Henüz ilkokul yıllarında öğretmenimizin bizlere öğrettiği bir tekerleme vardı. Çocukken bu tekerlemenin Türk dış politikasının milli eğitim müfredatına bir yansıması olduğunu bilmeden;
“Bir iki üçler yaşasın Türkler
Dört beş altı Polonya battı
….
On üç on dört on beş; Amerika kardeş” diyerek tekrarlayıp dururduk.
Sonra Kıbrıs çıkartması ve ambargo… Tüp kuyrukta, yağ tezgah altında beklerken bize öğretilen bu tekerleme;
“On üç, on dört, on beş; Amerika kalleş” şekline dönüştü.
80’li yılların sonuna kadar çoğu ideolojiler “Amerika kalleş” ifadesini kullanıp durdu. Amerikan kalleşliğine vurgu yapak pirim getiriyordu. Ancak 1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle Amerikan kalleşliğine vurgu yapan sosyalistler de sus pus olunca, tek kutuplu dünyada Amerika’nın yanında yer almak da pirim yapar oldu. Amerikasız bir şey yapmak, onsuz yola çıkmak imkansızdı. Gerçi “kardeş” değildi fakat “yoldaşlığı” kaçınılmazdı.
Sonra, açılan Asya pazarı ve oradan bizlere göz kırpan soydaşlarımızın varlığı, hemen hemen her ideolojinin sıcak baktığı düşünüşler arasına girdi… Yoldaşın yanına bir de Fetullah’ı katarak bu pazarda cirit atar olduk…
Obama iktidara geldiğinde, İslamcı cenahta bir sevinç bir sevinç…
Obama’nın gizli Müslüman olduğunu CİA’ya sezdirmeden temkinli bir şekilde birbirimizin kulağına fısıldar olduk.
İslam dünyasının kan gölüne dönmesiyle bir kez daha “Amerika kalleş” olmuştu. Adeta bütün kötülüklerin arkasında Amerika vardı. Ve bugüne geldiğimizde Türkiye’deki birçok ideoloji, siyasal yatırımını Amerikan karşıtlığı üzerinde şekillendirmektedir.
Yeni müttefikler, yeni dostlar… Rusya, İran biraz da Çin… Avrasya… Şhengay… v.s. v.s….
İnişler çıkışlar… ve çelişkiler…
Ve yine müfredat…
Çin için ilaçsız…
İran için Atatürksüz…
Rusya için alkolsüz…
Fetullah için Darvinsiz…
Şark için fensiz, bir müfredat…
Bu inişler ve çıkışlar arasında bir biri ardınca yayınlanan ve her biri Türk milliyetçiliğini ve ulusalcılığını okşayan televizyon dizileri var ki onlarsa ayrı bir çelişki.
Ve bizler “Ne Amerika ne Rusya ne de Çin; Her şey Türklük İçin” sloganını anımsatan bu dizileri seyrederken yeni müfredat çoktan yerini almıştı.
Bu dizilerin büyüsü altında:
İyi seyirler…