Gündem
Giriş Tarihi : 31-03-2016 01:02

'İlk hedef yeni anayasa taslağını Meclis'e göndermek'

Kurtulmuş, "Diğer partilerle uzlaşarak, yeni bir anayasa taslağını Meclis'e göndermeyi ilk hedef olarak kabul ederiz. Bunun için de samimi olarak diyolaga açık olduğumuzu bir kere daha ifade etmek isterim ancak bunu diğer partilerle müşterek olarak yapamayacaksak o zaman kendi anayasa taslağımızı parlamentoya sunarız, inşallah 367'yi buluruz, bulamazsak 330'u buluruz ve millete gideriz.

'İlk hedef yeni anayasa taslağını Meclis'e göndermek'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Paralel Devlet Yapılanması'na (PDY) ilişkin, "Devlet, ele geçirilmesi gereken bir mekanizma gibi değil, devlet, hizmet edilmesi gereken, hizmet etmek için milletten oy alınarak iktidar olunan bir alan haline getirilmesi gerekir. Bununla ilgili AK Parti'nin geçtiğimiz 13-14 yılda attığı önemli adımlar var. Ama sonuçta ilanihaye sadece bir PDY meselesi olarak değil, bunu devletin ele geçirilmesinin önlenmesi olarak görmek gerekir. Sağdan say birkaç kişi, soldan say bir kaç kişi, bir araya gelip, 'devleti ele geçirmeye' kalkmasın. Herkes, siyasetçiyse gitsin oy alsın gelsin, iktidar olsun. Burada aslolan şey, devletin artık ele geçirilmesi mümkün olan bir kurum olmaktan çıkarılmasını sağlamaktır. Onun için bu mücadeleyi veriyoruz. Kim olursa olsun."dedi.

Kurtulmuş, TGRT Haber'de canlı yayınlanan "Neler Oluyor?" programda gündemi değerlendirdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen PDY ile Mücadele Koordinasyon Toplantısı'na ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, PDY ile mücadelede kapsamında ilk toplantının yapılmadığını belirtti.

Daha önce de Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) bu konunun gündeme geldiğini anımsatan Kurtulmuş, "MGK'nın, Türkiye için öncelikli tehdit olarak kabul ettiği konulardan birisi de PDY olmuştur, onunla mücadele de Türkiye'nin öncelikli güvenlik meselelerinden birisi halini almıştır. Dolayısıyla daha evvel çeşitli kereler konuşulmuş olan bir konuyla karşı karşıyayız. Zaten ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, devletin içerisine sızmış olan bu yapılanmanın unsurlarıyla mücadelesini sürdürüyor. Diğer taraftan da bu kara para aklama gibi diğer konularla ilgili de zaten bir çok dosya açılmış ve bu dosyalar üzerinden operasyonlar devam ediyor. Dolayısıyla bu, Sayın Başbakanımızın hükümet adına, bütün bu konulara ilişkin, ilgili bakan arkadaşlarımızı toplayıp bu konudaki gelişmeleri tekrar gözden geçirmesidir. Zaten devam eden bir mücadelede normal olarak yapılan bir koordinasyon toplantısı olarak bunu görmek lazım" diye konuştu.

Kurtulmuş, "Çankaya Köşkü'nde ilk olarak yapılması bir anlam ifade eder mi?" şeklindeki soruya ilişkin de "Bakanlıklar arasında koordinasyonla daha da kapsamlı bir şekilde ilk sefer yapılmış olabilir. Ama zaten bu bir devlet politikası. Hükümet politikası olmanın üstünde bir devlet politikası olarak, MGK'da defaatle konuşulmuş ve tavsiye kararları alınmış. Bu konuyla ilgili olarak da yapılan bütün icraatların MGK Sekreterliği bünyesinde de takip edildiği konulardan birisi." ifadelerini kullandı.

