https://www.egemengazetesi.com/files/uploads/user/0e42907936.jpg
Metin BOSNAK

Kürşat olma vaktidir

26-04-2022 01:49

 

Kürşat olma vaktidir

 

 

Toplumların hayatlarında kimi meşakkat zamanları vardır ki insanların fıtratını, inancını ve hatta bizzat insanlığının özünü sınar. Her türlü değer metalaşır, iffet eprir,  fikir namusu pelteleşir, ümitler tükenir, beklentiler karşısında inancın izzeti paspas olur ayaklar altında. Liyakat, adalet ve hakikati esas almayan toplumlarda önce tuluatla başlayan süreç zamanla maskeli baloya, sonra trajediye dönüşür.  Gaflet evhama evrilir, emniyet şüpheye, sadaret ayağa düşer…  Yola beraber çıktıkların, yolda su içerken sırtını hançerle deşerler. Akbabalar siftinmek ister yüreğinde.

 

Hürriyetin zihinlere ve daha zihinlerdeyken hapsedildiği, kahraman olmak yerine kahraman alkışlayanların çoğaldığı, kralların çıplaklığını topluma rağmen ve krala rağmen ancak bir çocuğun haykırdığı, Sokrat’ın baldıran zehri içtiği, Hallaç’ın derisinin yüzüldüğü, İsa’nın bilmem kaçıncı kez çarmıhta inlediği anlardır…

 

İnsan değerinin ancak cüzdanıyla başat gittiği, insanın tüketebildiği kadar insan olduğu, tüketebilme kudretinin her değerin üstüne tünediği, daha fazla tüketebilenlere fırlatılan kaçamak ve fettan bakışların yüreklere çöreklendiği, özdeki toprağın çimentolaştığı ve toplumun kendisinden başka her topluma özendiği, aşağılık kompleksleriyle yüreklerin ihtilaca kapılıp, kapı kullarının, yanaşmaların revaçta olup, aşağılıklarını tepedenliğe dönüştürerek birbirlerine göz kıptığı anlardır.

 

Her türlü değerin tüketime dikilen gözlere kamufle edilip, hırsların potansiyel ve kapasitelerle eş değer olmadığı zamanlarda yaşanan değerler değil, dayatılan değerlerin tazyikini insanlar farklı şekillerde yansıtırlar. Haldeki çıkmazlar, eziklik ve burukluk maziyi çarmıha germek ve akan kanlarıyla kendi yaralarına merhem etmek ister. Kültürün, hatta inancın kendisi olur hedef; kimi zaman tenkit, kimi zaman tel’in, kimi zaman da intikam adına.

 

Zor zamanların Kürşad’ı ile her zaman ve mevsimin insanının belirginleştiği zamanlardır bunlar. Kimi değerlerin meta, mülke ve prestije dönüşemediği bu durumlarda, vaktiyle onların en ateşli savunucusu gibi görünenler, eskiden savundukları şiddetten bir şey kaybetmeden aynı oranda aynı değerlerin düşmanı olurlar. Bukalemun tabiatlı aydınlar ve ayçiçeği mezhebinden münevverler ile milliyetçi entelektüeller arasındaki tavır farkları böyle zamanlarda billurlaşır. 

 

Necaşi’nin bir zamanlar asasıyla çizdiği tefrik çizgisi, Musa’nın asasıyla deniz sularını yarıp kara parçasından daha büyük patikalar çıkardığı böyle zamanlarda billurlaşır. Sular yığılır, sağlı sollu; heyula gibi dikiler sınırlar. Dosdoğru çizgiler, büklüm büklümdür. Araf’takilerin ıstırabını yaşar münevver olmak kadar, aydınlık kisvesini de sıyırıp, meydana hakikat kadar masun, hakikati her türlü beklenti--cennet dâhil--ötesinde görüp dünyasını da cehennem de yaşarcasına zihnindeki çengellere atarak ve onu da yaşanılır bulmadan yaşayanlar, entelektüel Kürşatlar. “Ben varım, kendi başım varım, kendime rağmen varım, size rağmen varım!” diyenler.  Ilıman ve yumuşakçalıktan arınmış, bağı milleti, vatanına olanlar. Bayrağını, üretilmiş bez, sevdasını nefisten azade tez görenler.

 

Onlar… Var olmanın hüznüne nüfuz edip, inandıklarına yol olmayı da bir varlık sayanlar, var olup da olmayanlardır. Dünya kadar geniş zihinleri ve yürekleri olup da çekirdek kadar eyvallahı olmayanlardır. Kısaca divanelerdir. Kendini uzaktaki cenneti beklemeyip cenneti dünyaya indirmekle meşgul olanlarla, cehennemi reddedenler arasında bir yere hafifçe iliştiren, insan aklına uzak, insan olanın sessiz vicdanına yakın olanlardır. 

