SEVDA DEDİKLERİ BİR RUHDAŞLIKTI ASLINDA

26-04-2022 01:49

Sahi nedir Ruhdaşlık?.... adaşlık gibi bişeymi… Evet adaş olmak, ayrı bedenlerde ayrı ruhlar taşıyan iki farklı insanın aynı isimde olması değilmidir?!....
Peki ruhdaşlık Neydi?....  ruhdaş olmak, aynı ruhdan farklı iki bedende olmak… Yani, yani şu: Yaradan dünyaya göndereceği ruhları bedenlemeden önce onları öteki alemde tanıştırırmış, bu tanıştırılan ruhlar dünyada birbirlerine rastladıkları vakit birbirlerini severmiş…. Çünkü bu ruhlar tanışık ruhlardır. Ruhdaşlıkda farklı iki bedende tanıştırılmış ve birbirinin ruhlarını tanıyan, birbirini hisseden ve derinden anlayan kişilere söylenmiş.
13.yüzyılda Tebrizli Şems ruhdaşını bulmak için Konya ya doğru yola çıkar.Bilir ruhdaşı oradadır, ona gitme vakti gelmiştir, onu tanıma vaktidir vakitler,  artık….
Rumi Konya da sözü dinlenen, sevilen, sayılan bir alimdir. Rumi daha tam ‘MEVLANA’ değildir o vakitler.
Ve iki ruhdaş Şems-Rumi bu dünyada, Konyada Ruminin evinde tanışırlar.Anlarlar hemen ruhdaş olduklarını, bilirler konuştukları tüm sözcüklerin manalarını, bazen ‘HAMUŞ’ olurlar, o vakitde duyarlar birbirlerini. Bazen Şems, Rumiye, direktifler verir, ister ki ruhdaşı onu yargılamadan, sorgulamadan anlasın ve söylediklerini yapmaya gitsin, sonucunu kendisi görsün. Birgün Şems Rumiyi meyhaneye gönderir ‘git ordan Şarap al getir’ der…. Rumi çaresiz ve şaşkın ama söz söylemeden tutar yolunu meyhanenin. Rumiyi gören gececiler şaşar kalırlar, ama mutluda olurlar. Koskoca alim Rumi yanlarındadır.Sarhoş Süleyman hemen yanına gelir Ruminin ve diğerleride….. sorarlar burada ne işin var diye?.... Rumi utanarak, sıkılarak ama naçar bir halde şarap almaya geldim der… ancak şaraplar gözükmesin diye onların sarılmasını söyler. Meyhaneci dediğini yapar, ancak Rumi o vakitde sarhoş Süleyman’ı tanır, anlar aslında özünde Süleymanın ne kadar saf, temiz ve iyi niyetli bir insan olduğunu görür.
Ruminin şarapları hazırdır meyhaneden gitme vakti gelmiştir. Rumi şarapları Şemse götürür ve naçar bir halde ve korkarak şimdi ne yapacağım der?.... Şems alır Rumiyi şaraplarla bir kurumuş ağacın yanına otururlar…
Hamuş olur ikiside sonra Şems, şarabı o ağacın dibine boşalt der Rumiye…..!.....Rumi dediğini yapar Şemsin…. Ağaç dallanır, yeşerir ve meyve verir hale gelir…. Bu bir hikmettir. Rumi ruhdaşını sorgulamadan, yargılamadan ve diretmeden dinler kalkar meyhaneye şarap almaya gider…. Meyhanede sarhoş Süleymanı tanır, anlar dış görünüşün aldatıcılığını…. Görür Süleymanın ne kadar naif, iyi yürekli ve iyi insan olduğunu….. ve Rumi ruhdaşının elinden ağaca dökülen şarabın ağacı dallandırdığınıda görür. O zaman bir kez daha anlar ruhdaşını, ruh danışmanını ve Şemsi……böyle nice hadise yaşarlar……
Ve artık ayrılık vakti gelip çatmıştır. Şems için……….Şems gitmelidir artık Konya dan, Ruminin yanından…..gitmelidir; çünkü o Ruminin ‘Mevlana’ olmasını istemektedir.Rumi Mevlana olmalıydı tam anlamıyla……21.yüzyılın insanlarına sevgiyi öğretmeliydi  onun sözleri, amacı budur Şemsin.
………Ve çeker gider tekrar bilinmeyen uzak diyarlara………..
……..Rumi için hasrettir Şemsin gidişi, özlemdir, naçar olmadır ve ‘Hamuş’ olmadır.Rumi öyle bir Hamuş olurki; hiç konuşmaz, sadece yazar artık….öyle bir yazarki! Yüreği pare pare bir halde sözcüklerin efendisi olmuş bir halde yazar……çünkü konuşmak istemez Şemsin hasretinden dolayı sadece yazar, ama ne yazar!........ o yazdıkları 21.yüzyıl insanlarınadır……sevgiyi yazar, insan olmayı yazar, kararmış gönülleri yazar…yazar..yazar, ve yazar…..Şems içinde yazar; Şemse seslenir ve yazar!.....
‘SEN YAD ELLER DİYARINDA NE ARIYORSUN ….der
‘HANGİ HASTA GÖNÜLDEN BAHSEDİYORSUN…. der?’….
Rumi Şemsin hasta gönüller, dediği gönüllerin 21.yüzyıl insanlarının, kararmış gönülleri olduğunu bilmeden yazar, anlamadan söyler bu sözleri….
Şemsin amacıda budur aslında…..Hasta gönüller Mevlana okusunda kalp gözleri açılsın ister ve sırf bu yüzden çeker uzaklara gider….gider ki, Rumi hamuş olsun diye bu sözleri yazsın diye gider….ve amacınada ulaşır…..
13.yüzyılda ruhdaşının hasretiyle hamuş olan Rumi öyle bir alim olur ve yazarki!..... o devirde yazdıkları 21.yüzyıl insanlarına ışık olur, yol olur ve yoldaş olur. Ve 21.yüzyılın hasta gönüllü insanları Mevlana okurlar, anlamaya çalışırlar ve Mevlana sevgi yılını ilan ederler….. İşte ruhdaşlık böyle bişeydir,…… ruhdaşının hasretiyle ‘Mevlana’ olmaktı, ruhdaşının özlemiyle hasta gönüllere ilaç olmaydı, ruhdaşının ardında hamuş olmaktı ve alim olmaktı…….ve ruhdaşına şöyle demekti……!.....
‘SEN GİDECEK OLSAN AY GAMDAN KAPKARANLIK OLUR, SEN AYINDA YÜZÜSÜN…….
ŞEKERLİĞİN İÇİNDE ZEHİR OLSANDA, SEN ZEHRİ ŞEKER EDENSİN!     Demekti……….

