Annem varken gökyüzü maviydi... Annem varken her şey maviydi.. Gökyüzü, su, yer, elma, ben ve sen, aşk.. Her şey maviydi...Ve tam nasıl bir Anne olduğuna bakacakken sanki yıllardır yanımdan gitmiş gibiydi...
Tam gelip eline hatıra olarak bir gül vermek istedim, tufanın acımasız elleri ömür ağacından topladığı kırılmış dalları mezarına döktü.. Ve bu gece ben kaldım ve bir beyaz sayfa... Bir dünya söylenmemiş söz,bir kucak dolusu yalnızlık ve mezara özlem...
Annem... sensiz geçen günler, her saniyesi seni anmakla geçse bile yanında olmayı dilerdim.. Annem gözyaşlarımla gönlümün kanı renginde bir çiçek yetiştirmek istiyorum.. acılarımın derinliği kadar uzun... Ah annem.. bugünlerde ah'ımı gör ve keşkelerime şahit ol.. hala gittiğine inanamıyorum..
Annem o kadar çok yere düştüm ki artık kalkmak için dışardan bir el değil içerden bir gayret gerektiğini biliyorum... Ama şimdi kalkmak istemiyorum.. mezarının başında biraz dinlenmek istiyorum... Yarın kalkarım.. Neden yere düştüğümü anladığım zaman... Gökyüzüne dalıyorum..
Yüce Allahım sen dünyadaki günahlarını örttün ama onun ahirette bu örtüye daha çok ihtiyacı var.. Sen dünyada yanlışlarına perde örttün.. Ama onun ahirette bu perdeye daha çok ihtiyacı var... Öyleyse affet taksiratını.. ki sen en bağışlayıcısın ve ben bu kutsal mezarın başında kendi içime bakıyorum.. hatanın nerde olduğuna.. Biraz düşünceden ve sessizlikten sonra Tanrından boş olan yerdedir hata... (Ülküm için)