Başbakan Davutoğlu'nun başkanlığındaki toplantının zamanlamasına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Türkiye'de bu konuyla ilgili çok sıcak olaylar yaşadık. MİT tırlarının durdurulması... Orada sanki bir başka ülkenin istihbarat birimine karşı gerçekleştirilen operasyon gibi yapılması, ayrıca KPSS ve bir çok meselenin ayyuka çıkması, bu anlamda hem yargının, emniyetin hem de diğer kamu kurum ve kuruluşların içerisinde bu yapılanmanın yaptığı bir sürü icraatlar, sahte belgeler, usulsüz dinlemeler, iş dünyasında yapılan birtakım operasyonlar... Zaten şu anda eş zamanlı olarak yürütülen çok sayıda dosya var. Bunlar mahkeme önünde devam eden hususlardır. Nihayetinde bu mahkemeler kendi usulünce devam edecek. Egemenliğin kaynağı, milletin iradesidir. Milletin iradesinden güç almayan herhangi bir yapılanma burada PDY gayrimeşru bir yapılanmadır, illegal bir yapılanmadır. Biz defaatle söyledik, madem istiyorsunuz, gelin parti kurun milletten oy alın, millet sizi iktidara getirirse, getirsin. Ama milletin sizi iktidara getirmesini beklemeden herhangi bir iktidar partisi aracılığıyla, hangi partiyi iktidarda görürseniz onun koltuğunun altına girin, onun gölgesine altına girin ve onun üzerinden devşirdiğiniz birtakım güçlerle kamu bürokrasinin içerisinde yer alın, adamlarını sokun onları yerleştirin ve onların üzerinden bir sürü usulsüz, illegal iş yapın. Buna hangi demokratik ülke müsaade eder. Dolayısıyla meseleyi, bu kapsamda görmek lazım. Yoksa sadece bu grup, şu andaki iktidara karşı bir konum içerisindedir, onun için biz de bu mücadeleyi veriyoruz şeklinde görmemek gerekir. Bu devlete karşı aslında bir mücadele yapıyorlar. Bu mücadelede de devlet, seyirci ya da sessiz kalacak değil."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "PDY ile mücadele uzun yıllar alır mı? Bu mücadelede gelinen nokta nedir?" sorusu üzerine, bunu tasnif etmenin çok kolay olmayacağını söyledi.

Bunun birkaç yıllık bir iş olmadığını, uzun yıllar devletin içerisinde gizlenmiş, iş yapmış olan bir organizasyondan bahsedildiğini dile getiren Kurtulmuş, bunların ayıklanmasının bir vakit alacağını ifade etti.

"Önemli olan, devletin ciddiyetle bu işin üstüne gitmesidir. Devlet de ciddiyetle işin üstüne gidecek" diyen Kurtulmuş, aslolanın Türkiye'de demokratikleşme sürecini tamamlayarak gerçekten milletten başka hiçbir egemen unsurun olmadığı, millete rağmen hiç kimsenin kamu bürokrasisini kullanarak iş yapamayacak kadar şeffaf, açık, demokratik bir sistemin tam manasıyla oluşması olduğunu belirtti.

Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Devlet, ele geçirilmesi gereken bir mekanizma gibi değil, devlet, hizmet edilmesi gereken, hizmet etmek için milletten oy alınarak iktidar olunan bir alan haline getirilmesi gerekir. Bununla ilgili AK Parti'nin geçtiğimiz 13-14 yılda attığı önemli adımlar var. Ama sonuçta ilanihaye sadece bir PDY meselesi olarak değil, bunu devletin ele geçirilmesinin önlenmesi olarak görmek gerekir. Sağdan say birkaç kişi soldan say birkaç kişi, bir araya gelip, 'devleti ele geçirmeye' kalkmasın. Herkes, siyasetçiyse gitsin oy alsın gelsin, iktidar olsun. Burada aslolan şey, devletin artık ele geçirilmesi mümkün olan bir kurum olmaktan çıkarılmasını sağlamaktır. Onun için bu mücadeleyi veriyoruz. Kim olursa olsun."

- Ankara ve İstanbul'daki terör saldırıları

Ankara ve İstanbul'daki terör saldırılarına ilişkin yeni bilgilerin olup olmadığı sorusuna Kurtulmuş, çok büyük oranda meselenin arkasındaki gerçeklerin ortaya çıktığını söyledi.

Bunların önemli bir kısmının kamuoyuyla paylaşıldığını dile getiren Kurtulmuş, bundan sonra ortaya çıkacak herhangi bir bilgi olursa hiç tereddütsüz kamuoyu ile paylaşacaklarını ifade etti.

