Dostlarım, canlarım... ben bu şehirde yabancıyım...
Fırtına beni buraya sürükledi... beni de bundan sonra yuvaniza ortak edin... Arkadaşlarım...size ülkemizdeki en kıymetli insandan bahsederek başlamak istiyorum...
Ben insanları dört gruba ayırıyorum...
Varken var, yokken yok olanlar; bu tür insanların varlığı fizikseldir. Onlara ancak dokunarak hissedebiliriz var olduklarını.. sadece fiziksel kimlikleri vardır...
Varken yok, yokken de yok olanlar; onlar yaşayan ölülerdir..
kişiliksiz ve güvenilmezdirler...onlar asla göze batmazlar...
Varken var, yokken var olanlar;
varlıklarında bize huzur veren ve yoklukları bizde derin etkiler bırakan insanlardır... her zaman aklımızda olan, sevdiğimiz, değer verdiğimiz kişilerdir...
Varken yok, yokken var olanlar !
Onlar en özel olanlardir... Varlıklarında o kadar cesur, güçlü ve yücelerdirki biz varlıklarını bile hissedemez oluruz..
Ancak aramızdan ayrıldıklarında usul usul ne olduklarını, ne dediklerini, ne istediklerini anlamaya, hissetmeye başlarız..
Biz hep böyle insanlara aşığızdır...onlara söyleyecek binlerce şeyimiz var ama karşımıza çıktıklarında sanki dilimiz kilitlenir, cümleler düğümlenir ağızımızda...
gücümüzü kaybederiz.. ve tam gittiklerinde aklımıza gelir aslında söyleyecek ne çok şeyimiz olduğu...
Onlardan birisidir Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk...
Hemde en kıymetlisidir bu grubun... O ve Onun aramizda olan en değerli yadigari Ülkü Adatepe....
Evet, bugün 1 Kasım değil belki...
Ama her zaman olduğu ve olacağı gibi Atatürk'ümüzü saygıyla anıyoruz... Sadece 10 Kasım'da değil, 365 gün her gün, her saat...