Gündem
Giriş Tarihi : 22-11-2011 10:31

DAVA ERTELENDİ İŞTE KARAR

Nedim Şener ve Ahmet Şık 265 gün sonra hakim karşısına çıktı.

DAVA ERTELENDİ İŞTE KARAR

Nedim Şener ve Ahmet Şık 265 gün sonra hakim karşısına çıktı.

Tutuklu gazetecilere destek vermek için adliyeye gelen yüzlerce gazeteci adliyeye giremedi. Odatv davasında reddi hakim talebi 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Duruşma 26 Aralık tarihine ertelendi.

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalar sonrasında gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 12'si tutuklu 14 sanık hakkında açılan dava bugün görüldü.

Davanın 134 sayfalık iddianamesinde, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''ne yönelik yapılan soruşturma kapsamında örgütün yönetici kadrosunda olduğu tespit edilen Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün, ''silahlı terör örgütü kurma'' suçundan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 2009'da açılan davada tutuksuz yargılandığı hatırlatılıyor.

ERGENEKON'UN MEDYA YAPILANMASINI YÜRÜTTÜ

Soner Yalçın ve Odatv çalışanlarına yönelik teknik takip çalışmaları devam ederken tutuksuz olarak yargılanan Yalçın Küçük'ün örgütün amaç ve hedefleri doğrultusundaki faaliyetlerine aktif olarak devam ettiğinin belirlendiği kaydedilen iddianamede, Küçük'ün bir yandan ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün'' medya yapılanması ve siyaset dünyasına yön verilmesi faaliyetlerini yürütürken, diğer taraftan da darbe zemini oluşturmak maksadıyla alenen darbe söylemlerinde bulunduğu anlatılıyor.

İddianamede, Küçük'ün alınan ifadesinde her ne kadar hakkındaki iddiaları kabul etmese de Odatv adlı internet sitesinin imtiyaz sahibi Soner Yalçın ve Odatv çalışanları ile örgütsel irtibatının bulunduğunun tespit edildiğine yer verilerek, Odatv'nin çalışanlarına verdiği talimatlarla internet sitesinin yayınlarını örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda yönlendirdiğine dair çok sayıda delil elde edildiği belirtiliyor.

GİZLİ BELGELER ODA TV'DE

Şüpheli Barış Terkoğlu'nun iş yeri olan Odatv'den ve ikametinden örgütsel dokümanların, TSK ve MİT'e ait devletin güvenliği açısından gizli kalması gereken belge ve diğer suç unsuru deliller ele geçirildiği belirtilen iddianamede, şüphelinin ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' üyesi olduğu ve örgütün medya yapılanması kapsamında faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiği anlatılıyor.

"AHMET ŞIK'A ÖRGÜTSEL DÖKÜMAN HAZIRLATILDI"

Soner Yalçın'ın örgütsel talimatlarının yazılı olduğu birçok belgede Ahmet Şık'ın örgüt faaliyetleri kapsamında yapması gereken görevlerin yazılı olduğu belirtilen iddianamede, Şık'ın ikametinden ele geçirilen dijital veriler üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri neticesinde, ''000KITAPSON'', ''Ahmet Kitap'' ve ''KİİTAPPPPPPPPPPPPP'' isimli 3 ayrı word dosyası bulunduğu, içeriklerine bakıldığında bu word dosyalarının ''İMAMIN ORDUSU'' başlıklı bir örgütsel doküman olduğunun tespit edildiği kaydediliyor.

Odatv'de yapılan aramalar sonucu elde edilen dijital verilerde de ''000KITAP'' adlı ''İMAMIN ORDUSU'' başlıklı bir örgütsel doküman elde edildiği kaydedilen iddianamede, ''Odatv ve şüphelilerden ele geçirilen delillere bakıldığında bu stratejinin aynen uygulandığı ve bu kapsamda Ahmet Şık'a 'İMAMIN ORDUSU' isimli örgütsel dokümanın hazırlatıldığı, ancak elde edilen delillerden Ahmet Şık'a hazırlatılan örgütsel dokümanın kitap olarak 'Emniyet Müdürü Sabri Uzun' ismi ile yayınlatılmasının planlandığı anlaşılmıştır'' deniliyor.

Kitap olarak yayımlanması planlanan örgütsel çalışmanın, ''Ergenekon'' davasının hukuki bir dava olmaktan öte siyasal bir dava olduğu, TSK ve yüksek yargı başta olmak üzere anayasal kurumların hedef alındığı tezleri işlenerek davanın kamuoyunda inanılırlığını ortadan kaldırmaya yönelik topluma yanlış bilgilendirme yapılmasının amaçlandığı ifade edilen iddianamede, şu görüşlere yer veriliyor:

''Bu kitap çalışmasında, hukuki çerçevede ve bugüne kadar şüphelilerden ele geçirilen somut delillerle yürütülmekte olan 'Ergenekon' soruşturması ve kovuşturmasının, Gülen cemaati tarafından yürütülen bir tertip ve düzmece olduğunun işlendiği, böylelikle soruşturmayı yürüten kurum ve çalışanlarına ağır iftiralarda bulunarak kamuoyundaki güvenilirliklerinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı ve nihai olarak davanın kıymetsizleştirilmesinin hedeflendiği anlaşılmıştır.

