Cumhuriyet Üniversitesi Haberleri
Giriş Tarihi : 26-12-2010 23:55

ÜNİVERSİTEDE ÖNCE İMAM SONRA’SI, DEVAMINI ŞARKIŞLA’DAN ÖĞRENECEĞİZ?

Şarkışla Aşık Veysel Meslek Yüksekokulu’nda görevli hocalardan birinin derste edep yerini kurcaladığı ve dersteki öğrencilerin rahatsızlık duydukları bu konuyu

ÜNİVERSİTEDE ÖNCE İMAM SONRA’SI, DEVAMINI ŞARKIŞLA’DAN ÖĞRENECEĞİZ?

 

                Şarkışla Aşık Veysel Meslek Yüksekokulu’nda görevli hocalardan birinin derste edep yerini kurcaladığı ve dersteki öğrencilerin rahatsızlık duydukları bu konuyu Müdüre iletmeleri ile gelişen olaylar zincirine bu seferde bir başka hocanın bir kız öğrenciyi öptüğünün dedikoduları üzerine duyumlar alınmakta, olayların üzerine gitmesi gereken yetkililerin tüm konularda öğrencilere yardımcı olmadığı iddialarına rastlanmaktadır.

                Öğrencilerin başta yüksekokul müdürüne yaptıkları şikâyetlerin havada kaldığı, diğer yönetim mensubu kişilerinde şikâyet edilen tüm konularda ilgisiz davrandıkları, hatta öğrencileri odalarından kovaladıkları iddialarına ulaşılırken, kime dert yanacaklarını bilemedikleri ifade edilen öğrencilerin Rektörden de bir beklentilerinin kalmadığı yönünde serzenişte bulundukları duyumlarının, önce Şarkışla’da daha sonra ise Cumhuriyet Üniversitesi ile Sivas’ta ses getirmeye başladığının anlatıldığı iddialarına rastlanmaktadır.

Hareketli bir karışıklık ortamının bulunduğu ve yeni eklenen bu konularla insanların dilinden düşmediği Şarkışla Aşık Veysel Meslek Yüksekokulu’nun Rektörlük yönetimince ne zaman irdeleneceği, Üniversiteye zarar veren bu tür davranış bozukluklarının üzerine neden gidilmediğinin cevaplarının arandığı duyumlarına rastlanılan tüm çalışma, oturma veya sohbet ortamlarında “artık yeter”, “bu kadar da olmaz” gibi radikal çözümlerin aranması gerektiğine dair konuşmaların yapıldığı iddialarının yayıldığı duyulmaktadır.

Ancak ne kadar acıdır ki, yaşanılan bu olaylara ilişkin adli ve idari soruşturma açılmasının beklenmediği, açılabilecek bir soruşturmanın altından daha büyük pisliklerin çıkabileceğini, yine ancak bu güne kadar olduğu gibi olayların kapatılarak öğrenci mağduriyetlerinin devam ettirileceğine dair duyumlar bulunmaktadır.

Alınan bir diğer acı duyumlar ise, öğrencilerin artık ümidini kestikleri yüksekokul yönetimi ve Rektöre müracaat etmeyi düşünmedikleri, kendilerini sahipsiz bırakan devlet yönetimini göreve davet ettikleri, ailelerinin bu konuyu meclise kadar taşımayı düşünmeleridir ki,  iddiaların hızla yayıldığı Sivas’ımızda ise halkın artık bu kişileri merak ettikleri, iddiaların doğruluğu karşısında bu kişilerin Üniversite camiasından uzaklaştırılmaları gerektiğine dair iddialardır.

Öte taraftan Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde geçtiğimiz günlerde dekanlardan önce gazetelerimizin duyduğu ve kamuoyu ile paylaştığı, Rektör Prof.Dr. İlyas Dökmetaş'ın  talimatı ile 4 Fakülte Sekreterinin Yök mevcuatının 13­/b maddesine istinaden, görülen lüzum üzerine  görev yerlerinin 6 aylık süre ile değiştirilmesi başta İlahiyat Fakültesi dekanlığını ve öğretim üyelerini rahatsız ettiği öğrenildi. Buna karşın Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde bayram havası hakim.

Edinilen bilgilere göre Rektör Prof.Dr. İlyas Dökmataş'ın 4 Fakülte sekreterinin bu zorunlu yer değişikliğini yaparken nezaketen de olsa Fakülte Dekanlarına bilgi vermediği ve görüşlerine başvurmadığı aktarırken, bu nedenle üniversite kampüsünde büyük bir huzursuzluğun, hoşnutsuzluğunun ve belirsizliğin varlığına işaret edildi.