Brüksel'e "terör" konusunda gösterilen hassasiyetin Ankara ve İstanbul'a aynı şekilde gösterilmediğinin hatırlatılmasının ardından, "Brüksel'deki patlamanın ardından bugün Fehriye Erdal'ın bazı görüntülerinin basına sızmış olması, Adalet Bakanı'nın bazı açıklamaları var. Bu yönde yeni bir gelişme olacak mı?" şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin terör konusundaki temel tezlerinin ne kadar doğru, ne kadar can alıcı olduğunun ortaya çıktığını söyledi.

"Teröristin, size yakını bana yakını olmaz. Teröristlerin hepsi insanlık suçu işliyorlar. Terörizm, bizatihi insanlığa karşı düşmanlıktır. Terörizmin dini, mezhebi, meşrebi, haysiyeti, onuru hiçbir şeyi olmaz" açıklamasını yapan Kurtulmuş, bazı batılı ülkelerin hep bir yanlışın içine düştüğünü ifade eti.

Kurtulmuş, terörün bu insafsızlığı konusunda Türkiye'nin ortaya koyduğu tezin bir kere daha ortaya çıktığını belirterek, şunları söyledi:

"Bu terörist iyidir, bu kötüdür' derseniz, bu bumerang gibi bir şey. Bir müddet sonra gelip sizi vurmaya başlıyor. 11 Eylül oldu, dünyanın en iyi korunan ikiz kuleleri çökertildi. Londra metrosunda bomba patlatıldı, Paris'te eş zamanlı olarak sekiz yerde birden terör saldırısı oldu. Brüksel havalimanı, Avrupa'nın yine en iyi korunan havalimanlardan birisi. Orada terör saldırıları oldu. Yani, 'Terör nasılsa bana dokunmuyor, uzakta bir yerlerde duruyor' derseniz ya da terör örgütlerini 'Nasılsa Asya'nın, Afrika'nın Ortadoğu'nun bol sayıda, mebzul miktarda insanlarını yok ediyor, bize ne?' diye umursamaz davranırsanız ya da 'Terör örgütlerinin bir kısmından istifade ederiz' diye düşünürseniz, gelip bumerang gibi sizi vuruyor. Dolayısıyla burada terör örgütlerine karşı dünyanın bir insanlık cephesinde buluşması lazım. Buluşmak mecburiyetindedir."

- "Çifte standartlılık artık terörle mücadelenin kaldıramayacağı bir şeydir"

Terör örgütlerinin istedikleri silahlara ulaşabildiğine dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Dünyanın dört bir tarafından toplanmış insanlar, Allah aşkına bu kadar büyük ölüm silahlarını nereden buldular? Bu insanlar zaten kendi hayatlarını ekonomik koşullar itibarıyla idame ettirmekte zorluk çekiyor. Bu insanların eline 10 binlerce, 100 binlerce dolarlık ölüm silahlarını kimler verdi? Nasıl verdi? Belçika havalimanındaki istihbaratı aşarak birisinin orada bomba patlatması demek, Belçika istihbaratından daha güçlü bir istihbarata sahip oldukları anlamına gelir. Demek ki bu üç-beş adamdan oluşan bir terör örgütü bu istihbarata sahip olamayacağına göre başka birileri buradaki saldırıyı, Ankara ve İstanbul'daki saldırıyı düzenleyenlere çok önemli istihbarat bilgileri, lojistik bilgiler verdiler. Böyle baktığımız zaman herkesin samimi olması lazım. Çifte standartlılık artık terörle mücadelenin kaldıramayacağı bir şeydir."

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Cizre'de yaptırdığımız bir kamuoyu yoklamasında, Cizre halkının büyük bir kısmı operasyonlara destek veriyor, yüzde 80'in üstünde bir kısmı 'Tekrar geri döneceğim' diyor" ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, TGRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Brüksel'deki terör saldırılarına ilişkin Kurtulmuş, samimi olunması gerektiğini belirterek, Türkiye tarafından açık şekilde "Biz, terörle mücadele konusunda herkesle samimi işbirliğine açığız" denildiğini aktardı.

Kurtulmuş, Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüğü örgütleri, birtakım ülkelerin aynı şekilde görmediğinin aşikar olduğunu vurguladı.

