Politika
Giriş Tarihi : 29-11-2011 11:27

DERSİM İSYANCILARININ PKK'DAN FARKI YOK

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Dersim olaylarının Başbakan Tayyip Erdoğan’ın savunduğu gibi bir katliam değil ayaklanma olduğunu savunarak, bugünün PKK’sı KCK’sı neyse Dersim kalkışmasına tevessül edenlerin de aynı olduğunu söyledi. Bahçeli, “Sayın Başbakan eğer biraz onurun, merhametin ve şerefin varsa bu iftirandan dolayı özür dilersin ve sözünü geri alırsın” dedi.

DERSİM İSYANCILARININ PKK'DAN FARKI YOK

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Dersim olaylarının Başbakan Tayyip Erdoğan’ın savunduğu gibi bir katliam değil ayaklanma olduğunu savunarak, bugünün PKK’sı KCK’sı neyse Dersim kalkışmasına tevessül edenlerin de aynı olduğunu söyledi. Bahçeli, “Sayın Başbakan eğer biraz onurun, merhametin ve şerefin varsa bu iftirandan dolayı özür dilersin ve sözünü geri alırsın” dedi.

MHP lideri Bahçeli partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. MHP Siyaset Okulu öğrencilerinin ve çok sayıda il ilçe başkanının da katıldığı grup toplantısında Bahçeli’nin ana gündemi Dersim tartışmaları oldu. Konuşmasına Muharrem ayına girilmesi nedeniyle Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit olduğu olayı hatırlatarak başlayan Bahçeli, “Hz. Hüseyin; cesaretiyle, asaletiyle, haksızlıklara kafa tutan şanlı mücadelesiyle inananların ufkunda hiç sönmeyecek manevi bir pırıltı olmuştur. Şüphe etmeyiniz ki; peygamberimizin aziz torununu iktidar amacı uğruna şehit eden kanlı eller, dünya durdukça nefretle ve lanetle hatırlanacak, vicdanlarımızda, küfrün ve kötülüğün uzantıları olarak mahkum edileceklerdir” dedi. 17-21 Kasım’da yaptığı Almanya ziyaretine değinen Bahçeli, Neo-nazi cinayetlerini kınadı, “Mavi Marmara’da dokuz vatandaşımızın katledilmesine haklı olarak tepki gösteren Başbakan Erdoğan tutarlılık gereğince; Almanya veya herhangi bir Avrupa ülkesindeki kardeşlerimize yönelik menfur saldırılara da aynı oranda karşılık vermeli” dedi.

-“KARDEŞLİĞE DEĞİL AYRIMCILIĞA PRİM VERİLİYOR”-

Başbakan Erdoğan’ın, “Nice dokunulmaz konu vardı, biz hepsine dokunduk” beyanını hatırlatarak Dersim olaylarıyla ilgili tartışmaları değerlendiren MHP lideri Bahçeli, dokunulmaz, konuşulmaz olarak nitelendirilen her meselenin açıldığı kapının Cumhuriyet olduğunu savundu.

Türk milletinin geçmişinde imparatorluk süreci dahil utanacağı, sıkılacağı ve anlatamayacağı herhangi bir nokta olmadığını söyleyen Bahçeli, AKP ve CHP’nin çok nazik meseleleri kaşımaları, eski defterleri yeniden açmalarının kimseye yarar getirmeyeceğini savundu. Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı belgelerin kardeşliğe değil ayrımcılığa prim verdiğini kaydeden Bahçeli, “Dersim isyanı, ayaklanmasının savunulması adına AKP ile CHP tepişircesine birbirine sataşmakta ve sanal gündemle ülkenin gerçek meselelerini kapatmaya uğraşıyor” dedi.

-BAŞBAKAN’A ÖZÜR ÇAĞRISI-

Dersim konusunun aydınlatılması için siyasiler değil milli vicdanlarını ipotek ettirmemiş aydınların konuşmasını isteyen Bahçeli, Londra, Moskova, Washington ve Paris’teki arşivlerin de açılarak kimin kiminle sarmaş dolaş olduğunun, ne gibi senaryolara destek verildiğinin ortaya çıkartılmasını istedi. Dersim olaylarının Başbakan Erdoğan’ın sunduğu gibi bir katliam değil, apaçık bir ayaklanma olduğunu savunan Bahçeli şunları söyledi:

“Düşünebiliyor musunuz; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, kendi tarihimizdeki bir isyana katliam diyebilmektedir. Sayın Başbakan eğer biraz onurun, merhametin ve şerefin varsa bu iftirandan dolayı özür dilersin ve sözünü geri alırsın. Hele hele huzurlarında bu yalanı ve temelsiz suçlamayı dile getirdiğin kendi partinin il başkanlarından helallik alırsın.”

