...Dalmışken derin, en derinden güzel bir güne nerden geldi aklıma hay
Allah "Truva" filminden en sevdiğim sahne, filmin başrol oyuncusu ve
yardımcısı aynı zamanda karizmatik komutanları ölüyor her yer sessiz
ve yerküre iki büyük savaşçının ölümüne yas tutarcasına suskun.İşte
tam sessizliği bozan komutanlardan biri bir taşın üzerinde derin bir
ah çeker ve ben kiminle mi savaştım der,benim arkadaşlarım kimlerdi
der ve hem dostuyla hem düşmanıyla gurur duyarak mezarlarına saygı
göstererek geri çekilir.
....."EN ŞANSLI YARATILANLARDIR ONLAR......
Kışın sade, gözalıcı, temiz ve bembeyaz bir örtüyle geline
benzerler. Yazın pembe, sarı, beyaz örtüleriyle süslü nazlı ve göz
alıcı halleriyle yine geline benzerler...onlar yanyana çok sık
görünselerde ayrılar ve aslında çok özgürler....AĞAÇLAR.....
Mümkünmü insanın düşmanıyla bile gurur duyması acaba...Düşman belden
aşağı vurmayan biriyse evet...Peki mümkünmü düşmanın ölümüne üzülmek,
evet...Mümkün mü rakibin küme düşmesine üzülmek evet..Mümkün mü bizi
en çok üzen bir insanın gözlerini özlemek ve gül yüzüne hasret kalmak
evet...
....BİR GÜNDÜ HAFTANIN, EN GÜZEL "EVETTT" ONDAN GELMİŞTİ BANA, EN
GÜZEL EVET OYDU O SÖYLEMİŞTİ ÇÜNKÜ.....
Yine bahar gelecek tam zamanında hiç sekmeye uğramadan ve
yeni umutlar yerini alacak taptaze şekliyle "Benim hayalim gerçek
olacak ve diğerlerinin gerçekleri ise hayal ve en güzel evet yine
ondan gelecek bana....
Neden evet bunlara?
Çünkü sıradan değildirler onlar...
Belden aşağı vurmadan savaşmış bir düşman düşman olsada sevilir ve
ölümüne yas tutulur....
Üzüntü duyulur rakibin küme düşmesine elbet, çünkü güçlü ve ilkeli maç
yapan rakip aslında karşı tarafa güç verendir o olmazsa hırs
kalmaz.....
Çok üzülürsün seni en çok üzende olsa, giden sevdiğinin ardından
bilirsin o prensiplidir, ilkelidir, her hareketinde bir derinlik, bir
duygu gizlidir; bilirsin o hallerini ve onu görememek elbette tüm
üzüntülere kaynak teşkil eder.....
.......Kaybetmek mi gerek değerini bilmek için tüm
değerlerinin....Bilmezmi insan onlara tanık olduğu zamanlarda ne
değerli olduklarını acaba....fazla mutlu olmak körmü ediyor benliği
yoksa bencil mi?
......Çiçekleri yaşarken vermek batıyor mu mezarlara götürmek zorunda
kalmak bir gizli egomu... Ne çok cevapsız ego var ve ne çok gereksiz
sözcük ne işe yararlar onlar, insanların birbirine küs oldukları
zamanlar için öznenin ve yüklemin....
.......Bakma bana öyle bakma bir bakışınla tanıyamazsın beni (çünkü
çok derinim ben) yani yani Arabesk düşünürken Rep melodisiyle hoşnut
olmak Mensur yazı yazarken Manzum da eklemek... yo yo........
ben bugün tersineyim biraz aslında, hem düzüm hem çok hareketliyim
demek.Herkes abur-cubur yerken sen diyeteysen, kar yağarken ince
giyinmek ve güneşli günde en sevdiğin uzun ve kalın botlarını
giymek.......
......Akşama cd"de Müslüm-Sezen Düetini son ses dinlerken çok mutlu
bir ruh haline bürünmek...Yazıda Rep olur mu? nasıl
olur-olur-olur-olur demek ve zorla oldurmak....
.....Dünyayı "ti"ye almak işlerinin hepsini ciddiye almak....Bozmak
tüm doğrularını ve Monotonluk yaşayıp bunu cazipleştirebilmek için
ballandırarak detay anlatmak.....evet-evet-evet oldu galiba başardım
hep yazmak istiyordum kesik kesik tüm yaşanmışlıklarımı Manzum-Mensur
ve Reple....Bozmak istiyordum tüm ezberlerimi ve bilmem
başarmışmıyım..............EZBERBOZAN...