Her dönemin kendine ait rengi ve kokusu vardır.
Biz bu rengi ve kokuyu, hatıraların sayfaları arasına daldığımızda hissederiz.
Zamanın sararttığı siyah beyaz bir fotoğrafın bir ana dair görüntüsü, ya da bir vesikanın bir döneme dair alınmış kararı, eski bir pul… ve daha niceleri… binlerce sayfa yazılmış tarih kitaplarından çok şey anlatır bize.
Son Halife Abdülmecit’in kızları ile verdiği poza, Bomonti birasını yudumlarken bakıyorum.
Hatıralar, ister istemez kendi yaşadıklarımla geçmişi birbirine karıştırıyor.
2014 baharında içilmiş iki şişe biranın bir üniversite rektörü tarafından soruşturma meselesi haline dönüşmesi, Sultan İkinci Abdülhamit’in kemiklerini sızlatmış mıdır bilemem. (x)
Lakin Kıbrıs’ın Toroslar manzarasına karşı içilen Bomonti marka biraya radyodan “öğretmene varamadım” türküsü eşlik ettiğinde Türkiye’nin dününe ve bugününe dair bende bir çok şeyler çağrıştırıyor:
Öğretmene varamadım
Naylon çorap giyemedim
Karyolada yatamadım
Abum abum gız abum...
1960’lı yıllarda naylon çorap giymek isteyen Anadolu kadını, cehaletin pençesinden bir öğretmenle evlenerek kurtulmak isterken, o naylon çorap, Osmanlı Halifesi Sultan Abdülmecit’in kızı Prenses Duru’nun eteği altından parıldıyor. Fakat Anadolu kadını, yer yatağından karyolaya geçmenin kavgasında henüz yenik… Henüz yenik lakin çıkan medeni kanunla elinin güçlendiğini hissediyor…
Ve günümüze gelindiğinde;
Muallimle cehaleti yenmek isteyen Anadolu kadını, bir Rektörün kadın eline yaptığı hakaretle boşlukta kalıyor…
Tenin abdeste muzır olduğunu düşünen bir meczubun tekmesiyle sarsılıyor…
Bir müftünün diline dolanan pantolonu, giydiği eteği, sürdüğü ruju ya da parfümü ağır yaralar alıyor…
Ve Adem’in Adam olması bu saatten sonra hayal oluyor…
Türkiye Cumhuriyetinin 94. Yılını en derin duygularımla kutluyorum.
___________________________________
(x) Bomonti Bira Fabrikası II. Abdülhamit devrinde 1890’da kurulmuştur.