Gündem
Giriş Tarihi : 15-10-2020 21:35

Sahte içki mi vergiler mi öldürüyor? Çarpıcı detay...

ÖTV’nin birçok ülkede sağlığın korunması için alındığına dikkat çeken Dr. Ozan Bingöl, “Oysa bizde bütçe ihtiyaçlarının tek hedefi haline geldi. 10 yılda alkollü içkiden alınan ÖTV rakıda yüzde 443 arttı. Bu artık yaşam tarzına müdahaleye dönüştü” dedi. 51 kişinin hayatını kaybettiği sahte içki soruşturmasında şüphelilerin ifadelerinde dikkat çeken detaylar ortaya çıktı.

Sahte içki mi vergiler mi öldürüyor? Çarpıcı detay...

3 Temmuz'da Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) yüzde 6.89 yükseltildikten sonra alkollü içki fiyatlarının fırlaması nedeniyle artan sahte ve kaçak üretim 47 kişinin hayatına mal oldu.

Sözcü'den Nuray Tarhan'ın haberine göre; vergi uzmanı ve Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ozan Bingöl, Fransız iktisatçı Pierre Paul Leroy-Beaulieu'nun “Fazla vergi vergiyi öldürür” sözünü hatırlatarak, kaçak içkiden dolayı artan ölümlere dikkat çekti ve “Fazla vergi sadece vergiyi değil, insanı da öldürüyor” dedi.

Dolaylı vergi türü olan Özel Tüketim Vergisi'nin (ÖTV) birçok ülkede sağlığın, gençliğin, çevrenin korunması için alkol, tütün ve akaryakıt üzerinden alındığına dikkat çeken Bingöl, “Oysa bizde bütçe ihtiyaçlarının öncelendiği, tek amaç ve hedef haline geldiği görülüyor. Son 10 yılda alkollü içeceklerden alınan ÖTV rakıda yüzde 443, birada ise yüzde 365 arttı. 1 litre rakıda 2010'da 51.48 lira olan ÖTV tutarı 3 Temmuz'da yüzde 6.89 artırılarak 279.29 liraya çıktı. Böylece son 10 yılda vergi artışındaki oran yüzde 443 oldu” dedi.

YAŞAM TARZINA MÜDAHALE

2006'da her 100 liralık ÖTV'nin 5 lirası alkollü içeceklerden elde edilirken, 2019'da bu rakamın 10 liraya çıktığını belirten Bingöl, “Yani alkollü içkilerin ÖTV içindeki payı yüzde 100 arttı. Bu durumun, toplumun sağlığını koruma, gençliği zararlı alışkanlıklardan uzak tutma politikası ile ilgilisi kalmadı. Uygulamadaki aşırılık, alkollü içecekler üzerinden alınan ÖTV'yi vergi politika aracı olmanın ötesinde yaşam tarzına doğrudan müdahaleye dönüştürdü” diye konuştu.

OPTİMAL NOKTA AŞILDI

Vergilemenin optimal denge işi olduğuna dikkat çeken Bingöl, “Bu nokta aşılırsa vatandaş kaçak ürünlere yönelir. Bu nedenle devletin sağlık harcamaları artar. Sanılanın aksine vergi gelirleri artmaz, hatta azalır. En acısı da telafisi olmayan ölümler yaşanır” şeklinde konuştu. Diğer yüksek vergilerin de zarar verdiğini vurgulayan Bingöl, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Akaryakıttaki vergi nedeniyle on numara yağ kullanıp yanan otobüsler görüyoruz. Kaçak tütün kullanıldığı için sadece akciğer kanseri değil başka hastalıklar çıktı. Yenisini alamadığı için kaplama lastik kullanarak trafiği tehlikeye atan sayısız kamyoncu var. Kaçak ve sağlıksız kozmetik ürünlerden cildi heba olan yurttaşlar çok. Artık birilerinin, verginin sadece gelirden ibaret olmadığını anlamasının zamanı geldi.”