-“KCK NEYSE DERSİM DE O”-

Dersim vakasının bir isyan girişimi ve Türk devletinin egemenlik haklarına küstahça meydan okuma olduğunu kaydeden Bahçeli, “Bugünün PKK’sı, KCK’sı neyse, Dersim kalkışmasına tevessül edenler de aynısıdır. Bu zaman diliminde bölücü teröre karşı alınan tedbirlerin, yapılan operasyonların özrünü gün gelecek birileri de dileyecek midir” diye sordu.

-“HADLERİ BİLDİRİLDİ, GEREKİRSE YİNE BİLDİRİLİR”-

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında kendi varlığına, devlet olmaktan kaynaklanan haklarına ve yetkilerine el ve dil uzatan kanlı niyetlere haddini bildirdiğini ve gerekirse yine bildireceğini söyleyen Bahçeli, Tunceli ilinin de Cumhuriyet öncesi sonrasında vahim ve son derece düşündürücü olayların merkezinde yer aldığını ifade etti. O dönem itibariyle, otorite ve nüfuzlarının kırılacağı, aşiret yapılanmasının bozulacağı endişesine kapılanların başında isim vermeden “Dersim’in elebaşlarından birisi olan bölücü şahsiyet” diyerek Seyit Rıza’nın olduğunu ifade eden Bahçeli, “Batı’nın kışkırtmalarına kucak açanların, yabancılara aman dileyerek yardım talebinde bulunanların, Tunceli’yi özerk ve dokunulmaz bir yer haline getirme aymazlığına soyunanların bugünlerde alkışlanması hazin olduğu kadar da utanç vericidir” dedi.

-“ALEVİ KARDEŞLERİM BU AŞAĞILIK SÜRECİN DIŞINDADIR”-

Tuncelili vatandaşları ve Alevi kardeşlerini bütün bu aşağılık sürecin dışında tuttuğunu vurgulayan Bahçeli, “Onların pırlanta gibi geçmişlerini, isyanla bağdaştırmaya çalışmanın büyük bir densizlik ve ahlaksızlık olduğunu duyurmak isterim” dedi.

-“DEVLETİN BEKASI İÇİN ACI DA OLSA…”-

Devletin esenliği ve bekası için bugün onaylanması zor da olsa kendi devrindeki şartlar gereğince makul karşılanabilecek bir dizi önlemin acı da olsa alındığını kaydeden Bahçeli, “Kurulu düzene ve meşru yönetime karşı silahlı eylem ya da saldırılar dünyanın her tarafında aynı isimle ve yaklaşımla değerlendirilmektedir ve bunun da ismi elbette ayaklanmadır, failleri de haindir” dedi.

-“İSYANIN BAŞI HAMDOLSUN EZİLDİ”-

AKP, CHP ve yanlarında saf tutmuş Cumhuriyet karşıtlarının isyancıların çetelesini tutup haklarını savunurken, Dersim isyanına giden süreci kasıtlı bir şekilde görmezden geldiğini ileri süren Bahçeli, “İster vicdanen, ister ahlaken, isterse de hukuken değerlendirilsin Tunceli’deki tahrikler Türk milletinin huzuruna, bağımsızlığına ve taşıdığı ruha hakarettir ve bunun için de isyanın başı hamd olsun ezilmiştir” dedi. Bahçeli havaalanı isimlerinin değiştirilme teklifleri ve Mustafa Kemal Atatürk’e uzanan ithamları da şiddetle ret ve telin etti.

-AKP-CHP ÖZÜR KOALİSYONU-

Başbakan Erdoğan’ın “eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve böyle bir literatür varsa ben özür dilerim ve diliyorum” sözlerine “Türk devlet geleneğinde böyle bir literatür yoktur. Böyle bir melanet ve rezalet hiçbir dönemde vuku bulmamıştır. Bu şekildeki bir pespayelik ve kifayetsizlik ancak seninle görünür olmuştur” diye tepki gösteren Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “devlet adına Cumhurbaşkanı özür dilesin” sözlerine de ‘Özür’ koalisyonu bu şekilde kurulmuş ve saflar iyice belirginlik kazanmıştır. Merakımız, bundan sonra daha hangi meselelerle ilgili özür dileneceğidir” dedi.

