Bu gece geçen yılın uzunluğu kadar olan bir kalem olmak isterdim.. duygularimi ben bitene kadar yazmak isterdim.. Binbir gece için şehrazat olmak isterdim, aşk sen aşık ben olurdum.. Bu gece raht-i cemşid'in kalıntılarından bahsetmek isterim.. Perslerin eşsiz imparatorluğundan.. Perslerin diyarindan.. Yarlarin diyarindan.. bu gece senle konuşmak istediklerim var.. Zerdüştan..
Doğunun, bu büyük isminden... Tüm dünyanın karanlığı küçük bir mumun ışığını yenemez diyen kişi.. Benim mihrabim gönüldür diyen kişi.. Benim dinim aşk ve ilimdir,diyen kişi.. İmanim aklımdır diyen kişi.. Ve nevruz, beşer tarihinin derinliği gibi bir kutlama.. Tarih nevruzu anlatmaz, Nevruz tarihi kendi eteğinde büyütür.. Nevruz, bizi geçmişimizle ve geçmiştekilerimizle tanıştıran bu kutsal gelenek... Hiç bir millet, bir veya iki nesille şekil almaz, bir kaç neslin bileşmesiyle oluşur..
Ama zaman, nesillerin bağını koparan bu acımasız bıçak.. bizi birbirimizden ayıran tarihin korkutucu deresi, zamanin celladindan uzak sadece geleneklerdir bizi bu korkunc dereden uzaklaştirirlar.. Ve nevruz bayramı bu gelenlerin en güzelidir.. Nevruz dünyanin bayramıdır.. Yer, güneş ve gökyüzünün kutlamasıdır... Ey misafir, bilki perslerin toprağının altında zerdüşt yatıyor.. Her kimsen ve nerden geliyorsan gel biliyorumki bir gün burdan geçiceksin.. Onu saran bir avuç toprağı kıskanma.. Bırak ve geç.. Zerdüştün Günü Tüm Dünya İçin Kutlu Olsun..