladı.

“Terör” en güzel diploması sermayesiydi. Ha bir de kitle imha silahları olurdu arada…

ABD ve İngiltere'nin ilgi alanına giren Yemen'in kuzey bölgesindeki Şii Husiler Yemen hükümeti ile savaşıyordu. Bu savaş nedeniyle Yemen'deki ABD destekli hükümet oldukça zayıflamış durumdaydı. Suudi Arabistan ise Kuzey bölgesindeki bu isyanı kendi ulusal güvenliği için tehlike olarak tanımlıyordu. Bu nedenle Yemen ordusu ve Suudi Arabistan'a bağlı güçler geçtiğimiz yıl içinde Kuzey Yemen'de operasyonlar yapmıştı. Bu operasyonlar Kızıldeniz'e konuşlanmış ABD savaş gemilerinden atılan füzelerle de destekleniyordu.

Araştırmacı Rick Rozoff ise Yemen'de gizli bir ABD operasyonu olduğunu belirtiyordu. Rozoff'a göre, bu operasyon ABD kadar NATO tarafından da genişletiliyor ve Yemen'in ileride Afganistan ya da Irak gibi işgale uğramaması için hiçbir neden yoktu. Rozoff gibi gazetecilerin dikkat çektiği husus, Kızıldeniz ve Basra Körfezi'nde NATO etkinliğinin artıyor olmasıydı.

Çevre ülkelerden Somali'de NATO koordinasyonunda "korsan avı" başlatılırken, ABD Cibuti’de bir üsse yerleşiyordu. Fransa ise Basra Körfezi'nde bir üs inşası başlatıyordu. Rozoff'a göre amaç, Orta Asya'dan Avrupa'ya uzanan rotanın en önemli güzergâhını ABD'nin kontrolü altına alınmasıydı. Çin sadece seyretmiyordu tabi ki.

İşte böyle…

CIA dünya çapında bu kadar yoğun bir NGO.

Başını kaşıyacak vakti olmayan bir örgütün bugün Fas, Cezayir, Tunus, Yemen, Mısır, Libya gibi ülkelerde operasyon yapıyor derseniz kimseyi inandıramazsınız.

Çünkü...

CIA tüm hasta, hamile ve kafayı çeken personeli haricinde tam kadro Disneylanddeler.

Disneylanda tam kadro sığmadıkları için coğrafyada değişiklik yaptı sadece.

Disneylandın da enerji kaynaklarına yakın olması kesintileri önlemek için.

Çocuklar aniden karanlıkta kalmasınlar.

Aksi halde demokrasi sinemasında ürkek alışırlar.

“Good Night and Good Luck!” filmi gösterimde…

 

 

 

 

 

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Kürşat olma vaktidir Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…