-DERSİM OLAYLARININ AÇIKLIĞA KAUŞTURULMASI İÇİN ÜÇ ÖNERİ-

Dersim tartışmalarında sergilenen davranışların milletin kardeşliğini değil fitnenin kökleşmesini sağlayacağını savunan Bahçeli, “İstiklal mahkemeleri konusundaki tartışmalar ve arayışlar da bu kapsamda görülmelidir. Hukuka darbe vuran, mahkemeleri siyasi baskı altına alan, haksız yere insanları cezaevine sokan bu zihniyetin, kuruluş yıllarının olağanüstü yargılama anlayışından rahatsız olması traji komik bir durumdur. Bırakalım tarihçiler, bilim insanları bunlarla ilgili değerlendirmelerini kendi mecralarında yapsınlar, objektif neticelere ulaşsınlar” dedi.

Atatürk Dil ve Tarih Kurumu, üniversiteler ve tarih alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının bu tartışmalarda sessiz kalmasını eleştiren Bahçeli, Dersim olaylarının açıklığa kavuşturulması için üç öneride bulundu. Bahçeli önerilerini şöyle sıraladı:

“Acilen ve kısa süre içinde bir ‘Tarih Şurası’ toplanmalıdır. Bu Şura’da yer alan objektif ve araştırmacı niteliğe haiz değerli tarihçilerden kurulan bir heyete, devletin her türlü imkanı sunulmalı, başta Genel Kurmay Arşivi, TBMM tutanakları, Cumhuriyet arşivi olmak üzere bilgi ve belge edinecekleri tüm kapılar açılmalıdır. Aynı zamanda araştırma ve incelemelerde bulunmak üzere; Rus, Birleşik Krallık ve Fransız arşivlerine girmeleri de sağlanmalı ve her türlü destek verilmelidir.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İngiltere ziyaretinde Başbakanın ayağına gittiğini belirterek, “Türk milletini temsil eden Gül’ün bu tercihi milletin saygınlığı ve devletimizin itibarı açısından yaralayıcıdır” dedi.
MHP lideri Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Gül’ün Birleşik Krallığa ziyaretini değerlendiren Bahçeli, özellikle Dersim isyanının tartışıldığı ve Suriye’de suların iyice ısındığı bir dönemde bu ziyaretin dikkat çekici olduğunu söyledi.

Geziden saraylardaki iltifatlar, şatafatlı karşılamalar, verilen hediyeler, giyilen franklar, takılan şövalye nişanları, gerçekleştirilen kadetral ziyaretleri, tokuşturulan kadehlerin kaldığını ifade eden Bahçeli, “Sayın Gül’ün, Birleşik Krallık Başbakanı’nın ayağına kadar gitmesi ve makamında onu ziyaret etmesi doğru ve sineye çekeceğimiz bir gelişme değildir” dedi. Bahçeli şöyle devam etti:

“Türk devletini temsil eden Sayın Gül’ün bu tercihi, milletimizin saygınlığı ve devletimizin itibarı açısından yaralayıcıdır. Bütün ayrıntılarının düşünülmesi gereken bu ziyaret sırasında, böylesi bir durumun anlık ve olağanüstü gerçekleştiğini söylemek çok zordur. Türkiye’de, Suudi Kralı’nın ayağına gidenlerin, bunu başka bir yabancı yöneticiye de tekrarlamaları kendileri bakımından sorun teşkil etmeyebilir. Ancak Türk milletini temsil ettikleri sürece, taşıdıkları sorumlulukların manasına ve derin sırrına vakıf olmaları çok büyük önemdedir.”

Cumhurbaşkanı Gül’ün Birleşik Krallıkla Türkiye’nin ezelden ebede bir dostluk ilişkisi içinde bulunduğu yönündeki sözlerinin doğruları ve tarihi hadiseleri karartmaktan başka bir anlama gelmediğini savunan Bahçeli, “Eski hâkimiyet havzalarımızdaki isyanları ve bağımsızlık hareketlerini organize eden, gizli antlaşmalar vasıtasıyla topraklarımızı ittifak içindeki devletlerle bölüşen ve içinde bulunduğumuz bölgede istikrarsızlığın kök salmasını sağlayan bu ülkeden Türk milletinin alacağı ve öğreneceği bize göre hiçbir şey yoktur” dedi.