ÖTV'nin milli gelire oranında OECD ülkeleri arasında birinciyiz

Dr. Ozan Bingöl, 2006-2019 döneminde ÖTV'den 1 trilyon 176 milyar lira gelir elde edilirken, bunun 81.8 milyar lirasını alkollü içeceklerin oluşturduğuna dikkat çekti. Sadece 2019 yılında alkollü içkiler üzerinden alınan ÖTV tutarının 14.7 milyar TL olduğunu belirten Bingöl, “Bu rakama bir de bu ürünler üzerinden alınan yüzde 18 KDV'yi ilave etmek gerekmektedir” dedi. ÖTV gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasılaya oranında Türkiye'nin, 2017 yılında yüzde 4.5 ile OECD ülkeleri arasında birinci sırada olduğunu söyleyen Bingöl, “Yeni Zelanda'da bu oran yüzde 0.8, Kanada'da yüzde 1.2, İngiltere'de yüzde 2.4, Fransa'da ise yüzde 2.7” diye konuştu.

İFADELER ORTAYA ÇIKTI

Kartal'da Avukat Hakkı Oğuzhan Şahinoğlu'nun ölümüyle başlatılan soruşturmada tutuklanan şüphelilerden "Yer Fıstığı" adlı büfenin sahibi G.G., sahte içki nedeniyle hayatını kaybeden Avukat Şahinoğlu'nu tanımadığını, "Lord" marka dezenfektanı yüzey temizleyici olarak sattığını ileri sürerek, çok kötü koktuğu için sadece 20 litresini sattığını, geri kalan 280 litresini iade ettiğini anlattı.

Dezenfektanı büfeye satan A.O.İ. ise bu ürünü etil alkol olarak değil, yüzey temizleyicisi olarak sattığını savundu. Büfede çalışan adli kontrolle serbest bırakılan Y.Ö. ise ifadesinde dezenfektanı alıp kendi içki ve voktasını yapan kişilerin rahatsızlandıklarını duyduğunu itiraf etti.

Kartal'da 10 Ekim'de satın aldığı etil alkol ile sahte içki yapıp içtikten sonra zehirlenen Avukat Hakkı Oğuzhan Şahinoğlu (46)'nun ölümüyle ilgili başlatılan soruşturmada şüphelilerin ifadelerinde dikkat çeken detaylar ortaya çıktı. İfadesinde büfe sahibi G.G. "Lord" marka dezenfektanı etil alkol olarak sattığı iddiasını reddetti.

G.G., dezenfektanın 20 litresini sattığını, geri kalan 280 litreyi ürünün çok kötü kokması nedeniyle iade ettiğini ileri sürdü. Dezenfektanı büfeye satan A.O.İ. ise bu ürünü etil alkol olarak değil, yüzey temizleyicisi olarak sattığını savundu. Aynı büfede çalışan Y.Ö. isimli şüpheli ise ifadesinde dezenfektanı alıp kendi içki ve votkasını yapan kişilerin rahatsızlandıklarını duyduğunu itiraf etti.

"ÇOK KÖTÜ KOKTUĞU İÇİN İADE ETTİM"

G.G. ifadesinde 20 yıldır büfe işlettiğini, Tekel ürünlerinin yanında kolonya ve dezenfektan da sattığını belirterek, şunları anlattı:

"Bu iş yerinde Lord marka bir litrelik plastik şişedeki dezenfektan ürününü yüzey temizlikte kullanmak için satın almıştım. 20 gün önce A.O.İ. isimli kişiden faturalı 300 litre olarak 300 adet toplamda 1800 TL karşılığında mal satın aldım. 5-6 günde ürünün satışını gerçekleştirdim. Ancak ürünün kötü kokması nedeniyle 280 litresini iade ettim. Yani bu üründen toplam 20 litre sattım. Bu ürünün bir litresini 30 TL'ye satıyordum. Ayrıca bu ürünü ben dezenfektan olarak satıyordum, etil alkol olarak satmadım. Kimseye önermedim. Ben tekel ürünlerinin yanında kolonya ve dezenfektan ürünleri satmaktayım. Ben kendi evinde içki yapmak için işyerinden etil alkol alan kişilere bu ürünü önermedim. Benim etil alkol satmak için bir ruhsatım vardır. Ben Hakkı Oğuzhan Şahinoğlu'nu tanımıyorum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben kimseye sahte alkol yapımı konusunda teşvikte bulunmadım, ürün satmadım. Yüzey temizleyicisini alkol yapımı konusunda önermedim. Kasıt ve kusurum yoktur. Y.Ö. isimli kişi haftada 2-3 gün yanımda yevmiyeli çalışan biridir. İşyerine izin almak konusunda herhangi bir etkisi bulunmamaktadır"

