Eğer bir kadınsan elinde değildir.. bazen yaslanmak istersin..
saklanmak istersin..
zayıf olmak istersin..
elinde değildir bazen hırsla koklarsın ellerini belki acı parfumunun kokusu parmaklarının arasında kalmıştır..
Kadınsan elinde değildir ama bazen bırakırsın.. ve ardından su dökersin.. ve varlığının hayaliyle yaşarsın, o mutlu olsun umuduyla..
Kadınsan elinde değildir..
Tüm alemlerin deliliklerini bilirsin..
Kadınsan küçük korkuların vardır.. Uzun sokaklardan, boş caddelerden..
Kadınsan seni yargılarlar.. her aptala yaptığın saf gülümsemelerini yargılarlar..
Elinde olmayan güzelliğini yargılarlar..
Ama korkma..
cesaretli ol..
şeytanın yaptıklarından bahsetme..
Ademi kandırdığını söyleme..
Tarihin derinliklerindeki ellerine bak..
bak nasıl yıpranmışlar..
ve zarif vucudun... Mutluluk ve özgürlük ağacını kim kıskançlık ateşiyle yaktı ?
kim Tanrısal ruhundan bir merdiven yapıp seni küçültmekle kendi küçüklüğünü unuttu ?
korkma..
cesaretli ol.. Tanrı seni seviyor...
Sana güzelliklerini bağişlayan Tanrı... sıcaklığını, zarifliğini sana bağışlayan Tanrı.. Ve Tanrı seni yarattıktan sonra sana gulumsedi..
Dünyanın neresine kadar adem, bilmemezliklerinin günahini senin omuzlarına aticak bilmiyorum.. Nasıl unutur, mutluluğun yolunu senden öğrendiğini, senin kollarında büyüdüğünü, senden cesareti öğrendiğini, ilk sözcük, ilk his, ilk bakışı senden öğrendiğini.. Ey fedakar ruh... Ey kadın.. Ey yolun ışığı.. Sen suçsuzsun demiyorum..Seninde ellerin ademki gibi masum değil.. Ama sen Ademden daha yalnizsin.. Sen güvenli omuzlar arayışındasın ve çağlardır aşk rengindeki kelimelerin hasretiyle zulmun kırbaçlarına dayanıyorsun...
Ve sen Ey Adem.. Eğer duygularımın birazini bile bilsen, sonsuz ve tufanlı bir denizi hissedersin......