Bu günkü vahim olayda ortaya çıkan görüntülerde bir kadın bağırıyor;
Yakın o evi yakın!
Vahametin boyutu bu denli.
O kadın eminim ne dediğini bilmiyor.
Neden dediğini de bilmiyor.
Ortada kitlesel bir kalkışma var ve gayr-ı ihtiyari tarafı olan bir de kadın var.
Bir çok cinayetin, suçun, zulmün kaynağı olmuştur o kadın sesi.
İki kardeşin kan davasının başlangıç düdüğüdür.
Evladı babaya öldürten,
Dedeyi toruna katlettiren iblisin sesidir.
Habil ile Kabil'in kulaklarında çınlayan ses bu sestir.
Binlerce yıldır akan kanın mes'ulüdür.
...
Kılıçdaroğlu'nu yakalım!
Bu en zalimane tahrik sesini biz 1993 yılında yakından duyduk.
Öncesini tüm detayı ile yaşadık.
Lise bitmiş üniversiteye hazırlanıyorum.
Öncesinde Bizim Ocak ( Ülkü Ocakları'nın o zamanki adı) yöneticilerinden olduğumuz için şehrin gençliği tarafından az da olsa tanınıyoruz.
Aziz Nesin Sivas'a gelecekmiş.
Şeytan Ayetleri' ni Türkçeye çevirmiş, yayımlamış.
Katli Vacip!
Toplum celladını da görevlendirmiş doğal olarak.
Ülkücüler bu adama sessiz mi kalacak!
Her tarafta fitne cirit atıyor.
MGV çok güçlü, Sivas'ın üzerinde müthiş etkili,
Zaten o etkiyle belediye de Refah Partisi'nde.
Ama "Ülkücüler bu adamı cezalandırmayacak mı" nın muhatabı da biziz.
Ülkücüler o adamı cezalandırmadı.
Madımak olayını engellemek için terinin son damlasına kadar mücadele etti.
Hatta bizden ayrılan BBP'li arkadaşlar parti binalarına bitişik madımak otelinden bir çok insanın tahliyesini sağladılar.
Ne var ki; topluma sızmış bir çok ajan, belki Fetö'nün belki başka bir oluşumun satılmış CİA ajanları işlerini yaptılar!
O güne dönelim;
Yakalım diyorlardı, yakın bu şerefsizleri...
Yakıldı.
Madımak'ta bir çok insan yangınla, dumanla katledildi.
Bunlardan birisi de kıymetli hemşerimiz Muhlis Akarsu...Muhteşem deyişleri, iç titreten besteleriyle bin yıllar yaşayacak büyük üstad.
Akarsuyum yansamda
Kül olup savrulsamda
Bazı bazı gülsemde
Yine gönlüm hoş değil
Diyen büyük ozan Muhlis Akarsu. Aynı zamanda yakın köylümüz, Minarekaya'lı kıymetli komşumuz. Bu vesileyle tekrar tekrar rahmeti bol olsun diyorum.
Madımak'ta benzin döküldü, perdeler tutuşturuldu. Yanlış hatırlamıyorsam otuzsekiz canımız gitti.
Onlarla birlikte dönemin adalet bakanı Seyfi Oktay'ın gayretleriyle kısas hükmü uygulandı ve onlarca Sivaslı ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı.
Bir iki gün sonra misilleme adı altında Erzincan'ın Başbağlar köyünde katliam yapıldı. Çoluk çocuk, kadın erkek ev ev dolaşılıp katledildi.
Kılıçdaroğlu'nu yakalım!
Yakalım yakmasına da kim için, ne için,
İstanbul ve Ankara'da seçim kaybedildi diye mi?
Peki seçimleri kaybedenlerin hatalarını hiç konuştuk mu?
En basiti Fetö seçimlere etki etti diyorlar.
Eee, birileri, bas bas bağırıyordu Fetö aktif, üstüne gidelim diye.
Gidildi mi?
Köre, sağıra yatmadan gerçekten mücadele edilseydi.
Damat, bakan, makam, madam dinlemeden kim varsa yargıya teslim edilseydi, imtiyazlı Fetöcü kitle oluşturulmasaydı...
İşin kolayını bulduk Kılıçdaroğlu'nu yakalım.!