Bugün Mevlevi yazısı yok, bugün hayata dair felsefe de yok; bugün Türk sporu var, Türk futbolu var ve sporda şiddet….
Abdullah Avcı Türk Milli Takımının çiçeği burnunda yeni patronu. Hocanın hakkında çok yazı okudum, çok yorum dinledim ama hiçbiri hakkında bir yorum yapmama yetmedi. Ta ki hocayla birebir tanışıp uzun uzun konuşmayana kadar. İnsan tanımadığı kişiye yabancıdır bazen de düşman. Ben düşman değildim ama yabancıydım, şimdi hocayı tanıma fırsatım oldu ve işte hocayla çok özel bir röportaj;
Hocaya sordum çok sakin bir görüntünüz var sonuna kadar koruyacak mısınız dedim elbette ben hep sakinim dedi. Peki futbolcularınıza olan tutumunuz da böyle mi dedim. Evet dedi onlar benim evlatlarım biz konuşarak anlaşabiliyoruz her şeyi dedi, kızarak, öfkelenerek, sinirlenerek iş olmaz dedi. Hocam sahalarda klübede mimikleriyle, hareketleriyle, köpüren saldıran ve sporun ruhuna hiç de yakışmayan hocalar da var sizi böyle durumlarda görürmüyüz dedim çok zor hatta ben kolay kolay sinirlenmem dedi. Hocam başarı için yolunuzu aydınlatan felsefeniz nedir dedim; sabırla, sakince, insanca konuşarak emin adımlarla zirveyi amaçladık dedi. Hocam siz bir fenomen olma yolundamısınız dedim; hayır diyecek kadar mütevazi bir kişilik sergiledi hoca bunlar bize manevi güç veren sözler olur ama asla böyle bir idamız olmaz dedi.
Abdullah AVCI aslında sakinliğiyle, duruşuyla, mütevazi kimliğiyle ve emin adımlarla yürümesiyle ve tabiî ki önce insanız sonra futbol gelir deyişiyle bugünün aksine şiddeti red eden, kınayan tavrıyla bizce O BİR FENOMEN OLMA YOLUNDA TÜRK SPORU VE FUTBOLU ADINA yolun açık olsun hocam böyle düşündüğün ve davrandığın sürece seninleyiz seni yürekten destekleriz.