-AKP’NİN SURİYE’DEKİ GİZLİ GÜNDEMİ-

Saraylardaki ağırlanma, masalları andıran takdimlerin rastlantı olmadığını ileri süren Bahçeli, bu ziyaretlerin Ortadoğu’daki gelişmeler açısından değerlendirerek şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı Gül’ün Suriye konusunda, “en kötü senaryoya hazırlıklıyız” ibaresi AKP’nin gizli gündemini ve BOP’un gerçekleşmesi için neleri yapabileceğini iyi bir şekilde özetlemiştir. Başbakan Erdoğan; tıpkı Mısır, Libya liderlerine aşama aşama getirerek olgunlaştırdığı “görevden çekil” ihtarını bu defa da Suriye için kullanmaya başlamıştır. Bununla da yetinmemiş, Kaddafi’nin akıbetini hatırlatarak insanlık dışı vahşi saldırıları neredeyse koz olarak kullanan bir kırılmanın dibine yuvarlanmıştır. Ne hikmetse, Başbakan’ın bu yıpratma taktiğinden hemen sonra, Batı’nın bombaları komşu coğrafyalara atılmış, muhalif unsurlar silahlandırılarak iç savaşın çıkması sağlanmıştır. Endişemiz, Libya muhalefetine ev sahipliği yapan AKP’nin, şimdi de Suriyeli yönetim karşıtlarına destek vermesiyle milletimizi şiddet sarmalının doğrudan tarafı haline getirecek olmasıdır. Üzülerek görüyoruz ki, Türkiye değişkenleri hızla sabitlenen bir denklemin içindedir ve çatışma dinamikleri bir bir harekete geçmektedir. Bunun sonucunda başkalarının içişlerimize müdahalesi, iç dengelerimizle oynamaları çok kolay hale gelecektir.”

-DERSİM TARTIŞMALARI İLE DIŞ ZİYARETLERDEKİ ORTAK NOKTA-

İran’ın tehditleri ve ‘ilk Türkiye’yi vururuz’ açıklamaları, Rusya’nın, füze savunma sistemiyle ilgili sert tedbirleri ve Mısır’ın Tahrir Meydanındaki son gelişmeleri hatırlatan Bahçeli, “Çember daralmakta, süreç kısalmaktadır. Bölgemizde neye mal olacağı az çok belli olan bir istikrarsızlık ve kanlı çekişmenin göbeğine Türkiye hızla itilmektedir. Başbakan Erdoğan ya bu süreçte Türkiye’yi tasfiye edecektir, ya da Türk milleti buna fırsat vermeden kaderine sahip çıkarak bu siyaset karaborsacısına dersini verecektir” dedi.

Bahçeli, “Dersim isyanı bağlamında yürütülen kampanyanın ve kutuplaşmanın; geçmişimizin masaya yatırılarak tarumar ve taciz edilmesinin, dış ziyaretlerin belli bir takvim ve plan dâhilinde yürütülmesinin arkasında ve önünde gizli hesaplar olduğu gözden uzak tutulmamalıdır” uyarısında bulundu.

Bir firma düşünün; şirketinizin profesyonel anlamda her türlü gereksinimde yanınızda olsun...'Lojistik Kurye' hizmetleri ile, her türlü iletinizi; taahhüt edilen zamanda, yerine ulaştırsın...Yetmesin; üretiminizin, hizmetinizin; aynı dağıtım ağı ile, ulaşacağı yerlere, eksiksiz ve yine taahhüt edilen zamanda ulaşmasını sağlasın...Yine yetmesin, her türlü web tasarımınızı; en son tekniklerle; tüm dünya ile paylaşsın, yeni doğacak ekranınıza siz bile şaşırın...Yetmesin, her türlü araç kiralama ve benzeri ihtiyaçlarınızda; yine oldukça profesyonel bir mantık ve süreç çerçevesinde, bu ihtiyacınızı da eksiksiz yerine getirsin...Böyle komplike bir şirket, olsa olsa; genç ve girişimci işadamı Yaşar Karakelle'nin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı YKK HAN GRUP olabilir...www.ykkhangrup.com


 

Metin BOSNAKMetin BOSNAK