Bizler kirlenmişiz, yıpranmışız ve örselenmişiz.
Gözyaşlarımızı zümrüt gibi saklama gereği duymadan artık duygusuzlaşmısız.
Neydi çok eskiden en karanlık mezarlıkları düşününce bizi aydınlatan ve ağlatan duygular, neydi sebebini bilmeden yakamozu yakaladığımız o anda, kurduğumuz ya da, en sıcak güneş bize elveda derken o batış bize ne yaşatıyordu sebebini hiç ama hiç bilemedim.Şimdiye ne oldu yine duygumuz yok illaki bize ilham veren bir obje, bir nesne, bir melodi şart. Ya olmazsa duygumuz bitmiş!.
Galaksiyi hiç görmedim, bu gece dünyanın bu noktasında yıldızlar çok ve bir o kadar parlaklar. Öyle ki dışarıda yorulmadan, usanmadan gözlerimiz yukarda onlara bakabilirler. İşte şimdi diyorum melodi yok duygu yok o, o o adlandıramadığım hani güneş bize veda edip giderken ve hani biz daha kirlenmeden önceki o duygu yeniden beliriyor kaybolmuş tüm duygularımızda…
…Karar veriyorum ya da bu yıldızlar ne kadar parlak ve çok, ben ne çok düşünebildim ne çok duygulandım şimdiki aydınlık mezarlar için ve, ve aslında ben ne çok duyguluymuşum dedirtiyor…dün-ondan önceki gün- daha önceki gün kirlenmiş olan her şey yeniden temizlendi, ve ben yeniden o karanlık mezarların aydınlık gülen çocuk yüzlü çocuğu oldum.