Türkiye ile stratejik ittifakı olan ya da dostluk ilişkisinde bulunan ülkelerin açık ve samimi şekilde davranmalarını beklediklerine işaret eden Kurtulmuş, Türkiye'nin hassasiyetlerine saygı duyulması çağrısında bulundu.

Numan Kurtulmuş, "Bu hassasiyeti göstermiyorsanız, Türkiye'ye karşı açıktan savaşan gruplara karşı siz, 'özgürlük savaşçısı' ya da başka bir şey derseniz bu çok açık bir siyasi korumadır" dedi.

- "Türkiye, 'teröre mahkum olmuş bir ülkeymiş' gibi gösterilmesini doğru bulmuyoruz"

ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon), İzmir, Muğla, Adana'da görevli askeri personelin yakınlarından bölgeden ayrılmalarını istemesiyle ilgili değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, Kurtulmuş, terörün ne kadar hassas ve kuşkulu bir ortam oluşturduğunun ortada olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, Türkiye olarak bütün sorumluluğun yerine getirildiğini kaydederek, "Bütün birimler en büyük hassasiyetle işlerini takip ediyor. Birbirini hiç tanımayan hücrelerin, hatta birbirleriyle hiç tanışmamış insanların bile bu terör eylemlerinde bir araya gelmesi, hatta ideolojik olarak birbirinden çok farklı örgütlerin birbirleriyle işbirliği yaparak işlerini kolaylaştırdığı çok sayıda örneklerle karşı karşıyayız. Dolayısıyla gerçekten kuşkulu bir ortam vardır ama bu sadece Türkiye'ye has bir şey değildir, bütün dünyaya has bir durumdur. Çok abartılı bir şekilde sanki Türkiye, gerçekten 'bütünüyle teröre mahkum olmuş bir ülkeymiş' gibi gösterilmesini doğru bulmadığımızı bir kere daha ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Sokağa çıkın, esnafa selam verin" sözlerinin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, Türkiye'de terör örgütlerinin, vatandaşın içine kapanmasını ve hükümetin vaat ettiği işleri yapmasının engellenmesini istediğine dikkati çekti.

Kurtulmuş, ülkede günlük hayatın sürdürüleceğine işaret ederek, "Terörün, Türkiye'nin üzerinde bu kadar abanmış olmasının en temel nedeni burası. İstiyorlar ki teröre destek veren çevreler, Türkiye güçlü bir Türkiye olmasın. Türkiye, milletiyle devleti bütünleşmiş bir şekilde yoluna devam etmesin, Türkiye'de halk el ele kol kola büyük bir gelecek hayalinin peşinde koşmasın. Eğer Türkiye, elini açıp üç beş kuruş dilenirse Türkiye'den iyisi yok" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin ne zaman bir istikamette yoluna iyi bir şekilde devam ederse birtakım huzursuzlukların başlatıldığını bildiren Kurtulmuş, esas hedefin Türkiye olduğunu vurguladı.

- "Terör örgütleri ilk sefer Türkiye'de şehir savaşı veriyor"

Kurtulmuş, "22 Temmuz'dan itibaren Türkiye'nin sistematik bir şekilde terör örgütlerinin kuşatması altında olduğuna" yönelik sözlerinin hatırlatılarak, bu durumun devam edip etmediğinin sorulması üzerine, "Tabii ki devam ediyor. Hep beraber bu ülkenin bütün yurtsever ve vatansever unsurları teröre karşı hangi partiden olursa olsun, hangi hayat tarzını benimserse benimsesin bu ülkenin bütün yurtseverleri, hepimiz aynı dava etrafında bütünleşeceğiz. Önce terör örgütlerine karşı samimi, açık yürekli ve 'ama, fakat' diye çekince ortaya koymadan mücadelemizi ortaya koyacağız" karşılığını verdi.

Yüksekova, Nusaybin ve Şırnak merkezde polis ile askerin omuz omuza mücadelesinin devam ettiği belirtilerek, bundan sonraki sürecin sorulması üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Başından itibaren hiçbir konuda ne Cizre'de ne Silopi'de ne de Sur'da bir takvim vermedik, bu doğru da değil. Burada tabii terör örgütleri ilk sefer Türkiye'de şehir savaşı veriyor. Kobani ve Kuzey Suriye'de aldıkları eğitimle de profesyonelleştikleri görülüyor. Ama buna mukabil, Türkiye'de güvenlik kuvvetlerimizin ilk sefer ortaya koyduğu son derece etkin çalışmalar var. Gerçekten -asker, polis, özel harekat- farklı güvenlik birimleri omuz omuza çok büyük koordinasyonla mücadeleyi sürdürdü."

