DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Giriş Tarihi : 26-04-2022 01:49

BİR SEÇİMİN ZORLUĞU

Sana bir peygamberden bahsedecegim... Tarihin en büyük Put kıranından... Halil İbrahimden... 

Bu olgun adamdan... İbrahim olgun ve yaşlı adam, emek ve hareket dolu, surekli avare, savaşlar ve Put tapan cahillere karşı bir direnç içinde geçirdi hayatını... Gençken hayatını, baskıcı ve put perest bir babayla, Sara adında zengin ve doğurganlığı olmayan bir kadınla geçirdi... O Tanrının yolunda bir savaşçıydı.. bir evladı olsun istiyordu.. bir oğlu... Ama eşi doğuramazdı.. Ve İbrahim yaşlıydı.. umudu yoktu... Hasret umutsuzluk canını yiyorduki Tanrı ona rahmet etti ve Sara'ya bir evlat bağışladı.. bir oğul... İsmail... İsmail İbrahim için sadece bir çocuk değildi.. Bir ömür bekleyişin sonucuydu... Bir dünya acının ödülüydü... Macera dolu bir hayatın meyvesiydi İsmail..

Senin İsmail'in belkide sensin... Belkide mesleğin yada şöhretindir ama İbrahim için oğluydu...
İsmail babasının gülen gözlerinin ışıltısıyla büyüdü... İbrahim gönlünde yanan çöldeki nihal'ine bir bahçıvan gibi bakıyordu... Ve İsmail şevkatın yağmurunda ve İbrahim'in aşkının güneşinde canlandı ve büyüdü... İbrahim tüm bu zorluklarla geçirdiği uzun ömrünü, bu son günlerini mutlulukla geçirmesi gerektiğini düşündü... İsmaille mutluluk içinde... Yıllardır beklediği oğluyla... İsmail artık genç bir çoçuk olmuştu.. İbrahim'in geçliği gibi.. Ta ki... ta ki '' İbrahim kendi ellerinle bıçağı İsmail'in boğazına geçir ve kes...'' Kelimelerle bu vahiyle, babaya gelen korkuyu yazabilirmiyim ? Eğer orda olsaydık ve görseydik hissetmezdik.. çünkü acının büyüklüğü hayallerime sığmaz... İbrahim Tanrının mütevazi kulu.. Ömründe ilk defa korkudan titredi.. İbrahim bu tarihin put kıran büyük adamı bu emri düşünmekten bile korktu.. Ama ferman Tanrının fermanı... Savaş.. İçinde en büyük savaş... Büyük cihad... İbrahimin içinde Tanrı ile İsmail'in savaşı.... Bir seçimin zorluğu... Hangisini seçiceksin Ey İbrahim... Tanrıyı veya kendini..

Karı veya değeri... Kalmayı veya gitmeyi... Mutluluğu veya kemalı... Zevki veya sorumluluğu... yaşamak için hayatı veya hedefler için hayatı... Babalığı veya Peygamberliğimi.. ve sonunda İsmail'ini mi yoksa Tanrı'nı mı........ ?
Ve Vahiy şöyleydi ''Ey İbrahim, Ey tarihin zaferli savaşlarının kahramanı... Tanrı ile insan arasında bir mesafe yoktur, Tanrı insana boynundaki şah damarlarindan daha yakındır ama insan ile Tanrı'nın yolu sonsuzdur... Ne düşünüyorsun... Sen peygamberlikte Kemalın zirvesine ulaştın ama kullukta hala yarımsın... Ey Halil İbrahim, Ey Musa, İsa ve Muhammed'in yolunu açan; İbrahim oldun ama Kul olmak zordur.. Azad olmalısın.. Bilki insanin en zirvedeyken bile düşme ihtimalı vardır. Ve bilki ne kadar yükselirsen düşmen daha tehlikeli olur.. İsmail'ini öldür.. Sevdiğin yavrunu, gönlünün meyvesini, ciğerinin bir parçasını, gözlerinin nurunu, ömrünün meyvesini, seni hayata bağlayan tek varlığını, yaşama nedenini, oğlunu değil İsmail'ini kurbanlık bir koyun gibi al ve yere yatır. ellerini ve ayaklarını tut hareket edemesin. Başını sıkıca tut ve yere baskı yap ve başını arkaya doğru çek.. şah damarı çıksın.. Ve kurbanlık acı çekmesin.. Şah damarını kes.. Ve ayaklarının altında tepinmediğini hissedene kadar tut.. Artık kurbanlığın soğuk vucudunun üstünden kalk.. Gerçeğin senden istediği budur.. İmana davet budur.. Bu senin sorumluluğundur.. Ey sorumlu insan.. Ey İsmail'in babası ''

Şimdi bu iki yolun başında duran İbrahimdir. Bütün vucudu İsmail diye bağırıyor.. Ve bir ses kafasına ''kes'' diye vuruyor... Birini seçmesi lazım... Gerçek ve menfaat içinde savaşıyor..
Eğer gerçek onun ölümünü isteseydi daha kolay olurdu.. Çünkü İbrahim yıllardır Hakkın yolunda canından vazgeçmişti.. Ama Vahiy şöyleydi '' Ey canından vazgeçen İsmailden vazgeç'' Yani bir zaaf... İbrahim içten içe belki bu Vahiy sadece rüyadır nerden bilebilirimki diyordu. Ve İblis bu sefer İbrahim'i kandırmak için çaba harcar... ama yine bir ses.. Bu sefer vahiy kesin bir sesle gelir ; Ey İbrahim İsmail'ini kes..! Tarihin büyük kahramanı çaresiz ve perişandı. Kendi içinde : yani İsmail'imi kendi ellerimle öldürmelimiyim ? diyordu... Evet.. Hak'ın karşısında İsmailden geçmesi gerekiyordu... Düşüncelerin sorumluluğu, zevklerin sorumluluğundan öenmlidir.. Bu Emrin kabulu mu ? babalık zevki mi ? Ve İblis yine İbrahim'in gönlünde evlat sevgisini coşturur...

İbrahim yine içten içe belki bu Vahiy sadece rüyadır nerden bilebilirimki diyordu. Yine vahiy kesin bir sesle gelir ; Ey İbrahim İsmail'ini kes..! İbrahim yaralı bir aslan gibi kükrer... Ve acıdan, öfkeden sızlanır... Bıçağı eline alır; masum ve sessizce yatan kurbanı alır... Birden... Koyun ve bir vahiy ''Ey Halil İbrahim Tanrı İsmail'in kesilmesinden vazgeçti. Bu koyunu onun yerine kes. Sen fermana uydun..'' Ve sen Ey dost senki İbrahim gibi kurbanını getirmen gerekir.. senin İsmail'in kim İsmail'in ne ? Kimsenin bilmesine gerek yok.. sen ve Tanrı bilmeli.. İsmail'in belki evladın değildir. Mesleğin ve şöhretindir.. Gözünde İbrahim'in gözündeki İsmail gibi olan her ne varsa, Seni sorumluluğunu yerine getirmek için zorluyorsa bu İsmail demektir. Öyleyse sen koyunu seçme bırak onu tanrı seçsin.. Ve onu İsmail yerine versin... Çünkü koyunu İsmail yerine kesmek kurbanlık demektir.. ve koyunu koyun yerine kesmek ise kasaplıktır.. Hepinizi Kurban Bayramı kutlu olsun...

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA