Köşkler vardır… Bir de köşk şarkıları…
Taş plaklar arasından seçerek dinleyeceğiniz eşsiz yorumlardan biri de Hamiyet Yüceses’in Yanıyor mu Yeşil Köşkün Lambasıdır. Uzaklarda olan bir sevgilinin merakıdır; Yeşil Köşk. Hele bir de yanıyorsa lambası, ümit tükenmemiştir…
Mavi Köşk’ün misafirlerine mihmandarlık eden asker, “burada gördüğünüz dolap, köşkün en esrarengiz eşyalarındandır. Mevsime göre renk değiştiren dolabın derisi, özel bir yağ ile yağlanması gerekmektedir. Paolides, Türk askerinin adaya gelmesi ile canını zor kurtararak kaçmıştır. Fakat adaya bir gün geri döneceğini ümit ederek, dolabın özel yağını göndermeye devam eder. Bir müddet sonra yağ gelmeyince Paolides’in öldüğü ya da öldürüldüğü akla gelmiştir…”
Köşkü gezerken, bir deha eseri eşsiz mimarisi… birbirinden değerli eşyaları… lüks yaşamı ve eğlenceli hayatı… Çeşmelerden akan şarap, Sophia Loren’in süt banyosu yaptığı havuz, havuza atılan elma ve elmayı alan kadın… Paolides’in geçirdiği gece… Türk askerinin ağzından bir bir anlatılıyor…
Yaşamayı bilen, estetik zevk sahibi, ince ruhlu ve son derece zeki Paolides, köşkün duvarında asılı siyah beyaz fotoğrafından tebessüm ederek kendisine hayranlıkla bakan misafirlere çapkınca göz kırpıyor… Bir gün geri dönmek hayali… Yeşil Köşkün lambasını yanık görmeyi uman uzaktaki sevgili ile adaya tekrar geri dönmek ümidiyle Mavi Köşk’ün en nadide dolabına yağ gönderen Paolides’in kaderi ortak mıdır bilinmez… Lakin Türk askerinin ağzından Paolides’i dinlerken ona hayran olan gözleri görmemek mümkün değil…
“Burası da Paolides’in mahkemelerde savunmalarını yapmak için oluşturduğu özel alan. Bu alanda konuştuğunuz her şey size asıl sesinizle geri dönecektir...” Türk askerini takip eden misafirlerin şaşkın bakışları arasında Paolides bir kez daha kahraman oluyor…
… Taş plaktan Hamiyet Yüceses, o eşsiz yorumuyla;
“Abada bir yaba da bir giyene
Güzel de bir çirkin de bir sevene…”
sözleri, Mavi Köşk’ün duvarlarında adeta “Bir yiğit gurbete gitse gör başına neler gelir” türküsüne dönüşüyor…
Oysa, Mavi Köşk’ün duvarları dile gelseydi böyle mi anlatırdı Paolides’i… Aşık Turan’ın “Bir Zalımın Yüzünden” türküsü çınlıyor kulaklarımda…
Ve gözümün önünde Mavi Köşk’ün zindan duvarları arasında işkence gören bir Kıbrıs Türk’ü canlanıyor.
“Gözümdeki damla damla yaşları
Döküyorum bir zalımın yüzünden”
diyerek inleyen bu Türk’ü ne zaman anlayacaksınız…
Bir Türk düşmanı olan Paolides’i hakkını vererek ne zaman anlatacaksınız…