Kurtulmuş, ayrıca istihbarat paylaşımına da son derece büyük bir koordinasyonla devam edildiğini vurguladı.

Güvenlik kuvvetlerinin çok ciddi şekilde, teröristle sivil vatandaşı ayırmasını bildiklerinin altını çizen Kurtulmuş, "Biz meseleye sadece güvenlik açısından bakmıyoruz. Mesela Cizre'de yaptırdığımız bir kamuoyu yoklamasında, Cizre halkının büyük bir kısmı operasyonlara destek veriyor, yüzde 80'in üstünde bir kısmı 'Tekrar geri döneceğim' diyor. Bu güvenlik meselesi inşallah hızlı bir şekilde sağlanır, Yüksekova, Nusaybin ve Şırnak için de söylüyorum. İnşallah bütün bu yerleşim yerlerini eskisinden daha güzel hale getirerek yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Anayasa konusunda kimseyle kirli, pasaklı, kapalı bir pazarlığın içerisinde asla olmayız. Çünkü anayasa AK Parti'nin anayasası değil, milletin anayasası olacak" dedi.

Kurtulmuş, TGRT Haber'de canlı yayınlanan "Neler Oluyor?" programında gündemi değerlendirdi.

Sur ve Silopi'nin yeniden inşasıyla ilgili dün akşam Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaşanan tartışmalara ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, bu konuda çok ciddi bir algı operasyonunun yürütüldüğünü söyledi.

Konuyla ilgili bakanlarla birlikte ilçelere ait bütün haritaları önlerine koyarak, bir koordinasyon toplantısı yaptıklarını belirten Kurtulmuş, daha sonra da Bakanlar Kurulu'nda da bütün bu ilçelerle ilgili çalışmalar yapıldığını kaydetti.

"İnşallah terörün yakıp yıktığı, taş taş üstüne koymadığı, insanlarımıza hayatı zehir ettiği bu ilçelerimizde, bu yerleşim yerlerinde hayatı eskisinde daha güzel hale getireceğiz" diyen Kurtulmuş, Cizre'de, Sur'da ve Silopi'de bir çok çalışmanın yapıldığını belirtti.

Kurtulmuş, "Cizre, Sur ve Silopi'deki vatandaşlarımız şundan emin olsun, hiçbir şekilde hiçkimsenin malına, mülküne bir ziyan gelmeyecek, evleri yakılmış, yıkılmış olan insanlara huzur içinde oturabilecekleri yerleri vereceğiz, kısa bir sürede" diye konuştu.

"Vatandaşın malına, mülküne el konulacak" şeklindeki dedikodunun doğru olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, hiçkimsenin hak kaybı yaşamayacağına dikkati çekti.

- "Sur'un yeniden imarında TOKİ'nin hiçbir fonksiyonu olmayacak"

Kurtulmuş, "Oradaki tarihi binalar, tarihi doku yok edilecek" propagandasının yapıldığını belirterek, HDP'li İdris Baluken'in "Gayri müslim vatandaşlarımızın ibadethanelerini devlet yıkıyor" iddiasının da yanlış ve yalan bir propaganda olduğunu söyledi.

Sur'un tarihi bir yapıya sahip olduğunu kaydeden Kurtulmuş, Sur'un Anadolu'nun en önemli kültür merkezlerinden biri olduğunu ifade etti.

Sur'da yapılacak bütün çalışmaların 2012 yılında onaylanmış imar planı çerçevesinde yapılacağını belirten Kurtulmuş, "TOKİ'nin Sur'da tarihi dokunun içerisinde hiç bir işi yok, onu da açık söyleyeyim" değerlendirmesini yaptı.

"PKK, TOKİ'nin bölgede özel olarak görevlendirildiğine ilişkin bir rapor yayınladı, TOKİ de hedefte mi?" soruna Kurtulmuş, "İyi yapılan her şeye karşı çıkıyorlar, zaten şu anda TOKİ Diyarbakır'da başka yerlerde çok sayıda ev yaptı, yapıyor. Bölgede Güneydoğu Anadolu'da bir çok yerde ev yaptı, yapıyor ama şunu çok net söylüyorum, Sur'un yeniden imarı konusunda TOKİ'nin hiçbir fonksiyonu olmayacak, tarihi binalar tek tek korunacak" şeklinde cevap verdi.

