TÜRKİYE VE SİVAS’IN GELECEĞİ

Türkiye giderek bir maceralı büyüme arzusunun peşine takılmış bir halde tıpkı Âşık Veysel’in dediği gibi;”ne halde olduğunu bilmeden, gündüz gece gitmektedir.”

Suriye yönetimi egemen güçlerin arzularını yerine getirmeyince başına birçok gaileler açarak kendisini savaşın eşiğinde buldu. Türkiye başta olmak üzere birçok ülke bu işin çok çabuk sonuçlanacağını sanıyor olsalar da yanıldıklarını gördüler. Suriye kendi iç dinamikleri ile yıkılamayınca bu kez devreye başkaca güçleri sokma yoluna gidilmekte olduğu görülmektedir. Türkiye’nin birdenbire PKK ile barışır gözükmesinin ardındaki gizemin bu olduğu yakında daha açık şekilde görülecektir.

PKK lı elamanlar ,(artık terörist dememeliyiz devleti zatı şahanelerimiz böyle gördüklerine göre)yaz ile birlikte Suriye de etkin görevlerine başlayacaklardır. Türkiye’den silah bırakıp gitmelerine ilişkin tartışmalar aslında PKK’nın Suriye’de konuşlandırılmasını gölgelemek için yapılan karatma operasyonlarıdır.

Suriye Kuzey Irak petrollerinin İsrail Üzerinden Akdeniz’e taşınmasına izin verse idi başına bu tür belalar açılmayacaktı. Yine geleceğin en önemli zenginliği olan Fırat suyunu başta Suudi Arabistan olmak üzere körfez ülkelerine taşınmasına izin verse idi ,Esad’ dan iyi lider olmayacaktı.

Bir yanda bizim halkımız aldatılmakta bir yanda Suriye insanlarına acı çektirilmektedir. Bu durumda Türkiye açıkça geleceği meçhul bir büyüme rüyası uğruna tarihi hatalar içerisine düşürülmektedir. Diğer yanda ise aynı oyunun bir gün de bizim için oynanabileceği düşünülmeden emperyalist ülkelerin planlarına aracılık eder hale düşürülmüş olmaktadır. Aktif dış politika adı ile bu tür maceralara gidilirken içeride de geleceğin federal devlet yapılanmasına olanak sağlayan iç düzenlemeler yapılması yolunda da adımlar atılmaktadır.

Genelde olacak bu değişikliklerin Sivas üzerindeki etkilerine gelir isek, Sivas hangi tür bir yapılanmanın içerisinde olacaktır onu da görmemiş gerekmektedir. Artık illerin birleştirileceği ve eyaletler bazında şekillendirileceği gerçeği karşısında Sivas kendisini hangi yapı içerisinde bulacaktır onu tartışmamız gerekmektedir. İdare mahkemeler kuruluş kanununa göre esas alınırsa; Sivas Tokat ve Erzincan ile birlikte bir yapılanma içerisine girebilir. Bu durumda büyük olasılıkla eyalet merkezi Sivas olacaktır. Ancak eğer ticari ajanslıklar şeklinde bir yapılaşma içerisinde yer alırsa Yozgat ve Kayseri ile birlikte bir yapılanma içerisinde olacaktır. Böyle bir durumda ise eyalet merkezi Kayseri olacaktır.

Sivas’taki sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin ve hatta toplumsal önderlerin bu konuyu tartışmaya alıp kendisi için en iyi olan sonuca doğru baskı gurupları oluşturma yoluna gitmelidir. Yoksa sonrasında yapılacak çalışmaların ve sızlanmaların hiçbir yararı olmayacaktır.

Uyur şehir olarak kalmaya devam edildiği sürece bilelim ki Sivas hele de Kayseri merkezli bir yapının içerisinde olması durumunda küçülmeye devam edecektir.