Alınan bilgilere göre, yer değişikliğinin gazetelerimiz aracılıyla öğrenen bazı fakülte dekanları ve öğretim üyeleri harekete geçerek konuyla ilgili görüş ve düşüncelerini, memnuniyetsizliklerini üniversite yönetimine aktardıkları öne sürülürken, büyük huzursuzluk hüküm sürdüğü iddia ediliyor. Bazı üniversite kaynaklarınından edinilen bilgilere göre ise de, Rektör Prof.Dr. İlyas Dökmataş'ın bu görevlendirmeyi öğretim üyelerinin baskıları nedeniyle kısmen veya tamamen geri çekmesinin söz konusu olabileceği aktarılıyor.

4 Fakülte sekreteri arasında Atatürkçü, alevi ve kürt kökenli kişilerin bulunduğu ifade edilirken, Rektörün bu yer değişikliklerini farklı maksatlar ile yapmış olabileceği bildiriliyor.

İlahiyat fakültesi yönetimi kendi sekreterlerininden memnun olduğu bilgisine ulaşırken, Diş Hekimliği Fakültesi çalışanları Rektör'ün yaptığı yer değişikliğininden ise memnun. İktisadi İdari Bilimler Fakültesinde ise ortam çok farklı yöneticiler tarafından baskı, sindirme ve emekliliye sevk etme girişimlerinin bulunduğu Sekreteri ise dekanlık makamı tarafından aylardır pasifize edildiği, mesai ücretlerinin kesildiği, yönetim kurulu toplantılara bile sokulmadığı ve bu nedenden dolayı sağlığının bozulduğu, şuanda hastanede yattığı ve konudan habersiz psikolojik tedavi gördüğü öğrenildi.  Rektörün her yeni sözde icraatı personel arasında bir huzursuzluğa neden olduğu ve moda haline geldiği ve artık garipsenmemesi gerektiği ifade ediliyor. Son olarak Rektör Prof.Dr. İlyas Dökmetaş'ın bir daha seçilemeyeceği bildiği  için yeni atadığı Rektör yardımcısı Prof.Dr. Recep Toparlı'yı yerine Rektör olarak hazırladığı ve tam yetki verdiği konuşuluyor.

 

Toparlı'nın personeli tanımamasından dolayı ve "ben kişinin liyakatine değil, bağlı bulunduğu mensubiyete ve dünya görüşüne önem veririm, ben imam hatip mezunuyum, imam hatip mezunlarını severim" gibi söylemlerde bulunduğu iddia edilirken, artık çiçek alımlarına bile karıştığı duyumlarına rastlanıldığından ve bu yönde bir dedikodunun varlığı ve sindirme ve yıldırma politikası güden kişilerden üniversite personelinin tedirgin,  rahatsız olduğu bilgisine ulaşılıyor.

 

Son olarak şunu deklere ediyoruz, her zaman her platformda usulsüzlüğe ve yolsuzluğa, ahlaksızlığa, vatandaşın ekmeğine kast edenleri, vatandaşımızın mağduriyetlerine neden olanları, onların özlük haklarına siyasi tatmin uğruna göz dikenlere geçit vermeyeceğiz.

Tesadüfler üzere, adam sanılarak o makamlara oturtulanlar, o makamlarında göstermelik oturan o idareci bozuntuları, o sözde yönetici kuklalarını o makamlarında rahat oturtturmamaya devam edeceğiz, her hareketlerinde biz akıllarına geleceğiz, rüyalarına misafir olacağız…

En son olarak şunu merak ediyoruz, hangi nedenlerdir bilinmez ancak, hangi neden olursa olsun inananların oluşturduğu toplumlarda yakını vefat eden bir kişiye mutlaka taziyede bulunuyor. Neden bazı personelin ailesi vefat ettiğinde üniversite olarak resmi web sayfasından taziye mesajı verilmez? Bu yanlış bir o kadar tarafgirane davranışı yapanları üniversitede dansözlü, içkili yılbaşı eğlenceleri yapılacağına ananelerimizi yaşatma noktasında girişimlerde bulunmaya, önem verilmesine hassasiyet gösterilmesini, Müslüman Türk toplumu olarak daha dikkatli davranılması gerektiğini düşünmekteyiz.

Bu konuda hatalı ve yanlı davranan kişileri vicdanları ile baş başa bırakıyor, Sayın Zeki Ergün'e ve diğer personellere tekrar başsağlığı diliyoruz. 


 

 

 

 

 

 

 

AdminAdmin