"Nusaybin'de biraz zorlanılıyor mu?" sorusu üzerine Kurtulmuş, Nusaybin'de daha önceki yerdende ders çıkararak, önemli bir tahkimat yapıldığının anlaşıldığını dile getirdi.

Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Burada hem sivillere zarar verilmemesi hem de kayıplarımızın mümkünse hiç olmaması ya da milimize edilmesi bakımından böyle adım adım ilerleniyor. Cizre'de de ilk zamanlarda böyle oldu ama sonunda etkili bir mücadele ile temizlenmiş oldu. Türkiye Allah'ın izni ile bu durumdan çıkacaktır, bu arızi bir durum, terör örgütleri tamamiyle hareketsiz hale getirilip, memleketimiz terör örgütlerinden temizlenene kadar bu mücadele sürdürülecek."

Cuma günü Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Sur'a gideceğinin anımsatılması üzerine Kurtulmuş, yarın Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı ile Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'ın Sur'a gideceğini, ilçeye yapıcak çalışmaların oradaki paydaşlarla görüşüleceğini aktardı.

Kurtulmuş, "Sur çok önemsediğimiz bir yer, Türkiye'nin kalbi olan kültürel bakımdan en önemli yerleşim yerlerinden birisi. Binlerce yıllık geçmişe sahip olan, peygamberler şehri olan bir yer dolayısıyla buradaki kültürel yapının yeniden canlandırılması, cıvıl cıvıl hale getirilmesi için ne gerekiyorsa yapılacak" dedi.

Pazartesi günü Bakanlar Kurulu'nun Şanlıurfa'da toplanması konusuna ilişkin Kurtulmuş, tam tarihinin belli olmadığını, Bakanlar Kurulu'nun yılda birkaç kez başka illerde yapılabileceğini belirtti.

- "Tayyip Erdoğan bir dünya lideridir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her ABD'yi ziyaretinde ABD Başkanı Barack Obama ile görüşüp, görüşmeyeceği söylentilerine ilişkin Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Bu sözler şu aslında, 'Tayyip Erdoğan önemsiz bir adamdır' propagandasını yapmak için bunları yapıyorlar. Hayır, Tayyip Erdoğan bir dünya lideridir, Türkiye'nin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanıdır, Türkiye'nin lideridir ve bu çerçevede gittiği her yerde itibar görür. Tayyip Erdoğan'ın siyasi gücü ya da Türkiye'nin siyasi olarak itibar görüp, görmemesi falanca ülkenin liderinin hangi sıklıkla görüştüğüyle alakalı değildir ama bizdeki bu beylerin zihni ters çalıştığı için isterler ki Türkiye hiçbir yere gitmesin, Türkiye'ye de kimse gelmesin."

"Miami'de tutuklanan Rıza Sarraf'la ilgili Türkiye'den ABD bir belge istedi mi?" sorusuna ise Kurtulmuş, "Hayır, hiçbir bilgi, belge istenmedi, devam eden dosya, açılmış olan dosya söz konusu ülkede, söz konusu şahısla ilgili devam eden hukuki bir süreçtir, Türkiye ile ilgili bir süreç değildir" cevabını verdi.

- İlk hedef yeni bir anayasa taslağını Meclis'e göndermek

Yeni anayasaya ilişkin Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Diğer partilerle uzlaşarak, yeni bir anayasa taslağını Meclis'e göndermeyi ilk hedef olarak kabul ederiz. Bunun için de samimi olarak diyolaga açık olduğumuzu bir kere daha ifade etmek isterim ancak bunu diğer partilerle müşterek olarak yapamayacaksak o zaman kendi anayasa taslağımızı parlamentoya sunarız, inşallah 367'yi buluruz, bulamazsak 330'u buluruz ve millete gideriz. Anayasa konusunda kimseyle kirli, pasaklı, kapalı bir pazarlığın içerisinde asla olmayız. Çünkü anayasa AK Parti'nin anayasası değil, milletin anayasası olacak."

AdminAdmin