"BU ÜRÜNLE KENDİ İÇKİSİNİ YAPIP, RAHATSIZLANANLAR OLDUĞUNU DUYDUM"

Büfede yevmiyeli işçi olarak çalıştığı belirtilen Y.Ö. ise ifadesinde, "Ben bana ihtiyaç duyduğunda gider yardımcı olurum. Ben bu işyerinin sabit bir elemanı değilim. İşyerinde bandrollü tekel ürünleri ve içki satışı yapılır. Etil alkol satma ruhsatı bulunmaktadır. Bu çerçevede satılmaktaydı. Etil alkolle birlikte rakı ve viski yapımında kullanılan alkol kiti, anason, viski ve rakı da satılmaktaydı. Lord marka 1 litrelik plastik şişede bulunan dezenfektan ürün de rafta satılmaktaydı. Ben bu ürünün hiç satışını yapmadım. Bu ürünün işyeri sahibi tarafından nereden alındığını bilmiyorum. Ben daha sonra bu ürünü alıp kendi içki ve votkasını yapan kişilerin rahatsızlandıklarını duydum. Olayda benim kastım yoktur" dedi.

"DEZENFEKTAN YÜZÜNDEN ELİNDE YARALAR OLUŞTU"

Y.Ö.'nün avukatı ise müvekkilinin alkol olayını bilmediğini belirterek "Bu iş yerinde gündelikçi çalışan olarak gitmektedir. Bu bayiye alınan hiçbir üründe yetkisi yoktur. Tekel bayisine güvendiği için arada kasada durmaktadır. Bu ürünü kimseye satmamıştır. Kendisi de dezenfektan olduğu için kullanmıştır. Elinde yaralar oluşmuştur" dedi.

"KIRIKKALE'YE DE YER FISTIĞI BÜFE'YE DE BEN SATTIM"

Lord marka dezenfektanın büfeye toptan satışını yapan şüpheli A.O.İ. ifadesinde, makine mühendisi olduğunu, kimyasal ve temizlik maddesi üretimine ilişkin herhangi bir eğitim almadığını belirtti. A.O.İ., 2020 Temmuz ayında kendi adına şahıs şirketi kurduğunu ve bu tarihten itibaren dezenfektan ürünlerinin toptan satışını ve pazarlamasını yaptığını anlatarak, "Kırıkkale'de bulunan Eko Mini market isimli işyerine birer litrelik plastik şişelerde bulunan 300 litreyi yüzey temizlik malzemesi olarak sattım. Yine Yer Fıstığı adlı Tekel'e de alkol bazlı yüzey temizleyicisinden 300 litre sattım. Ürünün bedeli olan 8 bin 700 TL'yi kredi kartından temin ettim. Bu ürünlere ait fatura bulunmaktadır. Ben bu ürünü yüzey temizleyicisi olarak sattım etil alkol olarak satmadım. Tekel bayii benden ürünü alkol bazlı dezenfektan ürünü olarak alıyor. Ben bu bayiye herhangi bir şekilde etil alkol amaçlı vermedim. Bundan ben sorumlu değilim" dedi.

SATIŞ FİYATINDA ÇELİŞTİLER

Öte yandan tutuklu şüpheliler G.G. ile A.O.İ.'nin ifadelerinde dezenfektanın fiyatı konusunda çelişki ortaya çıktı. G.G. 300 litre dezenfektanı 1800 TL'ye satın aldığını söylerken, toptan satışı yapan A.O.İ. rakamı 8 bin 700 TL olarak açıkladı. Ürünün fiyatı konusunda ortaya çıkan çelişki dikkat çekti.

AdminAdmin