BİR YILLIK ŞİKE YOLCULUĞU‏

Bir yıl önce başlayan şike süreci tam bir yıl sonra sonuçlandı. Bu süreç içerisinde sunu gördük ki, spor fanatikleri hiçbir zaman kendi takımlarının yöneticilerinin suçlu olabileceğini kabullenmediler. Bir kısım taraftar ise bütün takımlar yapıyor neden sadece bunlar cezalandırılıyor noktasından olaya baktılar.

Herkesin suçlu olduğu bir yerde yani herkesin şikeyi kabullendiği bir yerde birlerinin ve takımlarının ceza alması sindirilebilir olmasa da herkes yapınca suç olmaktan çıkar diye bir genel ceza kuralı olmadığına göre ağa yakalananların suçsuz sayılması gerektiğini düşünemeyiz.

Şimdi herkes doğru oturup doğru düşünsün. Sivasspor’un Fenerbahçe yakınlığı Sivasspor’un başına bela açmıştır. Bazıları diyecektir ki Sivasspor’u bu noktalara taşıyan de bu yakınlıktır.

Sivasspor başkanı Otyakmaz hem Fenerbahçe kulübü üyesi hem de Sivasspor başkanı sıfatını bir arada taşıyarak üzerindeki şike ve teşvik iddiaları için uygun zemini sağlamıştır. Bülent Uygun’un Fenerbahçe yakınlığı bilinmektedir. İzlediğimiz maçlardan da az çok spordan anlayan iki takım arasındaki yakınlık derecesini ve etkilerini az çok bilir. Sivasspor Fenerbahçe’nin Anadolu acentesi konumunda yürütülen bir anlayışla Sivasspor her zaman üzerinde şaibe kalmaya mahkûmdur.

Bu sözlerimden kimse benim Fenerbahçe karşıtı olduğum kanısı edinmesin. Sivasspor süper lige çıkana kadar başarılarından heyecan ve sevinç duyduğum takım Fenerbahçe idi. Ta ki Sivasspor süper lige çıktı o günden sonra da Fenerbahçe ile olan gönül bağımı sona erdirdim. Şimdi bir taraftar takımı süper lige çıktı diye artık yüreğinde bir başka takıma yer koymuyorsa, Sivasspora başkan olma onuru sunulan birisinin de, Fenerbahçe üyeliğinden ayrılması gerekirdi.

Her ne kadar sözünün başında “biz adam satmayız sözü” olsa da Bülent Uygun, en iyi adam satmanın futbol dünyasında olduğu gerçeğini görmezden gelerek adam satmanın en alası olan menajerlik görevini dolaylı yoldan sürdürerek spor amaçlıda olsa adam satma işini pek ala bilen birisidir. Kendisine herkesin bir ilah olarak gördüğü dönemde dahi eleştirimi yönelten birisi olarak şimdi de eleştirimi yönetiyorum. Bülent Uygun Sivasspor’a tarihinde övüneceği başarılar yaşatmıştır. Ancak o da Sivasspor üzerinden( maddi çıkarları bir yana bırakırsak) konum itibari ile iyi yerler edinmesini sağlamıştır. Eğer ki bu dava süreci olmasa idi milli takım çalıştırıcılığı da dâhil bir yerlere atlamak için Sivasspor’dan daha iyi basamak bulamazdı.

Bu nedenle kendisine iki yıl önce yazdığım bir mektubumda: Gördüğünüz ve göreceğiniz Güzellik Sivasspor ile kalır.”demiştim. Öyle olacağa benziyor.

Kişilerin yanlışlıklarından takımlar cezalandırılmamalıdır. Ancak en iyi para aklama yeri olarak spor kulüpleri görüldüğü sürece bu yalnızca ülkemizde değil dünya da böyle sporların üzerinden ellerini organize guruplar çekmeyeceklerdir. Bu kadar yoğun paranın döndüğü bir ortam parasever oluşumların her zaman tekelinde kalmaya mahkûmdur.

Sivasspor’un başkanı Otyakmaz ile Trabzonspor, Gaziantep, Gençlerbirliği, Bursaspor veyahut her hangi bir takımın başkanı arasında takımın başında oluş amacı açısından bir fark yoktur. Bu bağlamda yargılananları başkaları gibi mağdur olarak görmesem de onca çamura bulaşmışın içerisinde sadece birkaç çamura bulaşmışı yakalamak ve ceza vermekle Türk sporu aklanamaz. Ceza koymakla da olmaz. Sistemin işleyişi her zaman bu tür olayları görmemizi sağlayacak özelliktedir. Sivas’ın adının güzel şeylerle anılmasını dileyerek bu davanın hem açılışında hem de sonuçlanmasında yargının başta medya olmak üzere cemaat, siyaset ve taraftar baskısı altında yinede bu işin içerisinden iyi çıktığını söyleyebilirim.