Bir ömrü sessizlikle gecirdim ve vazgeçtim, sana ulasana kadar.. Birden yoluma ciktin..etegime tırmandın ve '' ben seni taniyorum bu sehirden degilsin..bende yabanciyim bu insanlarla kaynamıyorum burda kimseyi tanımıyorum, yalnızım, nereye gidiyosun benide götür.. bu sehirde kalamam.. biz sanki aynı vatandanız...bak seninle aynı dili konusuyoruz.. sanki aynı sehirde ayni mahallede.. hayır.. aynı evde yasadik.. sanki yıllardır beraber yasadik.. beraberdik..saatlerce konustuk adımlar attık.. yıllar ve yıllar gecti o ruzgarlardan.. hersey degisti.. hersey.. hersey unutulmus ama.. senden tanıdık bir koku geliyor.. bağlılık tadı var sözlerinde.. bende bu sehre ait degilim.. ama vatanının dilini.... konusuyorum bana ordan bahset''..dedi.. ve ben.. sessizdim.. bu sehre ait olmadıgımı bilmeni istemezdim.. tanımanı istemezdim.. ama baska.... alemin renginde olan gozlerini okudum ve benim saklanmıs yuzume...... benzeyen suratinda gordum.. huzursuzlugundan ve kararsızlıgından bu sehre ait olmadıgını anladım ama yine hata yapmak korkusu beni....... sessizlige itiyordu.. Hata yapsaydım eger, bir ömür boyu kötü......... bakıslardan korudugum kutsal sorumlulugumu hainin eline verseydim ne kalırdı geriye ? ama sen bırakmadın.. kalemi ve kagıdı elime tutusturup yaz dedin ! yaz dedin bende yazdım ve yazdım.. herseyden söz ettin.. elini tuttum.. ama keske oldugun gibi olsaydın.... ozaman beraber..... nerelere giderdik.. seni yanımda gotururdum.. keske sen güçlü bir..... yoldaş, baskın bir dost olsaydın.. seni daha zor ve daha ilginc evlere götürürdüm ve yolda sana daha acayip hikayeler anlatırdım.. ama ne zor ve çaresizcedir yolda sektigini gormek... ve dizlerinin ustune cıktın.. simdi anladım isin elimde kaldı.. sen sandıgın kisi degilsin.. sen benim.... istedigim degilsin.. ben zorlastikca hızlı kosmaya calisan seni istiyordum hic geride kalmayan.. ben benimle aynı hızda ve el ele kosan birini.... istiyorum.. ve virajlarda benden hızlı kosmani isterdim.. ve elinin.... elimden kaymasını istemezdim.. ne hale geliyorum bu zor yollarda....... dustugunu ve kalkmadıgını gorunce.. bagırıp sinir ve inlemelerle......... gelmiyorum bir adım bile gelmiyorum beni burdan alma gelmiyorum beni ileri goturme dedigini duyunca... İleri gitmek istemiyorsun ama dönmek istiyorsun ve ben yine bir sure oturmalıyım.. Nereye donmek istiyorsun canim ? bak...............................................................duzgunce bak.. eğer seni tekrar döndürmek isteseydim bu kadar........ uzaklastırmazdım bu sehirden.. bu kadar kosturmazdım seni.. Ah ne zor boyle bir yolculuk ve senin gibi bir yolcu.. yol değişince her virajda oturup anlatman lazım.. teselli etmen lazım.. güven vermen lazım.. yemin etmen lazım.. garip, ben yıllardır alıstım herkesle kaynayıp aynı anda mechul kalmam gerek... ben her türlü insanin her türlü ihtiyaci icin yanina yaklastıgı bir virane gibiyim.. ve benden istedikleri kadar alıp götürüyorlar.. Biri taş, biri..... Göğüsümü deşmeden sakladigim seyi kimsenin görmesine izin vermeyen ben, nasıl sana guvenebilirim...Bir damla göz yaşi... ama bu gece konu bir yaprağin solması degil.. Konu kafesteki guvercinin olumu degil.. bilmiyorum neden gönlümdeki gökyüzü mavi... Mutluyum hala esir olmadım... ve özgürüm.. ve ne güzeldir bu özgürlük.. gökyüzünü düşünüyorum.. güneşi, ayı... ben ihtiyaci düşünüyorum..aşka susamak..ben güvercinleri ve uçmayı düşünüyorum.. çiçekleri ve ağaçları düşünüyorum.. sen neyi düşünüyorsun ? hiçi.... ama şunu bil bazen sana bir gazel yazıcam.. vefasız oldugumu düşünme diye...