Polisi, güvenlik güçlerini karalamak, aşağılamak, hainlik yapmak üzere yola çıkıp; olanca abartılı bir senaryo çekmeye kalksanız dahi, ‘Taksim Gezi Parkı’nda şu son üç gündür yaşananlar kadar iğrenç, aşağılık, şerefsizce, hunhara ve hayvanca sahneler çekemezsiniz; en büyük hainlerin bile vicdanı sızlar…
Birkaç dakika önce oradaydım, nihayet halka ait olan Gezi Parkı’nı terk etme kararı aldı polis; ama dedik ya haince, hunharca diye; karken bile kendisini su ile protesto eden vatandaşa gaz bombası ile karşılık verdi; ‘Elimizde birkaç yüz gaz kaldı, bitirelim bari’ hesabı…
Taksim İlk Yardım Hastanesi’ne üç gündür tam 754 masum gaz zehirlenmesi başvurusu yapıldı; üç vaka ağırdı; şükürler olsun ki, ölmediler, hoş biri hala makine ile nefis desteği alıyor ama durumu iyiye gidiyormuş…
81 il, ortak paydada buluştu…
Ankara’nın Kızılay’ı, İzmir’in Konak’ı, Adana Atatürk Meydanı; ne dertleri vardı da İstanbul’daki protesto gösterilerine destek verdiler?
Öyle ya, Cumartesi Cumartesi otur evinde, aç bir ayran(Milli içkimiz olması hasebiyle); aç televizyonu; haber kanallarının ortak dille, ‘Eylemci’ diye lanse ettiği ‘Park Düşkünü Ağaç Sevdalısı Vatan Hainleri(!!!!!!)’nin protestolarını izle; böceğe sıkılan aerosol misali sıkılan gazları izle; yangını söndüren itfaiyeci misali sıkılan tazyikli suyu izle…
Ama öyle olmadı işte…
On binler destek veriyor; ‘İktidar İçin Halka Rağmen’ politikaya kurban edilmek istenen Gezi Parkı’nın yok olmaması için gösterilen çabaya…
Bir önceki yazımda yazmıştım; 77 ağaç var o bölgede; ilçedre en sık ağaç sayısı Sültüce’de sahilde bununla boy bile ölçüşemeyecek kadar az…
Central Park misali, Hyde Park misli; binaların ve otellerin arasında tam bir dinlenme alanı Gezi Parkı…
Kar yağdımı, yazın hava azıcık gruba karıştı mı; insancıkların romantizmi yaşayacağı yegane yer…
Ama sırf inat uğruna yok edecekler orayı…
Hep beraber gelişmeleri bekliyor olacağız…