Ahmet Şık alınan ifadesinde her ne kadar ''İMAMIN ORDUSU'' başlıklı örgütsel dokümanı kendi başına hazırladığını beyan etmişse de, gerek Odatv'den ele geçirilen örgütsel notlar ve örgütsel dokümandaki notlar, gerek Ahmet Şık'tan ele geçirilen taslaklardaki notlar ve soruşturma kapsamında elde edilen diğer deliller, ''İMAMIN ORDUSU'' başlıklı örgütsel dokümanın sadece Ahmet Şık tarafından oluşturulmadığını, Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün talimatları ve yönlendirmeleri doğrultusunda diğer şüphelilerle birlikte hazırlanan bir kitap çalışması olduğunu ortaya koymaktadır.''

AHMET ŞIK'IN O SÖZLERİ AYAKTA ALKIŞLANDI

Tutuklu gazetecilerden Ahmet Şık'ın "Biz geleceğiz, hiç merak etmeyin" sözleri üzerine bütün salon ayağa kalktı, AP yetkilileri sandalye üzerine çıkarak Şık'ı alkışladı.

Yalçın Küçük de, "Bu dava sadece Ahmet Şık-Nedim Şener davası" değildir diyerek, kendilerinin de bu davada yargılandığının altını çizdi.

NEDİM ŞENER'E SONER YALÇIN'DAN GÖREV

İddianamede, Odatv'de yapılan aramalarda el konulan dijital verilerin bilir kişiler tarafından yapılan incelemesi sonucunda ''NEDİM' isimli klasör içerisinde ''YBelgesi'' isimli word belgesi olduğunun tespit edildiği belirtilerek, word belgesinin içeriğine bakıldığında Nedim Şener'e ait ''Ergenekon belgelerinde Fethullah Gülen ve cemaat'' isimli kitabın taslak hali olduğunun anlaşıldığı kaydediliyor.

Soruşturma kapsamında Soner Yalçın'ın örgütsel talimatlarının yazılı olduğu birçok belge elde edildiği belirtilen iddianamede, bu belgelerden ''Hanefi'', ''Nedim'', ''Sabri Uzun'' isimli örgütsel notları oluşturucusunun Yalçın olması hususu göz önüne alındığında, Hüseyin Soner Yalçın'ın Nedim Şener'e örgütsel faaliyetler kapsamında görevler verdiğinin anlaşıldığı belirtiliyor.

İddianamede Nedim Şener'in Soner Yalçın'ın talimatı ile Hanefi Avcı ve Ahmet Şık'ı yönlendirdiği öne sürülüyor.

HİYERARŞİK İLİŞKİ

Hüseyin Soner Yalçın ile Yalçın Küçük'ün aralarında hiyerarşik bir ilişkinin var olduğu ifade edilen iddianamede, sanık Ünal İnanç'tan el konulan dijital verilerde, Yalçın Küçük ve Hurşit Tolon'un da isminin bulunduğu ''DANIŞMANLARIMIZ'' isimli listede Yalçın'ın da isminin yazılı olduğu belirtiliyor.

-KAŞİF KOZİNOĞLU-

Kaşif Kozinoğlu'nun ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgüte yardım ettiği aktarılan iddianamede, Kozinoğlu'nun örgüt üyesi kapsamında olduğunun, devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin ettiğinin anlaşıldığı belirtiliyor.

İddianamede, Hanefi Avcı'nın da Hüseyin Soner Yalçın'ın örgütsel talimatlarının bulunduğu birçok belgede örgüt faaliyetleri kapsamında yapması gereken görevlerin yazılı olduğu kaydediliyor.

KİME NE KADAR CEZA İSTENİYOR?

İddianamede, Yalçın Küçük'ün ''silahlı örgüt kurmak ve yönetmek'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'', ''devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin ekmek'', ''yasaklanan bilgileri temin etmek'', ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından ve ''örgüt yöneticisi sıfatıyla diğer şüphelilerin işlemiş olduğu özel hayatın gizliliğini ihlal etmek'' suçundan 21 yıldan 43 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Soner Yalçın'ın ''silahlı örgüte üye olmak'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'', ''devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek'', ''yasaklanan bilgileri temin etmek'', ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'', ''özel hayatın gizliğini ihlal etmek'' ve ''kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek'' suçlarından 14 ile 36,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, gazeteci Ahmet Şık ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın ''silahlı örgüte yardım etmek'' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Kaşif Kozinoğlu'nun ''silahlı örgüte üye olmak'', ''devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek'' ve ''yasaklanan bilgileri temin etmek'' suçlarından 11,5 yıldan 26 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Nedim Şener'in de ''silahlı örgüte yardım etmek'' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.

İddianamede, diğer sanıkların da benzer suçlara ilişkin olarak 7.5 ile 23 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.

 

 

Bir firma düşünün; şirketinizin profesyonel anlamda her türlü gereksinimde yanınızda olsun...'Lojistik Kurye' hizmetleri ile, her türlü iletinizi; taahhüt edilen zamanda, yerine ulaştırsın...Yetmesin; üretiminizin, hizmetinizin; aynı dağıtım ağı ile, ulaşacağı yerlere, eksiksiz ve yine taahhüt edilen zamanda ulaşmasını sağlasın...Yine yetmesin, her türlü web tasarımınızı; en son tekniklerle; tüm dünya ile paylaşsın, yeni doğacak ekranınıza siz bile şaşırın...Yetmesin, her türlü araç kiralama ve benzeri ihtiyaçlarınızda; yine oldukça profesyonel bir mantık ve süreç çerçevesinde, bu ihtiyacınızı da eksiksiz yerine getirsin...Böyle komplike bir şirket, olsa olsa; genç ve girişimci işadamı Yaşar Karakelle'nin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı YKK HAN GRUP olabilir...www.ykkhangrup.com


Metin BOSNAKMetin BOSNAK