 

Külleri içilen sigara kadar ancak kalmış tarihin yükü ile halin dayattığı gıpta unsurları arasında bir Araf mahkûmudur. Paranoyak şüphe hezeyanlarıyla insanların birbirini yediği, kelamın yavşaklaşıp maksadı harici işlerde kullanıldığı, maksatları Amerikan bilardosundaki gibi üç bandı dolaştıktan sonra hedef olan topa ulaştığı gibi, ancak üçüncü hareketten sonra maksadını ele veren veya maksadın her biri diğerine rehberlik eden üç haritadan sonra hedefe ulaştığı, dostluğun vehim ve parlayan ışığa ve ışıkta parlayan paralara göre ayarlandığı anların, ideallerin, başkalarının ideallerden--Sokrat’ın hesabiyle--en az üç defa uzaklaştığı anların, dönemlerin Kürşatlarıdır. 

 

Araf’ın dehlizlerine ruhundan yansıyan ışıkla bir mızrak gibi dalabilmek ve zulmeti delme gücünü kendinde, kendine rağmen görebilmektir amacı. Aptallığı, enayiliği, huysuzluğu, dik başlılığı, ne idüğü belirsiz olmaya yeğlemenin adı, zamana rağmen alnında leke barındırmamayı ilke edinmenin adı, anakronistik olma pahasına “sağım solu arkam önüm sobe” oyununun çocukluk fantezisinden çıkıp bir büyüklük marazına dönüştüğü anlarda dost görünenlerle, düşman olanların aynı terazide zerre farklarıyla yer aldığını görmek ve buna rağmen en üst kimlik olan insan ve fikir namusunu elden bırakmama sevdası, cinnetinin mustatilleri.   

 

Kürşat ile kırk yiğidin destanını Çin sarayında yazanların tavrıyla, İbn-i Erkâm gibi, Allah Resulünün iman, ahlak, sabır ve cehdini kendine rehber edinen; Yâr ile hoş, ağyarına nahoş, yâran ile ser hoştur. Kehf’in insanları gibi, bedeni uyusa da sevdası uyumayan; sahte mehdi ve mesihlere uymayan; “Allah sabredenle beraberdir!” diyerek sabrını ülküsüne katık eden, Ebubekircesine sadık, Ömercesine adalete vurgun, Âlicesine yiğit ve âlim ve Osmancasına halim olmanın Türk’teki çelikleşmiş iradesidir. Ve Necip Fazıl üstadın ifadesiyle, “kim var?” denildiğinde sağına, soluna, arkasına önüne bakmadan “ben varım!” diyebilendir Kürşat.

 

İyi ki varsın ve İnşallah ebedi olacaksın! Çünkü sensiz dünya düzgün olmuyor! Sensiz Hilal mahzun, yıldızı mahkûm kalıyor. Ey dost, Şeyh Edebali’nin ifade ettiği gibi: ”unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklıysan mücadeleden korkma !” Senden başka önünde ne olabilir? Allah’ı ve davası olanın, eyvallahı olmaz. O’na emanetsin!

 

     

