ŞU BİZİM AVRUPA SEVDAMIZ

Osman YILDIZ

26-04-2022 01:49

Şu  bizim  Avrupa  sevdamız,  küffar  deyyu  hor  baktığımız,  ama  kızlarına  hayran  kaldığımız  bir  zamanda  başlamıştır.  İlkin,  keskin  kılıçlarımızla  uçan  atlarımız  yetmişti  küffara,  lakin…     

İşlerin  düzgün  gitmediğini  savaş  meydanlarında  sopa  yemeye  başladığımızda  anlamıştık.  “Nasıl  olur  da  dinsiz,  imansız,  donsuz  Avrupalılar,  bize  sopa  atardı”  deyyu  “Yıldıznameler”  karıştırılır,  “Müneccim  Başı”na  ekstra  maaş  ödenir  ama  yine  de  sopa  yemekten  kurtulamazdık…

28  Çelebi  Mehmet  Efendi,  ilk  elçilik  heyeti  olarak  Paris  sokaklarında  gezerken,  gördüğü  ihtişam  karşısında  küçük  dilini  yutmuş,  ama  yine  de  burnundan  kıl  aldırmaksızın  atının  üzerinde  mağrur  bir  şekilde  etrafı  incelemiştir.  O  bu  seyahat  esnasında  “kefere”nin  elinden  neden  dayak  yediğimizi  anlamıştır.  Anlamıştır  anlamasına  amma,  bunu  şeyhülislamdan  vüzeraya;  ulemadan  cühelaya  nasıl  anlatacaktır…

III.  Selim  müzisyendi;  adına  lale  derler  bir  devrin  mucidiydi.  Ahaliyi  Altınboynuz’un  büyüsüyle,  müderrisini    Nedim’in  şiirleriyle  oyalarken    mektep  açtı,  mektep  kurdu…  Sonra  bir  softanın  sopası… 

Nedim’in  kafasında  sopa  patlatanlara  göre; 

II.  Mahmut,  gavur  padişahtı.  O  da  mektep  açıp  mektep  kurmuştu…

Bunca  yeni  gavurun  arasında  belki  de  en  gavuru  Mustafa  Reşit  Paşa  idi… 

Paşa  kırmızı  fesini  alıp  Tanzimat  Fermanını  okumak  üzere  köşkün  kapısından  çıkarken,  aşçısı  “akşam  ne  istersiniz  Paşam”  dediğinde;  “hele  akşama  kelleyi  bir  sağlam  getirelim,  o  vakit  ne  yiyeceğimize  karar  veririz”  diyerek  Gülhane’ye  yol  aldı…  Kolay  değil,  krala  haddini  bildirecekti…

Sonra  sürgünler,  Bekir  Ağa  Koğuşları,  çadır  mahkemeleri;    meşrutiyet  tartışmaları  ve  ilk  anayasa;    biraz  ümmet,  biraz  milliyet,  kadınlara  da  mektep  …  amma  illaki  müsavat  (eşitlik),  illaki  hak,  hukuk,  adalet…  ferdi  hürriyet…  belki  de  cumhuriyet…

Ve  Cumhuriyet… 

Bu  süreçte  softanı  sopası  meşrutiyetin  babası  Mithat  Paşa’nın  kafasında  patlarken;

Cumhuriyetin  babası  Atatürk’te  bir  işe  yaramaz… 

Çünkü  O,  krala  haddini  bildirmişti... 

Ümmet  değil;  millet  demişti…

Fikri  hür,  vicdanı  hür  bireyler  istemişti… 

Bütün  bunları  derken  muasır  medeniyet  seviyesini  işaret  etmişti…

Bu  yüzdendir  ki  onun  döneminin  tarih  derslerinde  en  geniş  haliyle  Fransız  ihtilali  okutulurdu…  Çünkü  ona  göre  muasır  medeniyet,  Fransız  ihtilalinin  umdeleri  idi  ve  bu  umdelerin  büyük  bir  kısmı  Avrupa’da  idi…

Ve  Türk’ün  Atası  ebedi  istirahatgahı  olan  Anıtkabir’e  taşınırken,  fikirleri  çöp  sepetine  atıldı…

Softanın  kaleminde  medeniyet;  bina  idi…

Medeniyet;  teknoloji  idi…

Medeniyet;  tek  dişi  kalmış  canavardı… 

Ve  geldik  günümüze:

Peki  bugünün  medeniyeti  neresidir?

Bu  soruya  Komünist  Çin;  ne  olduğu  belirsiz  Rusya;  Kapitalist  Amerika  veya  Budist  Japonya…  diyebilir  misiniz?

Fransız  İhtilalinin  umdeleri,  medeniyetin  değişmez  ölçüleri  olduğuna  göre;  muasır  medeniyet  neresidir?

Belki  de  hiçbir  yer…

Bir    kaç  yıl  öncesine  kadar,  bu  umdeler  Avrupa  Birliği  çatısı  altında  belli  kriterlere  oturmuş  gözüküyordu.

