AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir'de AKP İl Başkanlığı'nda konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"FATURAYI KENDİMİZE KESECEĞİZ"
Bazı yerlerde hedeflerimizin gerisinde kalmışsak, bir çok belediyeyi kaybettiysek, bunun faturasını millete değil, kendimize keseceğiz. Demek bir yerde yanlışımız var. Şahsımdan başlayarak, il ilçe teşkilatları kadın ve gençlik kolları hatta üyelere kadar muhasebeyi böyle yapmalıyız. Milletimize her alanda çok daha iyi hizmetler vermeliyiz. Sorumluluğumuzdaki bakanlıklarla ülkemizi en iyi şekilde yönetmeliyiz. Milletimize huzur, güven ve refah içinde yaşayacağı bir ülke sağlamak en önemli vazifemizdir.
"HANİ CUMARTESİ ANNELERİ VARDI YA..."
Milletimizin her kesimine sahipsiz olmadığını hissettirmeliyiz. İstanbul başta olmak üzere çeşitle belediyelerden işten çıkartılan insanların feryatlarını duyuyoruz. Tam tersi olsa gökkubeyi bizim üzerimize yıkmak isteyeceklere bakıyoruz. En ufak bir ses çıkarmıyorlar. Bunlar gelir gelmez işçileri işyerlerinden çıkarmaya, kapıların önüne koydular. Aynı şekilde Diyarbakır'da analar evlatlarını bölücü örgütün elinden kurtarmak için destansı bir mücadele veriyor. İnsan hakları diyerek her fırsatta ortalığı ayağa kaldıranlardan en küçük bir ses seda duydunuz mu, yok. Hani vardı ya Cumartesi anneleri... Kıyamet kopuyor muydu? Kopuyordu. O zaman oraya gelen sanatçılar, şimdi evlatları dağa kaçırılan annelerin yanına uğradılar mı? Üstelik dalga geçiyorlar. Bu iki yüzlüler işçileri, anaları yalnız bırakıyor diye biz de geri duracak değiliz. Taksim'de 12 ağacın yeri değişti diye ortalığı ayağa kaldırdılar. Geziciler ormanlar yakılırken sesleri çıkıyor mu? Bizler kimin çevre dostu olduğunu milletimize anlatmamız lazım. Bu HDP denilen partinin nasıl bir parti olduğunu, PKK'ın bu partinin arkasında ne emelleri olduğunu anlatmamız lazım.
İdlib'de sorunlar yaşanıyor. İdlib'de yaşanan sorunları tek başımıza yüklenmeyeceğimizi Avrupa ve Dünya'ya açıkça ilan ettik. Dedik ki ya bu yükü paylaşacaksınız, paylaşmamanız halinde kapıları açarız. Şu ana kadar 40 milyar dolar gibi bir rakamı harcadık, AB'den AFAD'a gelen destek 3 milyar euro. Türkiye 4 milyon mültecinin yükünü nasıl katlanacak. Kusura bakmasınlar burada oldu oldu, olmadı kapıları açmaktan başka çare yok. Hep biz mi düşüneceğiz biraz da onlar düşünsün. Suriyelilerden 350 binini bizim güvenli bölge hale getirdiğimiz yerlere yerleştirdik. Gelin bunları beraber yapalım dedik. İş buraya gelince ses yok. Biz bu adımı atmaya mecburuz. Güvenli bölge çalışmamızı tamamladığımızda en az 1 milyon insanı orada iskan etmeyi sağlayacağız
AK Parti'ye yönelik siyaset mühendisliği oyunlarına karşı uyanık olalım, asla saflarımızda gedik açılmasına izin vermeyelim.
