Sayın Cumhurbaşkanımızın TEOG sınavının kaldırılmasına dair ifadelerinden sonra bu sınavın kaldırılması, birçok tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bir grup tartışmacı, Cumhurbaşkanın böyle bir meseleyi dillendirmesini etik bulmazken, bir kısmı ise yerine neyin geleceğini sorgulamaktadır. Bütün tartışmaların kendi çerçevesi içerisinde tutarlı ve mantıklı tarafları vardır. Fakat meselenin FETÖ açısından değerlendirilmesi ve bir beyin fırtınasına dönüştürülmesi eksik kalmıştır.
Fetullahçı örgütlenmenin uzman olduğu alanların başında eğitim gelmektedir. Bu yapının dünya ölçekli bir eğitim ve eğitimci örgütlenmesinin olması, ders kitaplarından programcılığa kadar eğitimin her sahasında tekelleşecek bir düzeye erişmesi, başta Türkiye olmak üzere girdiği ülkelerin sınav politikalarını kendine göre düzenlemesi ve sınav sistemleri üzerinde kontrolü sağlaması yadsınamaz bir ustalıktadır. Dolayısıyla eğitim meselesi üzerinde yapılacak her değişikliğin akabinde Fetullahçı örgütlenmenin seyirci kalacağını düşünmek saflık olur.
Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın TEOG sınavının veya benzerlerinin kaldırılması konusunda irade buyurmasını doğru buluyorum. Milyonları aşmış öğrencilerin sadece yüzde onluk kısmını ilgilendiren TEOG ve benzeri sınavların çocuklarımız üzerindeki olumsuz etkilerini hep birlikte yaşıyoruz. Okul, dershane ve özel öğretmenler arasında gidip gelen milyonlarca öğrenci, sonuç itibariyle detaya boğulmuş biraz gramer, biraz fen ve matematikten oluşan bilgi yığını arasında ezilmektedir. Ezilen ve yok olan herhangi bir şey değildir. Bu milletin varlık sebebi olan çocuklardır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanın böylesi durum karşısında sadece izleyici konumunda kalmasını beklemek, bundan sonra gelecek olan cumhurbaşkanlarının milli meselelerde pasif kalmasını kabullenmekle eş değerdir. Bu açıdan Sayın Cumhurbaşkanın duruma el atması son derece isabetli olmuştur.
TEOG sınavının yerine neyin geleceği meselesine gelince;
Mademki lise düzeyinde yerleşecek öğrencilerin önünde sınav kalkmıştır, o vakit yeni düzenleme için yaklaşık bir yıllık zaman vardır. Bu zaman dilimi de yeni bir yerleştirme programı oluşturmak için yeterlidir. Dolayısıyla konunun gündeme gelmesinin zamanlaması isabetli olmuştur.
Benim bu noktada dikkat çekmek istediğim husus muhtemel FETÖ girişimleridir. Nitekim okul ders kitaplarının basımında bu yapının nasıl ustaca hareket ettiğini gördük. Fetullahçıların başta Sızıntı dergisi olmak hemen hemen her yayın organında işledikleri temaların başında evrim ve yaratılış gelmektedir. Onların bu konuları sıklıkla işlemeleri bir alışkanlık veya tesadüfi değildir. Milli Eğitimin çeşitli kademelerinde halen gizliliklerini koruyan örgüt mensupları yine bu konular üzerinden bir çatlak oluşturmaya çalışmaktadırlar. Başta mütedeyyin kesimin rahatsız olduğu evrim teorisi, evrenin oluşumu ve yaratılış konularını ders müfredatı tartışmalarının arasına sıkıştırarak seküler – dindar çatışması amaçlanırken araya Atatürk konusunu sıkıştırarak bu çatışmayı daha keskin hale getirmeye çalışılmaktadır. Dolayısıyla bugünlerde sıklıkla müfredat konusu olarak gündeme gelen bu konuların arkasında bu yapı vardır.
FETÖ bununla neyi amaçlamaktadır?
FETÖ’nün evrim ve Atatürk konusunu gündeme getirmesinin arkasında, kendisine karşı oluşmuş İslamcı, Ülkücü, Devrimci, Ulusalcı gibi oluşan geniş desteği dağıtmak yatmaktadır. Ayrıca bu gruplar FETÖ ile mücadelede sadece Tayip Erdoğan’ın samimi bir şekilde mücadele ettiği imajını yayarak meseleyi şahsileştirmektedirler. Böylesi bir imaj milletin içine tekrar sızmak girişiminde olan FETÖ için bulunmaz imkanlar yaratır.
FETÖ’nün bu girişimini TEOG açısından değerlendirecek olursak;
Bugün özel liselerin sayısı devlet liselerinin sayısını geçmiştir. Büyük bir ihtimalle önümüzdeki yıldan itibaren liseler kendi programlarına göre öğrenci alacaklardır. Bu durumda mevcut müfredat tartışmaları kapsamında bugün Tayip Erdoğan’a destek veren kitleler bir şekilde küstürüldüğünde ve tasfiye edildiğinde bu özel liselerin birçoğunun el değiştirerek Fetullah’ın eline geçmesi muhtemeldir. Böylesi bir durumda devlet okullarının da Fetullahçıların eline geçmesi kaçınılmaz olacaktır. O vakit, lise programlarına sınavsız öğrenci yerleştirme konusunda FETÖ yeniden tekel oluşturabilir. Bence dikkat edilmesi gereken hususların başında bu ihtimal gelmektedir.