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI MUHSİN BAŞKAN Mum Titrer Hanemizde Ülkücülük CHP'yi Ne Zaman Sevdim İSLAMCILIKLA MÜSLÜMANI, TÜRKÇÜLÜKLE TÜRKÜ YABANCILAMAK SOSYAL MEDYANIN SOS'LARI PARALEL YAPI Bosna'daki Türk Üniversitesi: IUS DER SPİEGEL "BOYUN EĞME" DİYOR DEVRİM Mİ DEDİNİZ? BİRLİK VE BERABERLİK NEDİR? DİL TARİH VE İDEOLOJİ AYNAYI ARAMAK... MAKULLER AKİLLERE KARŞI VEDA HUTBESİNİ OKURKEN HİNLİK VE HAİNLİK ÖTESİNDE TARİHE BAKMAK ALPEREN OLMAK BİR HİLAL BİR İHTİLALDİR DELİLİĞE ÖVGÜ AŞK'A DAİR YAKLAŞIMLAR BİLİM, İDEOLOJİ VE DARVİNİZME DAİR YALAN DÜNYADA GERÇEK TARİH OLUR MU? DELİ DUMRUL'UN KÖPRÜSÜ ORTAYA KARIŞIK HALLERİMİZ EFKAR VE HERZELER YUSUF, ŞEHİR VE TABUYA DAİR EĞİTİME NEDEN HAYIR? EFKAR VE HERZELER "ADAMLARIN" PLANI HER ZAMAN TUTAR MI? İNGİLİZ'CE KONUŞMAK... BEN ÖLÜNCE KİM KALIR? BİLMENİN MALİYETİ NEDİR? BU ÜLKEYİ ANLAMAK... NİYET TAVŞANLARI VE TARİH ŞERİF MARDİN VE CUMHURİYETİN GETTOLARI FERMAN VE FETVA BAYRAMLARDAN BAYRAM BEĞENMEK AŞKIN BAR/KODU MEVSİM SONU İNDİRİMLİ LİBERALCİLİK YOL DA İÇİMİZDE SEYYAH DA! OSMANLI NE ZAMAN ÖLDÜ? SÜRGÜN KAYIP MEDENİYETİ ARARKEN... KÜRDİSTANA DAHA NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ MHP NEREYE GİDİYOR? NASIL BİR GENÇLİK? KİM KORKAR EBU ZER'DEN? MEHDİ NE ZAMAN GELECEK? "GÜZEL VE YALNIZ ÜLKE"YE Milliyetçilik ve Kürtler İLETİŞİM VE PROPAGANDA BATILILAŞMAK TWITTER'DA KENDİMİZİ OKUMAK "DANIMARKA ÜLKESİNDE KOKUŞAN ŞEYLER" BİSİKLETİN İSLAMİ OLANI FİRAVUN VE HİÇ'LİK KAMUSAL ALAN DÖNÜŞTÜ MÜ? KADIN, ŞEYTAN VE ÖLÜM ÇEVRİM İÇİ AHLAK ÖLÜM VE YAŞAMA KORKUSU KISKANÇLIĞIN KISKAÇLARI 11 Eylül ve ABD YA 12 EYLÜL SONRASI? Korku ve alkışlar arasında Ortadoğu AYDIN, MÜNEVVER VE ENTELEKTÜEL ORTADOĞU'DA OLANLARI ANLAMAK KAVGA NEREDE? KAVGA NEREDE? ORTADOĞU'NUN YENİDEN TASARIMI SUSMAK, PUSMAK VE BİRLİK DİL VE TARİH KAVGAMIZ HOLİGARŞİ Said Nursi ve Cemaat algısı Size “İslamî alt-çevre” diyebilir miyim, “abi”? MUHAFAZAKÂRLIK NEDİR? TÜRK LİBERALİZMİ AŞK MI MAŞUK OLAN? DİN'ERCİLİK SİVİL İTAATSİZLİK NEDİR? NEDEN KÜRT ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ? DEĞİŞİM İDEOLOJİSİ VE LİBERAL PROPAGANDA 12 EYLÜL SONRASI UZLAŞMA LİBERAL STATÜKOCULUK UYKUYU ÖLDÜRMEK "EKSİK ETEK" BABİL, DİL VE PROPAGANDA DENKTAŞ'IN ÖLÜMÜ AİKİDO VE "KÜRDİSTAN" DEĞİŞİM TÜRKÇE VE İDEOLOJİ "KASIMPAŞALI" BAŞBAKAN "İBRAHİMİ DİNLER" BİLİMLE DİNİ UYUŞTURMAK KOLTUĞA OTURAN VE KOLTUĞUN OTURDUĞU İNSAN TEMCİT PİLAVI VE YENİ OSMANLI RODRİGEZ NEDEN LİBERAL OLAMAZ? BEN'SİZLİĞE ŞİİR TOPKAPI'DAN DOLMABAHÇE'YE DÜŞERKEN ERBAKAN'I ÖZLERKEN MÜSLÜMAN VE İSLAMCI İSLAM VE FEMİNİZM KAÇIRILAN GÜNDEM BIDEN NOTLARI DEMOKRASİDE KİM KİM ÖPÜYOR ARAF'TA TARİHLERDEN TARİH BEĞENMEK İKİNCİ YEŞİL KUŞAK PROJESİ ARAFTAKİNİ ÖZLEMEK Hayatta Sürgün Olmak AKADEMİSYENLİK KÜRESEL KARADUL TEFRİKALARI GÜNCELLENEN MESİHİ BEKLERKEN TÜRKİYE KOLTUK, TURNUSOL VE KİMLİK BOSNA'DA BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ KOVBOY MEHTERANLA JAZZ ÇALARKEN Amerika ve Anti-Amerikan Kimlikler AMERİKAN KİMLİĞİ VE ŞEYTANLARI DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ KUTLU VEDA DEĞİŞİMİN TÜRKÇESİ VE UYANIŞ TANRI, İNSAN VE TAKVİM ÖDLEK ÖCÜNÜ ALDI MI? Millet