DİĞER YAZILARI BAYRAMIN ADI (…) 01-01-1970 03:00 TOPLUM PSİKOLOJİSİ VE EGZERSİZ İLİŞKİSİ 01-01-1970 03:00 ARABESKİN AYAK SESLERİ 01-01-1970 03:00 SEN BABAMDIN AMA ŞİMDİ TOPRAĞIN OĞLU... 01-01-1970 03:00 ABDULLAH AVCI O BİR FENOMEN OLMA YOLUNDAMI? 01-01-1970 03:00 NE GÜZEL BİR İSİM MUSTAFA KEMAL YAŞASIN 23 NİSAN 01-01-1970 03:00 EY YAR SENLEYİM 01-01-1970 03:00 SUSKUN 01-01-1970 03:00 EZBERBOZAN 01-01-1970 03:00 DONDURMA TADINDA SICAK-SOĞUK 01-01-1970 03:00 Masal ev 01-01-1970 03:00 BİZE AİT 01-01-1970 03:00 KURBAN KAVUŞMA VE 'VAN' 01-01-1970 03:00 ÖMÜR DEDİĞİN ŞEY 01-01-1970 03:00 VEDA EDERKEN aslında... 01-01-1970 03:00 İLKEL VE BENCİL 01-01-1970 03:00 MAVİ GÖZLÜ DEV 01-01-1970 03:00 AŞKIN EDEBİ 01-01-1970 03:00 MEKTUP 01-01-1970 03:00 VURUN MAĞARALIYI 01-01-1970 03:00 ŞEYTAN AYRINTIDA GİZLİDİR 01-01-1970 03:00 KAF DAĞININ MOR MENEKŞE SÜMBÜL KOKAN OVASINDA Bilinmeyen bir ZAMAN…… 01-01-1970 03:00 BIKMADAN YORULMADAN 01-01-1970 03:00 ÇIĞLIK 01-01-1970 03:00 İSMİ YOK… (SENİ ÇOK SEVİYORUZ BABACIĞIM) 01-01-1970 03:00 TEK BİR ELİN SAHİBİNE 01-01-1970 03:00 HÜZÜN HAZİN VE ACI… 01-01-1970 03:00 ŞIKIR ŞIKIR FIKIR FIKIR ŞANGUR ŞUNGUR PEKİ AMA KİM BUNLAR ?! 01-01-1970 03:00 BENİM TEK BELAM DUYGUMDUR 01-01-1970 03:00 AH BİZ ÇILGIN TÜRKLER 01-01-1970 03:00 MERHABA 01-01-1970 03:00