BIKMADAN YORULMADAN VE ONDAN HİÇ VAZGEÇMEDEN ONU ANLATACAĞIM…(MUSTAFA KEMAL ATATÜRK)………
“Atatürk her zaman zarafeti temsil etmiştir. Yaşadığı döneme göre son derece modern bir lider olduğunu düşünmüşümdür. Doğu ve Batı’nın moda tarzlarını çok yakından incelemiş, kendisine yakışanı, en güzeli seçmesini bilmiş, onları harmanlayarak kendi modasını yaratmış bir liderdir. Atatürk bütün bu yeteneklerini bir İngiliz lordunun zarafet çizgisine oturtmuştur. Dikkatle izlenecek olursa zarafet çizgisinin yanı sıra kıyafetleriyle erkeksi kişiliğini de başarıyla sunduğu görülebilir.
Taşıdığı her kıyafetle ona hayranlık duyduğumu söyleyebilirim, çünkü daima, şartlara ve mekana tamamıyla uygun seçimler yapmıştır.Resimlerine baktığımda, günün her saatinde adeta mevsimin ilham verdiği tarz ve tavırlar içinde çok güzel bir armoni sergilediğini görüyorum. Bir köy gezisinde giydiği bembeyaz kıyafet ve başındaki yazlık şapka ile Anadolu’nun herhangi bir köyünü, Monte Carlo veya Nice’teki akşamüstü yürüyüşlerinin şıklık çizgisine getirmiş, ya da smokinin içindeki zarafeti… Kendisi gerçek bir zeka ve zarafet sembolüdür.Sadece bu konuda değil bütün konularda olağanüstü bir kişilik sergilenmiş bir insan olan Atatürk’e hayranlık duymamak imkansız bir şey…
Atatürk’ün baston, eldiven gibi aksesuarları da şık kullandığını gözlemliyoruz. Günümüzde Atatürk’ün aksesuar kullanımı “modası geçmiş” olarak tanımlanabilir ama yaşadığı dönem için ‘zarafetin doruk noktası’dır.Bütün bunları yan yana getirebilmek için yalnız kültürlü olmak değil çok zevkli bir insan olmak da gerekir.
Atatürk kendini sadece giyimiyle farklı kılmamış, sahip olduğu cazibe de ona belli bir güç aşılamış ve onu tamamen karşı konulmaz hale getirmiştir. Sergilediği zarif ve etkileyici lider tavırları, diğer liderlerle karşılaştırılınca onu üstün kılmaya yetmiştir. Atatürk dönemindeki diğer liderlere baktığımızda, hepsi uzun bıyıklı, topluca ve yaşlıca adamlardı. Onların yanında, ‘Rüzgar Gibi Geçti’ filmindeki Rhett Butler’a benziyordu adeta….
Atatürk deyince bende saygı ve hayranlık imajı öne çıkıyor. Söyleyebileceğim tek şey şu: Onu bugün yakından tanıyabilmeyi çok isterdim. Yaşıyor olsaydı dünyanın da gidişatı değişirdi.”
Yukarıdaki cümleleri yazan ben değilim. Bunları söyleyen kişi Moda dünyasının harika çocuğu olarak gösterilen Stephane Rolland’dır. Rolland, her fırsatta Atatürk’e hayran olduğunu dile getiren 2010 yılında haute couture defilelerinin zirvesindeki Dior, Chanel, Jean Paul Gaultier ve Armoni gibi isimlerin arasına girmeyi başaran ve Atatürk’ün giyim tarzıyla olağanüstü bir armoni sergilediğini söyleyen ünlü bir Modacıdır.1998’de yapılan Best Model of the Wold yarışmasında jüri başkanlığı yapan Rolland, Erkan Özerkman ve uluslar arası jüri üyelerinin aldığı bir kararla Atatürk’ü, ‘Yüzyılın En Şık Lideri” olarak seçti ve bu seçim dünya basını ve televizyonlarına bir bülten olarak sunuldu.
Bu yazıyı bir dergide okudum, ve çok etkilendim. Bizden olmayan biri hemde modaya imza atan biri bizim Atamız hakkında çok güzel ve özel cümleler sarf etmişti. Bu yazı beni hem çok mutlu etti, hem de üzdü. Mutlu etme nedeni; böyle bir lidere, böyle bir Ata’ya sahip olmamızdı, beni üzen taraf ise şuydu: Adamın biri ta..nerelerden kalkıyor Atatürk’ü anlatıyor, övüyor ve kendisine örnek gösteriyor; bizim için gençliğini gözü kırpmadan seve seve feda ederek gerçek bir vatan sever ve millet sever, herşeyini milletine adamış ve milleti, vatanı, ülküsü için feda etmeyi göze alarak Kurtuluş Savaşı başlatmış ve kazanmış en büyük değerimiz, Atamız, babamız olan bu insanı bizler halen daha anlamış değiliz ve halen daha bu topraklarda onu yeriyor, haksız yere eleştiriyor ve topa tutuyoruz ya işte bu noktada bizlere yazıklar olmalıdır. Dahiller yüzyılda bir çıkar son yüzyılın son dahisi “MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’dü”…bunu daima hatırlatacağım ve bıkmadan ,yorulmadan, usanmadan anlatmaya devam edeceğim…..