Olabildik mi? Zaman, medeniyet ve din Zaman, medeniyet ve din Mehdi’yi beklerken ORTADOĞU VE YENİ İNSAN Kediler, Fareler ve Vatan Gülün Adı, Kadın ve Takva İslamo-Amerikancılık EBCET, CİFR VE TARİH SÜBJEKTİF OLMANIN FAZİLETİ DİPLOMASİMİZ NEREYE? İSTİKLAL MARŞI YENİDEN YAZILABİLİR Mİ? KOKUŞAN BİR ŞEYLER VAR! KÜRESEL KARADULUN AĞLARINDA "Yeni Osmanlı"nın Yeni Haçlılara Yardım Tezkeresi KATLİAMERİKA MAHALLE, BASKILAŞIM VE FİKİR NAMUSU YARASANIN ÇIĞLIĞI VE DİPLOMASİ Ay lav yu, Cani! AŞKIN HALLERİ DOKUZ HECELİLER FİRAVUN... Kadın'ım... 28 Şubat ve Erbakan KADDAFİ'DEN KESESİ Ve Yine Karşınızda Renan, Sykes ve Picot Democoupracy mübarek olsun! FULL'er Yapalım mı, Abi? Ortadoğu'da Sezaryen Mısır'da Karaoke Devrimi Mısır'ı Okurken Obama ve ikinci yeşil kuşak projesi (I) Bir Ortadoğu Masalı Mutlu Oligarşiden Kutlu Oligarşiye Ey zahit, şaraba eyle ihtiram! Bilinç ve Sürgün İbrahim, devir içimdeki putları! İdeolojik dil ve Teolojik Tarih Pardon, Size Demokrasi Diyebilir miyim? Paralel Evren, Küresel İslamcılık Erkekler ne zaman "adam" olur? "Millî" Küreselleşme? AK'Kışşş Kimliklerin Kurdu “Hiç” i öğrenmek GELENEK VE MANKURT Küresel tapınak, yerel rahipler ve Hipnoz Çift-düşün, yeni-konuş! Batı'yı ararken... Aforoz’malar… Halife Ömer Hayek’i ne zaman okumuştu? AĞLAMAKTAN ÇAĞLAMAYA DOĞRU KÜRT'AJ Shalom, Kürdistan! İstiklal marşını yeniden yazmak İslam, Millet, Hilafet ve Siyaset Amerika düşmansız olabilir mi? Mustafa Reşit Paşa'ya Mektup Keşif... Babil’in dil’beri Medeniyetlerin neyi çatışıyordu? Tarihi hangi hikâyeci yazar? Zihin Kontrolü ve Kült YUMURTANIN AK'I, SARISI Ebu Zer’in günlüğü Her şey zıddı ile mi kaim? Melamilik “marka” mıdır? Melâmilik Bir ayrılık, bir yalnızlık, bir ölüm AŞKA DAİR NE VARSA Medya medyumluğu ve wikisızmalar Türkiye, İran ve Dünya Barışı Muhafazakârlık “marka”sı? Füze ümütz! “Van münütz!” Çin'in hafızası ve küresel sistem Kutlu veda Öznellik Öz’neliktir! Hz. İnsan, Hz. Peygamber ve emanet Said Nursi ve tesettür İmam, Örtünme ve Nur Suresi Din duble “yol” mu demekti? Gelenek, mankurt ve reform Aylardan şubat günlerden cuma Alaturkalıktan Kolaturkalığa gelenek Gelenek mürtedi ve kimlik Namus, Kanun ve Fazilete Dair İman "terakkiye" destek midir? Yılmayacağız... ÜÇ TARZ-I MAHALLE VE HAL Hoş geldin, Şeytan! OSMANLI VE NEO-OSMANLI DAYILAR VE DAYILANMALAR Türkiye’de muhafazakârlık ve Dr. Faustus Tesettür neyi örtüyor? Milat oluşturmak Yahudilik bir din mi yoksa ırk mıdır? Tarih satrancını asıl kim oynuyor? Mahalle ve getto Tanrı, totem ve muta nikahı Orta Doğu’mların ebesi ŞOFÖR MAHALLİ BASKISI KÜRESEL İSLAMCILIK RENAN'I VE KENDİMİZİ AŞMAK Medine Vesikası Türk solculuğu ve İslamcılığı Batı’k düşüncelerin Doğu’şu BATI'NIN DEĞERLERİ EVRENSEL MİDİR? NEO-MUHAFAZAKÂRLIK VE YİN-YANG Karadul KEDİLER VE FARELER “Erkekliğin” yasası, “kadınlığın” tasası ON ADIMDA LİBERAL OLMA TÜYOLARI Neden Federasyon? Kaburga kemiklerimdeki sızı? Ortadoğu ve Darbeler "Küreselleşme "millet"e neden karşıdır? TURNUSOL Ya 12 Eylül sonrası? (II) Ya 12 Eylül sonrası? 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (II) 12 Eylül darbesine nasıl gelmiştik? (I) Kim ne der? Ne zaman ki…