Sene 2011…………………
Oysaki şu ellerim ne kadar da güzeldi. Tek bir leke yoktu, tek bir kırışıklık yoktu……….
Saatlerce yürüyordum ama yorulmak nedir bilmezdim……….En sert yatak, en yumuşak yatak bazen bir koltuk yatağımdı, ama belimde ağrımı?! O nasıl bişeydi bilmezdim…….
Ya şu pürüzsüz cildim krem sürmesemde yumuşak ve lekesizdi, baksam da bakmasam da hep çok güzeldi………
Boynumda tek bir kırışıklık yoktu olabileceğini hiç düşünmemiştim………Gözlerim hem uzağı, hem yakını çok keskin ve net görürlerdi, daha doğrusu göz uzaklığı da, yakınlığı da aynı görürdü bana göre o da neydi öyle……
Çok geç saatlerde yatardım ve kalkmam gereken saat de de kalkar işime bakardım, ama uykusuz olmazdım 1-2 saat dinlenir yine aynı düzen devam ederdim, neydi uykusuzluk?! O da neydi………Bazen çok uzun yolculuklar yapardık arkadaşlarla ve ertesi günü yine kaldığım tempoyla işime devam ederdim neydi yorulmak o da neydi çok komik…..
Ben asla yorulmazdım ki!......
Çok sert kış günlerinde dışarıda yağmura, rüzgarlara ve kara maruz kalan tüm bedenim yine de hasta olmazdı, biraz ısındıktan sonra unutup giderdi….. soğuk bana ne yapardıki; o da neydi…….Ya sıcak aman, sıcak işte yanımda bir şişe suyum odlumu içerdim, serinlik bir yerde biraz dinlenir tekrar yoluma devam ederdim sıcak beni neden hasta etsinki öyle bişeymi vardı ne saçma!..........
Ya ruhum ve Yüreğim!......Aman Allah’ım ne sağlam bir yüreğim vardı…..kimin ihanetine uğramamıştıki, kimin yalanına dolanına, ikililiğine ve nefretine maruz kalmamıştıki ama asla bu yürek yenilmezdi kaldığı yerden yoluna aynen devam ederdi hem de her şeyi bir kalemde unutarak……Küsmek mi, kırılmak mı o da neydi………….Peki ruhum tek coşkulu bir şarkı bu ruhu eğlendirirdi, tek hüzünlü bir şarkı bu ruhu hüzne koyardı tıpkı gençlik gibi güzellik ve gençlik! Ve asilik aynı anda yaşardı ve yoluna bakar geçer giderdi, ruhum neden yorgun olsunki! O da neydi…….
Herşey ne kadar pembe ve beyazdı, her şey ne kadar mavi ve yeşildi…. Gri renk miydi o nasıl bir renkti o da neydi Gri…………..
Sene 2050……………………….
Offfffffff bu ne ağrı böyle iki adımlık yol dizlerimin feri kesildi şuracıkta iki dakika dinleneyim de öyle devam edeyim…….Yoruldum……
Offff Gençlik Sen Neymişsin!............
Ahhhhhhhhh şu ellerime bak, bu lekeler nasılda bu kadar çoğaldı nasıl da bu kadar kırıştı bu ellerim, ne kadar da pürüzlü duruyorlar….. ellerim böyle miydi o güzel ellerim, nasıl da güzel ellerim vardı……
Offff Gençliğim……!
Şu karşıdan gelen kim tam olarak kestiremedim, gözlerim uzağı çok göremiyor, yakını da, işte öyle yarım yarım….nasıl da cam gibi görürdü bu gözlerim, nedir Allah’ım bu perde hiç gitmiyor ben artık uzağı seçemiyorum………
Neydi o rüya öyle geçti-bitti-gitti…..offfff…offf
Çok keyifsizim bir şey tat vermiyor, şarkılar eskisi gibi güzel değil artık, ne hüzün ne coşku, bu şarkılar niye bu kadar ruhsuz ben niye coşamıyorum niye??????????!.....................................................................................................................................................................................................
Off çok uykum var………………………………..
Çok yorgunum kolum kanadım kırıkmış sanki, bu ağaçlar niye bu kadar soluk, dışarısı niye Gri……………………..
Off hiç renk yok…….. her taraf Gri…………..
Pembe ne kadar kötü bir renk nasıl giyebiliyorlar bu rengi Allah’ım!........
Çok kırgınım-yorgun-bitkin;yüreğim, nasıl da yavaş atıyor sanki ölmüş, peki ama niye bu kadar kırılgan bu ölü yüreğim bilmem ki, ben eskiden böyle değildim ki hiç……..offf Gençliğim
Ooooooooofffffffff neydin Sen, kimdin sen, ben kimim, adım ne şimdi? Nedir? Ne?.......???
Ben Çiğdem,
Ben Ali,
Ben Fatme,
Ben Kemal,
Ben Ayşe,
Ben Mustafa
Ben …… ben……ben…… ben bir zamanların gökkuşağı peşinden koşan çılgın gençliği,
Ben bir zamanların kavak yelleri başından hiç gitmeyen asi Genci……..
Ben bir zamanların ele avuca sığmayan deli fişek pervasız Gençliği…. Ben bir zamanların korkusuz deli dolu ve ve ve ben kim miydim?
-ben Gençliktim, -ben candım,-ben kandım, -coşkuydum ve en renkli rüyaydım ben, bir çırpıda gelip geçen Gençliktim!
Şimdi Ya şimdi kimim ben? Kim………
Satamıyorum bu hallerimi, şu ellerimi, feri gitmiş gözlerimi, ağarmış saçlarımı, dökülen dişlerimi solan tenimi, uykuda uyanmayan ruhumu satamıyorum-satamıyorum bir türlü alan yok yok!.....
Offfffffffff offfff ofki off
‘Gençlik bir kuştu tutamadım gitti,
Offffffff offfffffff ofki off!
‘ihtiyarlık bir kumaş satamadım gitti!!!!!’……………….’