28 Þubat’ýn bilmem kaçýncý yýldönümündeyiz…
Bu yazýyý belki birkaç gün evvel kaleme almam gerekirdi…
Aslýnda yazmayý da düþünmüyordum…
Lâkin bugün bir dost meclisinde sohbet ederken o dönemlerden bahisle benim de ismim zikredilmiþ…
Arkadaþým da þahsým hakkýnda menfi kanaatler dile getirilince rahatsýz olmuþ ve hak bildiði doðrultuda þahsýmý savunma kadirþinaslýðýný göstermiþ…
Eyvallah…
Girizgâhý geçelim ve hemen konuya dalalým…
28 Þubat 1997 tarihinde öðrencilerin derslere türbanlý ve sakallý girmeleri yasaktý…
Kimi zaman öðrencileri kampüsten içeri sokmadýlar…
Kimi zaman derslere almadýlar kimi zaman derslerden attýlar…
Vs. vs. vs. Bir zaman da alýnan karar gereði öðrencilere müdahale edilmeyecek sadece yoklama alan hoca tarafýndan türbanlý öðrencinin isminin yanýna ‘’T’’ sakallý öðrencinin isminin baþýna da ‘’S’’ yazýlacaktý…
O zaman Mustafa Kamalak tarafýndan kurulan Ýktisat Fakültesi eðitim öðretime baþlamýþtý… Ýlahiyat Fakültesi de vardý…
Tarih Bölümü onlardan eskiydi…
Türk Dili ve Edebiyatý Bölümü de hepsinden evvel kurulmuþtu…
Bu saydýðým bölümler gerek öðrencisi itibariyle gerek öðretim elemaný itibariyle muhafazakârlardan oluþmaktaydý…
Diðer bölümler Sosyoloji, Biyoloji, Fizik Týp vs. âdeta materyalist, ateist yuvasýydý. Þimdi size bi sorum olacak yüce kaariler: Yukarda saydýðým muhafazakâr bölümlerin hocalarý baþta olmak üzere yoklamada türbanlý öðrencilerin baþýna ‘’T’’ sakallý öðrencilerin isminin baþýna ‘’S’’ yazmayan kaç hoca vardý…
Ýki tanesini ben söyleyeyim: 1) Mehmet Ercan Ýlter 2) Osman Yýldýz Ben üçüncü ismi duymadým görmedim bilmiyorum…
Varsa benim bilmediðim bi babayiðit çýksýn ben de vardým desin…
O zaman Ýlahiyat Fakültesi hocalarý çareyi kaçmakta bulmuþ öðrenci derse girmeyince onlar da T ve S kodlamasýndan kurtulmuþlardý…
Derslerini iþleyip de tavýr koymaktan acizlerdi hepsi de…
Tahakkuk eden ders ücretlerini de çatýr çatýr aldýlar… (varsa almadým diyen babayiðit o da çýksýn ortaya) O zaman Ýlahiyat Fakültesi’nde iþlenen ders sadece Türk Dili dersi idi ve öðrenciler Osman Beyin dersine de girmemiþ sýralarýný güllerle donatmýþlardý…
Bunun manasý þu idi: Hocam bu kadar bit yavrusu tabir ettiðimiz insanýn içinde sizin gibi asil Kurdu itlere boðdurmayýz…
Zaten Türk Dili Bölüm Baþkaný Bilal Yücel; bölümün bütün hocalarýný toplamýþ kýzým sana söylüyorum gelinim sen anla kabilinden konuþuyordu: Bu kýzlarýn namusunu siz mi kurtaracaksýnýz…
Her derste baþlarýný açýyorlar bi sizin dersinizde kapatýyorlar…(halbuki hiçbir derse girmeyenler vardý devamsýzlýktan atýlanlar vardý baþýný açmadan derse girdiði için okuldan uzaklaþtýrýlanlar vardý disiplin cezasýyla atýlanlar vardý) Zaten bölümün adý þeriatçýlara çýkmýþ bi de sizle mi uðraþacaðýz…
Vs. vs. vs. O günler farklý günlerdi…
Cuma namazlarýnda saflar pek sýk deðildi…
Ýnsanlar ya cumaya gitmezler ya da þehirdeki camilere kaçarlardý…
Camide cüzdanýný düþürenlere(!) hiç rastlanmazdý…
Doktora tezini veren hocalar içkili geleneksel partilere eþleriyle katýlýrlar çýlgýnca eðlenirlerdi…
O zamanlar ne dediler bizler için nasýl itibarsýzlaþtýracaklardý bizleri Derslere girmiyorlar…
Derslerden erken çýkýyorlar vs. alçakça laflar…
Sormazlar mý adama dayak yediðin saatte senin derste olman gerekmiyor muydu? ‘’Dersten 45 dakika erken kaçmasaydýn belki de o dayaðý yemezdin’’ Demezler mi…
Not: Üniversitemizin 28 Þubat Senato kararýnda kimlerin imzasý var ve o senatoda ne kararlar alýndý?