Oğuz DEMİRKAYA
oguz@egemengazetesi.com
Etkinliğimizin büyüklüğü, dostlarımızın, ekibimizin ve halkımızın bizlere Vatan hainlerine karşı verdiğimiz mücadelenin sonsuz desteğinin eseridir. Bilindiği ve yaşandığı, görüldüğü üzere, şahıslara yönelik olmayan tamamen kitlesel tüm halk katmanlarını ilgilendiren onları kucaklayan örgütsel stratejilerimiz, eylemlerimiz ve faaliyetlerimiz her geçen gün hedefe daha emin adımları ile yaklaşmamızı sağlıyor.
Kitleler tarafından büyük alkış alan bu faaliyetlerimiz bizleri her geçen gün daha fazla kamçıladığı gibi bu ortak hedefimize ulaşabilmek için diğerleri gibi hiçbir zaman haince ve kalleşçe organizelerin içerisinde yer almadığımız gibi hiçbir zaman hoş olmayan olayları dile getirmedik, pazarlık konusu yapmadık, kimseyi özel yaşantısı ve tercihleri nedeniyle yargılamadık, afişe etmedik. Yalnız etrafımızdaki bazı çakkallar tarafından bazı özel, mahrem ve gizli konuların farklı PLATFORMLARA sızdırıldığını biliyoruz hatta belgeledik.
Bu çakkallar sırf şahsî tatminlerin elde edilmesine yönelik olarak kurumları yıprattığına şahit oluyoruz.
Bizlerin daha doğrusu hiç birimizin kaybedecek hiç bir şeyi olmadığı sabit olmakla beraber, herhangi bir şahsi beklenti içerisinde olmamız da mümkün değildir. Bu ve benzeri zaafları olanlar bizim yanımızda yer alamazlar, bize sokulmaya çalışmaya cesaret bile edemezler. Bu çakkallar sürüsü ilgili kurum yetkilileri tarafından eğer başarı ve sulh sağlamak istiyorlarsa cezalandırılmakta kalmayıp azıtılmalıdır.
Başta Vatanımızın, Memleketimizi ve onunla beraber Halkımızın menfaatleri noktasında ne olursa olsun geri adım atılmayacağı bir tartışılmaz gerçek olduğunun artık kesin kes bilinmesinde yarar olduğunu düşünüyor ve son defa altını çiziyorum.
Şimdi ise bazı söylemler ile düşüncelerimizi ifade etmek istiyorum.
“Geliri çok olanın gideride çok olur, azdan az çoktan çok gider” sanırım bu ve benzeri ifadeler gerçekleri görmemiz açısından iddialı laflar olmadığı ve tamamen gerçekleri yansıttığını düşünüyorum.
Ayrıca bu belki doğanın bir kanunu olarak atlandırabileceğimiz gerçek, “Allahtan tersi olmuyor” dedirten ve “adaletli bir gidişmiş” dedirtiyor.
Almanya yıllarımda bu video furyası yeni yeni çıktığında bir Yılmaz Güney filminde yanılmıyorsam "azdan az, çoktan çok ölür" şekliyle bazı söylemlere veya fikirlere de yer verildiğini hayal meyal hatırlıyorum..
Daha sonraki yıllarda bu ve buna benzer söylemler mafya dizilerinde yeniden orta çıkarken tüm gençliğin diline dolanmıştır.
1 liram varsa 1 liram gider, 10 liram varsa 10 liram gider ? az olanın derdi de azdır.
Az çocuk az dert, az para az dert gibi bunlar çok olursa sı… insan…
Örnek olarak vergileri verecek olursak, kazandığınız para çoksa fazla vergi, azsa az vergi veriyorsunuz. Sanki ikisi de aynı anlama geliyor gibi ama neyse anlayan anlıyor.
Dayak yiyeceğini bile bile kavgaya giren şahıs kendisini uyaranlara söyleyebilir bunu. Hani bence bulaşma dersin, dayağı gelen arkadaş azdan az, çoktan çok gider diyerek kendisinin dayak yemesinin muhitteki statüsüne etkisinin çok az olacağını, ancak rakibin gömlek cebini dahi yırtsa sarsıcı olabileceğini anlatmaya çalışır. Sümsük çocuk dayak yerse kimsenin umurunda olamaz ama ağır abinin dudağı bile kanasa karizma mortingen olur yani :))
Batacağını bile bile girişimcilik yapanlar da bolca kullanır, zaten dipteyim ne kaybederim manasında, giderler 7000 nüfuslu ilçeye trambolin getirirler misal.
Tabi esas anlam başın derdinin büyüklüğü ile doğru orantılı olduğudur, bence. Şöyle; desek nasıl olur; eğer 2 elman varsa ve birini verirsen %50 kaybın olur. Ama eğer 10 elman varsa ve birini verirsen %10 kaybın olur. Yani elinde çok varsa kaybın az olur ama elinde az varsa kaybın çok olur.
Azdan az, çoktan çok gitmiş olur.
Tüm bunların ışığında düşmanca, ön yargılı ve saldırgan tutum ve davranışlardan arınmalı memleketimizi bir adım daha nasıl ileriye götürürüz, nasıl katkı sağlarız ve tüm halk katmanları ile nasıl kardeşçe yaşarız onun hesabı iyi yapılmalı.
HADİ İCRATINIZI GÖRELİM...