Siyaset böyle bir şey işte...
Kalın, ince farketmiyor...
Ensen de kalın olsa, boynunda; kendini olduğundan büyük hissettiğin an, kendini tanrılaştırdığın an, yani kendini bir bok sandığın an; hiçliğinin başladığı yerdir...
Hiçliğin orada başlar senin...
Işıldasan da fayda etmez artık, parlasan da...
Senin ışığının rengi belli olmuştur ve bu 'Salak' yerine koyup, öyle olduğuna kendni iyice inandırğın halk, bu yüce millet, neyi nerede takdir edeceğien dair halen biraz uyanıktır...
O kadar salak değildir yani...
Uyuyanı da görür, eşkıyayı da; her ne kadar boynun da kalın olsa, ensen de; ışıldasan da, parlasan da; zaten eşkıyadan ve uykudan bıkmış bir halk, bir milletin vekili olmak haddine değildir artık...
Şimdi ister yalaka dizeler düz, ister kafiyeleri değiştir; ister çık sokaklara her yeri bas, kahve bas, cafe bas, lokal bas, lokanta bas; hatta hala uslanmadıysan; gazete bas; hatırın kalmasın; gel bizim Ankara Gaziosmanpaşa'daki büroyu da bas; Nene Hatun Caddesi'nde; meydan senin...
Bilinen kuraldır bu gülüm, er de olsa geç de olsa; hızını alamayanın, gazı; mutlaka ama mutlaka alınır...
Gazamız mübarek olsun...
MERVE DALAMAN/ANKARA