Son  bir  kaç  yılda  çok  şey  değişmişe  benziyor… 

Onların  da  softaları  var.

Üstelik  onların  softaları  aynı  zamanda  ırkçı.  Bugünün  Avrupası,  bu  ırkçı  softaların  elinde  medeniyetin  değişmez  ölçülerini  gündelik  politikalara  heba  edilmiş  gözüküyor.

Ve  aldıkları  kararlar  medeniyete  aşık  insanları  artık    tatmin  etmiyor…

Ve  bizim  Avrupa  sevdamız;

Rusya’da  domates  fiyatına 

Çin’de  hammadde  nakliyatına

Son  buluyor  gibi…

 

 

 

 

 

DİĞER YAZILARI İTİNA İLE ŞEYTAN TAŞLANIR 01-01-1970 03:00 ADEM’İN ADAM OLMASI 01-01-1970 03:00 STİRLANDİNGO 01-01-1970 03:00 SIFIRA İNAT, BİRİZ 01-01-1970 03:00 TEOG SINAVI VE MUHTEMEL FETÖ GİRİŞİMLERİ 01-01-1970 03:00 CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ VARAN1 01-01-1970 03:00 Müfredat tartışması mı? 01-01-1970 03:00 MAVİ KÖŞKÜN LAMBASI 01-01-1970 03:00 KANUNLARIN RUHU 01-01-1970 03:00 KAPI ARALIĞİNDAN DÜN ve BUGÜN 01-01-1970 03:00 SİYASET TOPTAN YUVARLAKTIR – DEVLETLÜ AHMET TÜRK 01-01-1970 03:00 “ALTI OK”TAN BEKLEDİKLERİMİZ 01-01-1970 03:00 EVET Mİ HAYIR MI 01-01-1970 03:00 TOKAT GOP ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ İÇİN SAMİMİYET TESTİ 1 İÇİN BİR TEKZİP 01-01-1970 03:00 YENİ ANAYASA SÜRECİNDE TERÖR ve MHP 01-01-1970 03:00 SİYASET-NANEDEN SEÇMELER 01-01-1970 03:00 RİZE ZİLETİ VE ÜLKÜ OCAKLARI 01-01-1970 03:00 TERÖR ve DİL 01-01-1970 03:00 KIÇI HÖLLÜKLENMEMİŞ BEYLER 01-01-1970 03:00 Türk pasaportu 01-01-1970 03:00 TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ İÇİN SAMİMİYET TESTİ -1- 01-01-1970 03:00 KİM BU? REKTÖR MÜ? TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ FETÖ 4 01-01-1970 03:00 BİR KUMPAS DAVASININ ANATOMİSİ ÜZERİNDEN – TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ 01-01-1970 03:00 REKTÖR MUSTAFA ŞAHİN İSTİFA ETMELİDİR… 01-01-1970 03:00 TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ VE FETÖ YAPILANMASI -1- 01-01-1970 03:00 KÜÇÜK BİR FETÖ TARİHÇESİ 01-01-1970 03:00 BİR ŞEYE HAYIR DEMEK: MİLLİYETÇİLİK VE AKP 01-01-1970 03:00 GOPTUM ÇOK GOPTUM 01-01-1970 03:00 BEYAZ ADAM BOŞ KONUŞUYOR 01-01-1970 03:00 PARALEL AVCILIK 01-01-1970 03:00 OSMANLI-CA - TÜRK-CE 01-01-1970 03:00 TOKAT GAZİOSMAN PAŞA ÜNİVERSİTESİNDE NİHAYET… 01-01-1970 03:00 TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİNDE EĞİTİMİN ‘E’ si FETULLAH'IN ‘F’ sine NASIL DÖNÜŞTÜ? 01-01-1970 03:00 TOKAT GÜNDEM GAZETESİ YAZARI HAMZA SOYKAN’IN DİKKATİNE 01-01-1970 03:00 KUMPAS ŞAHİN VE ŞÜREKASI -21- 01-01-1970 03:00 GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK SEÇİMİ VE SÜREÇ 01-01-1970 03:00 KUMPAS ŞAHİN VE ŞÜREKASI -20- 01-01-1970 03:00 KUMPAS ŞAHİN VE ŞÜREKASI -19- 01-01-1970 03:00 KIBRIS TÜRK’Ü ve TÜRK KAHVESİ 01-01-1970 03:00 KUMPAS ŞAHİN VE ŞÜREKASI – 18 – 01-01-1970 03:00 KUMPAS ŞAHİN VE ŞÜREKASI ÜZERİNE MÜLAKAT 01-01-1970 03:00 KUMPAS VE ŞÜREKASI -17- 01-01-1970 03:00 KUMPAS ŞAHİN VE ŞÜREKASI - 16 - 01-01-1970 03:00 KUMPAS ŞAHİN VE ŞÜREKASI - 15 - 01-01-1970 03:00